T.C.

     UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO       : 2018 / 545

            KARAR NO  : 2018 / 545

            KARAR TR    : 24.09.2018

ÖZET : Davacının borçlusu olan davalı kurum çalışana ait emeklilik başvuru evrakının SGK Başkanlığına gönderilmesi sırasında, öncesinde başlatılan icra takip dosyasından gelen haciz yazısının eklenmemesi sebebiyle borçlunun emekli ikramiyesine haciz yapılamadığı, bu nedenle uğranılan zarara karşılık gelen tazminatın yasal faiziyle birlikte Çukurova Üniversitesi tarafından ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

            Davacı             : M. V. M.

Vekili              : Av. L. B.

Davalı             : Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili              : Av. Y. S. P.

                          

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;  Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde görev yapan dava dışı borçlusu hakkında Adana 8. İcra Müdürlüğünün E:2016/4943 sayılı dosyası aracılığı ile başlattığı icra takibinde borçlunun maaşının 1/4'üne ve emekli olması halinde hak edeceği emekli ikramiyesi üzerine borç miktarınca haciz konulmasına rağmen, emeklilik başvurusunda bulunan dava dışı borçluya ilişkin Çukurova Üniversitesi Personel Daire Başkanlığı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na gönderilen belgeler arasında davacının alacaklı olduğu Adana 8. İcra Müdürlüğünün E:2016/4943 sayılı dosyasından gelen haciz yazısı bulunmadığı ve böylelikle dava dışı borçlunun emekli ikramiyesine haciz uygulanamadığından bahisle uğranılan zarara karşılık 52.800,00 TL tazminatın 22.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle 22/09/2016 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 06.06.2017 gün ve E:2016/522 K:2017/254 sayılı dosyasında "Dava konusu eylem davalı Çukurova Üniversitesi Rektörlüğünün hizmet kusuruna ilişkin olup, İYUK 2/1-b maddesinde belirtilen tam yargı davası olarak görülmesi gerekmekte olup, idari yargı alanının görevine girdiği" gerekçesiyle yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, istinaf edilmeyen kararın 11/09/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır

Davacı vekili bu kez 13/09/2017 tarihinde aynı istemle idari yargıda dava açmıştır.

ADANA 3. İDARE MAHKEMESİ: 06.07.2018 gün ve E:2018/516 sayı ile "2004 sayılı İcra İflas Yasası'nın "Sorumluluk" başlıklı 5. maddesinde; "İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır."; "Maaş ve ücretlerin kesilmesinde usul" başlıklı 355. maddesinde; "Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarım nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar. Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip olacak surette vukubulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti de mal memuru veya daire amiri yahut hususi müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya amirini haberdar etmeğe mecburdur." hükmü yer almıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde görev yapan dava dışı borçlusu hakkında Adana 8. İcra Müdürlüğünün E:2016/4943 sayılı dosyası aracılığı ile başlattığı icra takibinde borçlunun maaşının 1/4'üne ve emekli olması halinde hak edeceği emekli ikramiyesi üzerine borç miktarınca haciz konulmasına rağmen, emeklilik başvurusunda bulunan dava dışı borçluya ilişkin Çukurova Üniversitesi Personel Daire Başkanlığı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına gönderilen belgeler arasında davacının alacaklı olduğu Adana 8. İcra Müdürlüğünün E:2016/4943 sayılı dosyasından gelen haciz yazısı bulunmadığı ve böylelikle dava dışı borçlunun emekli ikramiyesine haciz uygulanamadığından bahisle uğranılan zarara karşılık 52.800,00 TL tazminatın 22.09.2016 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı merciinde dava açıldığı, açılan bu davada Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.06.2017 gün, E:2016/522 ve K:2017/254 sayılı kararı ile hizmet kusuru nedeni ile açılan tam yargı davalarında görevli yargı yolunun idari yargı olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddedildiği, bunun üzerine davacı tarafından Mahkememizde dava açıldığı görülmektedir.

İdare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler ile aynı amaçlarla gerçekleşen idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir.

Bu durumda, davalı idarenin yükümlülüğü, İcra ve İflas Yasası'ndan doğan bir sorumluluk olup, yukarıda yer verilen özel yasa hükümlerinin uygulanmasından ve özel hukuk hükümlerine tabi zararın tazmininden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargının görev alanında olduğu anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Mahkememizin görevinde olmayan Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından da görevsizlik karan verildiğinden görevli Mahkemenin belirlenmesi için bu dava dosyasının ve Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden temin edilen E:2016/522 sayılı dava dosyasının, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Yasa'nın 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenmesine" karar vererek her iki dava dosyasını 19/07/2018 gün, 2018/516 esas sayılı üst yazı ila Mahkememize göndermiş, başvuru 27/08/2018 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler; Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN Aydemir TUNÇ ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 24.09.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:  

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının borçlusu olan davalı kurum çalışana ait emeklilik başvuru evrakının SGK Başkanlığına gönderilmesi sırasında, öncesinde başlatılan icra takibine ilişkin Adana 8. İcra Müdürlüğünün E:2016/4943 sayılı dosyasından gelen haciz yazısının eklenmemesi yüzünden borçlunun emekli ikramiyesine haciz uygulanamadığından bahisle uğranılan zarara karşılık gelen tazminatın yasal faiziyle birlikte Çukurova Üniversitesi tarafından ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun

3/d maddesi üniversiteyi; Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzelkişiliğine sahip yüksek düzeyde eğitim - öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumu olarak tanımlamıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun

“Şikayet ve Şartlar” başlıklı 16. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir.”

“Şikayet üzerine yapılacak muameleler”  başlıklı 17. maddesinde; “Şikayet tetkik merciince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir. Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur.” hükmü yer almaktadır.

“Tetkik mercii” başlıklı 4. maddesinde;  “İcra ve iflâs dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikâyetlerle itirazların incelenmesi icra tetkik mercii hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca icra tetkik merciinin birden fazla dairesi kurulabilir. Bu durumda icra tetkik mercii daireleri numaralandırılır. İcra tetkik merciinin birden fazla dairesi bulunan yerlerde iş dağılımı ve buna ilişkin esaslar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Her icra tetkik mercii hâkimi, kendisine Adlî Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflâs dairelerinin muamelelerine yönelik şikâyetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idarî işlerine bakar. İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vuku bulacak şikayet ve itirazların tetkik mercii o mahkemenin hâkimidir.”

"Kısmen haczi caiz olan şeyler" başlıklı 83. maddesinde; "Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.

(Değişik: 12/4/1968 - 1045/1 md.) Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez"

Hükümleri yer almaktadır.

Ayrıca aynı Yasanın "Maaş ve Ücretlerin Kesilmesi Usulü" başlıklı 355. Maddesinde; “Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar./Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip olacak surette vuku bulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti de mal memuru veya daire amiri yahut hususi müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya amirini haberdar etmeğe mecburdur.” denilmek sureti ile borçlunun devlet kurum ve kuruluşları nezdinde bulunan hak ve alacaklarının ne şekilde haczedileceği, ilgili kurum ve kuruluşun haciz işlemi üzerine yerine getirmesi gereken yükümlülükler düzenlendiği,

"Yukarıdaki maddeye riayet etmeyenler hakkında Hükümler" başlıklı 356. Maddesinde; “Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır./ Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır. Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmeyen her hangi bir memur veya amir hakkında istenecek malumatın icra dairesine hemen verilmesi bunların mensup olduğu dairenin vazifesidir.” denilmek sureti ile, icra müdürlüğünün talebi üzerine yedinde borçluya ait ücret veya maaş bulunan kurumların, icra müdürlüğünün talebi doğrultusunda işlem tesis etmekle mükellef oldukları, aksi durumda ilgili borç, borçluya rücu hakkı saklı kalmak kaydı ile suiistimal gösteren memurların maaşlarından ve mallarından tahsil edileceğinin düzenlendiği,

"Cumhuriyet Savcılığı’nca Takip" başlıklı 357. Maddesinde; “İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alakadarlar mecburdur. Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri yapmayanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evveliyeye hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır.”  denilmek sureti ile 355. Madde gereğince yedinde bulunan borçluya ait maaş ve ücret hakkında, icra müdürlüğünün talebi üzerine gerekli işlemleri yerine getirmeyen memur veya amirler hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatılabileceği düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, yedinde borçluya ait alacak bulunup, icra müdürlüğünün talebi doğrultusunda gereğini yerine getirmeyenler hakkında genel hükümler çerçevesinde işlem tesis edileceği belirtilmiş, 2004 sayılı Kanun’un 16. Maddesine herhangi bir atıf yapılmamıştır.

Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde; davacı tarafından Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde görev yapan dava dışı borçlu hakkında Adana 8. İcra Müdürlüğünün E:2016/4943 sayılı dosyası aracılığı ile başlattığı icra takibinde borçlunun maaşının 1/4'üne ve emekli olması halinde hak edeceği emekli ikramiyesi üzerine borç miktarınca haciz konulmasına rağmen, emeklilik başvurusunda bulunan dava dışı borçluya ilişkin Çukurova Üniversitesi Personel Daire Başkanlığı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına gönderilen belgeler arasında davacının alacaklı olduğu Adana 8. İcra Müdürlüğünün E:2016/4943 sayılı dosyasından gelen haciz yazısı bulunmadığı ve emekli ikramiyesinin başka borcundan dolayı yapılan takibe ilişkin Adana 11. İcra Müdürlüğünün 2016/9411 sayılı dosyasına aktarılmasına neden olunduğu, böylelikle dava dışı borçlunun emekli ikramiyesine haciz uygulanamadığından bahisle uğranılan zarara karşılık 52.800,00 TL tazminatın 22.09.2016 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle uyuşmazlık konusu davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar Adana 3. İdare Mahkemesi gönderme kararında; “davalı idarenin yükümlülüğünün, İcra ve İflas Yasası'ndan doğan bir sorumluluk olup, yukarıda yer verilen özel yasa hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığı" iddia edilmiş ise de, 2004 sayılı Kanun kapsamında yedinde borçlunun hak ve alacağını bulunduranların yükümlülüklerine yer verilmiş olması, bu kişiler hakkında 2004 sayılı Kanun’un 16. Maddesinin uygulanacağı sonucunu doğurmamaktadır.

Nitekim 2004 sayılı Kanun’un 16. Maddesinde açıkça icra müdürlüğünün hatalı işlem ve eylemlerinden doğan sorumluluk ve görevli mahkeme düzenlenmiş olup, dava konusu olayda icra müdürlüğünün değil, borçlunun işvereni konumunda olan davalı idarenin hatalı işleminden kaynaklanan bir zarar söz konusudur. 

Kamu tüzel kişiliğini haiz Çukurova Üniversitesinin dava dışı borçlu çalışanının emeklilik başvurusuna ilişkin evrakı SGK Başkanlığına gönderirken takip ve haciz işlemini bildirmeyerek, davacının alacağının tahsiline engellemesi eyleminin 2577 sayılı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/b maddesi kapsamında kaldığı ve uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Adana 3. İdare Mahkemesi’nin 06.07.2018 gün ve E:2018/516 sayılı başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

           

S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Adana 3. İdare Mahkemesi’nin 06.07.2018 gün ve E:2018/516 sayılı BAŞVURUNUN REDDİNE, 24.09.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 Başkan

Hicabi 

DURSUN

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Turgay Tuncay Varlı