Hukuk Bölümü Hüküm Uyuşmazlığı Olmadığına Dair         2004/131 E.  ,  2005/4 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : K.H.

Müdahil         : Taşucu Gümrük Müdürlüğü

Vekili              : Hazine Av.U.O.

Sanık            : Z.A.

               O  L  A  Y       : KKTC’nden Türkiye’ye giriş yapan dört adet Tırın zula tabir edilen gizli bölmelerinde kaçak eşya getirileceğinin ihbar edilmesi nedeniyle Taşucu-Silifke Karayolunda sanığa ait araçta yapılan aramada çeşitli gümrük kaçağı eşya ve 6 kg. çay yakalanması üzerine, SİLİFKE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’nın 25.12.2001 gün ve Hz. No: 2001/2641; E:2001/1496, 2001/738 sayılı iddianamesi ile, 1918 sayılı Kanuna Muhalefet suçunu işlediği nedeniyle 3005 sayılı Kanun hükümlerine göre yargılamasının yapılarak 1918 s.K.25/2, 33/son ve 47. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle sanık hakkında kamu davası açılmıştır.

            SİLİFKE ASLİYE CEZA MAHKEMESİ; 1.7.2004 gün ve E:2001/882, K:2004/453 sayılı kararı ile, sanığın çay dışındaki eşya nedeniyle gümrük ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, 6 kg. çay yönünden ise, ticari nitelikte olmaması nedeniyle 4926 sayılı Yasanın 13/1-2 maddeleri gereğince Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın onaylı örneğinin Taşucu Gümrük Komisyonuna gönderilmesine karar vermiştir.

            TAŞUCU GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ YOLCU KOMİSYONU; 22.11.2004 gün ve 12 sayı ile, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 26. maddesinin “Bu Kanunun 3’üncü maddesinin (ı) bendinin (1) numaralı alt bendi, 13 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkrası ile 14 üncü maddesinde yazılı fiillere gümrük komisyonlarınca, ağır hapis gerektiren suçlara ağır ceza mahkemesince ve bunlar dışında kalan suçlara da asliye ceza mahkemesince bakılır.” hükmünü amir olduğu; sanıkta yakalanan eşya çay olduğundan ve bu eşyanın Türkiye’ye ithalinin ithalat rejimi gereğince belirlenen kurumların iznine tabi olması nedeniyle 4926 sayılı Kanunun 13/1-2 maddesine göre değerlendirilmesinin mümkün olmayıp aynı maddenin 3. fıkrasına temas ettiğinden Komisyonun yetkisizliğine karar vermiştir.

            Taşucu Gümrük Müdürlüğü vekilince, Silifke Asliye Ceza Mahkemesi ile Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu arasında görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle giderilmesi istemiyle Uyuşmazlık Mahkemesine başvuruda bulunulmuştur

           İNCELEME VE GEREKÇE   : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün Tülay TUĞCU’nun     Başkanlığında,  Üyeler:  Dr. Atalay ÖZDEMİR,  M. Lütfü  ÜÇKARDEŞLER,   Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 7.2.2005 günlü toplantısında, Raportör- Hakim Murat H. YURDAKÖK’ün 2247 sayılı Yasaya uygun bulunmayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü  açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 13.10.1988 tarih ve 19958 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararının sonuç kısmında, “ 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un bütünü ile incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanun’un uygulanması yönünden, 2. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan  “Ceza Uyuşmazlıkları”  ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebiyle başlayan yargılanması sonucunda sanığın mahkûmiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda Askeri ve Adli Ceza Mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması; bunun dışında kalan tüm görev ve hüküm uyuşmazlıklarının “Hukuk Uyuşmazlığı” sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.” denilmekte olup, adli ceza mahkemesi ile  idari mercii arasında görev uyuşmazlığı doğduğu öne sürüldüğüne göre, başvurunun 2247 sayılı Yasa’nın uygulanması yönünden “hukuk uyuşmazlığı” kapsamında bulunduğu açıktır.

            Anayasa’nın 158. maddesinin birinci fıkrasında “Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir”. denilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

            Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.” hükümleri yer almış;  aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Anılan hükümlere göre, Uyuşmazlık Mahkemesince bir görev ya da hüküm uyuşmazlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen karar veya kararların, adli, idari veya askeri yargı mercilerince ya da hakemliğin hakim tarafından yerine getirilmesinde olduğu gibi yargı merci sayılanlarca verilmiş bulunması gerekmektedir.

Olayda, Silifke Asliye Ceza Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderilmesi üzerine Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu tarafından yetkisizlik kararı verilmiş olup, Taşucu Gümrük Müdürlüğünce sözüedilen kararların görev uyuşmazlığına konu edildiği anlaşılmaktadır.

10.7.2003 tarih ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 27. maddesinde  “Gümrük komisyonları, ilgili gümrük başmüdürü veya yetkilendireceği yardımcısının başkanlığında, bir gümrük müdürü, bir gümrük görevlisi ile mahallin ticaret ve sanayi odasınca görevlendirilen iki temsilci olmak üzere beş kişiden; yolcularla ilgili gümrük komisyonları ise gümrük müdürü veya yetkilendireceği yardımcısının başkanlığında mahallin ticaret ve sanayi odası ile mülki amirin görevlendireceği birer temsilciden olmak üzere üç kişiden; oluşur ve oy çokluğu ile karar verir.

Gümrük komisyonlarınca verilen kararların tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde sulh ceza mahkemelerine itiraz olunabilir.

Gümrük komisyonlarının kuruluş ve çalışma usul ve esasları Gümrük Müsteşarlığınca belirlenir.” hükümlerine yer verilmiştir.

Anılan düzenlemeye göre Gümrük İdaresi bünyesinde kurulan Gümrük Komisyonları, Anayasa’nın 158. ve 2247 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtilen yargı mercilerinden olmadığından, ortada Uyuşmazlık Mahkemesince çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.

            Bu durum karşısında, 2247 sayılı Yasaya  uygun olmayan başvurunun reddi gerekmektedir.

 SONUÇ  :2247 sayılı Yasanın 1. maddesine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 7.2.2005 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.