T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/273

KARAR NO  : 2021/351     

KARAR TR  : 07/06/2021

 

ÖZET:Uyuşmazlık Mahkemesince daha önce "idari yargı yerinin" görevli olduğu yönünde karara bağlanan konu ile ilgili olarak, yeniden yapılan başvuruda, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI hk.

K A R A R

 

 

Davacı                 : H.T.

Vekili                   : Av. M.Ş.G.

Adli Yargıda

Davalılar             : 1- Antalya İl Özel İdaresi

Vekili                   : Av. M.K.

        2- Muratpaşa Belediye Başkanlığı

Vekili                   : Av. A.K.

        3- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili                   : Av. R. O.

İdari Yargıda

        1-Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili                   : Av. F.Ç.

        2- Muratpaşa Belediye Başkanlığı

        3- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili; müvekkilinin Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Demircikara Mahallesi, 6380 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda hisse maliki olduğunu, bu taşınmazın imar planında ilkokul alanı olarak ayrıldığını, davalıların bugüne kadar pasif ve suskun kalmak ve taşınmaz üzerinde işlem tesis etmemek suretiyle taşınmaza kamulaştırmasız el attığını ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL tazminatın faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Davalılar vekilleri süresi içinde verdikleri dilekçede özetle, taşınmaza fiilen el atılmadığını, imar planına dayalı olarak açılan tazminat davalarının görüm ve çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

 

3. Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/10/2012 tarihli ve E.2012/213 sayılı kararı ile,görev itirazının reddine karar verilmiştir.

 

4. Davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine, dosya örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

 

5. Danıştay Başsavcısı; davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı, dava dilekçesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku olmadığı, ancak; bu sonuç ya sonuçların genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planından kaynaklandığı, bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka bir anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarenin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı, idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini talepleri ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'un 12 ve 13. maddeleri uyarınca idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan Kanun hükümlerinin gereği olduğu, bu bakımdan hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi idari yargının görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, hukuki elatma olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, bu nedenle 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

6. Uyuşmazlık Mahkemesinin 13/05/2013 tarihli ve E.2013/545, K.2013/682 sayılı kararı ile, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun "planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8. Maddesinden söz edilerek, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parselin imar planında okul alanında kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile bu tür yerlerin bedelinin ödeneceğine karar verildiği, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulüne, davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

 

7. Bu karar üzerine dosya Adli Yargı yerine gönderilmiştir.

 

8. Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/07/2013 tarihli ve E.2012/213, K.2013/485 sayılı kararı ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun'un 1. maddesine göre, Uyuşmazlık Mahkemesinin adli ve idari yargı merciileri arasında görev uyuşmazlığını kesin olarak çözmeye yetkili olduğu; ayrıca aynı Kanun'un 18. maddesine göre de, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarına karşı uyma zorunluluğu bulunduğu; bu sebeple, Uyuşmazlık Mahkemesinin verdiği kesin kararlar dikkate alınarak, davada İdari yargının görevli olduğu anlaşıldığından, yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

9. Davacı vekili bu kez, taşınmazın imar planında "İlköğretim Alanı" olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak mağdur edildikleri, mülkiyet haklarının kısıtlandığı; tasarruf haklarının da engellenmesi suretiyle oluştuğu ileri sürülen toplam 297.577,39-TL zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

10. Antalya 3. İdare Mahkemesinin 07/10/2015 tarihli ve E.2014/1523, K.2015/1311 sayılı kararı ile, dava konusu olayda, ilköğretim alanı olarak ayrılmak suretiyle tasarrufu kısıtlanan ve yatırımcı kuruluş olan davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uzun zaman kamulaştırma yapılmamak suretiyle hukuki olarak el atılan taşınmazın bedelinin davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ödenmesi gerekeceğinden davalı Milli Eğitim Bakanlığı yönünden davanın kabulüne, davalılardan Muratpaşa Belediye Başkanlığının ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığının taşınmaza hukuki el atılmada bir kusuru bulunmadığından Muratpaşa Belediye Başkanlığı yönünden ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı Milli Eğitim Bakanlığı ve davacı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

 

11. Danıştay Altıncı Dairenin 24/03/2016 tarihli ve E.2015/11190, K.2016/1303 sayılı kararı ile, uyuşmazlığa konu olayda; 1989 yılında parselasyon sonucu kamu ortaklık payından oluşan taşınmazda 163/4000 oranında hissesi bulunan davacının bu parselin imar planında ilköğretim okul alanı olarak belirlenmesi ve aradan geçen uzun bir süreye rağmen kamulaştırılmaması nedeniyle oluşan zararın tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davada, Mahkemece her ne kadar kamulaştırmasız el atma/hukuki olgusunun gerçekleştiği gerekçesiyle tazminat ödenmesine karar verilmiş ise de, uyuşmazlıkta parselasyon işlemi sonucu kamu ortaklık payı olarak oluşturulan taşınmaz için davalının İmar Kanunu gereğince görevlerini yerine getirmiş olması karşısında, kamu menfaatlerinin gerekliliği ile kişi yararı arasındaki adil dengeyi bozan ölçüsüz bir yükün davacıya yükletildiğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle tazminat verilmesi şartları oluşmadığından davanın kabulüne karar veren mahkeme kararında isabet görülmediği gerekçesiyle; davacı vekilinin vekalet ücreti yönünden temyiz talebine gelince; temyiz edilen karar tazminat şartları oluşmadığı gerekçesiyle işin esası yönünden bozulduğundan, davacının temyiz sebepleri yerinde görülmediği nedeniyle, mahkeme kararında davanın kabulüne ilişkin kısmının bozulmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

 

12. Danıştay Altıncı Dairenin 13/04/2017 tarihli ve E.2017/55, K.2017/2602 sayılı kararı ile, uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılması ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazların ilgili idarelerce kamulaştırılması veya imar planı değişikliği yapılması/yaptırılması zorunluluğu getirilerek bu konuda vatandaşların karşılaştıkları mağduriyetlerin giderilmesi, bu kapsamda kalan taşınmazların bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç beş yıllık süre içerisinde bütçe imkanları dahilinde ilgili idarelerce kamulaştırılması veya taşınmazların mevcut imar planı bulunup bulunmadığı veya imar planı yapılabilecek yerlerden olup olmadığı durumuna göre imar planı/imar uygulaması/toplulaşma yapılmak/yaptırılmak suretiyle başka yerden mümkün ise müstakil, değilse hisseli parsel verilmesi veyahut taşınmazların tahliye edilerek kullanıma imkan verecek biçimde malikine iade edilmesinin amaçlandığı; Kanunda düzenlenen 5 yıllık sürenin ek 1. madde kapsamında kalan ve bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarruf hakkı kısıtlanan taşınmazlar hakkında da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı sonucuna ulaşıldığı; bu durumda, yeni yasal düzenleme uyarınca bu aşamada hukuken uyuşmazlığın esası hakkında karar verme olanağı bulunmadığından, İdare Mahkemesince bu hususlar gözönünde bulundurularak yeniden bir karar verilmesi gerektiği; öte yandan, sonradan yürürlüğe giren yasa maddeleri nedeniyle uyuşmazlıkta tarafların haklılık oranı belirlenemediğinden, bozma kararı üzerine verilecek kararda maktu olan vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılamayacağının açık olduğu gerekçesiyle, idare mahkemesi kararının esasta oybirliğiyle, gerekçede ise oyçokluğuyla bozulmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

13. Antalya 3. İdare Mahkemesinin 30/06/2017 tarihli ve E.2017/789, K.2017/949 sayılı kararı ile, tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında kanun hükümleri doğrultusunda işlem tesis edilmesi veya ilgililerin dava açabilmesi ancak bu sürenin dolmasından sonra mümkün olabileceğinden, bu aşamada görülmekte olan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı Milli Eğitim Bakanlığı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

 

14. Danıştay Altıncı Dairenin 29/11/2017 tarihli ve E.2017/7371, K.2017/10161 sayılı kararı ile, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı vedavalı Milli Eğitim Bakanlığı vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

 

15. Danıştay Altıncı Dairenin 18/11/2020 tarihli ve E.2018/2981, K.2020/11018 sayılı kararı ile, Uyuşmazlığa konu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ilköğretim alanı olarak belirlendiği, UYAP üzerinde yapılan araştırma sonucu aynı taşınmazla ilgili olarak bir başka hissedar tarafından Antalya 2. İdare Mahkemesinin E.2019/177 sayılı dosyasında açılan davada, yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın 766 m2'lik kısmına asfalt yol ve 19 m2'lik kısmına prefabrik yapı yapılmak suretiyle fiili el atmanın oluştuğunun tespit edildiği; fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın ise özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerlerinin görevli olacağı; diğer taraftan bakılan dava Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlik kararı verilmesi üzerine açılmış bir dava olduğundan yukarıda yer verilen 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesine göre davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varılması durumunda görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği; bu itibarla temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmadığı; davalı idare vekili tarafından İdare Mahkemesi kararı yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiş ise de, mahkeme kararı esas itibariyle bozulmuş olduğundan ve bozma kararı üzerine verilecek kararda bu husus hakkında yeniden değerlendirme yapılacağından bu aşamada ayrıca hüküm kurulmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının ve davalının temyiz istemlerinin kabulüne, Antalya 3. İdare Mahkemesince verilen 30/06/2017 tarihli, E.2017/789, K.2017/949 sayılı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.

 

16. Antalya 3. İdare Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve E.2021/241 sayılı kararı ile, dava konusu taşınmaza ilişkin başka hissedar tarafından açılan davada taşınmaz üzerinde fiili el atma bulunduğunun tespit edilmesi karşısında uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı organlarının görevli olduğu gerekçesiyle, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilinceye kadar davanın bekletilmesine karar verilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

17. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyisi Hakkında Kanun'un "Yargı merciince yapılacak işlemler" başlıklı 12. maddesi şöyledir:

 

"Görev itirazında bulunan kişi veya makam, itirazın reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine verir.

Bu yargı mercii, dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. Tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse, cevap vermekten vazgeçmiş sayılır.

 (Değişik üçüncü fıkra: 23/7/2008 – 5791/4 md.) Yargı mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazı ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde; yetkili makama sunulmak üzere kendisine verilen dilekçeyi, alınan cevabı ve görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararını, dava dosyası muhtevasının onaylı örnekleriyle birlikte uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makama gönderir.

Bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilir."

 

18. "Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları" başlıklı 19. maddesi şöyledir:

 

"Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

 (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir."

 

19. "Kararların bildirilmesi" başlıklı 28. maddesi şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi, vereceği bütün kararların sonuçlarını ilgili Başsavcı ve Başkanunsözcüsüne, görev uyuşmazlığının çözülmesi için kendisine başvuran yargı merciine, kararı beklemesi için yazı yazılmış bulunan yargı merciine veya mercilerine uyuşmazlığın çözülmesi için başvurmuş olan kişilere veya makamlara hemen tebliğ eder.

İlgili yargı mercileri ile bütün makam, kuruluş ve kişiler; mahkeme kararlarına uymak, geciktirmeksizin onları uygulamakla ödevlidirler.

Gerekçeli kararın birer örneği de birinci fıkrada yazılı yerlere ve kişilere gönderilir."

 

20. "Kararların kesinliği ve yayınlanması" başlıklı 29. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik: 2/7/2018 – KHK-703/183 md.)

Uyuşmazlık Mahkemesinin kararları kesindir. Başkanın uygun göreceği kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

21. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 07/06/2021 tarihli toplantısında; Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, karar verilmesine yer olmadığı yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın karar verilmesine yer olmadığı yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

         

22. Dava; Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Demircikara Mahallesi, 6380 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında ilköğretim tesis alanı olarak ayrılmasına karşın kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık maddi tazminatın faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

 

23. Dosyanın incelenmesinden; Uyuşmazlığa İlişkin Başvuru Sürecinde de (Bkz. II) ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak davacı vekilince; ilk olarak, Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın 19/10/2012 tarih ve E.2012/213 sayı ile, görev itirazının reddine karar verilmesi nedeniyle, Danıştay Başsavcısınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği; Uyuşmazlık Mahkemesince 13/05/2013 tarihli ve E.2013/545, K.2013/682 sayılı kararı ile davanın çözümünde idari yargının görevli olduğuna, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/10/2012 tarihli ve E.2012/213 sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği; bunun üzerine dosyanın aynı Mahkemeye gönderildiği ve Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince Uyuşmazlık Mahkemesi kararı uyarınca 19/07/2013 tarihli ve E.2012/213, K.2013/485 sayılı kararıyla görevsizlik kararı verildiği; aynı istemle davacı vekilince idari yargı yerinde açılan davada da dosyanın pek çok aşamadan geçerek, son olarak idari yargı yerinin görevli olmadığı nedeniyle Antalya 3. İdare Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve E.2021/241 sayılı kararıyla Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır.

 

24. Olayda, Uyuşmazlık Mahkemesince, aynı taraflarca aynı konu ve sebebe ilişkin olarak adli yargı yerinde daha önce açılan dava nedeniyle önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığında görevli mahkemenin belirlenerek, idari yargı yerinin görevli olduğuna kesin olarak karar verildiği; ancak, bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilecek olmasına karşın aynı istemlerle yeniden başvurulduğu açıktır.

 

25. Bu durumda, Uyuşmazlık Mahkemesince adli yargı yerinde açılan dava nedeniyle, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarma yoluyla Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş olan davada, görevli mahkemenin belirlendiği; idari yargı yerinin görevli kılındığı ve iş bu kararın kesin olduğu gözetildiğinde; idari yargı yerince ikinci kez yapılan başvuru hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.

 

26. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulduğunda, Antalya 3. İdare Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve E.2021/241 sayılı başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

Antalya 3. İdare Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve E.2021/241 sayılı başvurusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

 

07/06/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

           Başkan                        Üye                               Üye                              Üye

     Celal Mümtaz                  Şükrü                          Mehmet                          Birol     

         AKINCI                     BOZER                         AKSU                          SONER         

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN