T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/550

KARAR NO  : 2021/539     

KARAR TR  : 18/10/2021

ÖZET: Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde sürekli işçi statüsünde çalışan davacının bu kadroya geçiş sürecine ilişkin idari yargı kararının doğru uygulanmamasından kaynaklı uyuşmazlığın çözümü istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

                                                   

Davacı     : B.E.

Vekili       : Av. E.Y.

Davalı      : Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili       : Av. G.F.Ç.

         

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, 696 sayılı KHK hükümleri kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde sürekli işçi kadrosuna atanma istemine ilişkin başvurusunun reddine dair idari işleminin idari yargı kararı ile iptali ve atamasının gerçekleşmesi sonrasında kararın doğru uygulanmaması nedeniyle geçici işçi kadrolarının yılda 10 ay vize edildiğinden bahisle sözleşmesinin 2 ay süreyle askıya alınmasına ilişkin idare işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Van 3. İdare Mahkemesinin 28/02/2019 tarihli ve E.2018/1598, K.2019/341 sayılı kararı ile, Bitlis İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ihale yüklenicisi taşeron şirket bünyesinde makine mühendisi olarak çalışan davacının 696 sayılı KHK hükümleri uyarınca sürekli işçi kadrosunda istihdam edilmek üzere yaptığı başvurunun reddine dair idari işlemin iptaline karar verilmiş ve bu karar, 12/12/2019 tarihinde istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.

 

3. Bu karar üzerine sürekli işçi kadrosuna atanması gereken davacının, 696 sayılı KHK uyarınca geçici işçi kadrolarının yılda 10 ay vize edildiğinden bahisle sözleşmesinin 2 ay askıya alınması nedeniyle davacı tarafından bu kez bu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır.

4. Van 4. İdare Mahkemesinin 06/02/2020 tarihli ve E.2019/601, K.2020/149 sayılı kararı ile, sürekli işçi kadrosuna geçiş sonrası uyuşmazlıkların iş hukuku kapsamında kaldığı ve 5521 sayılı Kanun uyarınca iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

 

5. Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 09/09/2020 tarihli ve E.2020/1324, K.2020/406 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddine karar verilerek anılan karar kesinleşmiştir.

 

6. Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

7. Bitlis Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 27/04/2021 tarihli ve E.2020/379, K.2021/210 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın özünün idari yargı kararının doğru şekilde yerine getirilip getirilmediğinden kaynaklandığı ve çözümün idari yargı yerinin görevinde olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b maddesine göre dava şartı olan yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karar istinaf edilmeksizin 16/07/2021 tarihinde kesinleşmiştir.

 

8. Mahkemece, gerekçeli kararında da belirtildiği şekilde, kararın kesinleştikten sonra olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

9. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 

Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.

A) Memur:

...

B) Sözleşmeli personel:

...

D) İşçiler:

(A), (B) ve (mülga) (C) fıkralarında belirtilenler dışında kalan ve ilgili mevzuatı gereğince tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçiler ile mevsimlik veya kampanya işlerinde ya da orman yangınıyla mücadele hizmetlerinde ilgili mevzuatına göre geçici iş pozisyonlarında altı aydan az olmak üzere belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan geçici işçilerdir.Bunlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz."

 

10. 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23. maddesi şöyledir:

 

''5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında; ödemeleri merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden karşılanan 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanlar; a) 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6), (7) ve (8) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartları taşımak, b) Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanmamış olmak, c) Bu kapsamda çalıştırılmalarına ilişkin olarak açtıkları davalardan ve/veya icra takiplerinden feragat edeceğine dair yazılı beyanda bulunmak, ç) En son çalıştığı idare ile daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı iş sözleşmelerinden dolayı bu madde ile tanınan haklar karşılığında herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğine dair yazılı bir sulh sözleşmesi yapmayı kabul ettiğini yazılı olarak beyan etmek, kaydıyla, bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on gün içinde idaresinin hizmet alım sözleşmesinin yapıldığı birimine, sürekli işçi kadrolarında istihdam edilmek üzere yazılı olarak başvurabilirler... Sürekli işçi kadrolarına geçirilenler, birinci fıkrada öngörülen şartları taşıdıkları sürece ve çalıştırıldıkları teşkilat ve birimde geçiş işlemi yapılmadan önceki ihale sözleşmesi kapsamındaki hizmetleri yürütmek üzere istihdam edilebilir. Şartları taşımadığı halde bu madde hükümlerinden yararlandırıldıkları tespit edilenlerin herhangi bir tazminat ödenmeksizin istihdamına son verilir. Yanıltıcı bilgi ve belge sunmak suretiyle bu madde hükümlerinden yararlandığı tespit edilenlere istihdam süresince yapılan ödemeler genel hükümlere göre tahsil edilir. Şartları taşımayanları, bu madde hükümlerinden yararlandıranların sorumlulukları saklıdır...Birinci fıkra kapsamındaki idarelerin aynı fıkrada belirtilen bütçelerinden karşılanan ve onuncu fıkra hükümleri uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımının yıl boyunca devam etme şartı hariç diğer tüm şartlarını taşıyan hizmet alımlarından; sözleşmeleri 4/12/2017 tarihi itibarıyla devam edenlerde bu tarih itibarıyla çalışanlar, sözleşmeleri bu tarih itibarıyla devam etmeyip 2017 yılında sona erenlerde ise sözleşme süresinin sona erdiği tarihte çalışmış olanlar, birinci fıkrada öngörülen şartları taşımaları ve en son hizmet alım sözleşmelerinde öngörülen dönem ve çalışma süreleriyle sınırlı olmak kaydıyla, birinci fıkra hükümleri çerçevesinde geçici işçi pozisyonlarında istihdam edilmek üzere başvurabilirler. Bu maddenin diğer hükümleri bu fıkra kapsamındakiler için kıyasen uygulanır...''

 

11. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi şöyledir:

 

"1. İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

 

A. İlk İnceleme

 

12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 18/10/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada; idare mahkemesince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

 

13. 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca (…) ileri sürülebilir.” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

 

14. 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesindeki “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir...” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da içermesi gerekir.

 

15. Kanunkoyucu, 14. maddeye göre olumsuz görev uyuşmazlığı doğması durumunda her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma istencini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme oranla daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağını tanımıştır.

 

16. Olayda, adli yargı yerince, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca, İdare Mahkemesinin görevsizlik kararı ile Mahkemeleri dosyası arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından dolayı, görevsizlik kararı yanında, görevli yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verildiği; ancak bunun ara kararı ile değil, dosyanın kapatılıp karar numarası alınmak suretiyle yapıldığı ve kararın kesinleşmesinden sonra, dosyanın bir üst yazıyla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği görülmüştür.

 

17. Bu haliyle, Asliye Mahkemesince re’sen yapılan başvuru, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen yönteme uymamaktadır.

 

18. Ancak, idari ve adli yargı yerleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, Asliye Hukuk Mahkemesince, 2247 sayılı Kanun'un 14. ve 19. maddelerinde öngörülen durumun aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görülmekte ise de; konuya ilişkin bilgi ve belgelerin adli yargı dosyasında bulunduğu gözetilerek, idari yargı kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin Mahkemesinden istenilmesiyle yetinildiği ve sonuçta usule ilişkin başka bir noksanlık da bulunmadığı anlaşıldığından, idari ve adli yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

19. Raportör-Hakim Murat UÇUR'un davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

20. Dava, davacının 696 sayılı KHK hükümleri kapsamında idare bünyesinde sürekli işçi kadrosuna atanma istemine ilişkin başvurusunun reddine dair idari işleminin idari yargı kararı ile iptali ve atanmasının ardından,kararın doğru uygulanmaması nedeniyle geçici işçi kadrolarının yılda 10 ay vize edildiğinden bahisle sözleşmesinin 2 ay süreyle askıya alınmasına ilişkin idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

 

21. Yukarıda anılan mevzuat hükümleri gereğince, memur ve sözleşmeli personel dışında kalan ve ilgili mevzuatı gereğince tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçiler ile mevsimlik veya kampanya işlerinde ya da orman yangınıyla mücadele hizmetlerinde ilgili mevzuatına göre geçici iş pozisyonlarında altı aydan az olmak üzere belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan geçici işçiler hakkında iş akdinden veya 4857 sayılı İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözümünün adli yargı merciinde olduğu kabul edilmekle birlikte, bu şekilde çalışan geçici ve sürekli işçilerin sözleşme öncesine ait idari düzenlemelerin uygulanışı yahut yorumlanışındaki bir çekişme nedeniyle sözleşme ilişkisinin bozulmasına dair uyuşmazlıkların görüm ve çözüm yerinin idari yargı olduğu kuşkusuzdur.

 

22. Olayda, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23. maddesinin 16. fıkrası uyarınca, yani sözleşme öncesine ait idari bir düzenleme nedeniyle davacının sözleşmesinin askıya alınmış olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, uyuşmazlığın Van 3. İdare Mahkemesi'nin 28/02/2019 tarihli ve E.2018/1598, K.2019/341 sayılı kararı üzerine davacının sürekli işçi pozisyonuna atanmaması nedeniyle ''yargı kararı gereklerinin yerine getirilmediği'' noktasında toplandığı, bu haliyle de İdare Mahkemesince verilen kararın icaplarına göre işlem tesis edilip edilmediği hususunda çıkan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargı olduğu sonucuna varılmıştır.

 

23. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Bitlis Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin yönteme uymayan başvurusunun kabulü ile Van 4. İdare Mahkemesince verilen 06/02/2020 tarihli ve E.2019/601, K.2020/149 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Bitlis Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin yönteme uymayan BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Van 4. İdare Mahkemesinin 06/02/2020 tarihli ve E.2019/601, K.2020/149 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

18/10/2021 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

    Başkan Vekili                    Üye                               Üye                              Üye

       Muammer                      Şükrü                          Mehmet                          Birol     

        TOPAL                        BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN