Hukuk Bölümü 2005/28 E., 2005/67 K.

  • GÖREVİNDEN ÇEKİLMİŞ SAYILAN DAVACININ, FİRAR SUÇUNDAN BERAAT ETMESİ NEDENİYLE GÖREVE İADE ÜZERİNE AÇIKTA GEÇEN SÜRELERE İLİŞKİN AÇILAN DAVA
  • 1076 S. YEDEK SUBAYLAR VE YEDEK ASKERİ MEMURLAR KANUNU [ Ek Madde 7 ]
  • 1602 S. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ KANUNU [ Madde 20 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY :

    Davacı, askerlik hizmetine sevk edildikten sonra, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görevli yedek subay öğretmen olarak ayrılmış ve Ağrı İl Milli Eğitim Müdürlüğünce Kavacık Köyü İlköğretim Okulu'na yedek subay öğretmen olarak atamasının yapılması üzerine 11.9.2000 tarihinde görevine başlamıştır.

    Ağrı İl Milli Eğitim Müdürlüğü müfettişlerince, teftiş ve denetim için 13.2.2001 tarihinde okula gidildiğinde, davacının okulda bulunmadığı, okulun kapalı olduğu, eğitim ve öğretimin yapılmadığı konusunda tutanak düzenlenmiş, bilahare, ilköğretim müfettişi tarafından, 1076 sayılı Kanuna tabi olan ve 4.11.2000 tarihinden itibaren görevine gitmeyen davacının firar suçunu işlediği, bu itibarla, öğretmenlikle ilişiğinin kesilmesinin önerilmesi üzerine 4.11.2000 tarihi itibariyle görevinden çekilmiş sayılmıştır.

    Davacı, Ağrı 12. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde firar suçundan dolayı yapılan yargılaması sonucunda beraatine karar verilmesi üzerine, 6.2.2004 tarihinde yeniden görevine başlamıştır.

    Davacı vekilince, müvekkilinin, davalı idare tarafından görevden çekilmiş sayılması nedeniyle 15.4.2001- 6.2.2004 tarihleri arasında maaş, ders ücreti, eğitim-öğretim ödeneği gibi hiçbir ödemeden ve özlük haklarından faydalanamadığından bahisle, 17.000.000.000.- lira maddi ve 3.000.000.000.- lira manevi olmak üzere toplam 20.000.000.000.- lira tazminatın, işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi ve açıkta geçirmiş olduğu sürelere ilişkin sicil intibakının yapılmasına karar verilmesi istemiyle, 12.7.2004 tarihinde genel idari yargı yerinde dava açılmıştır.

    ERZURUM 1. İDARE MAHKEMESİ; 8.10.2004 gün ve E:2004/1281; K:2004/887 sayı ile, Milli Savunma Bakanlığınca çıkarılmış bulunan Askerlik Yükümlülüğünü Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Emrinde Öğretmen Olarak Yerine Getirecekler Hakkında Yönetmeliğin bütün hükümleri birlikte ele alındığında, Milli Eğitim Bakanlığı emrinde yapılan öğretmenlik hizmetinin gerçekte askerlik yükümlülüğünün başka bir biçimde yerine getirilme esaslarını düzenlediği, kişinin asker kişi sıfatını saklı tuttuğu ve aylığa hak kazanmada ve parasal konularda askerlik yükümlüsü olan kişilere özgü düzenlemeleri içerdiğinin açıkça anlaşıldığı, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 20. maddesinden bahisle, olayda, tazminata konu dönem için gerek davacının asker kişi sıfatını taşımakta olması, gerekse dava konusu tazminatın askerlik hizmetinin yerine getirilmesine ilişkin bulunması nedeniyle uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının görev alanı dışında kaldığı, 1602 sayılı Yasa'nın 20. maddesi uyarınca Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin görev alanı içine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı vekili, aynı istekle bu kez, 29.11.2004 gününde askeri idari yargı yerinde dava açmıştır.

    ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ DAİRELER KURULU; 7.1.2005 gün ve E:2005/5; K:2005/2 sayı ile, Anayasa'nın 157. maddesi ile 1602 sayılı Kanun'un değişik 20. maddelerine göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmesinin gerektiği, görevli yargı yerinin belirlenmesi yönünden, idari işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığının tespiti için, işlemin konusuna bakılmasının icap ettiği, genel görevli idari yargı işlevini sürdürürken özel görevli Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin kurulmasının, 1602 sayılı Kuruluş Kanunu'nun gerekçesinde de belirtildiği gibi askeri hizmetin genel idari ölçülere göre farklı yapısı ve askeri hizmete ilişkin işlemlerin bu alanda uzman bir kurulca denetlenmesi ihtiyacından kaynaklandığı, eğer idari işlemin tesisinde, asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural, gerek ve gelenekleri öz önünde tutularak değerlendirilmiş ise, bu idari işlemin askeri nitelikli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu halde işlem askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durumun değişmediği, menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde görülmesi gerektiği, aksi halde yargı görevinin genel görevli idari yargıya ait olacağı, olayda, davacının yedek subay öğretmen statüsünde olması itibariyle asker kişi sayılması gerektiği, dolayısıyla asker kişiyi ilgilendirme koşulunun davada mevcut olduğu anlaşılmakla beraber, davacının Milli Eğitim Bakanlığınca sicil intibakı yapılmaması işleminin ve bu işlemden kaynaklanan zararlarının askeri açıdan değerlendirilecek herhangi bir yönünün bulunmaması karşısında, askeri hizmete ilişkinlik unsurunun mevcut olmadığının açık bulunduğu, bu nedenle, genel idari yargının görev alanına giren dava konusunun mahkemelerinin görevi dışında kaldığının görüldüğü, dolayısıyla, davada, askeri hizmete ilişkinlik unsuru bulunmadığından, genel idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M.Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z.Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve Celal IŞIKLAR'ın katılımlarıyla yapılan 10.10.2005 günlü toplantısında;

    1-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, genel ve askeri idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, askeri idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği, Başkanlıkça idari yargı dosyasının da ilgili mahkemesinden getirtildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II- ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un davanın çözümünde genel idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMİR ile AYİM Savcısı Hakan ATA'nın davada genel idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    KARAR : Dava, askerlik hizmetini Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yedek subay öğretmen olarak yapan davacının, görevden çekilmiş sayıldığı 15.4.2001 tarihi ile yeniden göreve başlatıldığı 6.2.2004 tarihleri arasına ilişkin maaş, ders ücreti, eğitim- öğretim ödeneği gibi maddi haklarının ödenmesi ve ayrıca manevi tazminata hükmedilmesi ve açıkta geçen sürelere ilişkin sicil intibakının yapılmasına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

    Anayasa'nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602 sayılı Yasa'nın 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin "asker kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

    1602 sayılı Yasa'nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

    İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden "askeri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte, menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde görülmesi gerekmektedir.

    1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu'na 3358 sayılı Kanun ile eklenen Ek 7. maddede, Milli Eğitim Bakanlığının ihtiyaç göstermesi ve Genelkurmay Başkanlığının uygun görmesi üzerine, yedek subay aday adayı olarak silah altına alınacaklardan, bu Bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görev yapanlar ile mesleği öğretmen olan ancak Bakanlık kadrolarında öğretmenlik görevine başlamamış bulunanlardan yeteri kadarının, temel askerlik eğitimini takiben Milli Eğitim Bakanlığı emrine verilecekleri; bu şekilde öğretmen olarak ayrılan ve göreve başlayan yükümlülere, 926 sayılı Kanun'da asteğmenler için tespit edilen aylık, ödenek, yardım ve tazminatların Milli Eğitim Bakanlığınca ödeneceği; bu yükümlülerin; öğretmenlik görevleri sırasında resmi elbise giyemeyecekleri, emsali yedek subaylar kadar hizmet yapacakları, hizmetlerinin askerlik şubelerinden sevk tarihinde başlayacağı, görev yerlerinin Milli Eğitim Bakanlığınca belirleneceği, hizmetlerinin sonunda asteğmen olarak terhis edilecekleri; bunlar hakkında firar, hava değişimi, izin tecavüzü, kısa süreli firar, kısa süreli izin tecavüzü, yoklama kaçağı, bakaya ve geç iltihak suretiyle bakaya kalmak suçlarından dolayı askeri ceza ve disiplin mevzuatı hükümlerinin uygulanacağı hususları kurala bağlanmıştır.

    Öte yandan, 1111 sayılı Askerlik Kanunu'na 3358 sayılı Kanun ile eklenen Ek 4. maddede er öğretmenlerle ilgili benzer düzenlemeye yer verilmiş ve Ek 5. maddede, 1076 sayılı Yasa'nın Ek 7. ve 1111 sayılı Yasa'nın Ek 4. maddelerinin uygulanmasıyla ilgili hususların, her iki bakanlıkça ( MSB ile MEB ) müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğine işaret edilmiştir.

    Anılan Yasa hükmü gereğince çıkarılan Askerlik Yükümlülüğünü Milli Eğitim Bakanlığı Emrinde Öğretmen Olarak Yerine Getirecekler Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesinde, 1076 sayılı Kanuna tabi olup temel askerlik eğitimlerini müteakip Milli Eğitim Bakanlığı emrinde öğretmen olarak görevlendirilenlerin hizmet süresinin emsali yedek subayların hizmet süresi kadar olduğu, bu sürenin askerlik şubelerinden sevk tarihinde başlayacağı, bunlardan görevleri sırasında usulüne göre öğretmenlik ile ilişikleri kesilenlerin, kalan hizmetlerini er olarak tamamlamak üzere kıtalara sevk edilecekleri ve bunlara ödenmekte olan aylık, ödenek, yardım ve tazminatların kesileceği; 14. maddesinde, 1076 sayılı Kanuna tabi yükümlülerden Milli Eğitim Bakanlığı emrinde öğretmen olarak görev yapmak üzere ayrılanlara,fiilen öğretmenlik görevine başladıkları tarihten itibaren 926 sayılı Kanunda asteğmenler için tespit edilen aylık, ödenek, yardım ve tazminatların Milli Eğitim Bakanlığınca ödeneceği belirtilmiştir.

    Bu açıklamalara göre, hernekadar, Milli Eğitim Bakanlığı uhdesindeki bir hizmetle görevlendirilmiş ve aylık, ödenek, yardım ve tazminatları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ödenmiş ise de, askeri disiplin ve ceza kurallarına tabi olan davacının, 1602 sayılı Yasa'nın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu kuşkusuzdur. Ancak, firar suçu işlediğinden bahisle 4.11.2000 tarihinde yedek subay öğretmenlik görevinden çekilmiş sayılan davacının, maddi ve manevi tazminata hatalı işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesi ve açıkta geçen sürelere ilişkin sicil intibakının yapılmasına karar verilmesi yolundaki isteği değerlendirilirken, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural, gerek ve gelenekler yönlerinden incelenmesi söz konusu olmadığından, ortada askeri hizmete ilişkin bir işlem bulunmamaktadır.

    Belirtilen durum karşısında, olayda Anayasa'nın 157. ve 1602 sayılı Yasa'nın 20. maddelerinde öngörülen, idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümü genel idari yargı yerinin görevine girmektedir.

    Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Erzurum 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 8.10.2004 gün ve E:2004/1281, K:2004/887 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 10.10.2005 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.