T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          CEZA BÖLÜMÜ

          ESAS    NO  : 2014 / 18

          KARAR NO  : 2014 / 18

          KARAR TR   : 05.05.2014

ÖZET: Jandarma personeli olan sanık hakkında, mülki görevleri sırasında işlediği ileri sürülen “emre itaatsizlikte ısrar etmek” suçu nedeniyle açılan kamu davasının ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerek-tiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

            Davacı           : K.H.

            Mağdur          : M.D.

            Sanık             : H.D.

                         

OLAY             : İnebolu M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Bolu, İstanbul ve Tekirdağ/Vize Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarına  25.04.2012 tarihinde yapılacak olan hükümlü sevkinde devriye komutan yardımcısı olarak görevli sanık Uzm.J.II.Kad.Çvş. H.D.’ın, devriye komutanı mağdur  J.Kd.Bçvş. M.D. ile birlikte, sevk olacak hükümlüleri cezaevinden alıp ring aracına yerleştirdikten sonra, mağdurun sanığa,“Hasan sen de askerlerle birlikte arkaya bineceksin” dediği, bunun üzerine sanığın “mahkumların eşyalarının bir kısmını aracın arkasına aldık, zaten yer kalmadı, asker sayısı da kalabalık, ben ön tarafta gideyim komutanım” demesi üzerine, mağdurun “ben emir veriyorum, arkaya geçeceksin” şeklinde cevap verdiği, bunun üzerine sanığın “geçmiyorum, Eskişehir sevkinde Tayfur uzman ile Davut uzman ring aracının arkasında gitmiyor da ben niye gideceğim” dediği, mağdurun “gitmezsen tutanağını tutarım” demesi üzerine sanığın “tutarsanız ben de savunmamı yazarım” şeklinde karşılık verdiği, böylece, sanığın, İl dışına yapılan sevk ve nakil devriyesi özel talimatının 13’üncü maddesinde yer alan “Devriye komutanı aracın ön kısmında (şoför mahallinde), diğer rütbeli personel devriye erleri ile birlikte arka tarafta bulunacaktır. Devriye komutanı ile arkadaki rütbeli personel telefon ve telsizle sürekli olarak haberleşecektir” hükmüne istinaden, mağdur tarafından verilmiş olan hizmete ilişkin emri  yerine getirmediği ileri sürülerek, eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun  87/1. maddesi ikinci cümlesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 3.8.2012 gün ve E:2012/706,K:2012/330 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

 

JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 30.10.2012 gün ve E:2012/856, K:2012/326 sayıyla; sanığa yüklenen eylemin; jandarmanın mülki görev alanına giren hükümlü sevkinde devriye komutan yardımcısı  olarak, mağdurun vermiş olduğu emri yerine getirmek istememesinin, askeri hizmetle bir ilgisinin bulunmadığı,bu eylemi nedeniyle askeri hizmette herhangi bir aksaklık meydana gelmediği, asker kişi aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak da işlenmediği, askeri suç kapsamına girmeyen jandarmanın mülki hizmetinden doğan ve mülki hizmete başlanıldığı sırada işlendiği, bu nedenle yüklenen suça ait davaya bakma görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, İnebolu Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

İNEBOLU ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 25.2.2013 gün ve E:2013/56, K:2013/26 sayıyla; sanığın olay sırasında İnebolu M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Bolu İstanbul ve Tekirdağ/Vize Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarına yapılacak olan hükümlü sevkinde devriye komutan  yardımcısı olarak görevlendirildiği, bu görev jandarmanın askerlik görevi ile ilgili olmayıp mülki görevlerinden olan tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakilleri ile ilgili ise de, sanığın eyleminin, Jandarma Genel Komutanlığının "Cezaevi Sevk ve Nakil Hizmetleri ile ilgili Özel Talimatlar" konulu emrinin ekinde bulunan İI dışına yapılan sevk ve nakil devriyesi özel talimatın 13. maddesinde düzenlenen;"Devriye Komutanı aracın önünde, diğer rütbeli personel devriye erleriyle birlikte arkada olacaktır. Devriye komutam ile aracın arkasında oturan rütbeli personel telefon ve telsiz ile sürekli olarak haberleşecektir "şeklindeki emre aykırılık teşkil ettiği, sanığın, ilgili yönerge gereğince emir komuta zinciri doğrultusunda askeri bir göreve ilişkin verilen emre uyması ve aracın arka kısmında oturması gerektiği yönünde amirinin verdiği emre aykırı davrandığı, eylemin bu haliyle, hükümlülerin sevk ve nakilleriyle muhafazalarını sağlama şeklindeki mülki ya da adli bir görevle ilgili bulunmayıp, hizmetin gereği nedeniyle kendisine amiri tarafından ilgili yönerge doğrultusunda verilen emre uymayacağını söylemek şeklinde gerçekleştiği açıklanarak, yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle  İnebolu Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

 

Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 3.2.2014 gün ve E:2014/4, K:2014/4 sayılı karar ile adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden dava dosyası Mahkememize gönderildiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, dosyadaki eksiklik giderilip, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek dava dosyası, İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN, Haluk ZEYBEL, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 05.05.2014 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Tuna ÖZKAN’ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Anayasanın  “askeri yargı” yı düzenleyen 145 nci maddesinde asker kişilerin “askeri mahallerde” işledikleri suçlara bakmanın askeri mahkemelerin görevinde olduğu belirtilmişken; 12.9.2010 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilip, 23.9.2010 gün ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5982 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile yapılan değişiklik ile maddenin birinci fıkrasında, “Askeri yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu   mahkemeler;  asker   kişiler   tarafından   işlenen  askerî  suçlar  ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.

            Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz” denilmek suretiyle  “askeri mahallerde” unsuru madde metninden çıkarılmıştır.

 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmekte iken, maddenin “….askeri mahallerde….” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 26.6.2012 tarih ve 28335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15.3.2012 gün ve E:2011/30, K:2012/36 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

 

Ancak, sanık Jandarma Personeli olduğuna göre, Jandarmanın hangi nitelikteki görevler ile görevlendirildiğine ilişkin yasal düzenlemenin göz önünde tutulması, suça konu olayın meydana geldiği sırada yerine getirilmekte olan görevin, Yasa'da belirtilen görevlerden hangisine uygun olduğunun incelenmesi, görevli yargı yerinin buna göre belirlenmesi gerekmektedir.

 

2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev Ve Yetkileri Kanunu’nun 7. maddesinde, Jandarmanın sorumluluk alanlarında genel olarak görevleri:

a) Mülki görevleri;

Emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak,  korumak ve kollamak, kaçakçılığı men, takip ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korunmalarını yapmak,

b)    Adli görevleri;

İşlenmiş suçlarla ilgili olarak kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin adli hizmetleri yerine getirmek,

c)    Askeri görevleri;

Askeri kanun ve nizamların gereği görevlerle Genelkurmay Başkanlığı'nca verilen görevleri yapmak,

d)    Diğer görevleri;

Yukarıda belirtilen görevler dışında kalan ve diğer kanun ve nizam hükümlerinin icrası ile bunlara dayalı emir ve kararlarla Jandarmaya verilen görevleri yapmak, şeklinde sayılmıştır.

 

Jandarma Teşkilatı Görev Ve Yetkileri Yönetmeliğinin, “Mülki Görevlerin Esasları” başlığı altında düzenlenen 45. maddesinde, “Jandarma:

a.Halkın can, ırz ve malını korur.

b…….

………..

h.Ceza infaz kurumlarının ve tutukevlerinin dış korumalarını sağlayıcı önlemleri alır. Tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakilleriyle muhafazalarını sağlar” denilmektedir.

 

Dosyanın incelenmesinde, dosya içinde mevcut Kastamonu İl Jandarma Komu-tanlığının 7.4.2011 gün ve ASYŞ.:9120-18045-11 sayılı yazısına ekli “il dışına yapılan sevk ve nakil devriyesi özel talimatı”ndan,  sanığın olay sırasında, İnebolu M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yatmakta olan bir kısım hükümlü ve tutukluların Ümraniye, Bolu, Vize ve   Tekirdağ Ceza İnfaz Kurumlarına nakil ile görevlendirilen devriye  personeli içerisinde bulunduğu anlaşılmış olup,  bu görevin de jandarmanın askerlik görevi ile ilgili olmayıp mülki görevlerinden olan tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakilleri ile ilgili olduğu, olay sırasında devriye komutanı astsubayın vermiş olduğu emrin mülki görevin yerine getiriliş şekline dahil olması  nedeniyle sanığa yüklenen eylemin mülki göreve ilişkin emre itaatsizlik şeklinde gerçekleştiği açıktır.

 

2803 sayılı Kanun’un 15 ve Yönetmeliğin 186. maddelerine göre jandarma personelinin ancak askeri hizmete ilişkin eylemlerinden dolayı askeri yargıya tabi bulundukları kuşkusuzdur.

 

Açıklanan nedenlerle, asker kişi sanığın mülki görevleri sırasında işlediği ileri sürülen suç nedeniyle hakkında açılan kamu davasının adli yargı yerinde görülmesi ve İnebolu  Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle İnebolu Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25.2.2013 gün ve E:2013/56, K:2013/26 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.05.2014 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Ahmet KARADAVUT

 

 

 

 

 

 

 

Üye

       Haluk ZEYBEL

Üye

Davut TELLİ

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU