Ceza Bölümü         2003/5 E.  ,  2003/5 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı                       : K.H.

Ölen                           : S.Ç.

Davaya Katılan        : S.Ç.

Sanık                         : H.V.K. 

            O  L  A  Y                   : Bozüyük/Bilecik 55003 Müh. Dp. Komutanlığı emrinde görevli sanık Ord. Er H.V.K.’ın, aynı Komutanlık emrinde görevli Ord. Er S.Ç. ile birlikte 8.8.1998 günü, 07:30-09:30 saatleri arasında, birliğin 3 nolu nöbet yerinde nöbetçi olduğu sırada, sanığın beyanına göre şaka yapmak amacıyla, hamili bulunduğu yarım dolduruştaki piyade tüfeğinin emniyetini açıp kurma kolunu, namluya mermi sürmeye yetmeyecek kadar kısmen çekip bıraktıktan sonra silahın namlusunu maktülün sol omzuna dayadığı, bunun üzerine maktülün “vur da görelim” şeklinde sözlerle sanığa şaka yaptığı, sanığın ise tüfeğin atım yatağına mermi sürülmüş olmasına ihtimal vermeyerek silahın boş olduğu ve ateş etmeyeceği düşüncesiyle tetiğe dokunduğu, neticede atım yatağına mermi almış olan silahın patladığı, çıkan mermi çekirdeğinin  S.Ç.’nın sol kolundan geçip, sol yandan göğsüne isabet ederek solunum ve dolaşım organlarını harap ettikten sonra sağ omuzdan çıktığı ve ölümüne neden olduğu, ileri sürülerek, sanığın eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 146. maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu’nun 455/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle 1. Taktik Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 12.8.1998 gün ve E:1998/1646, K:1998/434 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

            1. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce, sanığın, yüklenen eylem nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmiş, Askeri Yargıtay 1. Dairesi, yüklenen eylemin kasten adam öldürme suçunu oluşturduğunu açıklayarak suç niteliğinde yanılgıya düşüldüğü gerekçesiyle, hükmü bozmuştur. Bu kez, Mahkemece ilk hükümde direnilmesine, sanığın sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine, Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, hükmü eksik inceleme nedeniyle usulden bozmuştur. 

  1. TAKTİK  HAVA  KUVVET KOMUTANLIĞI  ASKERİ MAHKEMESİ:   31.1.2001  gün ve E:2001/90, K:2001/70 sayıyla; tüm dosya kapsamından, sanığa yüklenen eylemin kasten adam öldürmek suçunu oluşturduğunun anlaşıldığı, bu suçun da askeri bir suç olmadığı, askeri bir suça bağlı bulunmadığı ve yargılama sırasında sanığın terhis edilmesiyle askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin de kesildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

            BİLECİK AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 4.5.2001 gün ve E:2001/60, K:2001/113 sayıyla; asker kişi sanığın askerlik hizmet ve görevleri sırasında, asker kişiyi, askeri mahalde kasten öldürdüğü iddia edildiğinden 353 sayılı Yasa’nın 9 ve 17. maddeleri gereğince yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler; Cengiz ERDOĞAN, Refik DİZDAROĞLU, Keskin KAYLAN, Necmettin ÖZKAN, Mehmet KAPUSUZ, Ahmet ALKIŞ'ın  katılımlarıyla yapılan 10.3.2003 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’ in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Erol DURSUN'un, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ

USULE İLİŞKİN İNCELEME:

            Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

 ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

            353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. 

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda, kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalâa edilmektedir. 

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında sanık hakkında Askeri Ceza Kanunu’nun 146. maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu’nun 455/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, Askeri Yargıtay 1. Dairesi ve Askeri Yargıtay Daireler Kurulu kararlarıyla yüklenen suçun kasten adam öldürmek suçu olarak nitelendirildiği ve askeri  yargı yerince de suçun bu şekilde nitelendirildiği, bu nitelendirmenin de adli yargı yerince kabul edildiği, sanığın yargılama sırasında terhis edildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır. 

353 sayılı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmektedir. 

            Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile maddenin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcükleri iptal edilmiştir. 

            Bu duruma göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle birlikte sanığa yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.   

Somut olayda,görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, asker kişi sanığa yüklenen eylemin, asker kişiye karşı, askeri mahalde, askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak  işlendiği gerekçesine yer verilmiş ise de; yargılama sırasında sanığın terhis edildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Askeri Mahkemenin görevsizlik kararında belirtildiği gibi,  yüklenen eylemin askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, sanığın askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılmasının gerektiği düşünülmektedir. 

            SONUÇ         : Davanın çözümünde aDLİ yargı yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'nin 4.5.2001 günlü, E:2001/60, K:2001/113 sayılı görevsizlik KARARININ kaldırılmasına, 10.3.2003 günü KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.