Davacı : K.H. Mağdur : F.Ş. Sanık : Y.T. O L A Y : Sarıkamış 9. Mot. P. Tug. 2. Mot. P. Tb. 5. Mot. P. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Er Y.T.’un, çarşı iznine çıkıp içki içtiği 14.10.2006 günü, izin dönüşü nizamiyeden girerken kendisiyle birlikte giriş yapan P. Er E.T.’nın, nizamiyede araçları aynayla kontrol eden ve çarşıdan dönen askerlerin üzerini aramakla görevli mağdur P. Er F.Ş.’e, sanığın nefesini koklamasını söylemesi üzerine, sanığın nefesini koklayan ve alkollü olduğunu anlayan mağdurun durumu bildirdiği Nizamiye Nöbetçi Subayı Atğm. A.T. tarafından nizamiye binasının içerisine alınarak orada bekle-tildiği sırada, bir ara araç görev kağıdını kaydetmek üzere nizamiye binasına gelen mağduru, “eğer ceza alırsam seni öldüreceğim, zaten askerliğim iki ay uzamış, seni öldürüp askerliğimi daha da uzatırım” diyerek tehdit ettiği,bir müddet sonra da “… koyduğumun çocuğu” diye bağırarak mağdura doğru koştuğu sırada orada bulunanlar tarafından tutularak mağdura ulaşamadığı, mağdurun silahlı nöbetçi olmadığı için Askeri Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenen kanuni himayeden (amir sayılma) faydalanamayacağı ancak “kamu görevlisi” olduğunun kabul edildiği, böylece sanığın, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret ve tehdit suçlarını işlediği ileri sürülerek eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a ve 106/1. madde ve fıkraları uyarınca cezalandırılması istemiyle 9. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 28.11.2006 gün ve E:2006/1913, K:2006/825 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 9. MOTORLU PİYADE TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 20.8.2007 gün ve E:2007/365, K:2007/388 sayıyla, sanığın yargılama aşamasında terhis edilmiş olması nedeniyle askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin kesildiği, bu durumda yüklenen eylemin askeri suç olmaması nedeniyle sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Sarıkamış Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. SARIKAMIŞ SULH CEZA MAHKEMESİ: 31.3.2010 gün ve E:2008/15, K:2010/83 sayıyla, asker kişi sanığı, asker kişiye karşı, askeri mahalde ve askerlik hizmet ve görevleri sırasında işlediği ileri sürülen suç nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL, A. Zeki LİMAN’ın katılımlarıyla yapılan 13.5.2013 günlü toplantısında; I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngö-rüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Mehmet ÇAKIROĞLU’nun davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmekte iken, maddenin “….askeri mahallerde….” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 26.6.2012 tarih ve 28335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15.3.2012 gün ve E:2011/30, K:2012/36 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada; a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar, b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir. Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, asker kişi sanığı, asker kişiye karşı, askeri mahalde, askerlik hizmet ve görevleri sırasında işlediği ileri sürülen suç nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, sanığa yüklenen eylemin Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendiği, Askeri Ceza Kanunu’nda bu suça ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle “askeri suç” olmadığı kuşkusuzdur. Sanığın yargılama aşamasında terhis edildiği de dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanığa yüklenen eylemin askeri suç olmadığı anlaşıldığından, 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Sarıkamış Sulh Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Sarıkamış Sulh Ceza Mahkemesi’nin 31.3.2010 gün ve E:2008/15, K:2010/83 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 13.5.2013 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.