Hukuk Bölümü         2002/37 E.  ,  2002/39 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : V.M.

Davalı           : Ağrı Valiliği

          O  L  A  Y       : Davacı, trafik zabıtasınca adına düzenlenen : 2918 sayılı Yasa’nın, 47/1-a. maddesine aykırılık nedeniyle 18.6.2000 tarihli ve 17.100.1000.-TL.; 23. ve 47/1-d. maddelerine aykırılık nedeniyle 19.6.2000 tarih ve 17.000.000.-TL.; 23. ve 47/1-a. maddelerine aykırılık nedeniyle 20.6.2000 tarih ve 25.600.000.-TL.; 47. maddenin (1/a). ve (1/d). bendlerine aykırılık nedeniyle 24.6.2000 tarih ve 25.600.000.-TL.; 44/1-b. ve 61. maddelere aykırılık nedeniyle 25.6.2000 tarih ve 25.600.000.- TL. tutarındaki para cezalarına ilişkin trafik ceza tutanaklarının iptalleri istemiyle, 20.8.2001 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.       

            AĞRI SULH CEZA MAHKEMESİ; 27.12.2001 gün ve E:2001/17 D.İş sayı ile, ceza tutanaklarının incelenmesinden, tutanakların tescil plâkasına göre tanzim edilmediği: 2918 sayılı Kanun’un 116. maddesi gereğince ceza tutanaklarına yapılacak itirazın ancak tescil plakasına göre tanzim edilen ceza tutanakları için geçerli olduğu; idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı idari yargı yolunun açık bulunduğu gerekçesiyle, kesin olarak görevsizlik kararı vermiştir.

            Davacı, aynı istekle, 3.1.2002 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

            ERZURUM İDARE MAHKEMESİ; 17.1.2002 gün ve E: 2002/26, K:2002/25 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 4550 sayılı Kanunla değişik 1. fıkrasına göre uyuşmazlığın trafik mahkemelerinin, bulunmadığı yerlerde yetkili kılınan sulh ceza mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE   :Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Samia AKBULUT’un Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Ayla ALKIVILCIM, Ertuğrul TAKA ve Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR’ün katılımlarıyla yapılan 24.6.2002 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun  davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN’ ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            USULE İLİŞKİN İNCELEME:

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve dava dosyalarının  15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece  idare mahkemesi kanalıyla Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

            ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

            Dava, 2918 sayılı Yasa’nın 23., 44., 47. ve 61. maddeleri uyarınca trafik zabıtasınca düzenlenen para cezalarına ilişkin ceza tutanaklarının iptalleri isteminden ibarettir.

Uyuşmazlığın esasını, trafik zabıtasınca uygulanan cezalarla ilgili davalara  adli ya da idari yargı yerlerinden hangisinin bakacağı hususu oluşturduğundan, ilgili yasal düzenlemenin ceza uygulamasına ilişkin sistematiğinin incelenmesi gerekmektedir.

            13.10.1983 tarih  ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile getirilen sistemde, karayolları üzerinde yolcuları, yayaları ve trafiği tehlikeye sokan ve suç oluşturan fiiller, esas itibariyle, iki grupta ele alınmış; bir kısmına trafik zabıtasınca para cezası, diğerlerine mahkemelerce hafif para cezası veya bu cezanın yanında hafif hapis cezası, belgelerin geri alınması ve iptali cezası veya işyerlerinin kapatılması cezası verilmesi öngörülmüştür.

            İdarenin organları eliyle idari usullere göre uygulanması ve idare hukukunun bir müeyyidesi olması nedeniyle, idari işlem niteliğini taşıyan ve bu yönüyle adli cezalardan ayrılan idari cezaların yargısal denetiminde, kural olarak, idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

            Ancak, yasakoyucu tarafından, idari cezalara karşı ilgililerin sadece yapılan tespitin gerçeğe aykırılığı ile maddi ağır yanlışlıklar bulunduğunu ileri sürerek yapacakları itirazlarda, ülke genelinde yaygın teşkilata sahip olması ve sade bir usulle incelenerek kesin kararlarla süratle sonuçlandırılması gibi pratik düşüncelerle, adli yargı yerinin görevli kılınması olanaklı olup; bu halde, yetkili mahkemenin adli yargı yeri olduğunun ilgili yasada açıkça belirtilmesi gerekir.

2918 sayılı Yasa’nın “ Adli Kovuşturma ve Cezaların Uygulanması” başlığını taşıyan Dokuzuncu Kısmı, iki ayrı Bölüm halinde düzenlenmiş; Adli Kovuşturma” başlıklı Birinci Bölümde yer alan 112. maddede, bu Kanundaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri belirlenmiş olup, anılan maddenin 4550 sayılı Kanunla değişik    birinci fıkrasında “Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır.” hükmüne yer verilmiştir.

“Cezaların Uygulanması” başlıklı İkinci Bölümde yer alan 115. maddede, 116. maddede öngörülen itiraza ilişkin hüküm saklı kalmak üzere, para cezaları ile mahkemelerce verilen ve sadece hafif para cezalarına ilişkin olan hükümlerin kesin olduğu; 116. maddede, trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenen ve sürücüsü tespit edilemeyen araçlara tescil plakalarına göre trafik zabıtasınca tutanak düzenleneceği  ve trafik zabıtasının yetkisi dahilindeki para cezalarına karşı araç sahiplerinin cezanın tebliğinden itibaren yedi gün içinde    “yetkili mahkemeye” itiraz edebileceği ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.

            Bu hükümlerden, 2918 sayılı Yasa’da öngörülen cezaların büyük ölçüde adli ceza kapsamında düşünülerek Hakim tarafından verilmesi esasının benimsendiği; para cezaları olarak bahsi geçen idari cezaların kesin olduğuna işaret edilmek suretiyle bu cezalara karşı itiraz yolunun kapalı tutulduğu; ancak, sadece 116. madde kapsamında bulunan idari para cezası ile ilgili ve sınırlı olarak itirazı incelemekle adli yargının yetkili ve görevli kılındığı anlaşılmaktadır.

            Ne var ki; yasakoyucu tarafından, mahkemeler tarafından verilen hafif hapis cezalarının genellikle 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4. maddesi gereğince hafif para cezasına çevrildiği; mahkemelerce sanıklar ile tutanak düzenleyen görevlilerin duruşmaya çağrılarak dinlenmesi nedeniyle zaman kaybının doğduğu gerekçesiyle ve Devlet hizmetlerinin süratli, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak, mahkemenin iş yükünü azaltmak ve görevlilerin zaman  kaybını  önlemek  amacıyla çıkarılan 3.11.1988  tarih

ve 3493 sayılı Yasa ile, bazı kanunların ( 6831, 1475 ve 2926 sayılı) yanısıra 2918 sayılı Yasa’ da daha önce mahkemelerce verilmesi öngörülen bir kısım cezalar, idari cezaya dönüştürülmüş; nitekim, inceleme konusu trafik ceza tutanağının dayanağı olan 65. maddede, araçların yüklenme şartlarına uymayanlara, suçun niteliğine göre, idarece para cezası verilmesi ve mahkeme tarafından da hafif para ve hafif hapis cezası hükmedilmesi şeklinde karma bir düzenleme bulunmakta iken, anılan 3493 sayılı Yasa’nın 44. maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda, cezanın idare tarafından verilmesi esası benimsenmiş; ancak, anılan 3493 sayılı Yasa ile değişikliğe uğrayan 6831, 1475 ve 2926 sayılı Yasalar’da da getirilen idari cezalara karşı yapılacak itirazların mercii olarak sulh ceza mahkemeleri gösterilirken, 2918 sayılı Yasa’da aynı doğrultuda değişiklik yapılmasına karşın, idari cezalara karşı yapılacak itirazların merciini belirten bir hükme yer verilmemiştir.

            Buraya kadar yapılan açıklamaların ışığında: 2918 sayılı Yasa’nın,23. maddesinde    “Araçlar tescil belgesi, trafik belgesi ve tescil plakaları araç üzerinde ve uygun durumda bulundurulmadan trafiğe çıkarılamaz.

            (Değişik: 21.5.1997-4262/4 md.) Bu madde hükmüne uymayanlar 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar.” ; 44. maddesinde “Sürücü belgesi sahipleri:

a)     İkamet adresi değişikliklerini belgeyi veren kuruluşa otuz gün içinde bildirmek,

b)Araç kullanırken sürücü belgelerini yanlarında bulundurmak ve yetkililerin her isteyişinde göstermek,

Zorundadırlar.

( Değişik : 21.5.1997- 4262/ 4 md. )     Bu  madde  hükümlerine  uymayan   sürücüler  3 600 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar.” ; 47. maddesinde “ Karayollarından faydalananlar aşağıdaki sıralamaya göre;

a)Trafiği düzenleme ve denetimle görevli trafik zabıtası veya işaret taşıyan diğer yetkili kişilerin uyarı ve işaretlerine,

b)     Trafik ışıklarına,

c)      Trafik işaret levhaları, cihazları  ve  yer  işaretlemeleri ile  belirtilen  veya  gösterilen

hususlara,

d)     Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural,yasak,

zorunluluk veya yükümlülüklere,

            Uymak zorundadırlar.

            ( Değişik: 21/5/1997-4262/4md.) Trafik zabıtası veya diğer yetkililerin dur işaretlerine, ışıklı trafik işaretlerinden kırmızı renkli olanına veya sesli işaretlere uymayan sürücüler,         3 600 000 lira, diğer trafik işaretlerine uymayan sürücüler, 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar.” ; park etmenin yasak olduğu yerler ve hallerin sayıldığı 61. maddesinin 4262 sayılı Kanunla değişik ikinci fıkrasında “ Bu madde hükümlerine uymayan sürücüler  1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar.” hükümlerine göre olayda, (anılan Yasa’ya 4199 sayılı Yasa ile eklenen ve 4262 sayılı Yasa ile değişik Ek 3. maddenin birinci fıkrasının “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki fiiller için, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan mutlak ceza tutarları, o yıl için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında arttırılır.” hükmü dikkate alınarak,) trafik zabıtasınca uygulama yapılmış olup, bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasa’da idari cezalarla ilgili davalarda (116. maddedeki itiraz yolu hariç) görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasa’da gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel kurala göre, uyuşmazlığa konu edilen davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

            Açıklanan nedenlerle,  Erzurum İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

             SONUÇ         : Davanın çözümünde  İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Erzurum İdare Mahkemesi’nin 17.1.2002 gün ve E:2002/26, K:2002/25 sayılı   GÖREVSİZLİK   KARARININ    KALDIRILMASINA,   24.6.2002   gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE   karar verildi.