T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO   : 2014/803

          KARAR NO    : 2014/835

          KARAR TR     : 22.9.2014

ÖZET : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı           :A.A.

Vekili              :Av. T.A.K.

Davalı                        :Türk Telekom A.Ş.

Vekilleri         :Av.İ.Ş.

                         Av.Y.Y.

 

O L A Y           :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kurum nezdinde kapsam dışı personel olarak çalışmakta iken; kurumun 14.11.2005 tarihinde özelleştirilmesinden sonra başka kuruma nakledildiğini; ancak bu nakil sırasında maaş nakil ilmuhaberinde 5473 sayılı Kanun ile getirilen ek ödemelerin maaşına yansıtılmaması nedeni  ile zarara uğradığını belirterek; maaş nakil ilmuhaberinin belirtilen  ek ödemeleri ihtiba edecek şekilde  düzeltilmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500,00 TL lik ek ödemenin dava karar tarihinden itibaren geriye dönük  olarak ve kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi ile adli yargıda dava açmıştır.  

Davacı vekili,  05.12.2011 tarihli dilekçesi ile davayı ıslah etmiş ve talep miktarını 5944,12 TL artırmıştır.

İzmir 3. İş Mahkemesi; 03.06.2013 gün ve 2011/163 Esas, 2013/327 Karar sayılı kararı ile; “Danıştay idari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 07/04/2011 tarih ve 2011/55 E - 2011/205 K sayılı kararı ile Yargıtay 9. HD'nin 2012/28267 E - 2012/35985 K sayılı 05/11/2012 tarihli ilamı gereğince nakle tabi isçilerle davalı Türk Telekominasyon AŞ arasındaki uyuşmazlıklarda daha önce esasa yönelik kararlar verildiği, ancak Danıştay İdari Dava Dairelerinin 07/04/2011 gün ve 2011/55 E-205 K sayılı kararından sonra uyuşmazlığın Adli Yargı yerinde görüleceği konusunda yeniden değerlendirme yapılması gerektiği, anılan karara göre Danıştay İdari Dava Dairelerinin gerekçelerinin dairece benimsendiğinin belirtilerek özelleştirmeden önce statü hukuku hükümlerine tabi davacı niteliğindeki personelin özelleştirme sonrası belirli bir süreliğini davalı ile özel hukuk hükümlerine tabi olarak iş sözleşmesi kapsamında çalıştırılmakta, nakledildiğinde tekrar statü hukuku kapsamına girmekte olduğu, davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde davalı şirkete davacının ücreti konusunda "artış oranının kamudaki memur maaş artış oranında" olacağı yönünde yükümlülük getirildiği gibi 406 sayıl Yasa hükümleri uyarınca davalı şirkete hak sahibi personeli Devlet Personel Başkanlığı'na bildirmesi, bildirim ile beraber personelin nakledileceği kamu kurumunda yararlanacağı, parasal haklara esas olmak üzere memur maaş, nakil, ilmuhaberi düzenlenmesi, personelin ilişiğinin kesilmesi gibi işlemler yaptırıldığının görüldüğü, bu işlemlerin İdari Hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerini,özlük ve parasal haklarını belirlediği, söz konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve idare hukuku alanında tesis edilmiş birer idari işlem niteliğinde olduklarının açık bulunduğu, idari işlemler ile ilgili uyuşmazlığın ise Adli Yargı yerinde değil, idari Yargı yerinde çözülmesi gerektiğinden Mahkemece davanın HMK'nın 114/1-b md. uyarınca "Yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle aynı Yasanın 155-2. md. uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekeceği, belirtildiğinden Yargıtay 7. HD'nin görüş ve kabulleri doğrultusunda dava konusu uyuşmazlığın İdari Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sebebi ile Mahkememizde açılan davanın HMK 114 1-b ve 115/2. md. uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş, 6100 sayılı HMK'nın 311/2 md ile Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 2013/8012 Esas -2013/8482 Karar sayılı 22.4.2013 tarihli kararı gereğince Mahkememizce esasa ilişkin karar verilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden karar tesis edilmemiştir.” şeklindeki gerekçesi ile davacı vekilinin hazır bulunduğu duruşmada, davalı vekilinin yokluğunda ,davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar davalı vekiline  tebliğ edilmemiştir.

Davacı vekili, davalı kurumun hukuka aykırı eylemi nedeniyle müvekkilin 2006 yılından kurumun özelleştirilmesine istinaden İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine memur olarak atandığı 22.12.2010 tarihine kadar müvekkile ödenmeyen denge tazminatı tutarlarının faiziyle tahsiline ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemi ile idari yargıda dava açmıştır.

 İzmir 1. İdare Mahkemesi: 03.06.2014 gün ve 2013/1304 Esas sayılı kararı ile davacının maaş nakil il muhaberinin düzenlendiği tarihte davalı mevkiinde kamu kurum niteliği taşımayan Türk Telekom A.Ş.’nin bulunması nedeni ile uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu belirterek; adli yargının görev alanına giren davada mahkemelerinin görevli olmadığı gerekçesi ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Zehra Ayla PERKTAŞ’ın Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT ’un katılımlarıyla yapılan 22.9.2014 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” hükme bağlanmış, aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

            Mahkememiz gönderilen idari yargı dosyası içinde bulunan İzmir 3. İş Mahkemesi’nin  2011/163 Esas sayılı dava dosyasında  yapılan inceleme neticesinde, İzmir 3. İş Mahkemesi’nin 03.06.2013 gün ve 2011/163 Esas, 2013/327 Karar sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği,  kararın verildiği 03.06.2013 tarihli celseye davacı vekilinin katıldığı, bu itibarla davacı vekili tarafından karar yüzüne karşı verildiği 03.06.2013 tarihinden itibaren yasal süresi içinde kanun yoluna başvurulmadığından kararın kesinleştiği;
ancak kararın verildiği 03.06.2013 tarihli celseye davalı vekilinin katılmadığı gibi kendisine kararın tebliğ edildiğine dair dosya kapsamında bir evraka da rastlanmadığı, bu nedenle Mahkemesi’ne müzekkere yazılara davalı vekiline ilgili mahkeme kararının tebliğ edilip edilmediğinin  sorulduğu, İzmir 3. İş Mahkemesi’nce gönderilen 16.07.2014 tarihli yazı cevabında, kararın davalı vekiline tebliğ edilmediğinin açıkça belirtildiği  tespit edilmiştir.

Olayda, İdare Mahkemesince, görevli merciin belirlenmesi için Mahkememize başvurulmasına karşın, iş mahkemesinin görevsizlik kararı, davalı vekilinin yokluğunda verilmiş ve davalı vekiline tebliğ edilmemiş olup, ortada adli yargı yerine ait kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığından, 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen “kesin ve kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine” koşulu geçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç      :  2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan İzmir 1.İdare Mahkemesi’nin 03.06.2014 gün ve 2013/1304 Esas sayılı BAŞVURUSUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 22.9.2014 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan Vekili

        Zehra Ayla

        PERKTAŞ        

 

Üye

Eyüp Sabri 

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

           ÖĞÜŞ

 

      Üye

                 Ali

             ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU                     

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT