T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/522

KARAR NO  : 2024/570      

KARAR TR  : 02/12/2024

ÖZET: Davacının, Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalışırken iş akdinin feshi nedeniyle, İş Kanunu’ndan kaynaklanan kıdem tazminatının ödenmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

K A R A R

 

Davacı : ****

Vekili   : ****

Davalı  : Milli Eğitim Bakanlığı

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1.Davacı vekili, müvekkilinin davalı Bakanlık Bünyesindeki Batman Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalıştığını, iş akdinin müvekkil tarafından 06/03/2019 tarihide emeklilik nedeniyle feshedildiğini, haklı feshe rağmen kıdem tazminatının ödenmediğinden bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; kıdem tazminatı alacağı olarak 45.000 TL’nin iş akdinin fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Batman 1. İş Mahkemesi 07/06/2024 tarih ve E.2024/340, K.2024/643 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiğinden HMK'nın 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Somut olayda da davacının dava dilekçesindeki kabulü ve SGK kayıtlarına göre davacının, davalı nezdinde çalışması için 657 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesinde belirtilen statü içinde ve Mülki idare amiri onayı ile görevlendirilmiş olması sebebiyle davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunduğundan söz edilemeyecektir. Zira Davacı ile Bakanlığa bağlı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü arasındaki ilişki, İdarece yapılan görevlendirmeye dayalı olup göreve alınma ve çalışma şartları ile ödenecek ücretin statü hukuku içinde düzenlenmesi sebebiyle taraflar arasında bir iş sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Öte yandan Usta öğretici; 4857 sayılı Kanun kapsamında işçi sayılmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin iş sözleşmesi olduğu da söylenemez. Hal böyle olunca taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tâbi olduğunun kabulü ile davaya bakmaya İdari Yargının görevli olduğu anlaşıldığından, davanın HMK.nun 114/b maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle Usulden reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. (Yargıtay'ın güncel tatbikatı da aynı yöndedir.)

Yargıtay 9. HD - 08.01.2024 Tarih, 2023/14834 Esas - K: 2014/47 Karar

"...Çıraklık ve halk eğitim merkezlerinde herhangi bir kadroya bağlı olmaksızın çalışan usta öğreticiler, 657 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesi uyarınca ders ücreti karşılığında çalıştırılmaktadırlar. Başka bir anlatımla; özel hukuk niteliğindeki iş sözleşmelerinde sözleşme koşullarının taraflarca serbestçe müzakere edilmesi niteliği, anılan sözleşmelerde bulunmamaktadır. Davacıların murisi ile Bakanlığa bağlı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü arasındaki ilişki İdarece yapılan görevlendirmeye dayalı olup göreve alınma ve çalışma koşulları ile ödenecek ücretin statü hukuku içinde düzenlenmesi karşısında taraflar arasında bir iş sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Usta öğretici 4857 sayılı Kanun kapsamında işçi sayılmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin statü hukuku kapsamında bulunması sebebiyle ihtilafın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesince yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine ilişkin verilen karar isabetlidir..."

HÜKÜM

Tafsilatı yukarıda izah edildiği şekilde;

1) Davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle USULDEN REDDİNE..."

 

3. Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Ankara 23. İdare Mahkemesi 26/09/2024 tarih ve E.2024/1494 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı mercilerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Dava dosyasının incelenmesinden; davacı, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında Halk Eğitim Merkezinde 1990-2019 yılları arasında usta öğretici olarak çalışmakta iken, iş akdinin emeklilik nedeniyle feshedildiğinden bahisle fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 45.000,00-TL kıdem tazminatın sözleşmenin feshinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle Milli Eğitim Bakanlığına karşı açılan davada. Batman 1. İş Mahkemesinin 07/06/2024 tarih ve E:2024/340, K:2024/643 sayılı kararında özetle. "...Hal böyle olunca taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğunun kabulü ile davaya bakmaya İdari Yargının görevli olduğu anlaşıldığından, davanın HMK.nun 114/b maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle Usulden reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. ...1) Davanın vargı yolunun caiz olmaması sebebiyle usulden reddine'' karar verildiği, söz konusu kararın tarafların istinaf etmemesi üzerine 30/07/2024 tarihinde kesinleşmesi akabinde 02/08/2024 tarihinde Batman İdare Mahkemesinin E:2024/685 kayden açılan davada, anılan Mahkemenin 13/08/2024 tarih ve K:2024/720 sayılı kararıyla, 'davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının bekletilmeksizin yetkili Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine' karar verilmesine müteakiben Mahkememiz esasına alındığı anlaşılmaktadır.

Bakılan davada; davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, uyuşmazlığın statü hukuku kapsamında olmadığı, talep edilen alacakların İş Kanunu'ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın adli yargı yerinde özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü gerektiği sonucuna varılmıştır.

Nitekim; benzer konuda Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün vermiş olduğu 08/07/2024 tarih ve E:2024/276, K:2024/301 ile 08/07/2024 tarih ve E:2024/264. K:2024/300 sayılı kararları da bu yöndedir..."

 

5. Ankara 23. İdare Mahkemesi 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyalarını Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

6. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılan2. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu Kanun'a göre sigortalı sayılırlar."

 

7. 506 sayılı Kanun'un "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" başlıklı mülga 134. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür."

 

8. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı3. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 

"Bu Kanunun uygulanmasında;

...

 

6) Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi,

...

ifade eder.

..."

 

9. 5510 sayılı Kanun'un 79. madde ile başlayan 4. kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

 

10. 5510 sayılı Kanun'un "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."

 

11. 4857 sayılı İş Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.

Bu Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.

İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar."

 

12. 4857 sayılı Kanun'un 8. maddeyle başlayan "İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi" başlıklı İkinci Bölümünde kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlarayer verilmiştir.

 

13. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun "İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir.

(2) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.

(3) İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır."

 

14. 7036 sayılı Kanun'un "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

 

"(1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."

 

15. 7036 sayılı Kanun'un "Görev" başlıklı 5. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,

b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,

c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar."

 

16. 7036 sayılı Kanun'un "Geçiş Hükümleri" başlıklı geçici 1. maddesi şöyledir:

 

"(1) Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.

(2) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.

(3) Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.

(4) İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

17. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 02/12/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının ekinde, adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

18. Raportör-Hâkim Süleyman ARIDURU'nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

19. Dava, 5/11/1990 - 06/03/2019 tarihleri arasında davalı kuruma bağlı Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalışan davacının, iş akdinin 06/03/2019 tarihinde emeklilik nedeniyle feshedildiğini belirtilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, kıdem tazminatı alacağının faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

 

20. Davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem tazminatının İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

21. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Ankara 23. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Batman 1. İş Mahkemesinin 07/06/2024 tarih ve E.2024/340, K.2024/643 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A.Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Ankara 23. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Batman 1. İş Mahkemesinin 07/06/2024 tarih ve E.2024/340, K.2024/643 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

02/12/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan Vekili                  Üye                                Üye                            Üye

                Kenan                       Nilgün                           Doğan                           Eyüp

                YAŞAR                      TAŞ                           AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

                                                      Üye                                Üye                               Üye

                                                    Ahmet                            Mahmut                         Bilal

                                    ARSLAN                         BALLI                       ÇALIŞKAN