T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           CEZA BÖLÜMÜ

           ESAS     NO  : 2017/1

           KARAR NO  : 2017/1

           KARAR TR   : 20.02.2017

 

ÖZET: 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. mad-desinde belirtilen koşullar oluşmadığından, (Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı kesinleşmediğinden) aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE  karar verilme-sinin gerektiği hk.                                                                                                                                  

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

 

            Davacı            : K.H. 

Katılan            : M.G.

Sanık               : M.Ç.

                          

OLAY            : Gaziemir/İzmir Hava Teknik Okullar Komutanlığı emrinde  görevli sanık Hv. P. Er M.Ç.’ın, 28.10.2012 günü, hırsızlık suçunu işlediği ileri sürülerek,  eylemine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin birinci fıkrası (a) ve (b) bentleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Hava Eğitim Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 24.1.2013 gün ve E:2013/220, K:2013/23 sayılı iddianamesiyle  kamu davası açılması üzerine, Hava Eğitim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin 21.2.2013 gün ve E:2013/318, K:2013/53 sayılı kararı ile, sanığın 28.10.2012 tarihinde nitelikli hırsızlık suçunu işlediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle,  eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142-1/a. maddesi uyarınca iki yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un  62. maddesi uyarınca sanığın yargılama sürecindeki davranışları göz önüne alınarak cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten bir yıl sekiz ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin beşinci fıkrası  uyarınca geri bırakılmasına, sanığın beş yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına, denetim süresi içerisinde her hangi bir yükümlülük belirlenmesine veya tedbir uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verilmiş, verilen karar temyiz edilmeden 12.3.2013 günü kesinleşmiştir.

 

Sanık hakkında, 9.11.2014 günü, evi terk eden çocuğu, ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutmak suçunu işlediği ileri sürülerek, Turhal 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne açılan kamu davasında, Mahkemece, 8.9.2015 gün ve E:2014/935, K:2015/664 sayılı karar ile, sanığın Türk Ceza Kanunu'nun 234/3. maddesi uyarınca üç ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,  aynı Kanun’un  62. maddesi uyarınca cezasından takdiren 1/6 oranında  indirim yapılarak iki ay on beş gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un  51/1,a ve b maddesi uyarınca verilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiş, verilen karar temyiz edilmeden 12.10.2015 tarihinde kesinleşmiştir.

 

Turhal 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce,  1.12.2015 gün ve Dosya No:2014/935-  2015/664 E.K. sayılı yazı ile, Mahkemenin belirtilen kesinleşmiş kararı ile birlikte sanığa ait adli sicil kaydının gönderildiği, yazının sanığın adli sicil kaydında gözüken ilama ilişkin ihbar niteliğinde değerlendirilmesinin  istenmesi üzerine,  Hava Eğitim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce  5.2.2016 günü dosya ele alınarak, Mahkemenin  2015/580 sayılı esasına kaydedilmiştir.

HAVA EĞİTİM KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 28.7.2016 gün ve E:2015/580, K:2016/346 sayı ile, sanığa yüklenen eylemin  askeri suç olmadığı, askeri bir suça da bağlı bulun-madığı ve sanığın terhis edilmiş olması nedeniyle askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmiş olduğu, bu nedenle sanığı yargılama  görevinin  adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle  görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası  İzmir 43. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.

 

İZMİR 43. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 5.12.2016 gün ve E:2016/893, K:2016/759 sayıyla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümlerin, aynı maddenin 11. fıkrası uyarınca  denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmiş olması halinde açıklanması söz konusu olduğunda, hükmü veren mahkemenin yapacağı işin, (hükümde değişiklik yapmaksızın,  hükmün yanlış olduğu, Mahkemenin görevsiz olduğu gibi durumlar da dahil olmak üzere) açıklanması geri bırakılan hükmü açıklamaktan ibaret olduğu, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması yönünde bir ihbar alan Mahkemenin teknik anlamda (suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı vs.) bir yargılama yapmadığı, yeniden ele alınan davada sanığın sübuta ilişkin bir savunmasının alınmadığı, yalnızca hükmün açıklanma koşullarının oluşup oluşmadığıyla sınırlı olmak üzere beyanlarının alındığı, Askeri Mahkemenin vermiş olduğu hükmün açıklanmasının geri bırakılması mahiyetindeki ilk hüküm incelendiğinde sanığa her hangi bir yükümlülük yüklenmediği, dosyanın ele alınma sebebinin sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi olduğunun anlaşıldığı, ayrı yargı koluna tabi bir Mahkemenin açıklanmasını geri bıraktığı hükmü bir başka yargı koluna tabi Mahkemenin açıklamasının Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin on birinci fıkrası düzenlemesi karşı-sında yasal olmayacağı açıklanarak, görevin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler; Kenan YUMUŞAK, Osman ATALAY, Gökhan KARABURUN, Mehmet AVCIOĞLU, Sevilay TEMİZYÜREK BATIR, Remzi İĞREK’in katılımlarıyla yapılan 20.02.2017 günlü toplantısında; Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Mustafa KAYAALP’in, başvurunun reddine ilişkin yazılı ve sözlü  açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen görevsizlik kararının Yasa’da belirtilen hususları içermediği, davaya katılan M.G. ile sanık M.Ç.’a tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır” düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

 

 

 

 

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir.

 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun  223. maddesinin onuncu fıkrası hükmü uyarınca yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, katılan ile sanığa yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, İzmir 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE 20.02.2017 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

           Başkan

Nuri NECİPOĞLU

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Kenan YUMUŞAK

 

                           

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU      

 

Üye

Osman ATALAY

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Sevilay TEMİZYÜREK BATIR

Üye

Gökhan KARABURUN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Remzi İĞREK