T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 462

            KARAR NO : 2015 / 464

            KARAR TR  : 1.6.2015

ÖZET : 2918 sayılı Yasadan kaynaklanan sorumluluk davasının ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

Davacı            : M.A.

Vekilleri         : Av. S.K. & Av. H.A. K.

Davalılar        : 1- Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekilleri         : Av. U.N.Ş. & Av. F.L.        (Adli Yargıda)

                         Av. E.S.                    (İdari Yargıda)

                         2- C. İnşaat

İhbar Edilen  : A.C.  (İdari Yargıda)

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait 25 EF 217 plakalı aracın 10.10.2010 tarihinde Erzurum Merkez Osman Bektaş Mahallesi Kayakyolu oteller bölgesinde seyir halinde iken davalı C. İnşaatının Karayollarına ait yol yapım taahhüdünü üstlenmiş olması ile, gerekli itina ve ihtimamı göstermeyerek yola döktüğü kum yığınına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonrası söz konusu araçta 11.600,00 TL zarar meydana geldiğini, mezkur kazada kusurun işveren ve yüklenici olarak tamamen davalılara ait olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.600,00 TL zarar bedelinin ödeme tarihi olan 10.10.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi: 22.12.2011 gün ve E:2010/618, K:2011/515 sayı ile özetle; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 19.12.2012 gün ve E:2012/8195, K:2012/14446 sayılı ilamı ile özetle; “dava konusu kazada, davalı idarenin hizmet kusurunun varlığı söz konusu olup, olayda idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan, zararın ödetilmesi istekleri 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 2.bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir.

Yargı yolu dava şartlarından olup, mahkemece davanın her safhasında re’sen gözetilmesi gerekir. (HUMK.nun 7/1 ve 428/2 mad.) O halde, mahkemece dava dilekçesinin davalı idare yönünden yargı yolu (görev) bakımından reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” demek suretiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir. 

Erzurum 1.Asliye Hukuk Mahkemesi: Yargıtay’ın bozma ilamına uyduktan sonra 25.02.2013 gün ve E:2013/190, K:2013/154 sayılı kararı ile özetle; davada adli yargı yerinin görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir. 

Erzurum 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 11.09.2013 gün ve 2013/190 Esas sayılı yazı ile söz konusu dosyayı re’sen Erzurum İdare Mahkemeleri Tevzi Bürosuna göndermiş, dosya Erzurum 1.İdare Mahkemesinin 2013/1070 Esas sırasına kaydedilmiştir.

Erzurum 1.İdare Mahkemesi: 25.10.2013 gün ve E:2013/1070, K:2013/1072 sayı ile özetle; 2577 sayılı Yasanın 3.maddesinde belirtilen şekil ve usule uygun olarak düzenlenen ayrı bir dilekçe ile yeniden dava açılması gerektiğini belirterek aynı Kanunun 15.maddesinin 1 fıkrasının (d) bendi uyarınca bu kararın tebliğini izleyen 30 gün içerisinde belirtilen eksiklikler tamamlanarak yeniden dava açılmak üzere dava dilekçesinin reddine karar vermiştir.

Davacı vekili süresi içerisinde aynı istemle yeninden idari yargı yerinde dava açmıştır.

Erzurum 1.İdare Mahkemesi: 18.07.2014 gün ve E:2013/1320, K:2014/648 sayılı kararı ile özetle; davanın kabulüne karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan itiraz üzerine Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 20.01.2015 gün ve E:2014/956, K:2015/8 sayılı kararı ile özetle; “2918 sayılı Kanunun 110.maddesinde 6099 sayılı Yasanın 14 üncü maddesiyle yapılan değişiklik ile, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği belirtildiğinden, 2918 sayılı Kanunda Karayolları Genel Müdürlüğüne verilen görev ve yetkilerden doğan sorumluluk davası niteliğinde bulunan işbu davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.” şeklindeki gerekçesiyle davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin itirazının kabulü ile, hükmün bozulmasına karar vermiştir.  

Erzurum 1.İdare Mahkemesi: Erzurum Bölge İdare Mahkemesinin bozma ilamına uyduktan sonra 30.04.2015 gün ve E:2015/250 sayı ile özetle; davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle, 2247 sayılı Kanun’un 19.maddesi gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Bahri AYDOĞAN, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 1.6.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluk davasında adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Kanunun 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıya ait 25 EF 217 plakalı aracın 10.10.2010 tarihinde Erzurum Merkez Osman Bektaş Mahallesi Kayakyolu oteller bölgesinde seyir halinde iken davalı C. İnşaatının Karayollarına ait yol yapım taahhüdünü üstlenmiş olması ile, gerekli itina ve ihtimamı göstermeyerek yola döktüğü kum yığınına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonrası söz konusu araçta 11.600,00 TL zarar meydana geldiğini, mezkur kazada kusurun işveren ve yüklenici olarak tamamen davalılara ait olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.600,00 TL zarar bedelinin ödeme tarihi olan 10.10.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1.maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayrımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Erzurum 1.İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Erzurum 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Erzurum 1.İdare Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Erzurum 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.02.2013 gün ve E:2013/190, K:2013/154 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.6.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Bahri

AYDOĞAN

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT