T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS     NO   : 2022/717

KARAR NO  : 2023/98      

KARAR TR  : 27/02/2023

ÖZET: Davacının Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalışırken, disiplin soruşturması neticesinde, mevcut görevlendirilmesinin iptal edilmesine ilişkin işlem ile söz konusu soruşturmaraporu ile getirilen "mevcut görevlendirilmesinin iptalinin ve bundan sonra... Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü'nde görev verilmemesinin uygun olacağı" şeklindeki teklifin iptali istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı : N. V

Davalı  : Antakya Kaymakamlığı

Vekili   : Av. F. E. Ü

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1. Davacı, Hatay ili, Antakya ilçesi, Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi ve ASO Müdürlüğü bünyesinde ücretli usta öğretici olarak görev yaparken hakkında "çeşitli nedenlerden dolayı verdiği dilekçelere resmi yollardan cevap verilmesine rağmen benzer konularla Antakya Kaymakamlığı aracılığıyla dilekçeler vermeye devam ettiği, ayrıca Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi çalışanlarına uygunsuz saatlerde mesaj atarak rahatsızlık verdiği, davacıya şifahen ve yazılı olarak defalarca silsile yolunu izlemesi gerektiği iletildiği halde Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi ve Antakya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nü atlayarak ısrarla doğrudan Antakya Kaymakamlığı'na dilekçeler verdiği” iddialarıyla başlatılan disiplin soruşturması neticesinde, mevcut görevlendirilmesinin iptal edilmesine ilişkin Antakya Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 11/12/2021 tarih ve 38791097 sayılı işlemi ile söz konusu soruşturma sonucu hazırlanan 30/11/2021 tarih ve E.37907967 sayılı soruşturma raporu ile getirilen "mevcut görevlendirilmesinin iptalinin ve bundan sonra Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü'nde görev verilmemesinin uygun olacağı" şeklindeki teklifin iptali istemiyleidari yargı yerinde dava açmıştır.

 

2. Davalı vekili, süresinde sunduğu cevap dilekçesinde, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğunu ileri sürerek yargı yolu itirazında bulunmuştur.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

3. Hatay 1. İdare Mahkemesi 11/08/2022 tarih ve E.2022/650 sayı ile, uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girmesi sebebiyle davalı idarenin görev itirazının reddine, mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:

 

"Bakılan davada, uyuşmazlığının davacının usta öğretici olarak görevlendirilmesine ilişkin Valilik Olur'unun, hakkında başlatılan soruşturma neticesinde düzenlenen soruşturma raporunda getirilen teklif neticesinde sonlandırılmak suretiyle usta öğreticilik görevlendirmesinin iptal edilmesinden kaynaklandığı, ortada iş akdinden doğan bir uyuşmazlık bulunmadığı ve davacının usta öğretici görevinin sona erdirilmesine ilişkin işlemin idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, idarenin idare hukuku-alanında, kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tekyanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu davaya konu idari işlemden kaynaklanan kamu personel mevzuatı kapsamındaki uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli olduğu kanaatine ulaşılmıştır."

 

4. Davalı vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvurusu üzerine dilekçe, dava dosyasının onaylı örneği ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

 

B. Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarılmasına İlişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Talebi

 

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, davanın adli yargı yerinde çözümünün gerektiğinden bahisle 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Karar şöyledir:

 

"Davacı tarafından, Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi ve ASO Müdürlüğü bünyesinde usta öğretici olarak görev yaparken, hakkında başlatılan soruşturma sonucunda görevlendirmesinin iptal edilmesine ilişkin Antakya Kaymakamlığı İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün 11.12.2021 tarihli ve 38791097 sayılı işlemi ile soruşturma raporu ile getirilen; bundan sonra Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde görev verilmemesine ilişkin teklifin iptali istemiyle açılan davada, davalı idare tarafından yapılan görev itirazının mahkemece reddi üzerine, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemi ile davalı idarece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulmuştur.

Bilindiği gibi, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar...” hükmüne, 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı Kanun hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı Kanun'un 3. maddesinde; kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79. madde ile başlayan Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde ise “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 1. maddesinde, Kanun'un amacının, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; Kanun'un 8 vd. maddelerinde iş sözleşmesi, türleri ve feshi hususları düzenlenmiş, diğer bölümlerinde ise kıdem tazminatı, ücretli izin ve bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 12.10.2017 tarihli ve 30221 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 2. maddesinde; “İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri/fm Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir. / İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır. / İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır.",3/1. maddesinde; "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır...",5. maddesinde ise; "İş mahkemeleri; / a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, / b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara, / c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar"hükümleri yer almıştır.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacının Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi ve ASO Müdürlüğü bünyesinde usta öğretici olarak görev yaparken, hakkında başlatılan soruşturma sonucunda görevlendirmesinin iptal edilmesine ilişkin Antakya Kaymakamlığı İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün 11.12.2021 tarihli ve 38791097 sayılı işlemi ile soruşturma raporu ile getirilen; bundan sonra Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde görev verilmemesine ilişkin teklifin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, görevlendirmenin iptal edilmesi işlemiyle bir daha kendisine görev verilmemesine ilişkin işlemin İş Kanunu'ndan kaynaklanan haklarla ilgili olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 21.03.2022 tarihli ve E.-K.2022/126-168 sayılı, tarihli ve E.-K.2021/106-221 sayılı kararı ile benzer bir çok kararında da benzer hususların vurgulandığı görülmektedir.

Açıklanan nedenlerle, açılan davanın adli yargı yerinde çözümü gerekmektedir."

 

6. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısının da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

 

III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCESİ

 

7. Danıştay Başsavcısı, davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğundan bahisle, yapılan başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği yönünde düşünce bildirmiştir. Yazılı düşünceşöyledir:

 

" Hatay İli, Antakya                     İlçesi, Nedime Keser Halk EğitimMerkezi ve Akşam Sanat Okulu bünyesinde usta öğretici olarak görev yapan davacının, hakkında yapılan soruşturma sonucunda mevcut görevlendirmesinin iptal edilmesine ilişkin Antakya Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 11/12/2021 tarih ve 38791097 sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağını teşkil eden ve "görevlendirilmesinin iptali ve bundan sonra Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde görev verilmemesinin uygun olacağı" yönünde teklif içeren 30/11/2021 tarih ve 37907967 sayılı soruşturma raporunun iptali istemiyle Hatay 1. İdare Mahkemesinin E:2022/650 esas sayısına kayden açılan davada; davalı idarenin görev itirazının, anılan mahkemenin 11/08/2022 tarihli kararıyla reddedilmesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca "olumlu görev uyuşmazlığı" çıkarılması üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca gönderilen dosya incelendi:

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı idare bünyesindeki Halk Eğitim Merkezinde ek ders ücreti karşılığı usta öğretici olarak çalışan davacı ile davalı idare arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesine ilişkindir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 89. maddesinde, "Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumlan ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir.

Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar Cumhurbaşkanı kararı ile tespit olunur." hükmü yer almaktadır.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Uzman ve usta öğreticiler" başlıklı 47. maddesinde de, "Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ve hizmetiçi yetiştirme kurs, seminer ve konferanslarında uzman ve usta öğreticiler de geçici veya sürekli olarak görevlendirilebilir.

Öğretim tür ve seviyelerine göre uzman ve usta öğreticilerin seçimlerinde aranacak şartlar, görev ve yetkileri, yönetmeliklerle tespit edilir." hükmüne yer verilmiştir.

Anılan hükme dayalı olarak yürürlüğe konulan Milli Eğitim Bakanlığı Kurumlarında Sözleşmeli veya Ek Ders Görevi ile Görevlendirilecek Uzman ve Usta Öğreticiler Hakkında Yönetmeliğin "Uzman ve Usta Öğreticilerin Görevlendirilmeleri" başlıklı ikinci bölümünde yer alan 5. maddesinde," Uzman ve Usta Öğreticiler aşağıdaki şekillerde görevlendirilirler.

1- Geçici personel olarak:

Geçici personel olarak görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler ile yapılacak sözleşme esasları 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 15/05/1975 gün ve 1897 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile değiştirilen 4 üncü maddesine göre Bakanlıkça hazırlanır.

2- Ek ders görevi verilmesi yoluyla:

4 üncü maddede belirtilen esaslara göre ek ders görevi verilmesi yoluyla görevlendirilecek uzman ve usta öğreticilere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca 1/12/2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebilir.";

"Uzman ve Usta Öğreticilerin Çalıştırılması ile İlgili Çeşitli Hükümler" başlıklı dördüncü bölümünde yer alan 13. maddesinin 1. fıkrasında, "Çeşitli, kanun, tüzük ve yönetmeliklerde Devlet Memurları ile öğretmenler için suç sayılan fiil ve hareketler uzman ve usta öğreticiler için de suç sayılır."; 14. maddesinde ise, " Uzman ve usta öğreticilerden 3 üncü maddede belirtilen şartları taşımadıkları, sözleşme hükümlerine uymadıkları ve görevlerinde başarısız oldukları kurum müdürlüğünce tespit edilenlerin, sözleşmeleri tek taraflı olarak feshedilebilir." yolunda düzenlemeler yapılmıştır.

Yine 1739 sayılı Kanuna dayanılarak 11/04/2018 tarih ve 30388 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe konulan Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin (i) bendinde, "Hayat boyu öğrenme kurumları: Genel Müdürlüğe bağlı hayat boyu öğrenme faaliyetlerini düzenleyen halk eğitimi merkezi, olgunlaşma enstitüsünü ve açık öğretim okulları," (z) bendinin (bb) alt bendinde de, "Usta öğretici: Hayat boyu öğrenme kurumlarında kadrolu veya ek ders ücreti karşılığında görevlendirilen öğretici" şeklinde tanımlanmış, "Ders ücreti karşılığı görevlendirme" başlıklı 26. maddesinde, "(1) Kurs açılacak alanda, kurumda ve kurumun bulunduğu eğitim bölgesinde yeterli sayıda öğretmen ve kadrolu usta öğretici bulunmaması durumunda ihtiyaç, ders ücreti karşılığı görev yapacak istekliler arasından karşılanır.

(2)İhtiyaç hâlinde ders ücreti karşılığı görevlendirmeler, resmî kurumlardan veya ilan yoluyla yapılır.

(3)Ders ücreti karşılığı görevlendirmeler, aşağıda belirtilen öncelik sırasına göreyapılır:

a) Örgün eğitim ve hayat boyu öğrenme kurumlarındaki öğretmenler ve kadrolu usta öğreticiler.

...

(4)Üçüncü fıkrada sayılanlardan görevlendirme yapılamaması durumunda ilan yoluyla ücretli usta öğretici görevlendirmesi yapılır.

(5)İlan yoluyla ücretli usta öğretici görevlendirmesinde aranacak şartlar şunlardır:

...

(6)İlan yoluyla ücretli usta öğretici görevlendirmelerinde yapılacak değerlendirmeler, millî eğitim müdürlüklerinde hayat boyu öğrenmeden sorumlu müdür yardımcısı veya şube müdürünün başkanlığında, bir hayat boyu öğrenme kurum müdürü ile bir örgün eğitim kurum müdüründen oluşan komisyon tarafından yapılır ve mülki idare amirinin onayına sunulur.

(7)Ücretli usta öğretici başvuruları .... veya e-Yaygın sistemi üzerinden yapılır."; "Ücretli usta öğreticilerin görev ve sorumlulukları" başlıklı 27. maddesinde," (1) Kurumlarda görevlendirilen ücretli usta öğreticiler, öğreticilik görevlerini plan ve program dâhilinde yürütürler. Bu kişiler, görevleri süresince Devlet memurlarının tutum, davranış ve vakarına uygun davranmakla sorumludur.

(2)Ücretli usta öğreticilere çalıştıkları ders saati karşılığında ek ders ücreti ödenir.

(3)Ders görevi ile görevlendirilen ücretli usta öğreticilerin günlük çalışma süresi en fazla sekiz ders saatidir. Müdür, cumartesi ve pazar günleri de dâhil olmak üzere ücretli usta öğreticilere günün 07.00 ile 22.00 saatleri arasında görev verebilir. Bu çalışma süresi haftada 40 ders saatini geçemez.

...

(6) Ücretli usta öğreticilerin, birinci fıkrada belirtilen şartları taşımadıkları, görevlerinde Ek-5 Değerlendirme Formuna göre başarısız oldukları, bu Yönetmelik hükümlerine uymadıkları kurum müdürlüğü, mülki idare amirleri veya denetlemeye yetkili birimlerce belirlenmesi durumunda, usta öğreticilerin görevlendirmeleri iptal edilir ve budurum e-Yaygın sistemine işlenir. Bu kişilere görev yaptığı süre kadar ücret ödenir"düzenlemelerine yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının mülki idare amirinin onayı ile Hatay İli, Antakya İlçesi, Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde ek ders ücreti karşılığı usta öğretici statüsünde görev yaptığı, hakkında yapılan idari soruşturma sonucunda, verilen görevleri yerine getirmediği, çalışanları rahatsız ettiği ve çalışma barışını bozduğu, aslı olmayan iddialarla kurumu zan altında bıraktığı, verdiği dilekçelerin sonucunu beklemeden silsile yoluna uymadan doğrudan Antakya Kaymakamlığına asılsız iddialarla dilekçe verdiği, görevlendirildiği kurumlarda kurumun iş ve işleyişine uymadığı gerekçeleriyle Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Kurumlan Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca mevcut görevlendirmesinin iptali ve bundan sonra Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde görev verilmemesinin uygun olacağı yönündeki soruşturma raporu üzerine, mevcut görevlendirmesinin iptal edildiği anlaşılmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde “işçi”, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi olarak tanımlanmaktadır. İşçi sıfatının kazanılması iş akdinin varlığına dayandığından, her şeyden önce ortada tarafların serbest iradeleriyle kabul edilmiş bir sözleşme ilişkisinin bulunması zorunludur. İşKanunu'na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm görevi 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile iş mahkemelerine verilmiştir.

Niteliği itibariyle bir özel hukuk sözleşmesi olan iş sözleşmesinde taraflar, yasaların öngördüğü sınırlar içinde sözleşmenin konusunu, amacını, biçimini, bağlantı kuracakları kişileri serbestçe seçebilirler. Buna karşılık istihdamın idari sözleşme, görevlendirme veya atama suretiyle yapılması durumunda, çalışma ilişkisinin çerçevesini oluşturan yasal mevzuat tarafların hareket serbestisini kısıtlamakta ve kişileri statü hukukuna tabi kılmaktadır.

Bu nedenledir ki, özel hukuk sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar adli yargıda, idarece yapılan görevlendirmelerden ve atamalardan doğan uyuşmazlıklar ise idari yargıda çözümlenmektedir.

Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olaya bakıldığında, davacının ek ders ücret karşılığı kadrosuz usta öğretici olarak Kaymakamlık onayı ile davalı idare bünyesindeki Antakya İlçesi, Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde görevlendirildiği, ücretlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 89. maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ücretler üzerinden ödendiği, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, aralarındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğu anlaşılmıştır. (YHGK'nun 18/01/2018 tarih ve E:2015/9-736,K:2017/25 sayılı kararı)

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1. bendinde de; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Bu bağlamda, idare hukuku kuralları içinde kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade beyanıyla tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ile idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar sebebiyle açılan davaların görüm ve çözümü İdari Yargının görev alanında bulunmaktadır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile maddi olay birlikte incelendiğinde; kamusal görevin yürütülmesinde ders ücreti karşılığında usta öğretici olarak görev alacakların taşıması gereken nitelikler, göreve alınma, çalışma koşulları ile yapılacak ödemelerin önceden düzenlenmiş olması, idareye göreve alma ve sonlandırma gibi konularda üstün yetkiler verilmesi karşısında, usta öğreticiler hakkında tesis edilen işlemlerin kamu hukuku kapsamında ve kamu gücüne dayalı bulunduğu kuşkusuz olduğu gibi uyuşmazlığın, İş Kanunu kapsamında yapılan iş akdinden doğmaması, ek ders ücreti karşılığı usta öğretici olarak görev yapan davacının, Devlet memurlarının tutum, davranış ve vakarına uygun olmayan davranışlarda bulunduğu ve görevinde başarısız olduğu gerekçesiyle görevlendirmesinin iptal edilerek, bundan sonra Antakya, Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde görev verilmemesinin uygun olacağına yönelik işlemden kaynaklanması, dolayısıyla davaya konu işlemin idarenin kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı irade beyanıyla tesis ettiği bir işlem olması nedeniyle, davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğu sonucuna varılmıştır. (YHGK.30/11/2021 tarih ve E:2019/9-786, K:2021 /1518; Yargıtay 9. HD.'nin 15/03/2022 tarih ve E:2022/2354, K:2022/3396 sayılı kararları da aynı yöndedir.) "

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

8. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılan2. maddesi şöyledir:

 

"Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu Kanun'a göre sigortalı sayılırlar…"

 

9. Anılan Kanun'un "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" başlıklı mülga 134. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür."

 

10. 5510 sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı3. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 

"Bu Kanunun uygulanmasında;

...

6) Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi,

...

ifade eder.

..."

 

11. Kanun'un "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."

 

13. 4857 sayılı İş Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.

Bu Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.

İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar."

 

12. Kanun'un8. maddeyle başlayan "İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi" başlıklı İkinci Bölümünde kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlarayer verilmiştir.

 

 

13. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun "İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir.

   (2) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.

   (3) İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır."

 

14. 7036 sayılı Kanun'un "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

 

"(1)Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."

 

15. 7036 sayılı Kanun'un "Görev" başlıklı 5. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,

b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,

 

c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar."

 

16. 7036 sayılı Kanun'un "Geçici Hükümleri" başlıklı Geçici madde 1 şöyledir:

 

"(1) Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.

(2) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.

(3) Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.

(4) İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

17. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Havva AYDINLI, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 27/02/2023 tarihli toplantısında; davalı vekilinin anılan Kanun'un 10/2. maddesinde öngörülen usulüne uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca, 10. maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

18. Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

19. Dava, davalı Bakanlık bünyesindeki Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi bünyesinde usta öğretici olarak görev yapan davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda mevcut görevlendirmesinin iptal edilmesine ilişkin işlem ile söz konusu soruşturma raporu ile getirilen "mevcut görevlendirilmesinin iptalinin ve bundan sonra Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü'nde görev verilmemesinin uygun olacağı" şeklindeki teklifin iptali istemiyle açılmıştır.

 

20. Davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, görevlendirilmesinin iptal edilmesine ilişkin işlemin, diğer bir deyişle hizmet ilişkisinin sonlandırılmasının İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklarla ilgili olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

 

21. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile davalı idarenin görev itirazının reddine ilişkin Hatay 1. İdare Mahkemesinin 11/08/2022 tarih ve E.2022/650 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile  davalı idarenin görev itirazının reddine ilişkin Hatay 1. İdare Mahkemesinin 11/08/2022 tarih ve E.2022/650 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

27/02/2023 tarihinde, Üyeler Havva AYDINLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın KARŞI OYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                  Doğan                            Eyüp                            Havva

            TOPAL                  AĞIRMAN                SARICALAR                 AYDINLI

 

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                            ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN

      

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

Dava, davalı Bakanlık bünyesindeki Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi bünyesinde usta öğretici olarak görev yapan davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda mevcut görevlendirmesinin iptal edilmesine ilişkin işlem ile söz konusu soruşturma raporu ile getirilen "mevcut görevlendirilmesinin iptalinin ve bundan sonra Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü'nde görev verilmemesinin uygun olacağı" şeklindeki teklifin iptali istemiyleaçılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1. bendinde de; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Olayda, davacının mülki idare amirinin onayı ile Hatay İli, Antakya İlçesi, Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde ek ders ücreti karşılığı usta öğretici statüsünde görev yaptığı, hakkında yapılan idari soruşturma sonucunda, verilen görevleri yerine getirmediği, çalışanları rahatsız ettiği ve çalışma barışını bozduğu, aslı olmayan iddialarla kurumu zan altında bıraktığı, verdiği dilekçelerin sonucunu beklemeden silsile yoluna uymadan doğrudan Antakya Kaymakamlığına asılsız iddialarla dilekçe verdiği, görevlendirildiği kurumlarda kurumun iş ve işleyişine uymadığı gerekçeleriyle Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca mevcut görevlendirmesinin iptali ve bundan sonra Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde görev verilmemesinin uygun olacağı yönündeki soruşturma raporu üzerine, mevcut görevlendirmesinin iptal edildiği anlaşılmaktadır.

 

Bakılan davada, uyuşmazlığının davacının usta öğretici olarak görevlendirilmesine ilişkin Valilik Olur'unun, hakkında başlatılan soruşturma neticesinde düzenlenen soruşturma raporunda getirilen teklif neticesinde sonlandırılmak suretiyle usta öğreticilik görevlendirmesinin iptal edilmesinden kaynaklandığı, ortada iş akdinden doğan bir uyuşmazlık bulunmadığı ve davacının usta öğretici görevinin sona erdirilmesine ilişkin işlemin idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis edildiği anlaşıldığından; uyuşmazlığın,kamu personeli disiplinmevzuatı kapsamındaidari yargı yerinde çözümlenmesi gerekirken, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundakisayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.

 

                                     Üye

                           Bilal ÇALIŞKAN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

Davacı, halk eğitim merkezinde usta öğretici olarak çalıştığım, hakkında açılan disiplin soruşturması sonucunda mevcut görevlendirmesinin iptali ile bundan sonra Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde görev verilmemesinin uygun olacağı yönünde teklif içeren rapor düzenlendiğini belirterek soruşturma raporunun iptali istemi ile idari yargıda dava açmıştır.

Uyuşmazlık davalı idare bünyesindeki halk eğitim merkezinde, ek ders ücreti karşılığı usta öğretici olarak çalışan davacı ile davalı idare arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesine ilişkindir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89. maddesinde “Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumlan ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir. Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile tespit olunur," hükümleri yer almaktadır.

Bu maddeye istinaden çıkarılan, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı kurumlarında sözleşmeli veya ek ders görevi ile görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler hakkında Yönetmeliğin 5/2 maddesi uyarınca da, Uzman ve Usta Öğreticilerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca 02/12/1998 tarihli ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebileceği belirtilmiştir.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun “uzman ve usta öğreticiler” başlıklı 47 inci maddesinde de “Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ve hizmet içi yetiştirme kurs, seminer ve konferanslarında uzman ve usta öğreticilerde geçici veya sürekli olarak görevlendirilebilir. Öğretim tür ve seviyelerine göre uzman ve usta öğreticilerin seçimlerinde aranacak şartlar, görev ve yetkileri yönetmelikle tespit edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş aktinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri, mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre iş mahkemeleridir. 25/10/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ise, iş mahkemeleri; a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara, c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işlere bakar.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinin ikinci fıkrasında, kanunun 4. maddesinde belirtilen ayrık durumlar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve çalışma şekline bakılmaksızın işçilere bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.

4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinde “işçi”, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi olarak tanımlanmıştır. İşçi sıfatının kazanılması iş sözleşmesinin varlığına dayandığından, her şeyden önce ortada tarafların serbest iradeleriyle kabul edilmiş bir sözleşme ilişkisinin bulunması zorunludur. Çalışma ilişkisinin iş sözleşmesine, idarece yapılan bir görevlendirmeye veya idari sözleşmeye dayalı olup olmadığının tespiti, sonuç itibariyle yargı yolunu da belirleyecektir. Niteliği itibariyle bir özel hukuk sözleşmesi olan iş sözleşmesinde taraflar, yasaların öngördüğü sınırlar içinde sözleşmenin konusunu, amacını, biçimini, bağlantı kuracakları kişileri serbestçe seçebilirler.

Buna karşılık istihdamın idari sözleşme, görevlendirme veya atama suretiyle yapılması durumunda, çalışma ilişkisinin çerçevesini oluşturan yasal mevzuat tarafların hareket serbestisini kısıtlamakta ve kişileri statü hukukuna tabi kılmaktadır. Bu nedenledir ki, özel hukuk sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar adli yargıda, idarece yapılan görevlendirmelerden ve atamalardan doğan uyuşmazlıklar ise idari yargıda çözümlenmektedir (YHGK 18/01/2017, 2015/736 esas- 2017/25 karar sayılı karan).

Dosyanın incelenmesinden davacının, mülki idare amirinin onayıyla halk eğitim merkezi müdürlüğünde ek ders ücreti karşılığı usta öğretici statüsünde görevlendirildiği, hakkında yapılan idari soruşturma sonucunda mevcut görevlendirilmesinin iptal edildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında varılan neticede, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, çalışma ilişkisinin idarece yapılan görevlendirmeye dayalı olduğu, göreve alınma, çalışma koşulları ile ödenecek ücretin statü hukuku içinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla taraflar arasındaki ilişki statü hukukuna tabi olup, uyuşmazlığın çözümü iş mahkemelerinin görev alanına girmemektedir. Sosyal Güvenlik Hukuku açısından, primlerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenmesi, davacının özel hukuk kapsamında sözleşme ile çalıştığını göstermez. Taraflar arasındaki ilişki statü hukukundan kaynaklanmakta olup 4857 sayılı Kanun kapsamına giren bir iş sözleşmesi bulunmadığından idari yargı görevlidir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2016/19230 Esas, 2020/6243 Karar ve 16.06.2020 tarihli kararı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2022/17656 Esas, 2023/1210 Karar ve 23.01.2023 tarihli kararı, (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2017/8470 Esas, 2017/13059 Karar sayılı, 01.06.2017 tarihli kararı)

Ücret, çalışma saati, süreleri ve benzeri birçok esaslı çalışma koşulunun statü hukuku içinde önceden düzenlendiği ve idareye üstün yetkiler tanındığı çalışma ilişkisinde, başta İş Kanunu olmak üzere özel hukuk hükümlerinin uygulanması ilişkinin niteliğiyle bağdaşmamaktadır.

Anılan sebeplerle, uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olup, sayın çoğunluğun adli yargının görevli olduğuna ilişkin görüşüne katılamamaktayım. 27/02/2023

 

                                                            Üye

                                          Havva AYDINLI