Hukuk Bölümü         2011/151 E.  ,  2011/212 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

          Davacı           : İ.A.

          Vekili              : Av. Ş.I.

          Davalı              : Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü

          Vekilleri          : Av. T.T.

         O L A Y          : Kafkas Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Zooloji Anabilim Dalında öğretim görevlisi olan davacı 2547 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilmiştir.

Davacı yükseklisans ve doktora eğitimini tamamladıktan sonra Kafkas Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak mecburi hizmetini yapmakta iken 23.7.2007 tarihinde vermiş olduğu istifa dilekçesi kabul edilmeyerek 5.8.2007 tarihinde müstafi sayılmıştır.

Davacının yaptığı doktora öğreniminden dolayı Kafkas Üniversitesindeki  1 yıl 8 ay 28 gün mecburi hizmetine karşılık olarak 24.8.2007 tarihinde Kars 1. Noterliğinde 8087 sıra numarası ile taahhüt senedi düzenlenmiştir.

Taahhüt senedi uyarınca mecburi hizmetine karşılık olarak davacı davalı idareye olan 11.270,00 TL borcunu ödemiştir.

Davacı, 2547 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca yurt içinde yaptığı doktora öğreniminden dolayı Kafkas Üniversitesine 1 yıl, 8 ay, 28 gün mecburi hizmetine karşılık olarak tahakkuk eden ve taksitlendirilerek ödediği 11.270,00 TL borcun en son taksit ödeme tarihi olan 17.1.2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 Davalı idare vekilince, birinci savunma dilekçesinde, davacının 22.8.2007 tarihinde Üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığına vermiş olduğu dilekçesinde Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Anabilim Dalına Yrd. Doç. Dr. olarak atandığını belirterek mecburi hizmetinin kalan kısmının nakde çevrilerek aylık taksitler halinde ödemeyi talep etmesi üzerine, 24.8.2007 tarihinde Kars 1. Noterliğinde 8087 sıra numarası  ile taahhüt senedi düzenlendiği, söz konusu taahhüt senediyle borçlu İ.A. 11.270,00 TL’yi peşinat ve taksitler halinde ödeyeceğini ve doğabilecek uyuşmazlıklarda Kars Mahkemelerinin yetkili olduğunu kabul ettiğini bu nedenle uyuşmazlık konusunun adli yargının görev alanına girdiğini ileri sürerek, görev itirazında bulunulmuştur.

ERZURUM 1. İDARE MAHKEMESİ: 18.3.2010 gün ve E:2009/572 sayı ile, İdarenin, idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tek yönlü irade açıklaması sonucu tesis ettiği işlemlere, hukuk alanında yeni durumlar oluşturmasıyla idari işlem kimliği kazandırdığı ve kural olarak bu işlemlerin özel yasal düzenlemeler dışında, idari yargı denetimine tabi bulunduğu, Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olarak görev yapmakta iken 2547 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca yurtiçinde yaptığı doktora öğreniminden dolayı üniversiteye karşı mecburi hizmetle yükümlü bulunan davacının 23.7.2007 tarihinde vermiş olduğu istifa dilekçesinin kabul edilmeyerek 5.8.2007 tarihinde müstafi sayılması üzerine, 22.8.2007 tarihinde davalı idareye verdiği dilekçe ile mecburi hizmetinden kaynaklanan borcunu ödemeyi taahhüt etmesi üzerine, 1 yıl, 8 ay, 28 gün mecburi hizmete karşılık olarak 11.270,00.-TL borcun en son taksit ödeme tutarı olan 17.1.2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece tazmin edilmesi talebiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmış olup, davacının verdiği taahhütname senedinin ilgilinin 2547 sayılı Yasa'nın 35. maddesi uyarınca başka bir üniversitede doktora eğitimi yapmak üzere görevlendirilmesindeki önemli etkisi göz önüne alındığında, davacının bu taahhütname ve kefalet senedini idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığının kabulü mümkün olmadığından, ortada özel hukuk alanını ilgilendiren bir uyuşmazlığın bulunduğundan söz etmeye olanak bulunmadığı, bu durumda, davacının imzaladığı taahhütname ve kefalet senedinde yer alan mali yatırımların hayata geçirilmesini öngören rektörlük işlemine ve yüklenme senedine ilişkin olarak ödediği tutarların tazminine ilişkin davada idari yargı yerinin görevli olduğu açık olduğundan, davalı idarenin uyuşmazlığının adli yargıda çözümlenmesi yolundaki iddiasında isabet görülmediği gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı idare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Konunun çözümü, için uyuşmazlığın temelini oluşturan işlemin incelenmesi gerektiği; dava konusu uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeden diğer bir ifadeyle taahhüt senedinde yer alan borçtan kaynaklandığı, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun öğretim elemanı yetiştirmeye ilişkin 35. maddesinde: Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler. (Ek fıkra: 17/08/1983-2880/18 md.) Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler. (Ek fıkra: 17/08/1983 - 2880/18 md.) Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır." hükmünün yer aldığı, dava dosyasının incelenmesinden; Üniversiteler tarafından lisansüstü eğitim-öğrenim yapmak üzere yurt içi ve yurt dışına gönderilen araştırma görevlilerinin borçlarını ödeme planını gösteren ve noter huzurunda res'en tanzim edilen taahhüt senedinin mevcut olduğu, 24.8.2007 tarihinde Kars 1. Noterliğinde 8087 nolu taahhüt senedi ile davacının söz konusu ödeme planını kabul ve taahhüt ettiği anlaşılmıştır. Söz konusu taahhüt senedi ile, araştırma görevlisi ile Üniversite arasında bir sözleşme ilişkisi kurulduğu, dolayısıyla, uyuşmazlık taraflar arasındaki sözleşmeden diğer bir ifadeyle taahhüt senedinde yer alan borçtan kaynaklandığı  sözleşmede yer alan borçtan kaynaklanan uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin bulunduğu, bu nedenlerle 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

 DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinde araştırma görevlisi olarak çalışmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 35'inci maddesi uyarınca lisansüstü eğitimi almak üzere kadrosu yurtiçinde başka bir üniversiteye gönderilen ve bu üniversitede doktora çalışmasını tamamlayarak Kafkas Üniversitesindeki görevine dönen ancak, kısa bir süre sonra müstafi sayılan ve mecburi hizmet yükümlülüğü bulunduğundan bahisle Noterde düzenlenen taahhüt senedi uyarınca tahakkuk eden borcu ödeyen davacının, 657 sayılı Yasanın Ek-35'inci maddesi ile mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırıldığından bahisle ödediği meblağın kendisine iadesi istemiyle üniversiteye yaptığı başvurunun cevap verilmeyerek reddi üzerine, üniversiteye ödenen toplam 11.270.- Liranın reeskont faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açtığı davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması üzerine, Uyuşmazlık Mahkemesince gönderilen dosyanın incelendiği  4.11.1981 gün ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 19.8.1983 gün ve 2880 sayılı Yasayla değişik 35'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında, "Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hükmün dışındadır." kuralına yer verildiği,  23.05.1997 gün ve 22997 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmelik'in 4'üncü maddesinin 4'üncü fıkrası ise, "Görevlendirme veya atama işleminden önce adaylardan, kendilerine kadrosu tahsis edilen üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünde 2547 sayılı Kanunun 35'inci maddesi şartları içinde lisansüstü eğitim-öğretim süresi (tatiller dahil) kadar mecburi hizmeti yerine getirmek zorunda bulunduklarına dair bir taahhüt ve kefalet senedi alınır. Bu senette ilgili araştırma görevlilerinin lisansüstü eğitim-öğretimlerinin tamamlanmasından ne kadar süre sonra kadroyu tahsis eden üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne döneceğini belirten bir hüküm de yer alır." hükmünü içerdiği,  2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 20'nci maddesinin atıfta bulunduğu 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa 01.08.1996 tarihinde 4160 sayılı Yasa ile eklenen "Yurt İçinde Okutulan Öğrencilerin Mecburi Hizmet Yükümlülüğü" başlıklı Ek-35'inci maddesiyle de; "Kamu kurum ve kuruluşları tarafından personel kanunları ve diğer özel kanunlarda yer alan hükümlere göre bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren okutulacak yeni öğrencilere mecburi hizmet yükümlülüğü getirilemez. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mecburi hizmet karşılığı okutulmakta olan öğrenciler, mezuniyetlerinden veya memuriyete atanmalarından sonra kurumlarından mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılmasını talep edebilirler. Bu takdirde başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın, mecburi hizmet yükümlülüğü ve tazminat borçları (1.1.1995 tarihinden önce mecburi hizmet yükümlülüğünü ihlal edenlerin borçları dahil) ortadan kalkar." kuralının getirildiği, Anayasanın 125'inci maddesinde idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunun hükme bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları görüm ve çözümü idari yargının görev alanına giren idari dava türleri arasında sayıldıktan sonra, aynı Yasanın 10'uncu maddesinde, ilgililerin haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri; altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı; 12'nci maddesinde de ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla idari yargı yerinde doğrudan tam yargı davası açabilecekleri kurala bağlandığı, görüldüğü üzere; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun yukarıda sözü edilen Ek 35'inci maddesiyle, kamu kurum ve kuruluşlarınca okutulacak öğrenciler bakımından mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılmasıyla kalınmadığı; ayrıca, 1.1.1995 tarihinden önce mecburi hizmet yükümlülüğünü ihlal edenlerin borçları dahil, önceki tarihlerinde doğan söz konusu yükümlülüğün ve bu yükümlülükten doğan borçların kaldırılmasının da öngörüldüğü, olayda da, davacı, davalı idareye, 2577 sayılı Kanunun açıklanan 10'uncu maddesinin tanımış olduğu olanaktan yararlanarak, yapmış olduğu başvuruda, mecburi hizmeti dolayısıyla taahhüt edip ödediği meblağın, 657 sayılı Kanunun anılan Ek 35'inci maddesi uyarınca, kendisine geri verilmesi isteminde bulunmuş; bu isteminin zımnen reddedilmiş sayılması üzerine de, 2577 sayılı Kanunun 12'nci maddesinde öngörülen usulü izleyerek, zımnen reddolunan meblağın tazminat olarak kendisine verilmesine hükmedilmesi talebiyle bu davayı açtığı, bu açıklamalara göre; davacının davaya konu etmiş olduğu talebinin hukuksal dayanağının, idareye mecburi hizmet yükümlülüğü dolayısıyla vermiş olduğu taahhüt değil, bir kamu kanunu olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Ek-35'inci maddesi olduğu, dolayısıyla; ortada, bir özel hukuk işleminden doğan uyuşmazlığın değil, idari uyuşmazlığın söz konusu olduğu, bu bakımdan; dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümüyle idari yargı düzenine mensup idari yargı yerlerinin görevli olduğu bu nedenle, 2247 sayılı Kanunun 13'üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı yolunda yazılı düşünce vermiştir.

I-İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 3.10.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekillerinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın adli yargının, Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra

            GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinde araştırma görevlisi olarak çalışmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 35'inci maddesi uyarınca lisansüstü eğitimi almak üzere kadrosu yurtiçinde başka bir üniversiteye gönderilen ve bu üniversitede doktora çalışmasını tamamlayarak Kafkas Üniversitesindeki görevine dönen ancak, kısa bir süre sonra müstafi sayılan ve mecburi hizmet yükümlülüğü bulunduğundan bahisle Noterde düzenlenen taahhüt senedi uyarınca tahakkuk eden borcu ödeyen davacının, 657 sayılı Yasanın Ek-35'inci maddesi ile mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırıldığından bahisle ödediği meblağın kendisine iadesi istemiyle üniversiteye yaptığı başvurunun cevap verilmeyerek reddi üzerine, üniversiteye ödenen toplam 11.270,00- Liranın reeskont faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 35. maddesinde, “Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler.

(Ek fıkralar: 17/8/1983 - 2880/18 md.) Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler.

Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır” hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olarak görev yapmakta iken 2547 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca yurtiçinde yaptığı doktora öğreniminden dolayı üniversiteye karşı mecburi hizmetle yükümlü bulunan davacının 23.7.2007 tarihinde vermiş olduğu istifa dilekçesinin kabul edilmeyerek 5.8.2007 tarihinde müstafi sayılması üzerine, 22.8.2007 tarihinde davalı idareye verdiği dilekçe ile mecburi hizmetinden kaynaklanan borcunu ödemeyi taahhüt etmesi üzerine, 1 yıl, 8 ay, 28 gün mecburi hizmete karşılık olarak 11.270,00.-TL borcun en son taksit ödeme tutarı olan 17.1.2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece tazmin edilmesi talebiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu duruma göre, taahhüt ve kefalet senedinin davacı tarafından tek taraflı olarak imzalanarak idareye karşı taahhütte bulunulması karşısında, taraflar arasında yüklenme ve kefalet senedinden doğan alacak borç ilişkisi nedeniyle özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

 Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Rektörlük vekillerinin görev itirazının reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.

           S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Rektörlük vekillerinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE ilişkin Erzurum 1. İdare Mahkemesi’nin 18.3.2010 gün ve E:2009/572 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 3.10.2011 gününde Üyelerden Sıddık YILDIZ’ın KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞU  İLE KESİN OLARAK karar verildi. 

KARŞI OY YAZISI

                      Dava, 2547 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca davalı Üniversite adına Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında yurt içinde başka bir üniversitede yükseklisans ve doktora eğitimi alan davacının müstafi sayılması nedeniyle davalı üniversite lehine yüklendiği senet uyarınca ödediği miktarın yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

 2547 sayılı Yasanın 35 inci maddesi uyarınca başka bir üniversitede öğretim üyesi yetiştirme programı kapsamında eğitim yapmak üzere görevlendirilmesindeki amaç  göz önünde bulundurulduğunda, davacının bu taahhüt ve kefalet senedini idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığından söz etmeye olanak bulunmadığından ortada özel hukuk alanını ilgilendiren bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

İdarece kamu gücüne dayanılarak ve tek taraflı irade ile kurulan taahhüt ve kefalet senedinde yer alan mali yatırımların uygulanması sonucu oluşan uyuşmazlığın 2577 sayılı Yasanın 2/1-a maddesinde sayılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca yapılan başvurunun reddi gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki karara karşıyım.

                                                         Üye

                                                 Sıddık YILDIZ