Hukuk Bölümü         2011/256 E.  ,  2012/25 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

     Davacı           : H.H.İ.

     Vekilleri         : Av. A.O.Ö. -  Av. Ö.H.B.                  

      Davalı              : Niğde Belediye Başkanlığı

      Vekili               : Av. R.A.  

    O L A Y          : Davacı vekilleri, dava dilekçesinde, davacının maliki olduğu 51 KU 467 plakalı ford kargo kamyonu ile işçisi olan Aydın Kılıçaslan'ın 14.12.2010 tarihinde Niğde İli Merkez Amas yolunda seyrederken Baloğlu Kavşağına geldiği sırada yoldaki çukurun çökmesi üzerine maddi hasara uğradığını, olay yerine trafik polislerinin gelerek, trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiğini, olay nedeniyle %80 oranında davalı Belediyeye kusur yüklendiğini, %20 oranında davacının şoför işçisi Aydın Kılıçaslan'a kusur yüklendiğini, bu kaza nedeniyle davacının aracında toplam 4.400,00 TL onarım masrafının gittiğini, faturasız olarak depodan mazot döküldüğünü, onarım bedeliyle davacıya ait aracın 4 gün iş ve güçten mahrum kaldığını, aracın uzun yol nakliye aracı olduğunu, günde 100,00 TL gelir getiren bu aracın 4 gün çalışamadığından 400,00 TL zararda olduklarını aracın 4.000,00 TL de amortisman kaybı ve yıpranma kaybı yaşadığını belirterek; 7.920,00 TL tazminatın olay tarihi olan 14.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmışlardır.

NİĞDE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 19.4.2011 gün ve E:2011/146, K:2011/336 sayı ile, davanın; idarenin hizmet kusuruna dayalı tazminat davası olduğu, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamında toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesinde; dava konusu istemin idarenin hizmet kusuruna dayalı tazminat davası olduğu, bu tür istemlerin Anayasa'nın 125 ve 2577 sayılı İYUK'nun 2 ve 13. maddeleri gereğince idari yargının görev alanına girdiği, dava dilekçesinin görev (yargı yolu) yönünden reddine, Aksaray İdare Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerektiği gerekçesiyle, gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, dava dilekçesinin görev (Yargı yolu) yönünden reddine, Aksaray İdare Mahkemesinin görevli olduğuna, karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

AKSARAY İDARE MAHKEMESİ: 6.7.2011 gün ve E:2011/974, K:2011/816 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110.maddesinden sözedilerek, dava konusu olayda davalı idarenin karayolunda gerekli tedbirleri almadığından bahisle söz konusu zararın tazmini istemiyle dava açılması nedeniyle, uyuşmazlığın 2918 sayılı Kanundan doğan sorumluluk davası olduğu, bu nedenle davanın görüm ve çözüm yetkisinin adli yargı mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar Konya Bölge İdare Mahkemesinin 12.10.2011 gün ve E:2011/1061, K:2011/1260 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU, Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 6.2.2012 günlü toplantısında:

             l-İLK İNCELEME: Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekillerinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıya ait 51 KU 467 plakalı aracın seyir halinde iken yolda bulunan çukura düşmesi sonucu uğranıldığı önesürülen 7.920,00 TL zararın işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları kaynak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı vekilleri, dava dilekçesinde, davacının maliki olduğu 51 KU 467 plakalı ford kargo kamyonu ile işçisi olan Aydın Kılıçaslan'ın 14.12.2010 tarihinde Niğde İli Merkez Amas yolunda seyrederken Baloğlu Kavşağına geldiği sırada yolda bulunan çukurlardan geçerken yoldaki çukurun çökmesi üzerine maddi hasara uğradığını, olay yerine trafik polislerinin gelerek, trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiğini, olay nedeniyle %80 oranında davalı Belediyeye kusur yüklendiğini, %20 oranında davacının şoför işçisi Aydın Kılıçaslan'a kusur yüklendiğini, bu kaza nedeniyle davacının aracında toplam 4.400,00 TL onarım masrafının gittiğini, faturasız olarak depodan mazot döküldüğünü, onarım bedeliyle davacıya ait aracın 4 gün iş ve güçten mahrum kaldığını, aracın uzun yol nakliye aracı olduğunu, günde 100,00 TL gelir getiren bu aracın dört gün çalışamadığından 400,00 TL zararda olduklarını aracın 4.000,00 TL de amortisman kaybı ve yıpranma kaybı yaşadığını belirterek; 7.920,00 TL tazminatın olay tarihi olan 14.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesi istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenler ve 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç                 : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.4.2011 gün ve E:2011/146, K:2011/336 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.2.2012 gününde Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK KARAR VERİLDİ.

                                                                                                                                        AZLIK OYU

 Davalı Belediyenin karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu meydana gelen kazada, davacının uğradığı maddi zararın tazmini istemi ile Adli Yargı İlk Derece Mahkemesinde dava açılmış,

Yargılama sonucunda "idarenin hizmet kusuruna dayalı açılan davaların tam yargı davası niteliğinde bulunduğu, İdari Yargıda açılması gerektiği" gerekçesi ile dava dilekçesi yargı yolu yönünden reddedilmiş,

Kararın kesinleşmesi üzerine bu kez davacı vekili aynı istekle İdari Yargıda dava ikame etmiş, İdare Mahkemesi de yargılama sonucunda "uyuşmazlığın 2918 Sayılı Yasa'nın 110. maddesi gereğince Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" gerekçesi ile yargı yolu yönünden davanın reddine, 2247 Sayılı Yasa'nın 19.maddesi gereğince görevli yargı kolunun belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilmesine karar vermiş,

Bu kararın da kesinleşmesi üzerine dosya Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmiş,

Yüksek Mahkemece yapılan inceleme sonucunda "2918 Sayılı Yasa'nın 110. maddesi hükümleri gözetildiğinde davanın Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" düşüncesi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, Adli Yargının görevli olduğuna oyçokluğuyla kesin olarak karar verilmiştir.

Sayın çoğunluğun uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden düşüncesine iştirak edilmesi mümkün değildir.

Zira;

Davada, davalı Belediyenin karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu zarara neden olan kazanın meydana geldiği iddia edilmektedir.

2918 Sayılı KTK'nın 10.md. "Belediyelerin yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları, trafik düzen ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak, karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almakla görevli" olduğuna işaret edilmiş,

3030 Sayılı Yasa'nın 6.md. "Büyükşehir dahilindeki meydan, bulvar, cadde ve anayolları yapma, yaptırma, bakım ve onarımını sağlama... "Büyükşehir Belediyesinin görevleri arasında gösterilmiş,

TC Anayasası'nın 125/son md. "idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu': kurala bağlanmış,

2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava çeşitleri arasında" sayılmıştır.

Bu durumda belediye sınırları içindeki yolun yapım, bakım ve onarımının yapılmadığı nedeniyle doğan zararın tazmininin amaçlanmış olması karşısında, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alınan idare hukuku kurallarına ve 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Sayın çoğunluk, karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmalden doğan zararda Adli Yargıyı görevli kabul eden görüşünde hukuki dayanak olarak 2918 Sayılı KTK 110/1 md. hükümlerini esas almıştır.

11.01.2011 gün 6099 Sayılı Yasa'nın 14. maddesi ile 2918 Sayılı KTK 110. maddesine eklenen 1. fıkra ile "isleteni veya sahibi devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil bu kanundan doğan sorumluluk davaları Adli Yargıda görülür..." hükmü getirilmiştir.

Sayın çoğunluk görüşünün aksine eldeki uyuşmazlık anılan yasa hükmü kapsamında kalmamaktadır.

Çünkü, 2918 Sayılı KTK 85.maddesinde açıkça belirtildiği gibi yasa motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlar nedeniyle işletenin hukuki sorumluluğunu düzenlemektedir.

Yasa hükmünde geçen bu kanundan ve Adli Yargıda görülmesi gereken sorumluluk davaları, 2918 Sayılı Yasa'nın 85.maddesinde düzenlenen motorlu araçların işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı araç işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalardır.

Yasa değişikliğinden önce kamu araçlarının işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı kamu idaresinin sorumluluğunun hangi yargı kolunda görüm ve çözümü konusunda yasada bir düzenleme bulunmadığından İdari ve Adli Yargı organları arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını sonlandırmak üzere sözü geçen yasa hükmü getirilmek suretiyle kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğunda 2918 Sayılı Yasa'nın amacına uygun olarak Adli Yargıda görüm ve çözüm esası benimsenmiştir.

Nitekim yasa değişikliğine ilişkin Hükümet gerekçesi de getirilen yeni hükmün bu nedenle maddeye eklendiğini teyit etmektedir.

Somut uyuşmazlıkta davanın karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki idarenin hizmet kusuruna dayanmasına,

2918 Sayılı Yasa'nın 110/1 md. motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlardan dolayı işletenini hukuki sorumluluğunun Adli Yargıda görüm ve çözümünü düzenleme altına almasına,

Somut uyuşmazlığın anılan yasa hükmü kapsamında bulunmamasına,

Kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde, 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde İdari Yargının görevli olmasına göre,

Uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.

                                                                                                                                                                                      Azlık Oyu

Eyüp Sabri BAYDAR