Hukuk Bölümü         2013/339 E.  ,  2013/524 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                Davacı     : A. Sigorta A.Ş.

                Vekili      : Av. M.U.

                Davalı      : Karayolları 148. Şube Şefliği’ne İzafeten Hazine

                Vekili      : Av. A.D.                 

O L A Y  : Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından kasko sigortası ile sigortalı bulunan ve Y.M.’ya ait olan 10 VN ... plakalı aracın, davalının yol çalışması yaparken hiçbir uyarıcı işaret ve levha koymaksızın50 cmyüksekliğinde asfalt malzemesi dökmesi sonucu sigortalının dökülen asfalt malzemesinin üzerine çıktığını ve tek taraflı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini; kaza tespit tutanağında davalı idarenin asli kusurlu olarak belirlendiğini; davacı şirketin 10.018,34 TL olan zararın tamamını sigortalıya ödediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kusur oranına göre 7.513.76 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. 

GEDİZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:  19.1.2011 gün ve E:2010/634, K:2011/13 sayı ile, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kamu hizmeti yapmakla yükümlü olduğu, bu nedenle davalı idarenin yasa gereği yapmak zorunda bulunduğu kamu hizmeti sırasında kusurlu davranışından dolayı tazminat isteminin, hizmet kusuru nedeniyle tam yargı davası niteliği taşıdığı, adli yargıda görülemeyeceği, iş bu davanın idari yargıya açılması gerektiği görülmekle davanın görev yönünden reddi gerektiği gerekçesiyle davacının davasının yargı yolu farklılığı dolayısıyla görevsizlik nedeniyle reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13.2.2012 gün ve E:2011/6907, K:2012/1474 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ESKİŞEHİR 1. İDARE MAHKEMESİ: 11.5.2012 gün ve  E:2012/469, K:2012/388 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinden söz ederek, motorlu araç kazalarından dolayı karayolunun bakım ve işletmesinden sorumlu olan kamu kurumlarının hukuki sorumluluğuna ilişkin olarak açılan davaların adli yargı yerinde görüleceği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara davacı vekilince itiraz edilmiş, Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi’nin 22.11.2012 gün ve E:2012/731, K:2012/777 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

Davacı vekili adli ve idari yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Bahri AYDOĞAN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 8.4.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME :Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; Şirkete sigortalı vasıtanın 29.6.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazası neticesinde hasarlandığı, bahis konusu olay neticesinde  şirkete sigortalı vasıtada 7.513.76 TL’lik hasarın meydana geldiği; tespit edilen hasar bedelinin sigortalı vasıta sahibine 6.6.2011 tarihinde ödendiği, ibraz edilen zabıt varakasına göre olayın meydana gelişinde davalı idarenin yol kusurunun tespit edildiği, meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına tazminat ödeyen şirketin  kusur nispetine göre fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 8.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı ve 8.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayılı aynı içerikli iki kararı ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.

Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Gediz Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.1.2011 gün ve E:2010/634, K:2011/13 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 8.4.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.