T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/117

KARAR NO  : 2024/242      

KARAR TR  : 03/06/2024

ÖZET: Altındağ Halk Eğitim Merkezi ve Ankara Olgunlaşma Enstitüsündeusta öğretici olarak çalışırken iş akdi feshedilen davacının, İş Kanunu’ndan kaynaklanan parasal haklarının ödenmesi istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

K A R A R

 

Davacı : M.İ

Vekili   : Av. M.T.T

Davalı  : Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili   : Av. M. Ş

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1. Davacı vekili, müvekkilinin Altındağ Halk Eğitim Merkezinde ve Ankara Olgunlaşma Enstitüsünde 25/10/2010 - 31/07/2019 tarihleri arasında usta öğretici olarak görev yaptığını, iş akdinin gerekçe gösterilmeksizin sonlandırıldığını ifade ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, 1.300 TL kıdem tazminatı, 800 TL yıllık izin ücreti, 1.300 TL eksik ödenen ücret alacağı ve 1.300 TL ilave tediye alacağı olmak üzere toplam 4.700 TL'nin (ıslah ile toplam 72.216,39 TL'nin) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdantahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Ankara 22. İş Mahkemesi 18/04/2023 tarih ve E.2022/306, K.2023/276 sayılı kararı ile, davanın kısmen kabulüne karar vermiş, karara karşı istinaf isteminde bulunulmuştur.

 

3. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 07/07/2023 tarih ve E.2023/2022, K.2023/2548 sayılı kararı ile,uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu, mahkemece dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, HMK'nın 353/1-a.4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir.

 

4. Ankara 22. İş Mahkemesi 12/09/2023 tarih ve E.2023/394, K.2023/522 sayılı kararı ile,taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğu, aradaki hukuki ilişkinin iş sözleşmesi, işçi-işveren ilişkisi olmadığı, uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş, karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

''...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, SGK kaydı ve beyana göre 25/10/2010-31/07/2019 arihleri arası aralıklı olarakdavalı işverenlikte usta öğretici olarak çalıştığı anlaşılmıştır.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırma kararında belirtildiği üzere;                         657 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinde “Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dâhil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir. Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile tespit olunur," hükmü yer almaktadır. Yukarıda yer alan düzenlemeye istinaden çıkarılan Milli Eğitim Bakanlığı Kurumlarında Sözleşmeli veya Ek Ders Görevi ile Görevlendirilecek Uzman ve Usta Öğreticiler Hakkında Yönetmelik'in 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında da, uzman ve usta öğreticilere, 657 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesi uyarınca 02.12.1998 tarihli ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslar'da belirtilen miktarda, ek ders görevi verilebileceği düzenlenmiştir.

7036 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca 4857 sayılı Kanun'a göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanuna dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.

Davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında gösterilmesi iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermez.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırma kararında belirtildiği üzere, dosya içeriğine göre davacının, davalı nezdinde çalışması için 657 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesinde belirtilen statü içinde ve Kaymakamlık onayı ile görevlendirilmiş olduğu anlaşıldığından,davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunmadığından,taraflar arasındaki işçi işveren ilişkisi olarak nitelendirilemeyeceğinden taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tâbi olduğu kabul edilmiştir. Bu kapsamdauyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olduğu kabul edilerekdavanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın, 6100 Sayılı Kanun’un 114/1-b, 115/2 maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı noksanlığındanREDDİNE,...''

 

5. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 22/12/2023 tarih ve E.2023/3723, K.2023/4359 sayılı kararı ile, ilk derece mahkeme kararında davalı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemiş olduğundan ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın 6100 Sayılı Kanun’un 114/1-b, 115/2 maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı noksanlığındanreddine  kesin olarak karar vermiş ve bu kararkesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir :

 

''...İstinaf nedenlerine göre, dava şartları yokluğu nedeni iledavanın usuldenreddedilmesihalinde davalılehinehükmedilecekvekalet ücreti uyuşmazlıkkonusudur

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlığını taşımakta olup; maddenin ikinci fıkrasında “davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesi bulunmaktadır.

Tarifenin açıklanan 7/2 maddesi hükmü gereğince; konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan bir şey olan davanın, dava şartlarından birinin bulunmaması (noksan olması) nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda, vekâlet ücreti nispi tarifeye göre takdir edilir; ancak, bu nispi vekâlet ücretinin miktarı, maktu vekalet ücretini geçemez. İlgili düzenleme, maktu vekalet ücretinin altında bir miktara hükmedilebileceği yönündebir düzenleme içermemektedir.

Somut uyuşmazlıkta, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 'nin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı maktu vekalet ücreti 9,200.00 TL olup, davalı yönünden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması hatalıdır.

HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun yukarıdabelirtilen nedenlerle kabulüne karar vermek gerekmiş ve tüm dosya kapsamına göreaşağıda yazılı şekildehükümkurulmuştur.

HÜKÜM:

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince KABULÜ İLE, İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININKALDIRILMASINA,

2-Davanın, 6100 Sayılı Kanun’un 114/1-b, 115/2 maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı noksanlığındanREDDİNE,..."

 

6. Davacı vekili bu kez, aynı hukuki sebebe dayalı olarak 500 TL brüt kıdem/iş sonu tazminat alacağı, 250 TL brüt eksik ödenen ücret alacağı, 150 TL brüt yıllık izin alacağı, 100 TL brüt ilave tediye alacağı olmak üzere toplam 1.000 TL'ninödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

7. Ankara 14. İdare Mahkemesi 23/02/2024 tarih ve E.2024/229 sayılı kararı ile, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılıKanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"... Dava dosyasının incelenmesinden; Altındağ Halk Eğitim Merkezinde ve Ankara Olgunlaşma Enstitüsünde usta öğretici olarak çalışırken iş akdi feshedilen davacı tarafından, İş Kanunundan kaynaklanan kıdem tazminatının ödenemediğinden bahisle kıdem tazminatına ilişkin şimdilik 1.000,00-TL'nin ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; davacının idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem tazminatının, İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim benzer bir uyuşmazlığa ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 08.01.2024 tarih ve E.2023/649, K.2024/28 sayılı kararı da bu yöndedir."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

8. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılan2. maddesi şöyledir:

 

"Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu Kanun'a göre sigortalı sayılırlar…"

 

9. 506 sayılı Kanun'un "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" başlıklı mülga 134. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür."

 

 

10. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun'un "Tanımlar" başlıklı3. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 

"Bu Kanunun uygulanmasında;

...

6) Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi,

...

ifade eder.

..."

 

11. 5510 sayılı Kanun'un 79. madde ile başlayan 4. Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

 

12. 5510 sayılı Kanun'un "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."

 

13. 4857 sayılı İş Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.

Bu Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.

İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar."

 

14. 4857 sayılı Kanun'un8. maddeyle başlayan "İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi" başlıklı İkinci Bölümünde kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlarayer verilmiştir.

 

15. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun "İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir.

   (2) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.

   (3) İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır."

 

 

 

 

 

16. 7036 sayılı Kanun'un "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

 

"(1)Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."

 

17. 7036 sayılı Kanun'un "Görev" başlıklı 5. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,

b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,

c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar."

 

18. 7036 sayılı Kanun'un "Geçiş Hükümleri" başlıklı geçici 1. maddesi şöyledir:

 

"(1) Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.

(2) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.

(3) Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.

(4) İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

19. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 03/06/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosya örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

20. Raportör-Hakim Gülay DOĞAN'ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

21. Dava, davacının Altındağ Halk Eğitim Merkezinde veAnkara Olgunlaşma Enstitüsünde 25/10/2010 - 31/07/2019 tarihleri arasında usta öğretici olarak çalıştığı döneme ilişkin kıdem tazminatı, brüt ücret farkı alacağı, brüt yıllık izin alacağı, brüt ilave tediye alacağının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

 

22. Davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen tazminat ve alacaklarının, İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

23. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Ankara 14. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 22/12/2023 tarih ve E.2023/3723, K.2023/4359 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Ankara 14. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ileAnkara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 22/12/2023 tarih ve E.2023/3723, K.2023/4359 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

03/06/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

          Başkan Vekili                     Üye                                Üye                                    Üye

              Kenan                          Nilgün                           Doğan                                  Eyüp

            YAŞAR                          TAŞ                           AĞIRMAN                       SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                            ARSLAN                         BALLI                        ÇALIŞKAN