Hukuk Bölümü 1999/19 E., 1999/27 K.

  • ORMAN KÖYLÜSÜNE VERİLMESİ GEREKEN YAKACAK ODUN YARDIMI
  • TAM YARGI DAVASI NİTELİĞİ
  • TARAFLARI FARKLI DAVALAR
  • YAKACAK YARDIMINDAN YARARLANDIRILMA TALEBİ REDDEDİLEN DAVACININ TAZMİNAT TALEBİ
  • 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 34 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 19 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : İstanbul İli, Çatalca İlçesi, Binkılıç Köyü İlköğretim Okulunda 1968 yılından beri öğretmen olarak görev yapan davacı, daha sonra beldeye dönüşen köyün Atatürk Mahallesine 1990 yılında kendi evini yaparak yerleşmiştir.

    Adıgeçenin, orman köylüsüne tanınan "köylü pazar satışı" hakkından yararlanmak için 2.10.1990 günlü dilekçe ile yaptığı başvuru, Çatalca Kaymakamlığının 30.11.1990 günlü yazısı ile, köy nüfusuna kayıtlı olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

    Davacının, nüfusunu naklettirmek suretiyle 26.12.1990 tarihi itibariyle Binkılıç Köyü nüfusuna kaydolması üzerine, 28.12.1990 günlü dilekçe ile yeniden yaptığı başvurusuna Binkılıç Orman İşletme Şefliğince verilen 2.1.1991 günlü cevap yazısında, dilekçesinin gereği yapılmak üzere ilgili mahalle muhtarlığına yazı ile emirlendiği belirtilmiştir.

    Ancak, Binkılıç Merkez Mahallesi Muhtarlığının, İhtiyar Heyetince kendisine makta verilmesinin uygun görülmediği yolundaki 8.11.1992 tarihli yazısı üzerine davacı, 1990, 1991 ve 1992 yıllarında kendisine verilmesi gereken odun haklarının satış değeri üzerinden karşılığı 10,000,000.- lira maddi ve Köy Muhtarlığı ile İhtiyar Heyetinin kendisine köy halkına karşı küçük düşürücü tutumları nedeniyle elem ve ıstırap duyduğundan bahisle 10,000,000.- lira manevi olmak üzere toplam 20,000,000.- lira tazminatın, olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte, davalı Binkılıç Beldesi Muhtarlığından tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 22.1.1993 gününde adli yargı yerine tazminat davası açmıştır.

    ÇATALCA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 5.11.1993 gün ve E: 1993/33, K: 1993/320 sayı ile, davacının nüfus kaydı celb edildiğinde 26.12.1990 tarihinde Binkılıç nüfusuna kaydedildiğinin anlaşıldığı; Çatalca Orman İşletme Müdürlüğünden gelen 13.8.1993 tarihli yazıda, davacının Binkılıç Beldesine sonradan gelip yerleşen yabancı olması sebebiyle ve mahalle muhtarlığının da talebine uygun olarak odun tahsis edilmediğinin bildirildiği; dosyanın incelenmesinden, davanın konusu itibariyle Mahkemelerinin yetki alanına girmediği ve idare mahkemesinin yetki alanına girdiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacının 23.2.1995 günlü dava dilekçesi, İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nce, 14.3.1995 gün ve 1995/314-302 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

    Davacı, usule uygun olarak yenilediği 28.7.1995 günlü dilekçe ile, Kanun'un tüm gereklerini yerine getirerek başvuruda bulunduğu halde isteğinin idarece işleme tabi tutulmadığı ve yasal haklarının çiğnendiği nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü köylü pazar satışı odun haklarının karşılığı olarak, 1990, 1991, 1992, 1993, 1994 ve 1995 yıllarına ilişkin ve her yıl için 60 ster olan odun hakkının 1995 yılı ihale ilanında asgari bedeli olarak belirtilen 244,000.- lira hesabıyla toplam zararı karşılığı 87,840,000.- liranın tazminine hükmedilmesi istemiyle Orman Bakanlığına karşı, idari yargı yerinde dava açmıştır.

    İSTANBUL 1. İDARE MAHKEMESİ; 27.12.1996 gün ve E: 1995/1290, K: 1996/ 1917 sayı ile, Orman Genel Müdürlüğü de hasım mevkiine alınmak suretiyle görülen davada bu idarece görev itirazında bulunulduğundan bahisle ve dosyanın incelenmesinden, Çatalca- Binkılıç Köyünde ikamet eden ve bu Köyün nüfusuna kayıtlı bulunan davacının, orman köylüsüne verilen pazar satış hakkından istifade etmek amacıyla orman işletme şefliğine başvuruda bulunduğu; davalı idarece, davacıya makta verilmeyeceği yolunda olumsuz bir işlem tesis edilmediği; bu haktan yararlanacak olanların muhtarlıkça tespit edilerek düzenlenen listenin işletme şefliğine verildiği; ancak, köy muhtarının listeye almaması nedeniyle davacının bu haktan yararlanamadığı; davanın ise, davacının yararlanacağı köylü pazar satışı hakkının parasal karşılığı olan 87,840,000.- liraya ilişkin alacak davası olduğu; bu durumda, 2577 sayılı Yasa'da sayılan idari dava türlerinin dışında kaldığı anlaşılan davanın görüm ve çözümü görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar da temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Bunun üzerine davacı, 1990 - 1997 yılları arasında yıllık 60 ster olmak üzere toplam 480 ster tutarındaki köylü pazar satışı haklarının verilmemesinden doğan zararı karşılığı olarak maddi ve vatandaşlar arasında ayrımcılık yapıldığı nedeniyle telafisi mümkün olmayacak şekilde ıstırap içinde kaldığından bahisle de 100,000,000.- lira manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle, bu kez Binkılıç Orman İşletme Şefliği ile Binkılıç Beldesi Atatürk ve Fatih Mahalleleri Muhtarlıklarına karşı, 13.6.1997 gününde yeniden adli yargı yerine dava açmıştır.

    ÇATALCA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 20.4.1999 gün ve E: 1997/239 sayı ile, olayda, konusu ve sebebi aynı olan davada daha önce hem adli hem de idari yargı yerinden verilip kesinleşen iki ayrı görevsizlik kararı bulunması nedeniyle olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu; ancak, uyuşmazlığın halli için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulması gerekirken bu yola gidilmediği ve aynı sebebe dayanılarak Mahkemelerine yeniden dava açıldığı; hernekadar, Mahkemelerinden yargı yolu bakımından verilen görevsizlik kararı var ise de, bu konu idare mahkemesince nazara alınmadığından dolayı davacının 3. davasını da adliye mahkemesinde açması karşısında Mahkemelerinden verilen 1993/33-320 sayılı karar içeriği de nazara alınmak suretiyle, orman idaresinin orman köylerinde makta adı altında belirli miktarlarda dağıttığı yakacak odunun davacıya verilmemesi işlemi idari bir işlem niteliği taşıdığından bu davaya bakmak görevinin adliye mahkemesine ait bulunmadığı kanaatine varıldığından bahisle, görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla dava dosyalarının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve bu davada Uyuşmazlık Mahkemesi kararının beklenmesine karar vermiştir.

    Bu karar gereğince adli ve idari yargı dosyaları, anılan Hakimliğin 20.4.1999 günlü, 1997/239 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Dr. Erol ALPAR ve Ertuğrul TAKA'nın katılımlarıyla yapılan 15/11/1999 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı O. Cem ERBÜK'ün davanın çözümünün idari yargının görevine girdiği yolundaki yazılı açıklamaları da dinledikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    A- USULE İLİŞKİN İNCELEME

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 27. maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

    Olay kısmında açıklanan davanın seyrine göre, olayda hangi tür görev uyuşmazlığının doğduğu bakımından bir inceleme yapılması gereklidir.

    1- 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesine göre, olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte ve bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, hukuk alanında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir.

    Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 20.4.1999 gün ve E: 1997/239 sayılı başvuru kararında, daha önce Mahkemelerince verilen ve kesinleşen 5.11.1993 günlü, 1993/ 33-320 sayılı görevsizlik kararı ile İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nce verilen ve kesinleşen görevsizlik kararı nedeniyle olumsuz görev uyuşmazlığının doğduğundan sözedilmekte ise de, sözkonusu kararlar 2247 sayılı Yasa'nın yukarıda hükmü yazılı 14. maddesine göre incelendiğinde: dava sebebi aynı olmakla birlikte, konularının kısmen (1990, 1991 ve 1992 yıllarına ilişkin makta haklarının parasal karşılığı yönünden) aynı olduğu, fakat adli yargı yerinde Binkılıç Beldesi Muhtarlıklarına; idari yargı yerinde ise, Orman Bakanlığına karşı dava açılmış olması karşısında davalılar bakımından tarafların aynı olmadığı görülmekte olup, bu nedenle olumsuz görev uyuşmazlığının doğduğundan sözetmek olanaksızdır.

    Öte yandan, 14. maddeye göre olumsuz görev uyuşmazlığının doğması halinde, bu uyuşmazlığın giderilmesi isteminin, hukuk alanında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebileceğini de belirtmek gerekir.

    2- 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde" Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler." hükmüne yer verilmiştir.

    Yasakoyucunun, 14. maddeye göre daha hızlı çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde düzenlemesinde sözü edilen davada da, aynen 14. maddede olduğu gibi "tarafları konusu ve sebebi aynı" olmak koşullarının aranacağı kuşkusuzdur.

    İdare Mahkemesinde, 1990 - 1995 yıllarına ilişkin 87,840,000.- lira tutarındaki maddi zararların tazmini istemiyle Orman Bakanlığına karşı dava açılmışsa da Mahkemece ilamın infazıyla yükümlü olması bakımından Orman Genel Müdürlüğünün de hasım mevkiine alındığı; buna karşılık, Asliye Hukuk Mahkemesinde yeniden açılan davada, maddi tazminatın 1996 ve 1997 yıllarını da kapsayacak şekilde genişletildiği ve ayrıca manevi tazminat talebinde de bulunulduğu, davalı mevkiinde ise, diğer davalıların yanısıra Orman Genel Müdürlüğü yerine taşra teşkilatının gösterildiği görülmektedir.

    Bu durumda, 1990 - 1995 yıllarına ilişkin 87,840,000.- lira tutarındaki maddi tazminat istemiyle Orman Genel Müdürlüğüne karşı açılan kısmı yönünden tarafları konusu ve sebebi aynı olan davada, İstanbul 1. İdare Mahkemesinin kesinleşen görevsizlik kararı üzerine Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 20.4.1999 gün ve E: 1997/239 sayı ile, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulduğunun ve böylece kısmen görev uyuşmazlığı çıkarıldığının kabulü gerekmektedir.

    B- ESASIN İNCELENMESİ Uyuşmazlığa konu olan dava, davacının 1990 - 1995 yıllarına ilişkin köylü pazar satışı odun haklarından yararlandırılmadığı nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü, beher yıl için 60 ster olmak üzere toplam 360 ster odunun 1995 yılı satış ihale ilanında belirtilen asgari ster bedeli 244,000.- lira hesabıyla bulunacak toplam 87,840,000.- liranın, davalı idareden tahsiline hükmedilmesi isteminden ibarettir.

    6831 sayılı Orman Kanunu'nun 3373 sayılı Kanun'la değişik 34. maddesinde, "Sınırları içinde Devlet ormanı bulunan köy ve kasabalarda o yer nüfusuna kayıtlı olarak ikamet eden gerçek kişilerin veya sınırları içinde Devlet ormanı bulunan köy ve kasabaların herbirinde hane adedinin çoğunluğu tarafından kurulan orman köylerini kalkındırma kooperatiflerinin baltalık ormanlarından birim fiyat (vahidi fiyat) usulü ile kesip satış istif yerlerine taşıdıkları yakacak odunların yüzde seksenine (%80) kadarı idarece tayin edilecek süre içinde, istedikleri takdirde kendilerine maliyet bedeli üzerinden verilir. Ancak, bu oran Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca taşıtma ve depolama imkanı olmayan bölge ve bölgelerde yüzde yüze (%100) kadar artırılabilir.

    Ağaçlandırma, imar ve bakım gayesi ile yapılan çalışmalarda da baltalık ormanlardaki yapılan çalışmalara ait hükümler uygulanır.

    Hane adedinin en az yüzde ellibiri (%51) tarafından kurulan orman köylerini kalkındırma kooperatiflerinden, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca uygunluğu onaylanmış kendilerine ait veya en az yüzde ellibir (%51) payına sahip oldukları sanayi kuruluşları bulunanların birim fiyat usulü ile kesip satış istif yerlerine taşıdıkları kerestelik, soymalık, kaplamalık tomrukların ve sanayi odunlarının ayrı ayrı yüzde yirmibeşine (%25) kadarı istedikleri takdirde bu sanayi kuruluşlarında işlenmesi şartıyla satış istif yerlerinden maliyet bedeli ile satılır. Ancak, hakkını mal olarak almak istemeyenlerle uygun sanayi tesisine sahip olmayan kooperatifler birim fiyat usulü ile kesip satış istif yerlerine taşıdıkları kerestelik, soymalık, kesme kaplamalık tomruk ve sanayi odunlarının ayrı ayrı yüzde yirmibeşine (%25) kadarı için, ilgili orman işletmesince yılı içinde istihsal edilen emvalden, aynı yıl içinde açık artırmalı olarak satılan miktarın genel satış ortalaması ile maliyet bedeli genel ortalaması arasındaki fark bilançonun çıkarılmasını müteakip nakden ödenir.

    Devlet ormanlarında istihsalde çalışan gerçek ve tüzelkişilerin kesip satış istif yerlerine taşıdıkları yapacak ve yakacak emvale ait istihkak tutarları ayrıca yüzde on (%10) fazlasıyla kendilerine ödenir.

    Yukarıdaki fıkralarda yazılı haklardan yararlanabilmek için kesme ve taşıma işinin birim fiyat (vahidi fiyat) kararı ve şartnamedeki sürelere ve esaslara uygun olarak yapılması şarttır" hükümlerine yer verilmiştir.

    Anılan Yasa maddesinin uygulamasına ilişkin olarak Orman Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan 25.10.1988 tarih ve 282 sayılı Tebliğ'in "Köylü Pazar Satışı Odun Hakkının Verilmesi İle İlgili Esaslar" başlıklı İkinci Bölümünde, köylü pazar satış (KPS) hakkının hangi ormanlardan verileceği, bu haktan yararlanacaklarda aranacak şartlar, KPS odunlarının nerelerden verileceği; "Müşterek Hükümler" başlıklı Beşinci Bölümünde yer alan 7. maddesinde, istihsal işi verilirken yapılacak iş ve işlemler; Altıncı Bölümünde ise, orman köylüleri ve kooperatiflerce yapacak ve yakacak emvalin kesilip satış istif yerlerine taşınması ve kanuni hakkın doğması halinde yapılacak işlemler, ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

    Bu düzenlemeye göre, sınırları içinde Devlet ormanı bulunan köy ve kasabalar nüfusuna kayıtlı ve o yerde ikamet etmekte olan köylülere veya bunlara ait kooperatiflere, idarece belirlenen birim fiyat usulü ile şartnamedeki süre ve esaslara göre kesim yapılmak üzere baltalık ormanlardan tespit edilen kesim bölmeleri teslim edilmekte, öngörülen süre içinde kesip satış istif yerlerine taşıdıkları yapacak ve yakacak emvalden, istemeleri halinde Kanuna göre belli edilen miktarları kendilerine maliyet bedeli karşılığında verilebilmektedir.

    İdari yargı dosyasında mevcut İstanbul Orman Bölge Müdürlüğünce Orman Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğine gönderilen 18.9.1995 tarih ve 012922 sayılı bilgi yazısından, Binkılıç Köyü'nün orman köyü olması nedeniyle köylülerin KPS hakkından istifade ettirildiği; 1968 yılından beri öğretmen olarak bu yerde bulunan ve 1990 yılında bu yer nüfusuna kaydolan davacının, muhtarlıkça işletme şefliğine verilen KPS hakkından istifade edecekler listesinde yer almadığı nedeniyle bu olanaktan istifade edemediği; Bölge Müdürlüğünce, adıgeçene gönderilen 20.12.1994 tarihli yazıda, KPS maktasında iş verilirken hakkının dikkate alınacağının bildirilmesine karşın, dışarıdan geldiği ve sonradan nüfusa kaydolduğu şeklindeki gerekçelerle köylülerin karşı çıkmaları, muhtarlık ile ihtiyar heyeti tarafından ilgili orman işletme şefliğine bu yolda yazılı başvuruda bulunulması ve adıgeçenin istihsal yapılacak kesim bölmesine girmesinin köylülerce engellenmesi sonucunda bu haktan yararlanamadığı anlaşılmaktadır.

    Orman Kanunu'nun 6. maddesine göre, Devlet ormanlarına ait her çeşit işlerin yapılması ve yaptırılması; 3234 sayılı Kuruluş Kanunu'na göre de, Devlet ormanlarının idaresi, işletilmesi ve orman ürünlerinin üretimi ve pazarlanması hususlarında Orman Genel Müdürlüğü görevli olup, köylü pazar satışı hakkını düzenleyen 6831 sayılı Yasa'nın 34. maddesinde, ilgili köy muhtarlığına ya da ihtiyar heyetine, bu haktan yararlanacakların belirlenmesi ya da önerilmesi konusunda herhangi bir görev ve yetki verilmemiştir.

    Uyuşmazlığa konu olan davada, davacı, Yasa'da öngörülen koşulları taşıdığı halde idarece kendisine kesim işi verilmemesi nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü köylü pazar satışı odun hakları karşılığının idare tarafından tazmin edilmesini istemekte olup, orman köylüsüne baltalık ormanlarda üretim yaptırmak Orman İdaresinin görevlerinden olduğuna ve olayda 6831 sayılı Yasa'nın 34. maddesinin kendisine de uygulanmasını isteyen davacı bakımından idarenin ihmali bulunduğu iddia edildiğine göre, bu davanın çözümlenebilmesi için: kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun yürütülüp yürütülmediğinin; başka bir deyişle, uygulamadan kaçınmanın yasaya aykırılık oluşturup oluşturmadığının; dolayısıyla, hizmet kusuru ya da başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının, saptanması gerekmektedir.

    Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır. Buna göre, olayda hizmet kusuru, ya da başka nedenle idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının saptanması idare hukuku ilkeleri çerçevesinde yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa'nın 2/1-b. maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesi kapsamında yapıldığı kabul edilen başvurunun, davanın 1990 - 1995 yıllarına ilişkin 87,840,000.- lira tutarındaki maddi tazminat istemiyle Orman Genel Müdürlüğüne karşı açılan kısmı yönünden kabulü ile İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın 1990 - 1995 yıllarına ilişkin maddi tazminat istemiyle Orman Genel Müdürlüğüne karşı açılan kısmının çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin 27.12.1996 günlü, E: 1995/1290, K: 1996/1917 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 15.11.1999 gününde kesin olarak OYBİRLİĞİ ile karar verildi.