Hukuk Bölümü         2009/207 E.  ,  2009/352 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : M.E.

Vekilleri         : Av. A.B.- Av. M.Ç. 

Davalılar        : 1-Sermaye Piyasası Kurulu

Vekili              : Av. A.Ö.Y., Av. E.H.A.

                        2-Yatırımcıları Koruma Fonu (Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş)

Vekili              : Av. A.T.T.

 OLAY             : Sermaye Piyasası Kurulu'nun 21.07.2006 tarih ve 32/903 sayılı işlemi ile, Favori Dinlenme Yerleri A.Ş. yönetim kurulu üyesi olan davacıya;  Şirketin ödenmiş sermayesinin artırılması nedeniyle, Şirket esas sözleşmesinin değişen maddeleri için hazırlanan tadil metinlerinin görüşüleceği genel kurul toplantısına ilişkin 25.01.2006 tarihli özel durum açıklamasından sonra, Kurulun Seri: VIII, No:39 sayılı Özel Durumların Kamuya Açıklanmasına İlişkin Esaslar Tebliği'nin 10'uncu maddesi gereğince 60 günlük süre içerisinde konu hakkında yeni bir açıklama yapılmaması gerekçesiyle; Sermaye Piyasası Kanununun 47/A maddesi uyarınca idari para cezası verilmiş; durum Yatırımcıları Koruma Fonunun 26.07.2006 tarih ve F.4/975–6943 sayılı İdari Para Cezası Bildirim Tutanağı ile davacıya tebliğ edilmiştir.

Davacı vekili, para cezasının kaldırılması istemiyle adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

ANKARA 7. SULH CEZA MAHKEMESİ: 29.12.2006 gün ve 2006/1174 Müt. sayı ile, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından tahakkuk ettirilen idari para cezasının, idarenin kamu gücünü kullanarak aldığı bir işlem olduğu;  bu bakımdan idari para cezası niteliği taşıyan para cezalarının idari yargı denetimi dışında tutulmasının, idarenin yargısal denetiminin etkin ve doğal anlamda gerçekleşmemesi sonucunu doğuracağı; Anayasa'da adli ve idari yargı ayrımına gidildiği, idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleri ile Danıştay’ın yetkili kılındığı,  kural olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargının, özel hukuk alanına giren konularda adli yargının görevli olacağı,  kamu gücünün kullanılması ile ilgili bir idari işlemin uygulanmasında çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde idari yargının yetkili olacağı; Sermaye Piyasası Kurulu’nun da kamu gücünü kullanarak uyuşmazlık konusunda idari para cezası tahakkuk ettirdiği,  bu nedenle uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesinin gerekeceği; 5326 Sayılı Kabahatler Yasasının 3.maddesinin 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 Sayılı Yasanın 31. maddesi ile değiştirildiği; açıklanan nedenlerle davaya bakmakla idare mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, para cezasının iptali istemiyle Danıştay’da dava açmış;  Danıştay 13. Dairesi; 7.3.2007 gün ve E:2007/3605, K:2007/1149 sayı ile davanın görev yönünden reddine, dosyanın uyuşmazlığın görüm ve çözümünde görevli ve yetkili Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

            Dosyanın esas kaydının yapıldığı Ankara 15. İdare Mahkemesi’nce, Yatırımcıları Koruma Fonu (Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş) hasım mevkiinden çıkarılmıştır.

 ANKARA 15. İDARE MAHKEMESİ: 23.06.2009 gün ve E: 2007/1445 sayı ile, 31.03.2005 gün ve 25772 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3. maddesinde, "Bu Kanunun genel hükümleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanır" hükmüne yer verilmiş, 27. maddesinin 1. fıkrasında da "idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir" kuralının yer almış olduğu;  söz konusu hükmün Anayasa aykırı olduğundan bahisle Anayasa Mahkemesine yapılan başvurular üzerine, 3.maddede belirtilen kuralla diğer yasalardaki kabahatlere yollama yapılarak, yalnızca yaptırım türünden hareketle ve idari yargının denetimine tabi tutulması gereken alanlar gözetilmeden, bunları da kapsayacak biçimde başvuru yolu, itiraz, bunlara ilişkin usul ve esasların değiştirilmesinin, Anayasa'nın 125. ve 155. maddelerine aykırı olduğundan bahisle Anayasa Mahkemesinin 01.03.2006 gün ve E: 2005/108, K: 2006/35 sayılı kararı ile 3.maddenin iptaline karar verildiği, söz konusu kararın 22.07.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandığı, ancak söz konusu kararda iptal edilen 3.maddenin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, iptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe gireceğine karar verildiği;  Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararı üzerine 19.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 Sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişlik Yapılmasına ilişkin Kanun ile Kabahatler Kanunu'nun 3.maddesinin "Bu Kanunun idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanır şeklinde değiştirildiği,  söz konusu değişiklik uyarınca, diğer kanunlarda idari yaptırıma ilişkin uyuşmazlıkta görevli yargı yerinin belirtilmesi halinde idari yaptırıma ilişkin uyuşmazlık kanunda belirtilen görevli yargı merciince çözümleneceği, görevli yargı yerinin belirtilmemesi halinde ise 5326 sayılı Kanun uyarınca sulh ceza mahkemesinin görevli bulunacağı; dava dosyasının incelenmesinden, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47/A maddesi uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı;  görevli mahkeme hususunun kamu düzenine ilişkin olması ve görevli mahkemelerin belirlenmesi gibi usul kurallarının derhal yürürlüğe girmesi sebebiyle, 2499 sayılı Kanuna göre verilen idari para cezalarına karşı yapılan itirazların çözümü konusunda, anılan Kanun hükmünde idari Yargı Yerlerinin görevli olduğu konusunda açık bir düzenleme bulunmadığından, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uyarınca davanın görüm ve çözümünün sulh ceza mahkemesine ait olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle;  Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve işleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Erdoğan BUYURGAN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Gürbüz GÜMÜŞAY ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 28.12.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında, davalı olarak, Sermaye Piyasası Kurulu yönünden doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Şirket Yönetim Kurulu üyesi olan davacıya, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından çıkarılan Tebliğ hükmüne aykırı hareket edildiği gerekçesiyle, 2499 sayılı Kanunun (SPKn) 47/A maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun “İdari Para Cezaları” başlıklı 47/A  maddesinde;   (Ek:15/12/1999 - 4487/26 md.; Değişik: 23/1/2008-5728/373 md.) “Bu Kanuna dayanılarak yapılan düzenlemelere, belirlenen standart ve formlara ve Kurulca alınan genel ve özel nitelikteki kararlara aykırı hareket ettiği tespit edilen gerçek kişiler ve tüzel kişilere, gerekçesi belirtilmek suretiyle Kurul tarafından onbeşbin Türk Lirasından yüzbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

Kanunun 40/C maddesinin beşinci fıkrasındaki yükümlülüğe uymayan üyelere Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği Yönetim Kurulunca beşbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

Kanunun 40/D maddesinin beşinci fıkrasındaki yükümlülüğe uymayan üyelere, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Yönetim Kurulunca bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Birlik, verdiği cezaları ilgiliye tebliğ eder ve tahsil ve gelir kaydı için Yatırımcıları Koruma Fonuna bildirir.

İdarî para cezalarının verilmesini gerektiren fiillerin tekrarı halinde, verilen para cezası iki katı, ikinci ve müteakip tekrarlarda üç katı artırılarak uygulanır. Bu cezaların verildiği tarihten itibaren iki yıl içinde idarî para cezası verilmesini gerektiren aynı fiil işlenmediği takdirde önceki cezalar tekrarda esas alınmaz.” hükmü yer almıştır.

Olayda,  idari para cezasının iptali istemiyle dava açılmış olup; 2499  sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda, bu cezaya karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.           

1.6.2005 tarihinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun yürürlüğe girmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nce, sözü edilen Kanun’un diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımlar ile bunlara karşı yapılacak itirazlara ilişkin görev hükümleri üzerindeki etkisinin incelenmesi sonucunda: diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımın, dayanağı olan yasanın amacı dikkate alınarak; Kabahatler Kanunu’nun 1., 2., 16. ve 19. maddelerinde belirtilen koşulları taşıması,  27. maddenin (1) numaralı bendinde belirtilen idari yaptırımlardan olması halinde, idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin olanlarına karşı 1.6.2005 tarihinden sonra yapılacak itirazlarda sulh ceza mahkemelerinin genel görevli kılındığına ve bu nedenle doğan görev uyuşmazlıklarında adli yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.

  Daha sonra, 30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3 üncü maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesinde        " (1) Bu Kanunun;

            a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

            b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

            uygulanır." denilmiştir.      

19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre,  Kabahatler Kanunu’nun; İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterildiği durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

            Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

            Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

            İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının  5326 sayılı  Kanun’un 16. maddesinde  belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu,    2499  sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda da idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezalarına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanun’un 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 15. İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen 29.12.2006 gün ve 2006/1174 Müt. sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.12.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.