T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/188

KARAR NO  : 2022/271      

KARAR TR  : 30/05/2022

ÖZET: Karayolunda meydana gelen trafik kazasında sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemiyle açtığı davanın, 2918 sayılı Kanun'un110. maddesi kapsamında, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

 

Davacı      : H.D.İ S. A.Ş.

Vekilleri    : Av. A. T. A, Av. B. B. I,

                    Av. B. Ş,Av. Ö. D

Davalı       :Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili        : Av. B. D

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan ... FS ... plakalı aracın, 28/01/2019 tarihinde yaptığı maddi hasarlı trafik kazasında davalı idarenin kusurlu olduğundan bahisle, sigortalısına ödenen 18.500 TL tazminatın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Konya 2. İdare Mahkemesi 03/10/2019 tarihli ve E.2019/1131, K.2019/1127 sayılı kararı ile,  davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun l.maddesinde "Kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir." 2.maddesinde "Bu Kanun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar.", Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri başlıklı 7.maddesinde a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak, f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak, g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek, h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak, Görevli ve Yetkili Mahkeme başlıklı 110.maddesinde İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir, "hükmü bulunmaktadır.

Dava dilekçesi ve eki belgelerin incelenmesinden; davacı şirket tarafından, dava dışı R... B.. U. H..G..İnş.İth.İhr.Ltd.,Şti'ne ait kamyon için 01.03.2018-01.03.2019 tarihleri arasını kapsayan kasko sigorta poliçesi tanzim edildiği, 28.01.2019 tarihinde sürücüsü İ.Ö sevk ve idaresindeki sigortalı ... FS ... (DORSE:.. NK ...) plaka sayılı kamyon ile D300/11 karayolunu takiben Akşehir İlçesi istikametine seyir halinde iken Ilgın Hayvan Pazarını 400 metre geçtikten sonra buzlu zeminde direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazanın hemen ardından olay yerine gelen trafik ekiplerince tanzim edilen kaza tespit tutanağında "kaza buzlanma nedeniyle meydana geldiği için yolun bakımından sorumlu Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından vaktinde tuzlama yapılmadığı için kusurlu olduğu kanaatine vanlımştır"şeklinde tespitte bulunulduğu, mevcut olay nedeniyle araçta bulunan hasar miktarının bağımsız sigorta eksperi vasıtasıyla tespit edilerek 18.500 TL zarar miktarının sigorta şirketince kaza yapan tarafa ödendiği, davalı taraf kazanın meydana gelmesinde kusurlu olarak yollarda gerekli önlemleri almadığından bahisle 18.500 TL tazminatın ödenmesi istemiyle davalı Kurum aleyhine işbu davanın açıldığı görülmekle yukarıdaki mevzuat hükümleri uyarınca (Karayolları Kanunundan doğan tüm davalar) uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı mercilerinin görev alanına girdiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün Esas No:2015/2, Karar No: 2015/44 ve 02.02.2015 tarihli kararı da bu yöndedir."

 

3. Davacı vekili bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 09/10/2020 tarihli ve E.2019/962, K.2020/431 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek, kazanın meydana gelmesinde davalı idarenin %25 tali kusurlu bulunduğu, meydana gelen zararda davalı İdarenin kusur oranında sorumlu olduğu kabul edilerek, davacı sigortaca halefiyetle yerine geçtiği sigortalısına ödediği zararın %25'inin (4.625 TL'nin) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.

 

5. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 22/04/2021 tarihli ve E.2021/664, K.2021/621 sayılı kararı ile, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın,                yargılamayı ertelemek suretiyle (UMK m. 19/1), görevli merciin belirlenmesi için uyuşmazlık mahkemesine başvurmak ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nin kararına kadar erteleyerek anılan mahkeme karar sonucuna uygun bir karar verilmek üzere Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine kesin olmak üzere karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Dava; kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.

Davacı yan trafik kazası nedeniyle sigortalı araç için ödenen hasar bedelinden davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, bilirkişi raporundaki kusur dağılımı gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilinin istinaf başvurusu kamu düzenine aykırılık yönünden incelendiğinde; uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gereklidir. Dava dilekçesindeki iddiaya göre davalı idareye ait aracın sebebiyet verdiği herhangi bir trafik kazasından söz edilmemektedir. Bu nedenle açılan davada Karayolları Trafik Kanunun 85 ve devam maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil davalının görevlerini tam ve eksiksiz yerine getirmemesi, bir başka deyişle yürütülen kamu hizmetinin kusurlu olduğu iddiasına dayanmış olmakla, uyuşmazlık konusu olan dava dışı araçtaki hasarın hizmet kusurundan kaynaklandığı iddiasına dayanıldığından uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargıdır (Hukuk Genel Kurulunun 29/06/2016 tarih ve 2014/17-1163 Esas 2016/909 Karar sayılı emsal içtihadı).

Davacı aynı trafik kazası nedeniyle davalı aleyhine önce Konya 2. İdare Mahkemesi'nde 2019/1131 Esas sayılı tazminat davasını açtığı, anılan mahkemece davanın adli yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle 03/10/2019 tarihinde 2019/1127 sayılı karar ile görev yönünden davanın reddine karar verildiği, davacının aynı trafik kazasından dolayı aynı davalı kurum aleyhine bu kez iş bu tazminat davasını açtığı dosya içeriğiyle sabittir.

Konya 2. İdare Mahkemesi'nin 2019/1131 Esas 2019/1127 Karar sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediğine ilişkin bir bilgi ve belge dosyada yer almamaktadır.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Kanun koyucunun buradaki asıl amacı, bir yargı mercinin görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine diğer yargı merciinin görevli olmadığını düşündüğü takdirde görevsizlik kararı vermeyerek ilgili görevsizlik dosyasını da temin etmek suretiyle dosyaların Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesini sağlayarak yargı merciileri arasında iki kesinleşmiş kararın birbiriyle çelişmesini önlemek, yargılamanın daha fazla uzamasını engellemek ve yargıya olan güveni sağlamaktır.

Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde; açılan iş bu tazminat davasında uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargıdır. Ancak aynı tazminat davasına ilişkin olarak uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğuna ilişkin idare mahkemesi kararı bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; Konya 2. İdare Mahkemesi'nin 2019/1131 Esas 2019/1127 Karar sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği de araştırılıp, anılan dosya temin edilerek derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamayı erteleyerek (UMK m. 19/1), görevli merciin belirlenmesi için uyuşmazlık mahkemesine başvurmak ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nin kararına kadar ertelemektir (Emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 03/10/2018 tarih ve 2015/16616 Esas 2018/8596 Karar, 10/07/2018 tarih ve 2015/10479 Esas 2018/6993 Karar)."

 

6. Ankara 32. Asliye Hukuk Mahkemesi 24/12/2021 tarihli 3. nolu duruşmada ve E.2021/532 sayı ile, Bölge İdare Mahkemesinin kararı doğrultusunda İdare Mahkemesi kararının kesinleşme durumunu sorduktan sonra, görev uyuşmazlığının çözülmesi için dava dosyasının 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

 

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

7. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanun'un amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu ifade edilmiş; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun'un trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu Kanun'un karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir.

 

8. Kanun’un, “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesi şöyledir:

 

“ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:

a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,

b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,

c) (Mülga: 17/10/1996-4199/47 md.)

d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,

e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,

f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,

g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,

h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,

i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)

j) (Değişik: 17/10/1996-4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,

k) (Ek:18/10/2018-7148/14 md.) Bu Kanunun 31 ve 49 uncu maddeleri kapsamında takoğraf ve çalışma-dinlenme süreleri yönünden karayolları denetim istasyonlarında denetim yapmak ve trafik idari para cezası karar tutanağı düzenlemek,

l) (Ek:29/11/2018-7153/9 md.)(5) Otoyolların habitatları böldüğü yerlerde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün görüşünü alarak yaban hayvanlarının geçişlerine izin verecek menfez, ekolojik köprü ve benzeri tesisleri yapmak,

m) (Ek:29/11/2018-7153/9 md.)(5) Otoyollarda yaban hayvanlarından kaynaklanacak trafik kazalarını önlemek maksadı ile kafes tel çit yapmak,

n) (Ek:29/11/2018-7153/9 md.)(5) Yaban hayvanlarının muhtemel yaşam alanlarının bulunduğu bölgelerdeki karayollarında uyarıcı levhalara yer vermek,

o) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.

(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.)”

 

9. 2918 sayılı Kanun'un “Karayolu trafik güvenliği” başlıklı 13. maddesinde de, karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşların, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.

 

10. Kanun'un 19/01/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesi şöyledir:

 

“İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”;

 

11. Kanun'un Geçici 21. maddesi şöyledir:

 

“Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz”

 

B. Yargı Kararları

 

12. Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı (R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147) kararının ilgili kısmı şöyledir:

 

“… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

13. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, ÜyelerBirol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 30/05/2022 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, Asliye Hukuk Mahkemesince, Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece 19. madde hükmüne aykırı olarak, yalnızca adli yargı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği görülmekte ise de, idare mahkemesi kararının kesinleşmiş örneği ile görev uyuşmazlığını çözecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunması nedeniyle, ayrıca idari yargı dosyanın istenilmesine gerek görülmediği, sonuç itibariyle usule ilişkin başka bir noksanlık da bulunmadığı anlaşıldığından,görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

14. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Recep KALKAN’ın davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

15. Dava, davacı şirketin sigortalamış olduğu aracın kaza yapmasında kusur ve sorumluluğu bulunduğundan bahisle, sigortalıya ödenen hasar bedelinin, faiziyle birlikte, davalı idareden rücuan tazmini istemiyle açılmıştır.

 

16. Olayda, davacı şirket tarafından, dava dışı bir şirkete ait kamyon için kasko sigorta poliçesi tanzim edildiği, 28/01/2019 tarihinde sürücüsü İ.Ö.'nün, sevk ve idaresindeki sigortalı ... FS ... (DORSE:... NK ...) plaka sayılı kamyon ile D300/11 karayolunu takiben Akşehir İlçesi istikametine seyir halinde iken, Ilgın Hayvan Pazarını 400 metre geçtikten sonra buzlu zeminde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, olay sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında "kaza buzlanma nedeniyle meydana geldiği için yolun bakımından sorumlu Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından vaktinde tuzlama yapılmadığı için kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır" şeklinde tespitte bulunulduğu, mevcut olay nedeniyle tespit edilen 18.500 TL zarar miktarının sigorta şirketince kaza yapan tarafa ödendiği, davacı şirket tarafından kazanın meydana gelmesinde davalı idarenin kusur ve sorumluluğunun bulunduğu iddia edilerek 18.500 TL tazminatın rücuen tahsili istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

 

17. 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, yukarıda belirtilen gerekçesi ile anılan kuralı Anayasa'ya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir.

 

18. Anayasa’nın 158. maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesinin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, Kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Uyuşmazlık Mahkemesi olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

 

19. Bu durumda, 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun'un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın rücuan tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

20. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Ankara 32. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/12/2021 tarihli ve E.2021/532 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Ankara 32. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/12/2021 tarihli ve E.2021/532sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

 

30/05/2022 tarihinde, Üye Ahmet ARSLAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

          Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

        Muammer                    Birol                             Nilgün                          Doğan      

          TOPAL                    SONER                           TAŞ                         AĞIRMAN        

 

 

                                                Üye                                Üye                              Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                        Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun'da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum. 30/05/2022

 

 

                                                                                                                          Üye

                                                                                                                  Ahmet ARSLAN