T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/378

KARAR NO  : 2021/411     

KARAR TR  : 05/07/2021

ÖZET: Trafik kazasında sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini karşılayan sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemiyle açtığı davanın, 2918 sayılı Kanun'un110. maddesi kapsamında, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacı           : Ak Sigorta A.Ş.

Vekili             : Av. Dr. H. M.D.

Davalı            : Bağcılar Belediye Başkanlığı

Vekili             : Av. Y. Ç.

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı, şirketin sigortalamış olduğu aracın 27/03/2015 tarihinde, davalı Belediye Başkanlığına ait otoparktan çıkış yaptığı sırada otopark dubalarının kendiliğinden kalkması sonucu aracın ön alt kısımlarında hasar oluştuğu ve maddi hasar meydana geldiği, yapılan ekspertiz sonucunda tespit edilen zararın tazmini talep edilmesine karşın idarece cevap verilmediği ifade edilerek, belirlenen tutarın ticari faiziyle birlikte davalı idareden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açılmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 25/10/2016 tarihli ve E.2015/499, K.2016/399 sayılı kararı ile, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, yargı yolu nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermiştir. Kararın ilgili bölümü şöyledir:

"Dava, belediyeye başkanlığına ait otopark çıkışındaki otopark dubalarının kendiliğinden kalkması sonucu davacı şirkete sigortalı araçta meydana gelen hasarın rücuen tazminatı talebine ilişkin olup, bir kamu kuruluşu tarafından kamu yasaları uyarınca tesis yapma, yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğünün yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülük olduğu, bir kamu tesisinin yapılmasındaki, kullanılması ve muhafazasındaki kusurdan doğan zararların idari yargıda görülmesi gerektiği, görev kurallarının, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, davacı vekilinin davalı belediye hakkında hizmet kusuruna dayanarak açtığı bu davada adli yargının görevli olmadığı..."

 

3. Bu karara karşı istinaf isteminde bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 26/09/2017 tarihli ve E.2017/1413, K.2017/570 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun HMK.353/l-b/l. maddesi gereğince esastan reddine kesin olmak üzere karar vermiştir.

 

 

4. Davacı vekili, HMK'nun 375. maddesine göre "Bir dava sonunda görülen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı hüküm verilmiş ve bu hükmün kesinleşmiş olması..."  hükmünün yargılamanın iadesi sebebi olarak görüldüğünü belirterek, yargılamanın iadesi isteminde bulunmuştur.

 

5. Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 08/03/2018 tarihli ve E.2017/523, 2018/100 sayılı kararı ile, "Mahkememizin 2015/500 Esas-554 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde taraflar aynı olmakla birlikte olayın farklı olup, başka bir araç zararına ilişkin olduğu, HMK 375-l/ı maddesinde belirtilen hükme uygun düşmediği, yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı" gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir.

 

6. Bu karara karşı istinaf isteminde bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 21/10/2020 tarihli ve E.2020/1860, K.2020/3698 sayılı kararı ile, "dava değeri kararın verildiği tarih itibarı ile 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, HMK'nın 341. maddesi hükmüne göre, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması olanaklı değildir." gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiştir.

 

7. Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

8. İstanbul 13. İdare Mahkemesi 21/12/2020 tarihli ve E.2020/1832 sayılı kararı ile,2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 2. ve 110. maddesi hükümlerine yer verdikten sonra; davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

“İncelenen uyuşmazlıkla ilgili olarak davanın, sigortalının davacının sigortaladığı araç ile Bağcılar Belediyesine ait otoparktan çıkış yaparken meydana gelen kaza hadisesi nedeniyle oluşan zararın tazmini talebiyle açıldığı ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'ndan doğan bir sorumluluk davası olduğu anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık Mahkemesinin benzer bir konudaki 25/02/2019 tarihli ve E:2019/125, K:2019/157 sayılı kararında; aracın geçişi sırasında Katlı Otopark girişindeki yol üzerinde bulunan belediye sorumluğundaki hidrolik bariyerlerin kalkması nedeniyle araçta oluşan hasar karşılığı ödenen tazminatın idareden rücuen tazmini istemiyle açılan davada çıkarılan görev uyuşmazlığı sonucunda, davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğuna karar vermiştir.

Bu itibarla, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ve yukarda alıntılanan Uyuşmazlık Mahkemesi kararı gözetildiğinde meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan iş bu davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

9. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanun'un amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu belirtilmiştir.

 

10. 2918 sayılı Kanun'un “Kapsam” başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar.

Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa;

a) Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile,

b) Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da,

Bu Kanun hükümleri uygulanır."

 

11. 2918 sayılı Kanun'un 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın, bu Kanun ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu ifade edilmiştir.

 

12. 2918 sayılı Kanun'un “Karayolu trafik güvenliği” başlıklı 13.maddesinde de, karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşların, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.

 

13. 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesi şöyledir:

 

“İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”

 

14. 2918 sayılı Kanun'un Geçici 21. maddesi şöyledir:

 

“Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz”

 

B. Yargı Kararları

 

15. Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı (R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147) kararının ilgili kısmı şöyledir:

 

“… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…”

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

16. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 05/07/2021 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

17. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

18. Dava, davacı şirketin sigortalamış olduğu aracın kaza yapmasında davalı idarenin kusuru bulunduğundan bahisle, sigortalıya ödenen hasar bedelinin ticari faiziyle birlikte davalı idareden rücuen tazmini istemiyle açılmıştır.

19. 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, yukarıda belirtilen gerekçeyle anılan kuralı Anayasa'ya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir.

 

20. Anayasa’nın 158. maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesinin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Uyuşmazlık Mahkemesi olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

 

21. Bu durumda, 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun'un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

22. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; İstanbul 13. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/10/2016 tarihli ve E.2015/499, K.2016/399sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. İstanbul 13 İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/10/2016 tarihli ve E.2015/499, K.2016/399 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

05/07/2021 tarihinde, Üye Ahmet ARSLAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN

 

 

 

KARŞI OY

 

İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun'da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum. 05/07/2021

 

                                                                                                              Üye

                                                                                                      Ahmet ARSLAN