T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/243 KARAR NO : 2019/308 KARAR TR : 29/04/2019 |
ÖZET: Davacı şirkete verilen Yatırım Teşvik Belgesi'nde yer alan "Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği"nin destek unsurları arasından çıkarılmasına ilişkin Ekonomi Bakanlığı işleminin iptali istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk |
Davacı : Belediye Sağlık Hastanesi Anonim Şirketi
Vekilleri : Av. R. T. Av. G. B.
Davalı : Ekonomi Bakanlığı
Vekili : Av. T. S.
O L A Y :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının sahip olduğu yatırım teşvik belgesi kapsamında yararlandığı sigorta primi işveren hissesi desteğinin, yatırım teşvik belgesi kapsamından çıkarılması ve sigorta primi işveren hissesi desteğinden yararlandırılmaması yönündeki işlemin kaldırılarak sigorta primi işveren hissesi desteğinden tekrar yararlandırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 03.04.2015 tarih ve 87153778-449-43690 sayılı işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek iptaline karar verilmesi istemiyle 27.04.2015 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 11. İDARE MAHKEMESİ: 30.09.2015 gün ve E:2015/982, K:2015/1258 sayılı dosyada “5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 101.maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür." hükmü, Ek 2.maddesinde ise "Yatırımlarda Devlet yardımları hakkında kararlar çerçevesinde düzenlenen teşvik belgeleri kapsamında gerçekleştirilecek yatırımlarla istihdam edilen sigortalılar için, 81 inci maddede sayılan ve 82 nci madde uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin; işveren hisselerinin tamamına veya Bakanlar Kurulunca istatistiki bölge birimleri sınıflandırması, kişi başına düşen milli gelir veya sosyoekonomik gelişmişlik düzeyleri dikkate alınmak suretiyle belirlenen illerde işveren hisseleri ile birlikte sigortalı hisselerinin tamamına kadar olan kısmı Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Bakanlar Kurulu ayrıca Ekonomi Bakanlığınca karşılanacak tutarın uygulama süresini, karşılama oranını ve kapsamını; yatırımın sektörü, büyüklüğü ve bulunduğu illere göre farklılaştırmaya yetkilidir.
Primlerin Ekonomi Bakanlığınca karşılanabilmesi için işverenlerce, çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Kuruma verilmesi ve Ekonomi Bakanlığınca karşılanmayan tutarın yasal süresi içinde ödenmiş olması şarttır.
Bu madde hükümleri, 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz..." hükmü yer almaktadır.
5335 sayılı Kanunun 30.maddesinin 2.fıkrasında ise, "Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumlan, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar." kuralı getirilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin Konya ilinde bulunan hastane binasına tamamlama mahiyetinde yatırım yapmak istediğinden bahisle adına teşvik belgesi düzenlenmesi istemiyle yaptığı başvuru üzerine Hazine Müsteşarlığınca şirket adına 02.09.2009 tarih ve A94067 sayılı Yatırım Teşvik Belgesi'nin düzenlendiği, söz konusu yatırımın tamamlanması sonrasında tamamlama vizesinin de alınması üzerine Ekonomi Bakanlığı'nca davacı şirket adına bu kez 27.12.2011 tarih ve D94067 sayılı Yatırım Teşvik Belgesi'nin düzenlendiği, davacının bahse konu teşvik belgesi kapsamında 5510 sayılı Kanunun Ek 2.maddesi uyarınca sigorta primi işveren hissesi desteğinden yararlandırılmaya başlandığı, ancak Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce davacı şirkete yazılan 27.06.2014 tarih ve 9543732 sayılı yazıda; Ekonomi Bakanlığı'nın 21.05.2014 tarih ve 34421 sayılı yazısına istinaden davacıya ait işyerinin 5335 sayılı Kanunun 30.maddesinin 2.fıkrası kapsamında olduğu bu nedenle 15.06.2012 tarihinden itibaren sigorta primi desteğinden yararlandırılmasına karar verildiğinin belirtilmesi sebebiyle, aylık prim ve hizmet belgelerinin sunulmasının istenildiği, ayrıca davacı adına 463.659,48 TL prim borcu çıkarıldığı, davacı şirketin sigorta primi işveren Hissesi desteğinden 5 yıl süreyle yararlandırılması kararın iptali yönündeki kararın kaldırılması ve ilgili destekten yararlandırılması talebiyle 24.02.2015 tarihinde davalı idareye yaptığı başvurunun 03.04.2015 tarih ve 43690 sayılı işlemle reddi üzerine 17.04.2015 tarihinde kayda giren dilekçe ile bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda anılan mevzuat hükümleri ile uyuşmazlık konusu olay birlikte değerlendirildiğinde, bakılan davanın 5510 sayılı Kanunun Ek 2.maddesi kapsamında davacı şirketin sigorta primi işveren desteğinden yararlandırılıp yararlandırılmayacağı noktasından kaynaklandığı, dolayısıyla 5510 sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklı uyuşmazlığın görüm ve çözümünde 5510 sayılı Kanunun 101.maddesi uyarınca adli yargı mercileri (İş Mahkemeleri) görevli bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine" dair verdiği karar temyiz sonucu Danıştay 15. Dairesinin 17/03/2016 gün, E:2016/638 K:2016/1838 sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmiştir.
Davacı, bu kez aynı istemle 17.08.2016 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.
Ankara 17. İş Mahkemesi: 07/03/2018 gün, E:2016/401, K:2018/98 sayılı dosyada "Davanın reddine" karar vermiş, karar istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi: 11/07/2018 gün, E:2018/1660, K:2018/1340 sayı ile "5510 sayılı Kanunun 101. maddesine göre, “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” hükmü yer almaktadır. Bu davada 5510 sayılı Kanunun 101. madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir. Bu görevin idari yargıya ait olduğu göz önünde bulundurularak, 6100 sayılı HMK'nın 114/1 -b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği" görüşüyle istinaf başvurusunun kabulüne ve kararın kaldırılmasına karar vererek dosyayı mahal mahkemesine iade etmiştir.
ANKARA 17. İŞ MAHKEMESİ: 03.12.2018 gün ve E:2018/295, K:2018/564 sayılı dosyada “Bölge Adliye Mahkemesi karar ilamında da belirtildiği üzere dava konusu uyuşmazlık değerlendirildiğinde Bu davada 5510 sayılı Kanunun 101. madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir. Bu görevin idari yargıya ait olduğu" gerekçesiyle dair verdiği görevsizlik kararınınistinaf edilmeksizin 29/12/2018 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili Ankara 17.İş Mahkemesine verdiği dilekçesiyle görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Mahkememize gönderilmesini talep etmiş, dava dosyaları Ankara 17. İş Mahkemesinin 15.02.2019 tarih ve 2018/295 esas sayılı üst yazısı ile Mahkememize gönderilmiş, başvuru 28.03.2018 tarihinde Mahkememizde kayıt altına alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ VE Tayyibe KAYCIOĞLU'nun katılımlarıyla yapılan 29/04/2019 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME :
Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ınadli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacı şirketin, 27.12.2011 tarih ve D 94067 sayılı Yatırım Teşvik Belgesi'nde yer alan "Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği"nin destek unsurları arasından çıkarılmasına ilişkin Ekonomi Bakanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak, bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek, sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek olduğu belirtilmiş; Ek 2. maddede, "Yatırımlarda Devlet yardımları hakkında kararlar çerçevesinde düzenlenen teşvik belgeleri kapsamında gerçekleştirilecek yatırımlarla istihdam edilen sigortalılar için, 81 inci maddede sayılan ve 82 nci madde uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin; işveren hisselerinin tamamına veya Bakanlar Kurulunca istatistiki bölge birimleri sınıflandırması, kişi başına düşen milli gelir veya sosyoekonomik gelişmişlik düzeyleri dikkate alınmak suretiyle belirlenen illerde işveren hisseleri ile birlikte sigortalı hisselerinin tamamına kadar olan kısmı Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Bakanlar Kurulu ayrıca Ekonomi Bakanlığınca karşılanacak tutarın uygulama süresini, karşılama oranım ve kapsamını; yatırımın sektörü, büyüklüğü ve bulunduğu illere göre farklılaştırmaya yetkilidir.
Primlerin Ekonomi Bakanlığınca karşılanabilmesi için işverenlerce, çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Kuruma verilmesi ve Ekonomi Bakanlığınca karşılanmayan tutarın yasal süresi içinde ödenmiş olması şarttır.
Bu madde hükümleri, 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.
Ekonomi Bakanlığınca karşılanan prim tutarları işverenler bakımından gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. Bu madde kapsamındaki teşvikten yersiz olarak faydalanıldığının tespiti halinde işverenden yararlanılan teşvik tutarı gecikme zammı ve gecikme cezası ile birlikte tahsil edilir. Ayrıca, işyerinde sigortalının fiilen çalışmadığı halde bildirildiğinin tespit edilmesi halinde işveren hakkında Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Ekonomi Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun, “Prim oranları ve Devlet katkısı” başlıklı 81.maddesinde; “ Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki şekildedir:
a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20’sidir. Bunun % 9’u sigortalı hissesi, % 11’i işveren hissesidir.
b) (Değişik: 17/4/2008-5754/48 md.) Bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet süresi zammı uygulanan işlerde 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
(…)
ı) (Ek: 15/5/2008-5763/24 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır.(…)” hükmüne;
“Prim belgeleri ve işyeri kayıtları” başlıklı 86.maddesinde; “İşveren bir ay içinde 4 üncü ve 5 inci maddeye tâbi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tâbi sigortalıların;
a) Ad ve soyadlarını, T.C. kimlik numaralarını,
b) 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlarını,
c) Prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını,
gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındakiler için en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar, diğer sigortalılar için ise ait olduğu ayı takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
İşveren, işyeri sahipleri; işyeri defter, kayıt ve belgelerini ilgili olduğu yılı takip eden yıl başından başlamak üzere on yıl süreyle, kamu idareleri otuz yıl süreyle, tasfiye ve iflâs idaresi memurları ise görevleri süresince, saklamak ve Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilen memurlarınca istenilmesi halinde onbeş gün içinde ibraz etmek zorundadır.
İşverenin, sigortalıyı, 4857 sayılı İş Kanununun 7 nci maddesine göre başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmesi halinde, sigortalıyı devir alan, geçici iş ilişkisi süresine ilişkin birinci fıkrada belirtilen belgelerin aynı süre içinde işverene ait işyerinden Kuruma verilmesinden, işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur.
Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların, otuz günden az çalıştıklarını ispatlayan belgelerin işverence ilgili aya ait aylık prim ve hizmet belgesine eklenmesi şarttır. (Değişik ikinci cümle: 13/2/2011-6111/40 md.) Kurumca belirlenen işyerlerinde bu şart aranmaz.
Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içinde Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı primler, bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.
(Ek fıkra: 17/4/2008-5754/50 md.) Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca işyerinde fiilen yapılan tespitlerden ve kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden kayıt ve belgelere dayanmaksızın çalıştığı belirlendiği halde, hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının Kuruma bildirilmediği anlaşılan veya eksik bildirildiği tespit edilen sigortalıların geriye yönelik hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının, en fazla tespitin yapıldığı tarihten geriye yönelik bir yıllık süreye ilişkin kısmı dikkate alınır.
Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.
Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.
Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, 102 nci maddeye göre işlem yapılır.
Kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle prim belgelerinin farklı sürelerde verilme zamanını belirlemeye, Kurum yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile belgelerin içerik ve şekli, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne; aynı Kanunun “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101.maddesinde ise; “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” hükmüne yer verilmiştir.
Sigorta primi işveren hissesi desteğinin ilgili Kanun ve kararlar çerçevesinde Bölgesel, Büyük Ölçekli ve Stratejik Teşvik uygulamaları kapsamında yer alan ve ilgili hükümlerde belirtilen şartları sağlayan yatırımlar için yatırım teşvik belgelerinde öngörülen bir destek unsuru olduğu; sigorta primi işveren hissesi desteği uygulaması, yatırım teşvik belgesinin tamamlama vizesinin yapılmasını müteakip başladığı; sözkonusu destek kapsamında yeni yatırımlarda, teşvik belgesi kapsamında gerçekleşen yatırımla sağlanan istihdam için, diğer yatırım cinslerinde ise yatırım teşvik belgesi düzenlenmesinden önceki dönemde kayıtlı mevcut istihdama teşvik belgesine konu yatırım ile ilave edilen istihdam için ödenmesi gereken sigorta primi işveren hissesinin asgari ücrete tekabül eden kısmının Bakanlık bütçesinden karşılandığı görülmektedir.
Olayda, 5510 Sayılı Kanun kapsamında davacı şirketin prim desteğinin kesilmesinin söz konusu olduğu gözetildiğinde, söz konusu Yasa’nın uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığa bakmakla adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle Ankara 17. İş Mahkemesince verilen 03.12.2018 gün, E:2018/295, K:2018/564 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerektiği düşünülmektedir.
S O N U Ç :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Ankara 17. İş Mahkemesince verilen 03.12.2018 gün, E:2018/295, K:2018/564 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA 29/04/2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Aydemir Nurdane Tayyibe
TUNÇ TOPUZ KAYCIOĞLU