T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2019/105

            KARAR NO : 2019/122

            KARAR TR: 25.02.2019

ÖZET :2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayanBAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiğihk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARAR  

 

 

 

Davacılar                      : 1- C.Ş.

                                         2- E.Ş.

Vekili                            : Av. Ö.K.

Davalı                          : Elazığ Valiliği

 

O L A Y   : Davacılar veliki dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin 17.12.2018 tarihinde 23 P 4300 plakalı aracı ile seyir halindeyken, Elazığ İli, Huzurlu Sokak, Elbüs Garajı yanında yapılan kazı nedeniyle park halinde bulunan başka bir araca çarpması nedeniyle tek taraflı trafik kazasının meydana geldiğini, olayla ilgili Elazığ İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği tarafından tutulan maddi hasarlı trafik tespit tutanağının gerçek olayı yansıtmadığını ve kendisinin kusurlu gibi gösterildiğini ileri sürerek tutanağın iptali istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ELAZIĞ 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİ : 26.12.2018 gün ve D.İş. No:2018/3023 sayı ile, "maddi hasarlı kaza tespit tutanağı, kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek cezai ve hukuki uyuşmazlıkların çözümüne esas olacak ve trafik zabıtasınca düzenlenecek bir belgedir. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 10. Maddesi çerçevesinde, Sulh Ceza Mahkemesine görev yükleyen "Diğer Kanun" niteliğindeki 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile bu Kanuna göre çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinde, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının iptali için Sulh Ceza Mahkemesine başvurabileceği yönünde hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun "İdari Yaptırımlar" başlıklı 16.maddesinde yer alan idari para cezası ile idari yaptırımlar kapsamına da girmemektedir. Esasen; maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmesi ile, ilgililerin iptali için başvuruda bulunabileceği, bir idari yaptırım veya tedbir niteliğinde bulunmayan durum (ve/veya delil) tespitinden ibarettir. Özel Kanunlarla çözümü, Sulh Ceza Mahkemelerine bırakılmış, idari yaptırım veya tedbir niteliği de bulunmayan bu belgenin, adli veya idari yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görülmesi sırasında, o mahkemelerce değerlendirilecek bir tutanak olduğundan, maddi hasarlı kaza tespit tutanağına yönelik davanın iptali isteminin, bu açıdan da Sulh Ceza Mahkemesinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı, ileride görülecek uyuşmazlıklarda, bir idari işleme veya adli yargının görev alanına giren konularda bir mahkeme kararına konu edildiği takdirde, ilgililerce idari işlem veya adli merciilerce verilen kararın kanun yolu incelemesinde, itirazların ileri sürülebileceği belge olduğundan ve maddi hasarlı trafik kazasının iptali ve Sulh Ceza Mahkemesinin görevleri arasında bulunmadığından talebinin reddine dair Yargıtay 12. Ceza Dairesinin kararı doğrultusunda karar vermek gerektiği gerekçesiyle, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının iptaline ilişkin talebin reddine..." karar vermiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından Elazığ 2. Sulh Ceza Hakimliğinde itirazda bulunulmuş, mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığından itirazın reddine karar verilmiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacılar vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ELAZIĞ 2. İDARE MAHKEMESİ: 15.1.2019 gün ve E:2019/11 sayı ile, trafik kazası tespit tutanağının, trafik zabıtasınca düzenlenen ve kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümüne esas olan bir belge olduğu; adli yargı dosyasında belirtilenin aksine, idari işlem niteliği bulunmayan bu belge adli yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görümü sırasında o mahkemelerce değerlendirilecek olduğundan 17.12.2018 tarihli maddi hasarlı trafik tespit tutanağının iptali istemine yönelik işbu davanın idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmadığı; nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 6.4.2015 gün ve E:2015/205, K:2015/221 sayılı kararının da bu yönde olduğu; bu sebeple, bakılan davada uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevinde olduğu sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.  

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 25.02.2019 günlü toplantısında:Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

  Anayasa’nın 158. Maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili olduğu belirtilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir...”, 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekir./ Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir”, 19. maddesinde, “adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. /(Değişik fıkra: 21/01/1982 - 2592/6 md.;Değişik fıkra: 23/07/2008-5791 S.K./9.mad) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” denilmiştir.Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Olayda, adli ve idari yargı yerlerinde, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dosyalar üzerinde yapılan inceleme neticesinde; görev uyuşmazlığına konu Elazığ 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 26.12.2018 gün ve D.İş:2018/3023 sayılı kararı ile “davanınMahkemelerinin görevleri arasında olmadığı gerekçesiyle kaza tespit tutanağının iptali talebinin reddine” karar verildiği ve verilen bu kararın kesinleştiği; bu kararın ardından açılan dava sonucu Elazığ 2. İdare Mahkemesinin 15.1.2019 gün ve E:2019/11 sayılı kararında ise; “bakılan davada hasarlı trafik tespit tutanağının iptali istemine yönelik davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği”kanaatine varılarak, “görevli merciin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine” karar verildiği anlaşılmaktadır.

Görüldüğü üzere, Sulh Ceza Hakimliği kararının, "başvurunun reddine" ilişkin bulunduğu, “yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından”, adli ve idari yargı yerleri arasında. 2247 sayılı yasanın aradığı biçimde görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmek mümkün değildir.

Diğer yandan, Uyuşmazlık Mahkemesinin, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının iptali isteminden kaynaklanan davaların adli yargı yerince çözümlenmesi gerektiği yönünde istikrar kazanmış kararları bulunmaktadır ve sözkonusu davaların adli yargıdaki çözüm yerinin ceza mahkemeleri olmadığı da açıktır; dolayısıyla davacı tarafından adli yargı yerinde dava açılırken hukuk mahkemelerinde dava açılacağının da gözetilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan Elazığ 2. İdare Mahkemesinin 15.1.2019 gün ve E:2019/11 sayılı başvurusunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca gerekmiştir.

 

S O N U Ç:2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan Elazığ 2. İdare Mahkemesinin 15.1.2019 gün ve E:2019/11 sayılı başvurusunun, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 25.02.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ