T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/464

KARAR NO  : 2022/618      

KARAR TR  : 28/11/2022

ÖZET: Orman yangınına müdahale sırasında, davacının taşınmazındaki ağaçlara zarar verildiği nedeniyle oluştuğu önesürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı        : M. E

Vekili          : Av. S. G

Davalı         : Milas Orman İşletme Müdürlüğü

Vekili          : Av. V. Ş

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, davacının maliki olduğu Muğla İli, Milas İlçesi,....Mahallesi,......mevkiinde, tapunun... ada, ... ve ... parsel numarasına kayıtlı taşınmazların 08/08/2020 tarihinde bölgede meydana gelen yangına müdahale etmek amacıyla Milas Orman İşletme Müdürlüğü tarafından yol yapılmak suretiyle zeytin ağaçları ile taş duvarının zarar gördüğünden bahisle kamulaştırmasız el atıldığı ileri sürülerek, arazi bedeline ve maddi zararına karşılık şimdilik 60.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 01/06/2022 tarihli ve E.2021/192, K.2022/238 sayılı kararı ile, yapılan keşif sonucu dinlenilen tanıklar ve yangın raporları ile bilirkişi raporları birlikte değerlendirilerek, hizmet kusurundan doğan zararların tazmini için idareyekarşı dava açılabileceğini, sosyal risk ilişkisi gereği orman yangınına müdahalenin idarenin hizmet kusurundan kaynaklı tam yargı davası olduğunu belirterek, idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolu yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

3. Davacı vekili aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4.Muğla 1. İdare Mahkemesi 10/08/2022 tarihli ve E.2022/1219 sayılı kararı ile, Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2021/192 sayılı dosyasında yer alan 13/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda mahallinde yapılan incelemede taşınmazların zeytinlik olarak kullanıldığının, çıkan yangın sonucunda 131 ada, 7 numaralı parselde yangın şeridi olarak bir alanın açılması sonucunda oluşan zarar neticesinde 19 adet 60-70 yaşlarında zeytin ağaçlarının tamamen zarar gördüğünün, taşınmaz içerisinde bulunan derenin akış hızını kesmek için yapılan 11 adet terasın yıkıldığının,.... ada, ... numaralı parselde ise yangın şeridi olarak bir alanın açılması sonucunda oluşan zarar neticesinde 12 adet 60-70 yaşlarında zeytin ağaçlarının tamamen zarar gördüğünün, taşınmaz içerisinde bulunan derenin akış hızını kesmek için yapılan 5 adet terasın yıkıldığının tespit edildiğinin belirtildiği, diğer taraftan gerek dava dilekçesinden, gerekse bahsi geçen Mahkeme kararı ile bilirkişi raporundan taşınmazlara hukuken el atıldığına ilişkin bilgi, belge yahut bu yönde bir iddianın bulunmadığının anlaşıldığını, dolayısıyla anılan taşınmazlara fiilen el atıldığının sabit olduğunu ve imar planı yahut kamulaştırma işlemi yapılmadan taşınmazlara fiilen el atıldığı iddiası ile meydana geldiği belirtilen zararın tazminine yönelik işbu davanın haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiğini belirterek, davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın, Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

5. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası şöyledir:

 

"...

İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür."

 

6. Ayrıca "Ormanların korunması ve geliştirilmesi" başlıklı 169. maddesi şöyledir:

 

"Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.

Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.

Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.

Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz."

 

7. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun "Orman yangınlarının söndürülmesi" başlıklı II. Bölümde yer alan 68. maddesi şöyledir:

 

"Ormanların içinde veya yakınında ateş ve yangın belirtisi görenler bunu derhal orman idaresine veya en yakın muhtarlığa, jandarma dairelerine veya mülkiye amirlerine haber vermeye mecburdurlar.

Yangın ihbarında Devlete ait her türlü askeri ve mülki haberleşme vasıtalarından derhal ve parasız olarak faydalanılır.

 

PTT merkezleriyle, demiryolları istasyonlarından çekilen yangın ihbarına ait telgraflarla yangının seyrini bildiren ve yangın hakkındaki yardım taleplerini ve söndürülmesine ait direktifleri ihtiva eden telgraflardan ve aynı hususlara taallük eden telefon muhaberatından ücret alınmaz.

Yangın haberleşmesini en seri şekilde sağlamak üzere ormanlardaki yangın gözetleme kule ve kulübeleriyle bakım merkezi ve orman teşkilatının kuruluş merkezleri arasında orman idaresince gerektiği yerlerde telefon devreleri ve Cumhurbaşkanı karariyle ruhsat almak suretiyle telsiz alıcı ve verici istasyonları tesis olunur.

Telefon devreleri PTT İdaresi santrallerine ve PTT İdaresinin santrali olmıyan yerlerde jandarma santrallerine bağlanabilir.

PTT santrallerine bağlı olanlar hariç olmak üzere hususi telefon hatları için hiçbir ücret, resim, vergi ve ruhsat parası verilmez."

 

8. Aynı Kanun'un69. maddesi (Değişik: 19/4/2018-7139/14 md.) şöyledir:

 

"Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır.

Orman sayılan alanlar dışındaki yangınlarda ormana sirayet etme riski bulunan kırsal alan yangınlarının söndürülmesine imkânlar ölçüsünde katkı sağlanır. Bu maksatla görevlendirilen personel hakkında 71 inci madde hükümleri uygulanır.

Orman yangınlarını önlemek maksadıyla, orman yangını öncesinde ve yangın esnasında orman idaresi ile diğer kamu kurum ve kuruluşları arasındaki koordinasyonu, mahallin en büyük mülki idare amiri sağlar. Kamu kurum ve kuruluşları, mahallin en büyük mülki idare amirinin verdiği talimatları yerine getirmek ve her türlü desteği sağlamakla yükümlüdür.

Yangın söndürme çalışmalarına fiilen katılan resmi ve özel her türlü aracın akaryakıt giderleri Orman Genel Müdürlüğünce karşılanır.

Orman yangınlarıyla mücadelede gönüllülerden de faydalanılır. Gönüllülerin yangına ulaşımı ile yangın söndürmeye yarayacak aletleri ve giyecekleri, Devlet ormanlarında orman idaresi, diğer ormanlarda ise sahipleri tarafından karşılanır. Yangına katılan personel ve gönüllülerin iaşe giderleri yangın söndürme faaliyetleri süresince orman idaresi tarafından karşılanır.

Bu Kanuna göre izne konu edilen Devlet ormanlarında izin sahipleri, hususi ve hükmi şahsiyeti haiz amme müessesesine ait ormanlarda ise sahipleri, orman yangınlarının önlenmesi ve söndürülmesi ile ilgili her türlü tedbiri almakla yükümlüdürler.''

 

9. 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun'un 1. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik: 2/7/1968-1051/1 md.)

(Değişik birinci fıkra: 27/12/1993-3956/1 md.) Deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ,tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacakderecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında bu kanun hükümleri uygulanır.

Afete uğrıyan meskün yerlerin büyüklüğü o yerin tamamında veya bir kesiminde yıkılan, oturulmaz hale gelen bina sayısı, zarar gören yapı ve tesislerin genel hayata etki derecesi, mahallin ekonomik ve sosyal özellikleri, zararın kamu oyundaki tepkisi, normal hayat düzenindeki aksamalar ve benzeri hususlar gözönünde tutulmak suretiyle afetlerin genel hayata etkililiğine ilişkin temel kurallar, İçişleri ve Maliye Bakanlıklarının mütalaaları da alınarak İmar ve İskan Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirtilir.

Yukarda yazılı afetlerin meydana gelmesinde veya muhtemel olması halinde zararın o yerin genel hayatına etkili olup olmadığına, yönetmelik esasları gereğince, İmar ve İskan Bakanlığı tarafından karar verilir.

Şu kadar ki, afetin maydana gelmesi halinda bu kanun gereğince alınması lazımgelen acil tedbirlerin ittihazına afetin meydana geldiği bölgenin valisi yetkilidir."

 

10. Aynı Kanun'un "Mülkiye amirlerine verilen olağanüstü yetkiler" başlıklı 6. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik: 2/7/1968-1051/1 md.)

Afetlerin meydana gelmesinden sonra vali ve kaymakamlar (Askerler ve hakim sınıfından bulunanlar hariç olmak üzere) 18 - 65 yaş arasındaki bütün erkeklere görev vermeye, bedeli, ücreti veya kirası sonradan ödenmek üzere canlı, cansız, resmi ve özel her türlü taşıt araçlarına ve gerekli makina, alat ve edevatına el koymaya ve hiçbir kayda ve merasime tabi olmaksızın tedavi, kurtarma, yedirme, giydirme ve barındırma gibi işlerle bu gibi işlerin gerektirdiği acil satınalmaları ve kiralamayı yapmaya, Devlete, mahalli idarelere, evkafa, İktisadi Devlet Teşekkülleri ile bunlara bağlı kurumlara ilişkin her türlü taşınmaz malları; yetmemesi halinde de diğer tüzel kişiler ile gerçek kişilere ait bina ve müştemilatı ile bahçe ve arsa gibi araziyi geçici olarak işgale yetkilidir.

Bu yetkinin kullanma süresi, afetin sona ermesinden itibaren 15 gündür. Bu süre, gerektiğinde İmar ve İskan Bakanlığınca uzatılabilir.

Yedirme, giydirme, barındırma, onarım için afetzedelere nakdi ödemede bulunulması önleme için harcama yapılması İmar ve İskan Bakanlığının muvafakatine bağlıdır.

Bu madde gereğince yapılacak harcamalar ve ödemeler borçlandırmaya tabi tutulmaz.

Kendilerinden yardım istenilen afet bölgesi civarındaki vali ve kaymakamlar yukarıdaki fıkralarda yazılı yetkilerini kullanarak bütün imkan ve vasıtalarla yardıma mecburdurlar."

 

11. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

" 1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

3. (Mülga: 2/7/2018 - KHK-703/185 md.)"

 

B. Yargı Kararları

 

12. Danıştay 10. Dairesinin 14/10/2015 tarihli ve E.2012/1705, K.2015/4337 sayılı onama kararının ilgili kısmı şöyledir:

 

"Davacıya ait Mersin İli Toroslar İlçesi Eskiköy 99, 100 ve 103 sayılı parsellerde ekili ve dikili meyve ağaçlarının ve sebze fidelerinin gövde ve dallarının, 16/08/2010 tarihinde Deynek-Tırtar Köyleri arasında meydana gelen orman yangınının söndürülmesi amacıyla davalı idareye ait helikopterlerin Yavca sulama göletinden su almak için yaptığı inişler ve çıkışlar sırasında ortaya çıkardığı rüzgarın etkisiyle aşırı aşınması ve kırılması nedeniyle oluşan ürün zararının ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 11/11/2010 gün ve 11231 sayılı işlemin iptali ile sözkonusu olayda oluşan 14.350,80-TL. tutarındaki ürün zararının 16/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, Mersin 2. İdare Mahkemesince; ürün zararının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesinde öngörülen ön karar niteliğinde olması nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığından incelenmeksizin reddi, olayın yangın söndürme sırasında helikopterin iniş ve kalkışından meydana geldiği dikkate alındığında idarenin faaliyet alanı ile ilgili olarak kendisine atfı kabil bir kusuru bulunmasa da kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi gereği kusur bağı aranmadan da tespit edilen zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmin edilmesi gerektiğinden, 14.350,80 TL maddi tazminat talebinin kabulü yolunda verilen kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

13. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 28/11/2022 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı kararı ile birlikte gönderildiği ve usule ilişkin bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

14. Raportör-Hâkim Gülşen AKAR PEHLİVAN'ın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

15. Dava, davacının maliki olduğu Muğla İli, Milas İlçesi,....Mahallesi,......mevkiinde, tapunun... ada, ... ve ... parsel numarasına kayıtlı taşınmazların 08/08/2020 tarihinde bölgede meydana gelen yangına müdahale etmek amacıyla Milas Orman İşletme Müdürlüğü tarafından yol yapılmak suretiyle zeytin ağaçları ile taş duvarının zarar gördüğünden bahisle tazminat istemi ile açılmıştır.

 

16. Kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, " idari işlem ", herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, " idari eylem " olarak tanımlanmaktadır.

 

17. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.

 

18. Bu durumda, kamu hizmeti yürüten davalı idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan davada, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.

 

19. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Muğla 1. İdare Mahkemesinin 10/08/2022 tarihli ve E.2022/1219 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümündeİDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Muğla 1. İdare Mahkemesinin 10/08/2022 tarihli ve E.2022/1219 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE

 

28/11/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN