Hukuk Bölümü         2012/278 E.  ,  2012/272 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar       : 1-R.K.

                         2-C.K.

Davalılar        : İstanbul Emniyet Müdürlüğü   (Adli Yargıda)             

                         Eyüp Denetleme Müdürlüğü

                         İstanbul Valiliği (İdari Yargıda) 

O L A Y          : Eyüp Denetleme Şube Müdürlüğünce, yasa dışı taşımacılık yapıldığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası olmadığı, sürücü belgesi ile trafik belgesinin yanında bulundurulmadığı nedenleriyle, sürücüsü R.K. araç sahibi C.K. olan 34 MOM 05 plaka sayılı araç hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-2, 44/1b,23 ve 91. maddeleri uyarınca 4.9.2010 gün ve 166980 sayılı “araç trafikten men tutanağı” düzenlenerek araç trafikten men edilerek muhafaza altına alınmış, 20.9.2010 gün ve 061741 sayılı ceza karar tutanağı ile davacı C.K. adına 2981 sayılı Kanun’un Ek-2. maddesi uyarınca idari para cezası verilmiştir.

Davacılar, 4.9.2010 gün ve 166980 sayılı tutanağın iptali istemiyle adli yargı yerinde itirazda bulunmuşlardır.

EYÜP 1. SULH CEZA MAHKEMESİ; 23.9.2010 gün ve Müt. No: 2010/1257, K:2010/1257 sayı ile, iptali istenen trafikten men cezasının idari işlem olması nedeniyle davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, verilen karar kesinleşmiştir.

Davacılar, bu kez 20.9.2010 gün ve 061741 sayılı ceza karar tutanağı ile 2981 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-2. maddesi uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmışlardır.

İSTANBUL 5. İDARE MAHKEMESİ; 20.4.2012 gün ve E:2012/630, K:2012/1297 sayı ile;  Kabahatler Kanunu’na göre idari para cezasının iptali istemiyle açılan davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Mehmet Aydan AL’ın katılımlarıyla yapılan 5.11.2012 günlü toplantısında; Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, 4.9.2010 gün ve 166980 sayılı “araç trafikten men tutanağı” nın iptali istemiyle adli yargı yerinde açılan dava hakkında verilmiş görevsizlik kararı ile idari yargı yerinde 20.9.2010 gün ve 061741 sayılı ceza tutanağının iptali istemiyle açılan dava hakkında verilmiş görevsizlik kararı arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ileri sürülerek, bu uyuşmazlığın giderilmesi istemiyle Mahkememize başvurulmuş ise de, tarafları ve konusu farklı olan görevsizlik kararları nedeniyle görev uyuşmazlığının oluşmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14 ve 27. maddeleri uyarınca başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. 

S O N U Ç       : 2247  sayılı Yasa’nın 14.  maddesinde  öngörülen  koşulları  taşımayan  BAŞVURUNUN,  aynı  Yasanın  27.  maddesi  uyarınca  REDDİNE,  5.11.2012  gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.