Ceza Bölümü         2006/13 E.  ,  2006/15 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : K.H. 

Mağdur          : B.T.

Sanık             : E.K.                                            

OLAY             : Dicle Öz. G/K. Komutanlığı emrinde görevli sanık J. Er E.K.’ın, 1.6.2001 günü, aynı Komutanlık sorumluluk sahası içerisinde bulunan 2 nolu kulede 09-12 saatleri arasında tüfekli nöbetçi olarak görevli bulunan mağdur J. Er B.T.’ın yanına giderek, kulenin yanında bulunan su deposuna bakacağını söylediği sırada mağdurun, psikolojik sorunları olduğunu bildiği sanıktan firar edebileceği düşüncesiyle şüphelenmesi ve nöbet yerinden uzaklaşmasını istemesi üzerine, aralarında çıkan tartışma sonucunda, mağdur B.T.’ın burnuna yumrukla vurduğu, böylece amire fiilen taarruz suçunu işlediği ileri sürülerek eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 91/1 maddesi uyarınca  cezalandırılması istemiyle 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 13.6.2001 gün ve E:2001/2184, K:2001/520 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

7. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 2.10.2003 gün ve E:2003/239, K:2003/971 sayıyla; yargılama aşamasında, sanığın “mağdurun öncelikle kendisinin boğazını sıktığı” yönündeki ifadesinin aksi kanıtlanamadığından, şüpheden sanık yararlanır ilkesi ışığında önce mağdurun yersiz müdahale ve icapsız fiillerde bulunduğunun kabul edilerek, mağdurun Askeri Ceza Kanunu’nun 106. maddesindeki korumadan yararlandırılmaması yoluna gidildiği, böylece eylemin aynı rütbedeki erler arasında meydana geldiği, eylemin Türk Ceza Kanunu’nun 456/4. maddesinde düzenlenen suça uyduğu, sanığın yargılama sırasında  terhis edildiği açıklanarak, yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Dicle Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.           

DİCLE ASLİYE CEZA MAHKEMESİ : 7.9.2005 gün ve E:2005/34, K:2005/90 sayıyla; olay günü, mağdurun nöbetçi olması nedeniyle yüklenen eylemin amire karşı yapılmış sayılması gerektiği, Askeri Ceza Kanunu’nun 92. maddesi uyarınca sanığın ifadesinde belirttiği hususun Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesine göre indirim nedeni olarak düzenlendiği, böylece  yüklenen  eylemin  Askeri  Ceza Kanunu’nun 91/1. maddesindeki suçu oluşturduğu açıklanarak, yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, 7 gün içinde itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, karar tebliğ edilerek dava dosyası, Dicle Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Hasan DENGİZ, M. Sadık LİMAN, Nuri NECİPOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 10.7.2006 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Askeri Yargıtay  Başsavcı  Yardımcısı Sevilay BATIR’ın, başvurunun reddine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

            Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğunun  belirtildiği  görülmektedir. 

            5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir”;  223. maddesinin onuncu  fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır” denilmiştir. 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri yanında ayrıca, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 9.12.1931 gün ve E:1931/12, K:1931/48 sayılı kararında da belirtildiği gibi yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, sanığa başvurabileceği kanun yolu, mercii ve şekli gösterilmeyen, itiraz yolunun açık olduğu bildirilen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanığa, yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, dava dosyası kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir. 

Açıklanan nedenlerle, Dicle Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. 

SONUÇ         : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşma-dığından aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 10.7.2006 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.