T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS       NO : 2016/663

           KARAR   NO : 2016/679

           KARAR   TR  : 26.12.2016

ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı             : M. Genel Sigorta A.Ş.

Vekilleri          : Av. S. K.-Av. İ. E.

Davalı             : Karatay Belediye Başkanlığı

   Vekili             : Av. A.A.

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketi nezdinde sigorta güvencesi altında bulunan dava dışı Z.Ö.'ın 08.04.2013 tarihinde sevk ve idaresindeki 34 JB 0106 plakalı otomobili ile yer işaretlemesi bulunmayan ve iki yönlü olarak kullanılan isimsiz stabilize karayolunda seyir halinde iken 10670 nolu sokak kavşağına geldiğinde aracın sağ kısmının karayolu üzerinde uyarıcı işaret levhası bulunmayan ve çap genişliği ortalama 110 cm ve derinliği ortalama 25 cm olan çukura düşmesi sonucu aracın ön alt kısmının hasara uğradığını, davacı sigorta şirketi tarafından eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırılarak sigortalıya 362,68 TL'nin ödendiğini, kazanın oluşumunda davalı belediyenin yol güvenliğini bozmayacak şekilde çalışma yapmak, meydana gelen arıza, engel ve benzerlerini en kısa zamanda kaldırmak zorunluluğunu düzenleyen Karayolları Trafik Kanununun 13. Maddesini ihlal ederek kusurlu bulunduğunu, davalı aleyhine Konya 6. İcra Müdürlüğünün 2014/9429 esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ancak davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesi istemiyle 23.03.2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

KONYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 15.10.2015 gün ve 2015/226 Esas, 2015/489 Karar sayı ile özetle; hizmet kusuruna dayalı olarak idare aleyhine açılan davada idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usul yönünden reddine karar vermiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ: 30.05.2016 gün ve 2016/3685 Esas, 2016/6487 Karar sayı ile, temyiz edilen kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar vermiş, bu şekilde karar 30.05.2016 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bahse konu trafik kazası sebebiyle uğranıldığını belirttiği maddi zararın davalı idareden rücuen tazmini istemiyle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

KONYA 1. İDARE MAHKEMESİ: 21.10.2016 gün ve 2016/948 Esas sayı ile, dava konusu uyuşmazlığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin bir tazminat davası olduğu ve anılan Kanunun 110. maddesi uyarınca karayolunda meydana gelen kazalar nedeniyle açılan tazminat davalarının görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu sonucuna ulaşıldığını belirterek 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

 

 

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Sinem USTA’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı sigorta şirketi nezdinde sigorta güvencesi altında bulunan dava dışı Z.Ö.'ın 08.04.2013 tarihinde sevk ve idaresindeki 34 JB 0106 plakalı otomobili ile yer işaretlemesi bulunmayan ve iki yönlü olarak kullanılan isimsiz stabilize karayolunda seyir halinde iken 10670 nolu sokak kavşağına geldiğinde aracın sağ kısmının karayolu üzerinde uyarıcı işaret levhası bulunmayan ve çap genişliği ortalama 110 cm ve derinliği ortalama 25 cm olan çukura düşmesi sonucu aracın ön alt kısmının hasara uğradığı, davacı sigorta şirketi tarafından eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırılarak sigortalıya 362,68 TL'nin ödendiği, kazanın oluşumunda davalı belediyenin yol güvenliğini bozmayacak şekilde çalışma yapmak, meydana gelen arıza, engel ve benzerlerini en kısa zamanda kaldırmak zorunluluğunu düzenleyen Karayolları Trafik Kanununun 13. Maddesini ihlal ederek kusurlu bulunduğu, davalı aleyhine Konya 6. İcra Müdürlüğünün 2014/9429 esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlatıldığı, ancak davalının itirazı sonucu takibin durduğu belirtilerek, davalının itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15.10.2015 tarih ve 2015/226 Esas, 2015/489 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15.10.2015 tarih ve 2015/226 Esas, 2015/489 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN