T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/521

KARAR NO  : 2022/140      

KARAR TR  : 21/03/2022

ÖZET: 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen "konu ve dava sebebinin aynı olması" ve "kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması” koşullarını taşımayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

 

Hüküm Uyuşmazlığının

Giderilmesini İsteyen

Davacı                                    : S..S..E

Adli Yargıda Vekili               : Av. M.U

Karşı Taraf (Davalı)            : Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü

Vekilleri                                  : Av. Ö.M, Av.M.Ş

 

I. İDARİ YARGIDA DAVA SÜRECİ

 

A. Dava Konusu Olay

 

1. Davacı S...S..E, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, İş Geliştirme Dairesi Başkanlığında uzman yardımcısı olarak görev yapmakta iken, Trakya Bölge Müdürlüğü İnsan Kaynakları Müdürlüğü, Performans ve Eğitim Şefliğine aynı unvanla atanmasına ilişkin 10/09/2014 tarih ve 6263 sayılı işlemin; atanmış olduğu birimde almış olduğu eğitim ve uzmanlık alanı dikkate alındığında hizmetine ihtiyaç duyulmadığını, idarenin kendisine karşı hasmane tutum izlediğini, hakkında tesis edilen işlemlere karşı açmış olduğu davaların bir kısmının lehine sonuçlandığını, bir kısmının devam ettiğini ileri sürerek; anılan işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle 30/09/2014 tarihinde idari yargı yerinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğüne karşı dava açılmıştır.

 

B. Yargılama Aşamaları

 

2. Ankara 10. İdare Mahkemesi 14/07/2015 tarihli ve E.2014/1803, K.2015/1073 sayılı kararla, davanın reddine karar vermiş; temyiz edilmesi üzerine Danıştay İkinci Dairesi 22/02/2018 tarihli ve E.2016/8853, K.2018/1106 sayılı karar ile temyiz istemini reddederek kararı onamış; kararın düzeltilmesi istemi de aynıDairece06/11/2018 tarihli ve E.2018/2828, K.2018/6118 sayılı kararla reddedilmiş ve ilk derece mahkemesinin kararı kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesinin 1. fıkrasında, "Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler." hükmüne yer verilmiştir.

Anılan maddeler ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkisinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, İş Geliştirme Dairesi Başkanlığı'nda (rusça dil tazminatı almak suretiyle) uzman yardımcısı olarak görev yaptığı, söz konusu birimin 30.06.2014 tarih ve 602 sayılı yazısında; Yurt Dışı Projeler Daire Başkanlığı'nın lağvedilmesi üzerine personelin tamamın Başkanlıkları kadrosuna geçirildiği, değişen iş ve görev tanımı ile yetkiler doğrultusunda, intibakı yapılmış olan personelin tamamının, eskiden olduğu kadar verimli değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, yapılan işlerin büyük çoğunluğunun İngilizce Dili gerektirdiğinden davacının daha verimli çalıştırılması için başka bir ünitede değerlendirilmesinin teklif edildiği, söz konusu teklif sonrasında TPAO İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı'nın TPAO merkez teşkilatındaki tüm birimlere yazı yazarak davacının hizmetinin değerlendirilebileceği ye ihtiyaç duyulan birim olup olmadığının sorulduğu, merkez teşkilatındaki birimlerin davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığını ifade ettiği, bunun üzerine aynı hususun Bölge Müdürlüklerine sorulduğu, Batman ve Trakya Bölge Müdürlüklerinin hizmetine İhtiyaç duyulduğunu belirtmesi üzerine davacının Trakya Bölge Müdürlüğü, İnsan Kaynakları Müdürlüğü, Performans ve Eğitim Şefliği'ne aynı unvanla atandığı, söz konusu İşlemin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.      

Uyuşmazlıkta, yasalarla kendisine verilen görevleri etkin, süratli ve verimli bir biçimde yürütme ve bu amaçla gereken önlemleri almakla yükümlü olan idarenin, elindeki mevcut kadrolardaki personelin hizmetinden en iyi verim alınması ve faydalanılmasını teminen atama yapmasının tabii olduğu, personelin görevle ilgili zorunlu sebepler nedeniyle atanmasında idarenin hizmet dışı nedenlere dayandığı hususunda herhangi bir bilgi ve belge ortaya konulamadığı, yasalarla kendisine verilen görevleri zamanında ve etkin bir biçimde yapmak ve bu sebeple kadroları uygun elemanlarla doldurmakla yükümlü idarenin 657 sayılı Yasanın 76. maddesinde tanınan takdir yetkisine dayanılarak hizmetinden daha iyi faydalanmak için gerekli gördüğü (rusça dil bilen personel ihtiyacı dikkate alınarak) ihtiyaç nedeniyle kadro ve ünvan durumu gözetilerek (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, İş Geliştirme Dairesi Başkanlığı'nda uzman yardımcısı olarak görev yapmakta iken Trakya Bölge Müdürlüğü, İnsan Kaynakları Müdürlüğü, Performans ve Eğitim Şefliği'ne aynı unvanla atanması yolunda) tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddine..."

 

II. ADLİ YARGIDA DAVA SÜRECİ

 

A. Dava Konusu Olay

 

3. Davacı S..S.. E; Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü, Trakya Bölge Müdürlüğü, İnsan Kaynakları Müdürlüğü, Güvenlik Şefliğinde Uzman(İdari) olarak görev yaparken; alınan Disiplin Kurulu Kararı yürürlüğe konularak, 4857 sayılı İş Kanunu'nun25. maddesi hükmü ile, TPAO Personel Yönetmeliğinin 63. maddesinde belirtilen fiillerin sübut bulduğu nedeniyle iş akdinin tazminatsız olarak feshedilmesinin Genel Müdürlüğün 27.09.2019 tarih ve 65387 sayılı Olur'u ile onandığına ve bu itibarla iş akdinin bu tarih itibariyle bildirimsiz ve kıdem tazminatı ödenmeksizin feshedildiğine ilişkin 27/09/2019 tarihli, ...E.65558 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle 05/10/2019 tarihinde adli yargı yerinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğüne karşı dava açmıştır.

 

B. Yargılama Aşamaları

 

4. Lüleburgaz İş Mahkemesi 31/12/2019 tarihli ve E.2019/383, K.2019/473 sayılı kararıyla, davanın, 27/09/2019 tarihli disiplin cezası işleminin iptali ve davacının özlük haklarının iadesine ilişkin olduğu, davacının bir toplu iş sözleşmesine bağlı olmaksızın kapsam dışı personel olarak çalıştığı, uyuşmazlık konusu davada görevli mahkemelerin iş mahkemeleri olduğu; kapsam dışı personel olarak çalışan bu kişilerin kamu görevlisi olmadıkları, 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi oldukları, kapsam dışı personelin kamu personeli olarak kabul edilmediğinin Kanun'un gerekçesi ve Anayasa Mahkemesinin kararından açıkça anlaşıldığı, bu kişilerin işçi olarak kabul edilmesi nedeniyle İş Mahkemelerinin görevli olması yönünde düzenleme yoluna gidildiği, Kanun'un düzenlenme amacının iş hukuku uyuşmazlıklarının çözümünde idari yargının görevli olmasına son verilerek bu konuda ihtisaslaşmış iş mahkemelerinin görevli olmasının amaçlandığı, aksi halde idari işlemlerin hukuka uygunluğunu denetlemekle görevli idare mahkemelerinin görevinin iş mahkemelerine devredilmiş olduğu sonucunun ortaya çıkacağı, Kanun koyucunun böyle bir sonucu amaçlamadığının açıkça anlaşıldığı, bu bağlamda davacının idari işlemin iptali yönünde iş mahkemesi nezdinde dava açmasının iş hukuku mevzuatına göre mümkün olmadığı, uyuşmazlığın fesih işleminin geçersizliğine yönelik açılan işe iade davası sonucu çözümlenmesi gerektiği, mahkeme nezdinde davacının açmış olduğu nakil işleminin iptaline yönelik E.2019/277sayılı davanın ikinci celsesinde davalı vekilinin, davacının Ankara 26. İş Mahkemesi nezdinde işe iade davası açtığını beyan ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

 

5. İstinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 24/03/2021 tarihli ve Dosya No: 2020/854, K.2021/589 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar vermiş; Mahkemece 06/04/2021 tarihli kesinleşme şerhi düzenlenmiştir.

 

6. Davacı vekili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 24/03/2021 tarihli ve Dosya No: 2020/854, K.2021/589 sayılı kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur.

 

7. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 02/04/2021 tarihli ve E.2020/854, K.2021/589 sayılı ek karar ile, kesin olan karara ilişkin temyiz başvurusunun reddine karar vermiş, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmuştur.

 

8. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 18/05/2021 tarihli ve E.2021/5140, K.2021/9098 sayılı kararı ile, "...davacı talebinin niteliği itibariyle, açılan davanın işe iade davası olarak nitelendirilmesi gerektiği ve bu davada İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi 25/10/2017 tarihinden sonra olduğundan; kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesine uygun olduğundan, davacının bu karara yönelik temyiz isteminin reddi ile 02/04/2021 TARİHLİ EK KARARIN ONANMASINA,                    

Ayrıca, davacının Bölge Adliye Mahkemesince verilen 24/03/2021 tarihli “Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352/1-d, 355 ve 353/1-b.l maddeleri gereğince esastan REDDİNE” dair verilen karara karşı maddi hataya dayalı düzeltme talebinin de bulunduğu anlaşılmakla, bu talebinin değerlendirilmesi için de DOSYANIN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE İADESİNE..."karar vermiştir.

 

9. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17/06/2021 tarihli ve Dosya No: 2021/1311, K.2021/1320 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan inceleme neticesinde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine, kararın dayandığı deliller, delillerin takdiri, karar gerekçesine ve özellikle iptali istenen davaya konu yazının, disiplin cezası niteliğinde olmadığının, iş akdinin feshi işlemi olduğunun, Ankara 26. İş Mahkemesi 2019/542 esas sayılı dosyası ile işe iade talepli dava ikame edildiğinin, bu davanın 17.06.2021 tarihine talik edildiğinin ve derdest olduğunun anlaşılmasına göre istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda, yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine..."

 

III. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK

 

10. Davacı vekili Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına sunulmak üzere 05/07/2021 tarihinde Lüleburgaz İş Mahkemesinin kayıtlarına giren dilekçesi ile, "Dava Konusu: Kapsam Dışı Personel (davacı) ile ilgili Ankara 10. İdare Mahkemesinin kesinleşen hukuki statü "memur/kamu görevlisi" kararından sonra Lüleburgaz İş Mahkemesince verilerek kesinleşen hukuki statü ”işçi" hüküm uyuşmazlığının giderilmesi talebidir." cümlesine yer verdikten sonra özetle; müvekkilinin idari yargı kararına göre TPAO Yurtdışı Projeler Daire Başkanlığından TPAO Trakya Bölge Müdürlüğüne 657 Sayılı DMK m. 76'ya göre atandığını; diğer bir anlatımla, memur olarak atandığını, yıllarca memur olarak çalıştığını ancak Kurumdan işçi statüsü ile ve İş Kanunu hükümleri uygulanarak iş akdinin sona erdirildiğini; müvekkilinin son verilen kararla "işçi" olunduğunun hüküm altına alınmasıyla, ülkemiz mevzuatında yer alan kamu görevlileri ve memurlara tanınan tüm haklarını kaybettiğini; Ülkemizdeki yargı kararlarına göre 657 Sayılı DMK' ya tabi birisinin memuriyetten çıkarılması veya atılmasının, ancak bir memurun devlet memurluğuna kabul edilme şartlarından (m.48) herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurluk esnasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi halinde söz konusu olduğunu, memurun, memuriyet süresi boyunca 657 sayılı DMK' nın 48. maddesinde belirtilen şartları taşımak zorunda olduğunu, bu doğrultuda verilmiş pek çok Yüksek Yargı Kararları bulunduğunu; Uyuşmazlık Mahkemesinin 22/01/1996 tarih E.1995/1 K.1996/1 sayılı İlke Kararının, halen yürürlükte olmasına rağmen uygulanmadığını, adli yargı mercilerince verilen kararlarla davalı kurumda hak arama özgürlüğünün önünün tıkandığını; çünkü davalı "idare"nin, "işveren" e dönüştüğünü , davalı kurum ile ilgili olarak hukuk aleminde istikrar ve güvenin sarsıldığını; sadece yargı kolu değişikliğini öngören maddenin, çalışanın hukuki statü değişikliğine çevrildiğini ve müvekkilinin yıllar önce kazanmış olduğu tüm hukuki haklarını kaybettiğini ifade ederek; ihtilafın hüküm uyuşmazlığı yolu ile giderilmesi, hakkın yerine getirilmesi için öncelikle davalı kuruma ait işlemin yürütmesinin durdurulması ve daha sonra Lüleburgaz İş Mahkemesinin E.2019/383, K. 22019/473 sayılı kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.

 

IV. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCELERİ

 

11. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, Danıştay Başsavcısının yazılı düşüncesi istenilmiştir.

 

A. Danıştay Başsavcılığının Yazılı Düşüncesi

 

12. Danıştay Başsavcısı; hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden başvurunun reddi yönünde düşünce bildirmiştir. Başsavcılık düşüncesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen kararların incelenmesinden; adli ve idari yargı yerlerince verilmiş ve kesinleşmiş kararların bulunduğu, ancak her iki yargı yolunda verilen kararların konusunun aynı olmadığı anlaşılmaktadır."

 

B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Yazılı Düşüncesi

 

13. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının yazılı düşüncesi istenilmiştir.

 

14. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı; konu ve dava sebebinin aynı olması koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle başvurunun reddi yönünde düşünce bildirmiştir. Başsavcılık düşüncesinin ilgili kısmı şöyledir:

 

"... İdare Mahkemesindeki davanın, kurum içi yer değişikliği işleminin iptaline; İş Mahkemesindeki davanın ise iş sözleşmesinin feshi işleminin iptaline ilişkin olması karşısında, İdare Mahkemesi ile İş Mahkemesi kararları arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü için gerekli olan koşullardan, "konu ve dava sebebinin aynı olması" koşulunun gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır."

 

V. İLGİLİ HUKUK

 

15. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Mahkemenin görevi" başlığını taşıyan 1. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir."

 

16.2247 sayılı Kanun'un, 3. Bölümünde, "Hüküm Uyuşmazlığı" üst başlığı altındaki 24. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik birinci fıkra: 21/1/1982 - 2592/7 md.) 1 nci maddede gösterilen yargı mercileri (1) tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir.

(Mülga ikinci fıkra: 2/7/2018 – KHK-703/183 md.)

            İlgili kişi veya makam Uyuşmazlık Mahkemesine başvurarak hüküm uyuşmazlığının giderilmesini istiyebilir. Bu halde olumsuz görev uyuşmazlığının çıkarılması ile ilgili 15 ve 16 ncı maddelerdeki usul kuralları uygulanır."

 

VI. İNCELEME VE GEREKÇE

 

17. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Nurdane TOPUZ, Ahmet ARSLAN ve Tayyibe KAYCIOĞLU' nun katılımlarıyla yapılan 21/03/2022 tarihli toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK'in2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

18. 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının ortaya çıkabilmesi için:

 

          a) Uyuşmazlık doğuran hükümlerin, adli ve idari yargı mercileri tarafından verilmesi,

          b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

          c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

          d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

          e) Kararlarda arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

 

19.Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, İş Geliştirme Dairesi Başkanlığında uzman yardımcısı olarak görev yapmakta olan davacı tarafından idari yargı yerinde, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nde; Trakya Bölge Müdürlüğü İnsan Kaynakları Müdürlüğü, Performans ve Eğitim Şefliğine aynı unvanla atanmasına ilişkin 10/09/2014 tarihli ve 6263 sayılı işlemin; atanmış olduğu birimde almış olduğu eğitim ve uzmanlık alanı dikkate alındığında hizmetine ihtiyaç duyulmadığı, idarenin kendisine karşı hasmane tutum izlediği, hakkında tesis edilen işlemlere karşı açmış olduğu davaların bir kısmının lehine sonuçlandığı, bir kısmının devam ettiği ileri sürülerek iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalmış olduğu parasal ve özlük haklarının yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle dava açılmış ve Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

 

20. TPAO Trakya Bölge Müdürlüğü, İnsan Kaynakları Müdürlüğü, Güvenlik Şefliğinde Uzman(İdari) olarak görev yapan davacı tarafından adli yargı yerinde, Lüleburgaz İş Mahkemesi'nde; davalı İdarenin, 4857 sayılı İş Kanunu ve TPAO Personel Yönetmeliğinin ilgili hükümleri kapsamında iş akdinin bildirimsiz ve kıdem tazminatı ödenmeksizin feshedilmesine ilişkin 27/09/2019 tarihli, ...E.65558 sayılı işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle dava açılmış ve Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

 

21. Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen adli ve idari yargı kararlarının incelenmesinden, adli ve idari yargı yerlerince verilmiş ve Kanun yollarına başvurularak kesinleşmiş kararlar oldukları ve davaların taraflarının aynı olduğu anlaşılmıştır.

 

22. İdari yargı yerinde açılan davanın konusu davacının Kurum içerisinde aynı unvanla naklen atanmasına ilişkin işlem iken, adli yargıda açılan davanın konusu davacının iş akdinin feshedilmesine ilişkin işlem olması ve buna göre, bahsi geçen davaların konusunun aynı olmaması nedeniyle, anılan kararlar arasında bir hüküm uyuşmazlığı bulunduğundan söz edilemeyecektir.

 

23. Bu durumda, İdare Mahkemesi ile İş Mahkemesi kararları arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü için gerekli olan koşullardan, "konu ve dava sebebinin aynı olması" ve "kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmıştır.

 

24. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen "konu ve dava sebebinin aynı olması" ve "kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması” koşullarını taşımayan başvurunun reddi gerekmiştir.

VII. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle,

 

2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen "konu ve dava sebebinin aynı olması" ve "kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması” koşullarını taşımayan BAŞVURUNUN REDDİNE,

 

21/03/2022 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

         

          Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

        Muammer                    Birol                             Nilgün                          Doğan      

          TOPAL                    SONER                           TAŞ                         AĞIRMAN        

 

 

 

                                                Üye                                Üye                              Üye

                                            Nurdane                           Ahmet                         Tayyibe

                                            TOPUZ                          ARSLAN                 KAYCIOĞLU