T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS       NO : 2016/436

          KARAR   NO : 2016/548

          KARAR   TR  : 28.11.2016

 

ÖZET: İdare Mahkemesi kararının, adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı mahiyetini taşımaması karşısında; 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : Ö.L.K.

Vekili              : Av. S.T.

            Davalı             : Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı

            Vekili              : Av. Z.S.K.               

                                     

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01.10.1979 yılında Hava Harp Okulu’na girdiğini; ancak 23.11.1982 yılında mezun olmadan okuldan ayrıldığını; 5434 sayılı yasa gereğince 01.10.1979 tarihinde okula başlamasıyla birlikte emekli sandığına kaydının yapıldığını ve askeri öğrenci olduğu 3 yıl boyunca maaşından gerekli kesinti yapılarak emekli sandığına ödendiğini; müvekkilinin Hava Harp Okulu’ndan ayrılışından sonra sigortalı (SSK.No.5530298) olarak çalıştığını; 25 yıllık sigortalılık süresini doldurup, 5225 gün pirim ödedikten sonra 08.02.2006 tarihinde Sosyal Sigortalar Müdürlüğü’ne müracaatla emekliliğini talep ettiğini ancak SSK’nın, Emekli Sandığı’nın talebini reddettiğini; oysaki müvekkilinin askeri okuldaki dönemi dışında da yeterli gün sayısına ve pirim ödemesine ulaştığını, sigortalılık başlangıç tarihinin 01.10.1979 olarak kabulü halinde, 3 yıllık öğrencilik döneminde yapılan kesintiler dikkate alınmasa dahi emekliliği hak etmiş durumda olduğunu; bu nedenle özellikle de 5434 sayılı Yasa’nın müvekkilinin talebinin reddine dayanak gösterilen maddesinin, yeni yürürlüğe giren 5510 sayılı yasa ile değiştirilmiş olduğu dikkate alınarak sigortalılık başlangıç tarihinin askeri okulda ilk emekli sandığı kesintisinin yapıldığı tarihin 1979 olarak tespiti için dava açma zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek, müvekkilinin Hava Harp Okulunda ilk emekli sandığı kesintisinin yapıldığı tarihin (1.10.1979) sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ile 8.2.2006 tarihli başvurusu doğrultusunda emekliliğinin kabulü yolunda karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İstanbul 8. İş Mahkemesi: 25.9.2008 tarih ve E:2006/523 K:2008/408 sayı ile, davanın reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi:  12.11.2009 gün ve E:2008/17604, K:2009/14697 sayı ile, Yapılacak işin, davaya konu istemlerin yasal dayanaklarının ve buna bağlı olarak yapılacak inceleme ve araştırma yöntemlerinin farklılığı nedeniyle davacının yaşlılık aylığı bağlanması yönündeki talebi ile sigortalılık başlangıcının tespiti yönündeki talebi tefrik edilerek sigortalılık başlangıcının tespitine ilişkin davaya idari yargı yerinde bakılacağı gerekçesiyle reddine karar vermek, sigortalılık başlangıcının tespiti davasını bu dava için bekletici sorun yapmak, tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonucu göre karar vermekten ibaret olduğu; Mahkemece açıklanan doğrultuda işlem yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir.

İSTANBUL 8. İŞ MAHKEMESİ: 23.9.2010 tarih ve E:2010/40 sayı ile bozma kararına uyarak, her ne kadar davacı sigorta başlangıç tarihinin tespiti talebinde bulunmuş ise de, istenilen tarihte davacının asker şahıs olması nedeni ile bu yöndeki ve sürelerin tespitine ilişkin talebinin tefriki ile bu uyuşmazlığın idare mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bu talebine ilişkin tefriki ile bu yönden dosyanın mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddi ile dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi idare mahkemesine gönderilmesine ve dosyanın idari yargıda sonuçlanmasının beklenmesine karar vermiştir.

Davacı vekili bu kez, müvekkilinin Hava Harp Okulunda ilk emekli sandığı kesintisinin yapıldığı tarihin (1.10.1979) sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İstanbul 2. İdare Mahkemesi : 6.12.2010 gün ve E:2010/2510, K:2010/2233 sayı ile, davanın esası hakkında Mahkemelerince karar verilmesinin mümkün bulunmadığından 2577 sayılı Yasanın 15.maddesinin 1/a bendi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, aynı Yasanın 15. maddesinin 4.fıkrası hükmüne göre temyizi mümkün bulunmayan bu karar uyarınca dava dosyasının temyiz süresi bekletilmeksizin yetkili bulunan Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. 

ANKARA 7. İDARE MAHKEMESİ: 25.1.2011 gün ve E: :2011/137, K:2011/171 sayı ile, İdari yargıda “tespit” veya “yorum” davası adı altında dava türleri bulunmadığından, herhangi bir iptal talebi bulunmaksızın sadece ilk emekli sandığı kesintisinin yapıldığı 01.10.1979 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti isteminin incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1 -b maddesi uyarınca, davanın incelenmeksizin reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiş, Danıştay 11. Dairesi 20.9.2012 gün ve E:2011/3348, K:2012/5572 sayı ile, karar onanmış, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi isteminde bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.11.2016 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Anayasa’nın 158. Maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili olduğu belirtilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ela görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”, 14. maddesinde,  “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir.” denilmiştir. Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

            Olayda, adli ve idari yargı yerlerinde, davacının ilk emekli sandığı kesintisinin yapıldığı 1.10.1979 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti istemiyle davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

Dosyalar üzerinde yapılan inceleme neticesinde; görev uyuşmazlığına konu İstanbul 8. İş Mahkemesi’nin 23.9.2010 gün ve E:2010/40 sayılı kararında “Her ne kadar davacı sigorta başlangıç tarihinin tespiti talebinde bulunmuş ise de istenilen tarihte davacının asker şahıs olması nedeni ile bu yöndeki ve sürelerin tespitine ilişkin talebinin tefriki ile bu uyuşmazlığın idari mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bu talebine ilişkin tefriki ile bu yönden dosyanın mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddi ile dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesine gönderilmesine” karar verildiği, bu kararın ardından açılan dava sonucu Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 25.1.2011 gün ve E:2011/137, K:2011/171 sayılı kararında ise “davanın incelenmeksizin reddine” karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.

 Görüldüğü üzere, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin kararı, davanın incelenmeksizin reddi gerektiğine ilişkin bulunduğundan ve anılan karar “yargı yolunu değiştiren ve adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından”, idari ve adli yargı yerleri arasında, 2247 sayılı yasanın aradığı biçimde görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmek mümkün değildir. 

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 28.11.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN