T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

      ESAS   NO : 2020/78

      KARAR NO : 2020/390

      KARAR TR: 22.06.2020

         

ÖZET : Davalı kurumda sözleşmeli uzman olarak çalışan davacının sözleşmesinin haksız feshedildiğinden bahisle, çalıştığı dönemlere ilişkin kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinin ise dava tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesi istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk

 

 

 

 

 

 

 

KARAR                         

                                         

Davacı          : M.M. İ.

Davalı           : Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu

Vekili           : Av. Z.K.

                                            

O L A Y: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı kurumun Erzincan Koordinatörlüğü'nde 15.02.2012 tarihinde uzman olarak çalışmaya başladığını, davacının iş akdinin hiçbir haklı neden yokken gerekçe gösterilmeksizin sabah işe geldiğindesonlandırıldığını, 02.08.2016 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, davacıya kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, çalıştığı sürede kullanmamış olduğu 40 gün yıllık izninin olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00-TL yıllık izin ücreti, 1.000,00-TL kıdem tazminatı, 500,00-TL ihbar tazminatı, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareden tazmini istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ERZİNCAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(İŞ MAHKEMESİ SIFATIYLA): 17.1.2019 gün ve E:2018/318, K:2019/22 sayı ile, olayda davacı ile yapılan sözleşme hükümleri incelendiğinde davacının görevinin tanımı yapılırken memurlarda olduğu gibi kamu hizmeti esasının benimsenmesi, ücretinin belirlenmesinin yine kamu görevlilerine ilişkin kurallara atıfta bulunarak tespiti yasak olan işlemlerin neler olduğu belirlenirken memurların tabi olduğu mevzuata atıfta bulunulması, yeniden sözleşme yapılmasında Bakanlar Kurulunun Sözleşmeli Personelin Çalıştırılmasına Dair Esaslara ilişkin kararına atıfta bulunulması, sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde 5648 sayılı Kanun, Personel Yönetmeliği hükümlerinin uygulanacağının belirlenmesi ve bu mevzuatta davacıyla sözleşme yapılmasının memuriyette olduğu gibi yarışma, KPSS, KPDS gibi objektif şartlara tabi tutulması, yine özlük haklarıile disiplin hükümlerinde 657 sayılı DMK'nun uygulanacağının belirtilmesi karşısında davacının statü hukukuna tabi bir sözleşmeli personel olduğu uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu anlaşıldığından, her ne kadar mahkemelerinde dava açılmış ise de eldeki davaya idari yargıda bakılması gerektiği, yargı yolunun caiz olmadığı anlaşıldığından, HMK 114/1-b, 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

Davacı bu kez 15.02.2012-02.08.2016 tarihleri arasında sözleşmeli uzman olarak çalışırken sözleşmesinin haksız feshedildiğinden bahisle 35.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi ve çalıştığı dönemlere ilişkin 19.000,00-TL kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle, 13.000,00-TL ihbar tazminatı ve 12.000,00-TL yıllık izin ücretinin ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesiistemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Erzincan İdare Mahkemesi: 14.6.2019 gün ve E:2019/416, K:2019/891 sayı ile,Bakılan davada, davacının sözleşmesinin 02.08.2016 tarihinde feshedildiği ve fesih işleminin aynı tarihte davacı tarafından öğrenildiği, sözleşme fesih işleminin iptali istemiyle açılan bir iptal davası bulunmadığı, davacı tarafından sözleşme fesih işleminin öğrenildiği tarihten itibaren altmış günlük dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken, bu süre geçtikten sonra ilk kez 18.10.2018 tarihinde Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığı anlaşıldığından, altmış günlük dava açma süresi geçtikten sonra 18.10.2018 tarihinde açılan iş bu davanın Yasa hükümleri uyarınca süre aşımı nedeniyle esasının incelemesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargıla Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin l/b bendi uyarınca davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiş, bu karara karşı davacıistinaf isteminde bulunmuştur.

Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi: 3.12.2019 gün ve E:2019/1498, K:2019/1782 sayı ile, olayda, davacının işbu davadaki istemiyle, işe başladığı ve görev yaptığı süre ile dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve 5510, 5648 ve 7036 sayılı Yasalardaki açık düzenlemeler uyarınca, haksız fesih nedeniyle manevi tazminat, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinin tazmini talebine ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermiştir.

ERZİNCAN İDARE MAHKEMESİ: 26.12.2019 gün ve E:2019/1306 sayı ile, bozma kararına uyarak, olayda, davacının işbu davadaki istemiyle, işe başladığı ve görev yaptığı süre ile dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve 5510, 5648 ve 7036 sayılı Yasalardaki açık düzenlemeler uyarınca, haksız fesih nedeniyle manevi tazminat, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinin tazmini talebine ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca adli yargı dava dosyasının istenilmesine, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan22.06.2020 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretine ilişkin olarak usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dava, 15.02.2012-02.08.2016 tarihleri arasında davalı kurumda sözleşmeli uzman olarak çalışan davacının, sözleşmesinin haksız feshedildiğinden bahisle, çalıştığı dönemlere ilişkin 19.000,00 TL kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle, 13.000,00 TL ihbar tazminatı ve 12.000,00 TL yıllık izin ücretinin ise dava tarihinden itibaren tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve dava tarihlerinde yürürlükte bulunan 5648 sayılı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Hizmetleri Hakkında Kanunun;

5818 sayılı Yasanın 5. Maddesi ile değişik "Kurum personelinin statüsü, hakları ve atanmaları" başlıklı 14. maddesi: "(1)Kurumda hizmetler 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın istihdam edilen sözleşmeli personel eliyle yürütülür. Kurum personeli, sosyal güvenlik yönünden 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birincifıkrasının (a) bendi hükümlerine tabidir."

...

(5) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II) ve (IV) sayılı cetvellerde sayılan kurum ve kuruluşlarda çalışanlardan durumları, bu maddede sayılan nitelik ve şartlara uygun olanlar, kendilerinin isteği ve kurumlarının muvafakatı ile Kurumda sözleşmeli olarak istihdam edilebilir. Bu şekilde istihdam edilecek personel sayısı toplam personel sayısının yüzde ellisini aşamaz. Bu şekilde görevlendirilen personel kurumundan aylıksız izinli sayılır ve asıl kadrosuyla ilgisi devam eder. Bunların terfileri başkaca bir işleme gerek kalmaksızın kurumlarınca yapılır. Bu hükme göre görevlendirilenler, görevde kaldıkları sürece, malî ve sosyal haklarını Kurumdan alırlar. Bu şekilde geçen hizmet süreleri, kazanılmış hak aylık, derece ve kademeleri ile ek göstergelerinin tespitinde dikkate alınır. 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı iken bu şekilde istihdam edilmeye başlayanlar, ilgileri devam eden asıl kadroları esas alınarak bu görevleri sırasında da aynı kapsamda sigortalı kabul edilir. Kamu kurum ve kuruluşlarında asli kadrosu itibarıyla makam tazminatı ödenmesi gereken görevlerde bulunmakta iken bu fıkra çerçevesinde Kurumda Başkan, genel koordinatör, birinci hukuk müşaviri, koordinatör, uzman ve denetçi olarak sözleşmeli istihdam edilmeye başlayan ve 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında bulunanların, bu görevlerde geçen süreleri makam tazminatı veya buna bağlı olarak temsil veya görev tazminatı ödenmesi gereken süre olarak değerlendirilir.

...

(7) Kamu kurum ve kuruluşlarından Kurumda istihdam edilen kamu görevlileri, görevleri sona erdiğinde kurumlarında mükteseplerine uygun bir göreve atanırlar. Bunların Kurumda geçen hizmet süreleri kazanılmış hak aylıklarının tespitinde dikkate alınır..." hükmüne yer vermiştir.

Söz konusu düzenleme 09/07/2018 tarih ve 30473 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 93. Maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile davalı Kuruma ilişkin yeni düzenleme getirilmiş ve yerine işlenmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun;

"Sigortalı sayılanlar başlıklı" 4/1-a maddesinde: "Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;

a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar...

... Sigortalı sayılırlar.

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu' nun;

"Görev" başlıklı 5. maddesinde: "(1) İş mahkemeleri;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ...

... ilişkin dava ve işlere bakar.

Hükümlerine yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 12.11.2018 tarihli yazısından, davacının 2004 yılında 506 sayılı Yasaya tabi olarak, aylık prim hizmet belgesi ile çalışmaya başladığı; 13.2.2012 tarih ve 2441 sayılı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'nun atama onayı ile 5648 sayılı Yasanın 14. Maddesinin 5. ve 7. Fıkraları ve 26849 sayılı Personel Yönetmeliğinin 7. Maddesi uyarınca açılan yarışma sınavında başarılı olarak, aylık prim ve hizmet belgesi ile, 5510 sayılı Kanunun 4. Maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi (SSK) kapsamında çalışmaya başladığı; ilişiğinin kesildiği 2.5.2016 tarihine kadar bu şekilde uzman olarak çalıştığı; 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 4-1-f maddesi uyarınca darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zorunlu olan tedbirler uyarınca Bakanlık makamı oluru ile sözleşmesinin fesh edildiği anlaşılmıştır.

Olayda, 5648 sayılı Yasa ile kurulup, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabi olan, hizmetleri sözleşmeli personel tarafından yürütülmesi öngörülen ve personeli de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmadığı düzenlenen davalı idare ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinin özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, davacının isteminin de sözleşmeden ve iş hukukundan kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatıile yıllık izin ücreti istemine ilişkin olduğu tartışmasızdır.

Bu durumda, davacının talepleri, işe başladığı tarih, görev yaptığı süre ile ayrıca davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve yukarıda yer verilen 5510, 5648 ve 7036 sayılı Yasalardaki açık düzenlemeler gözetildiğinde uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan, Erzincan İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulüyle, Erzincan 1. Asliye Hukuk Mankesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 17.1.2019 gün ve E:2018/318, K:2019/22 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle   Erzincan İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜYLE, Erzincan 1. Asliye Hukuk Mankesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 17.1.2019 gün ve E:2018/318, K:2019/22sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 22.06.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                         Ahmet

                                                TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN