T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/851

KARAR NO  : 2019/871      

KARAR TR  : 23/12/2019

 

ÖZET: Davacının tutuklu olarak nakledildiği Ceza İnfaz Kurumunda ailesiyle görüşmelerinin engellendiğini ileri sürerek, kişilik haklarının zarara uğratıldığı iddiasıyla ve manevi tazminat istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

 

          Davacı                              : H.A.İ.

          Davalı                           : Adalet Bakanlığı

          Davalı                           : Milli Eğitim Bakanlığı

 

O L A Y                        :Davacı dava dilekçesinde özetle; Halen Tekirdağ 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğunu, Anayasa'nın 20,41 ve 42. Maddelerinde belirtilen anayasal haklarının ve 5275 sayılı kanunla belirlenen ziyaretçileriyle ve öğrenim gören çocukları ile görüşme hakkı ihlal edildiği ve kısıtlandığı için itiraz hakkını kullandığını ve itirazının kabul edildiğini, hem kendisinin hem de ailesinin bu hak ihlalleri nedeniyle yaşamış oldukları mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla tarafına 20.000 TL manevi tazminat verilmesi istemiyle Adalet ve Milli Eğitim Bakanlıklarına karşı 24/04/2019 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

TEKİRDAĞ 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 14.05.2019 gün, 2019/957 değişik iş sayılı dosyasında "...Başvurucunun talebi kurum tarafından Anayasa'nın 20, 41 ve 42. Maddelerinde belirtilen anayasal haklarının ve 5275 sayılı kanunla belirlenen ziyaretçileriyle ve öğrenim gören çocukları ile görüşme hakkı ihlal edilmesi ve kısıtlanması nedeniyle bir nevi idarenin kusuruna dayalı manevi zararlarının tazminini talep ettiği, Mahkememiz ise CMK. 141.madde kapsamında koruma tedbirleri nedeniyle kişilerin uğramış oldukları maddi manevi her türlü zararlarının giderilmesine hakkında davalara bakmaya görevli olup, başvurucunun cezaevinde haklarının ihlal edilmesi, kısıtlanması nedeniyle manevi tazminat talebi idari yargının görev alanında kaldığı kanaatiyle" Hükümlü/tutuklu Haşan Alparslan İlter' in talebi Mahkememizin görev alanı dışında kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Hükümlü/tutuklu H.A.İ. talebi konusunda İdare Mahkemesine veya Anayasa Mahkemesine başvurmakta muhtariyetine kesin olarak karar vermiştir.

Davacının aynı taleple 07/05/2009 tarihinde adli yargıda dava açtığı anlaşılmıştır.

TEKİRDAĞ 1. İDARE MAHKEMESİ: 06.11.2019 gün, E:2019/847 sayılı dosyada "4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde, bu Kanun'un, ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsadığı, "İnfaz Hakimliklerinin Görevleri" başlıklı 4. maddesinde; hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumlan ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın infaz hakimliklerinin görevleri arasında olduğu, "İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü" başlıklı 5. maddesinde, ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği hükmü ve “İnfaz Hâkimliğince Şikâyet Üzerine Verilen Kararlar" başlıklı 6. maddesinin 3.fıkrasında, "İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir" hükmü ve son fıkrasında "İtiraz, infaz hakimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine (...) yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz” hükümlerine yer verilmiştir.

Dava dilekçesinde özetle, davacının 24/10/2017 tarihinden itibaren Muğla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunmakta iken 23/10/2018 tarihinde Tekirdağ 2 Nolu Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakil edildiği; ailesinin Kırklareli ilinde ikamet etmesi ve oğlu H.K.İ.'nin orta öğretim kurumuna devam etmesi nedeniyle oğlu H.K.İ. ile hafta içi görüşemediği; bu nedenle ailesiyle hafta sonları görüşebilmesi için yaptığı talebinin idare tarafından reddedildiği; bunun üzerine bir dilekçe ile Tekirdağ İnfaz Hakimliğine yaptığı şikayetinin de reddedildiği; anılan karara karşı Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz ettiği; anılan itirazının Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi neticesinde çocuklarının öğrenim durumunu belgelendirmesi kaydıyla çocuklarıyla hafta sonları görüşebilmesine hükmedildiği; anılan yargı kararları ve gelinen süreç içerisinde Muğla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu süre içerisinde oğlu H.K.İ.'yle sadece iki kez görüşebildiği; naklinin yapıldığı Tekirdağ 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda ise oğlu H.K.İ. ile üç kez görüşebildiği; Tekirdağ 1. İdare Mahkemesine yaptığı tazminat başvurusuna ilişkin verilen karara kadar ise oğluyla bir kez görüşebildiği ve bu görüşmenin de hafta içi olması nedeniyle oğlunun devamsızlık yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek 20.000,00-TL manevi tazminatın tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu ile ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuktular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere infaz hakimliğinin görevli kılındığı; infaz hakimliğinin kararlarına karşı itiraz mercii de belirlenmek suretiyle bu Kanun uygulamasında takip edilmesi gereken sürecin düzenlenmiş bulunduğu; bakılan uyuşmazlıkta; davacının kapalı görüş hakkının kısıtlanmasının hukuka ve mevzuata aykırı olduğundan bahisle yaptığı şikayetin 4675 sayılı Kanun hükümlerince adli yargı yerince incelenerek sonuçlandırıldığı; dolayısıyla bu talebin yerine getirilmesinin bihakkın ihlali iddiasına dayalı manevi tazminat istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözümünün de adli yargı yerlerine ait olduğu sonucuna varıldığından ve bakılan davada Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/05/2019 günlü, D.İş.N:2019/957 sayılı görevsizlik kararının kesinleştiği görüldüğünden, 2247 sayılı Kanun’un 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi zorunluluğu doğmuştur.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince bu konuda bir karar verilinceye kadar ertelenmesine" kararvererek 14/11/2019 gün ve 2019/847 esas numaralı üst yazıyla dava dosyalarını Mahkememize göndermiş olup, başvuru 26.11.2019 tarihinde kayda girmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 23.12.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının tutuklu olarak nakledildiği Tekirdağ 2 Nolu Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda ailesiyle görüşmelerinin engellendiğini ileri sürerek, kişilik haklarının zarara uğratıldığı iddiasıyla ve 20.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde idari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak tanımlanmıştır.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanununun "Hükümlüyü ziyaret" başlıklı 83. maddesinde; "(1) Hükümlü, belgelendirilmesi koşuluyla eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı tarafından haftada bir kez ve ayrıca kuruma kabullerinde, zorunlu hâller dışında bir daha değiştirilmemek üzere, ad ve adreslerini bildirdiği en fazla üç kişi tarafından, yarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak üzere çalışma saatleri içinde ziyaret edilebilir. (Ek cümle: 24/1/2013-6411/9 md.) Çocuk hükümlüler için ziyaret süresi bir saatten az, üç saatten fazla olmamak üzere belirlenir.

(2) Birinci fıkrada belirtilenler dışındaki kimselerin ziyaretine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılı olarak izin verilebilir.

(3) Görüşler, koşul ve süreleri Adalet Bakanlığınca hazırlanan yönetmelikle kapalı ve açık olmak üzere iki biçimde yaptırılır.

Hükümlerine yer verilmiştir.

4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde, bu Kanun'un, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsadığı, "İnfaz Hâkimliklerinin Görevleri" başlıklı 4. maddesinde; hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin saplanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın infaz hâkimliklerinin görevleri arasında olduğu, "İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü" başlıklı 5. maddesinde, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği hükmü ve “İnfaz Hâkimliğince Şikâyet Üzerine Verilen Kararlar" başlıklı 6. maddesinin 3.fıkrasında, "İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir" hükmü ve son fıkrasında "İtiraz, infaz hâkimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine (...) yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz” hükümlerine yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının tutuklu olarak bulunduğu ceza infaz kurumundan başka bir ceza infaz kurumuna nakil edildikten sonra ailesi ile görüşmelerinin engellendiği, itiraz üzerine haklı bulunmasından sonra başka bir ilde ikamet eden ailesiyle hafta içi görüşmelerinin gerçekleştiğini ancak bu seferde öğrenci olan oğlunun devamsızlık ile karşı karşıya kaldığını ileri sürerek 20.000,00 TL manevi tazminat istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bakılan davada, davacının iddiasının yukarıda hükümlerine yer verilen 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunun 4. maddesinde "... gibi işlem ve faaliyetlere ilişkin şikayetleri" karara bağlamanın İnfaz Hâkimliği’nin görevinde olduğu düzenlemesine istinaden, bu konulardaki şikayetlere bakmakla görevli olan Adli Yargı yerinin müddeabihin değerine göre aynı şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemine de bakmaya görevli olduğu kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Tekirdağ 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.05.2019 gün ve 2019/957 değişik iş sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenleTekirdağ 1. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.05.2019 gün ve 2019/957 değişik iş sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 23.12.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                   

      Hicabi                       Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                  BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

 

                                    Üye                                Üye                              Üye                  

                                        Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                          TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN