T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/272

KARAR NO  : 2024/340      

KARAR TR  : 07/10/2024

ÖZET: Vakıf Üniversitesi bünyesinde öğretim elemanı olarak görev yapmakta iken akdin feshi işleminin iptali ile feshe bağlı ücret ve diğer özlük haklarının tahsili istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

                       

Davacı  :H.Ö

Vekili    : Av. Ü. B

Davalı   : İstanbul Bilim Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili    : Av. Z. Y

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, müvekkilinin davalı vakıf üniversitesinin 2014-2015 öğrenim yılında sözleşmeli olarak ders verdiğini, 2015-2016 öğrenim yılında üniversiteye bağlı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda çeşitli sınıflara Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölümü Nükleer Tıp Teknikleri Programı Öğretim Görevlisi olarak ders vermeye devam ettiğini, dersler başladıktan bir ay sonrasözleşme imzalandığını, bir sonraki öğrenim yılında hizmet sözleşmesinin kötü niyetli olarak feshedildiğini beyan ederek feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesi ve buna bağlı ücret ve özlük haklarının tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. İstanbul 9. İş Mahkemesi 19/09/2018 tarih ve E.2016/475, K.2018/448 sayılı kararı ile; uyuşmazlığın esasını inceleyerek davanın kabulüne, davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının yasal süre içerisinde başvurusuna rağmen işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brütücret tutarı olarak belirlenmesine, davacının işe iade için süresi içinde işverene başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarınındavalıdan tahsilinin gerektiğinin tespitine karar vermiş, bu karar davalı tarafça istinaf edilmiştir.

 

3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 27/12/2018 tarih ve E.2018/3359, K.2018/2031 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yargı yolu caiz olmadığından ve dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kesin olarak karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Anayasa’nın 31. maddesi düzenlemesi ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu hükümleri dikkate alındığında, özellikle kadroların akademik yönden belirlenmesi, sözleşmelerin onaya tabi tutulması dikkate alındığında, vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim elemanlarının idari sözleşmelerle çalıştığının kabulü gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarından hareketle 2013 yılında, Vakıf Üniversitesi ile öğretim elemanı arasındaki uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğuna karar vermiştir(Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 09.12.2013 gün ve 2013/34603 E, 2013/28476 K).

Nitekim Yargıtay'da İçtihadı Birleştirme sırası bekleyen bu konuda iş bu kararın verilmesinden sonraki kararın yazım aşamasında verilen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 06/12/2018 tarih ve2015/25912 E - 2018/22600 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.

Somut uyuşmazlıkta, Vakıf Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan davacının Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi idari sözleşme ile çalıştığı, uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK.un 114 ve 115. maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile davanın usulden reddi yerine esastan karar verilmesi hatalıdır....."

 

4. Davacı vekili, bu kez akdin feshinin iptali ve özlük haklarının iadesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

5. İstanbul 6. İdare Mahkemesi 26/01/2024 tarih ve E.2020/48 sayılı kararı ile, davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul 9. İş Mahkemesinin dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"... 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun Ek. 11. maddesine, 6745 sayılı Kanun ile 20/08/2016 tarihinde getirilen 10. bentte, hizmet sözleşmeleri hususunda 4857 sayılı İş Kanunu'na atıf yapılması ve taraflar arasında imzalanmış sözleşmelerde, sözleşmelere idari sözleşme niteliği verecek, kamusal yetkinin getirdiği üstünlük ve ayrıcalığın bulunmaması nedeniyle idareye tanınan üstünlük ve otorite ölçütünün yokluğu, davacı ile davalı üniversite arasında bağıtlanan sözleşmelerin bireysel iş sözleşmesi olduğunu, dolayısıyla bu iş ilişkisinin özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisi olduğunu göstermektedir. Davalı üniversitenin, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa'da belirtilen hükümlere tabi olması, davacının iş sözleşmesi ile çalışma olgusunu ve buna bağlı olarak iş mahkemesinin görevini ortadan kaldırmaz.

Bu durumda, bakılmakta olan davanın, davalı üniversite ile arasında İş Kanunu'na tabi özel hukuk ilişkisi bulunan davacının iş aktinin davalı idarece haksız nedenle feshedilmiş olması olması nedeni ile iş aktinin feshi işleminin iptali ile özlük haklarının iadesi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL'nin haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemine yönelik olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır. ..."

 

6. İstanbul 6. İdare Mahkemesi tarafından 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için idari ve adli yargı dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

 

 

 

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

7. Anayasa'nın “Yükseköğretim Kurumları” başlıklı 130. maddesinin birinci, ikinci ve onuncu fıkraları şöyledir:

 

“Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.

...

Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir.

...

Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir."

 

8. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na 5772 sayılı Kanun ile eklenen ve vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları ile ilgili düzenlemeler getiren Ek 2. maddesi şöyledir:

“(Ek: 17/8/1983 - 2880/32 md.; Değişik : 18/6/2008-5772/7 md.)

Vakıflar; kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında, akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla, Yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını ya da bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın, ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda yüksek nitelikli işgücü yetiştirmek amacıyla, bu Kanun hükümleri çerçevesinde kalmak şartıyla meslek yüksekokulu kurabilir. Bu meslek yüksekokulu, kamu tüzel kişiliğini haiz olup, Cumhurbaşkanı kararı ile kurulur. Kurulacak meslek yüksekokullarına, meslek ve teknik eğitim bölgesinde gereksinim duyulması esastır. ..."

 

9. 2547 sayılı Kanun'unEk 5. maddesi şöyledir:

 

“(Ek :17/8/1983 -2880/32 md.)

(Değişik: 28/12/1999 - 4498/1 md.) Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçilir, süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Mütevelli heyet üyeleri kendi aralarından bir başkan seçer.

            Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir. Yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylar ve uygulamaları izler, ayrıca vakıfça hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür.

            Mütevelli heyetin toplantı nisabı ve karar alınması ile ilgili hususlarda bu Kanunun 61 inci maddesi hükmü uygulanır.”

 

10. 2547 sayılı Kanun'un Ek 8. maddesi şöyledir:

 

(Ek: 17/8/1983 - 2880/32 md.)

Vakıfca kurulacak yüksekögretim kurumlarındaki akademik organlar, Devlet yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenlenir ve onların görevlerini yerine getirir. Öğretim elemanlarının nitelikleri Devlet yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının niteliklerinin aynıdır. Devlet yükseköğretim kurumlarında çalışmaları yasaklanmış veya disiplin yoluyla bu kurumlardan çıkarılmış kişiler, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alamazlar.

(Ek fıkra: 15/4/2020-7243/11 md.) Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez. Bu fıkra kapsamında Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen emsal ücretin hesaplanmasında ilgili mevzuat uyarınca aylıklara ilişkin hükümlerin uygulandığı kadroya bağlı ödemeler dikkate alınır."

 

       11. 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu'nun Ek 71. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

" (Ek : 22/3/2006-5475/2 md.)

İstanbul’da Prof. Dr. Cemi Demiroğlu Türk Kardiyoloji Vakfı tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmak üzere Demiroğlu Bilim Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulmuştur."

 

12. 2809 sayılı Kanun'un Ek 199.maddesi şöyledir:

 

" (Ek:17/1/2019-7161/15 md.)

Mevzuatta İstanbul Bilim Üniversitesine yapılan atıflar Demiroğlu Bilim Üniversitesine, Gaziantep Bilim ve Teknoloji Üniversitesine yapılan atıflar Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesine yapılmış sayılır."

 

13. Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin "Öğretim elemanları" başlıklı 23. maddesi şöyledir:

 

   "Öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, seçilenlerin uygun görülen akademik unvanlarla görevlendirilmeleri ve yükseltilmeleri yürürlükteki kanun ve yönetmelik hükümlerine uyularak vakıf yükseköğretim kurumunun yetkili akademik organlarınca yapılır. Öğretim elemanlarının atamalarında, devlet yükseköğretim kurumlarındaki atamalarda aranan şartlara ilaveten vakıf yükseköğretim kurumunun akademik yönden gerekli gördüğü şartlar da aranabilir. Vakıf meslek yüksekokullarında özellikle uygulamalı derslerde görevlendirilecek öğretim elemanlarının atanmasında çalışma deneyimine sahip olması gözetilir.

   Vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esasları 2547 sayılı Kanunda devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabidir. Bu personelin aylık ve diğer özlük hakları bakımından ise 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanır." (Danıştay Sekizinci Dairesinin 29/4/2011 tarihli ve E.:2008/8234, K.:2011/2452 sayılı Kararı ile bu maddenin son cümlesinde yer alan “özlük hakları” ibaresinin iptaline karar verilmiştir. )

 

14. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

15. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Seyfi HAN, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ınkatılımlarıyla yapılan 07/10/2024 tarihli toplantısında;2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosya sureti ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

16. Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonragereği görüşülüp düşünüldü:

 

17. Dava, davacının İstanbul Bilim Üniversitesi bünyesinde öğretim elemanı olarak görev yapmakta iken, iş akdinin feshinin iptali ile buna bağlı ücret ve özlük haklarının tahsili istemiyle açılmıştır.

 

18. Davalı Üniversite, yukarıda anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde 2809 sayılı Kanun'un Ek 71. maddesi ile vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlere tabi olmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip olarak kurulmuştur.

 

19. İdari rejime dayalı olarak düzenlenmiş bulunan Türkiye'nin idari yapısında, kamu tüzel kişiliği idari yargının görev alanının belirlenmesinde kullanılan ölçütlerden birisidir. Kamu tüzel kişilerinin kuruluş amacı kamu yararı, faaliyet konuları ise kamu hizmetidir. Bu bağlamda, Kamu Tüzel Kişileri, özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahiptirler ve tek taraflı işlemlerle yeni hukuki durum yaratabilirler. Bu nedenle de personeli kamu hukukuna tabidir.

 

20. Kanunla kurulma ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmanın yanı sıra, Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi Vakıf Üniversitelerinin de Anayasal güvence altına alınmış olan "Bilimsel Özerkliğe sahip olmaları” bir diğer ayrıcalığıdır. Üniversitelerde bilimsel özerklik ilkesi benimsenirken güdülen amaç, yükseköğretimin çeşitli siyasal çevre ve baskı grupları ile düşünce kümelerinin etkisinin dışında tutarak, bilimsel amaç, hedefler ve gereksinimlerine bağlı olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle de, bilimsel faaliyetin asli unsurları olan yükseköğretim elemanlarının, görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri gibi özlük haklarının kanunla düzenleneceği konusu, Anayasal teminat altına alınmıştır.

 

21. Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde; davalı Üniversitenin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı davacının; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu; sözleşmesinin feshinin de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde tanımı yapılan iptal davasına konu edilebilecek idari işlem niteliği taşıdığından; bu işlemin denetimin de idari yargının görev alanında bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.

 

22. Bununla birlikte, davacının sözleşmesinin feshinden dolayı talep ettiğiişe iade veya feshin iptali ile ücret ve diğer özlük haklarının da, asıl işleme bağlı bir nitelik taşıdığı,dolayısıyla buişlemden kaynaklanan tazmin isteminin de 2577 sayılı Kanunun 2. maddesinin b fıkrasında belirtilen; "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

 

23. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 26/01/2024 tarih ve E.2020/48 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 26/01/2024 tarih ve E.2020/48 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

 

07/10/2024 tarihinde, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR ve Seyfi HAN'ın KARŞI OYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

       Başkan Vekili                       Üye                                Üye                                 Üye

              Kenan                           Doğan                             Eyüp                               Seyfi

            YAŞAR                     AĞIRMAN                     SARICALAR                     HAN

 

 

 

 

 

                                                       Üye                                Üye                                Üye

                                                    Ahmet                            Mahmut                            Bilal

                                                 ARSLAN                          BALLI                        ÇALIŞKAN

 

 

 

 

 

K A R Ş I O Y

 

 

Dava, vakıf yükseköğretim kurumu statüsündeki İstanbul Bilim Üniversitesi bünyesinde öğretim görevlisi olarak görev yapmakta iken sözleşmesini fesheden davacının, işe iadesi ile buna bağlı ücret ve diğer işçilik alacaklarının tahsili istemiyle açılmıştır.

Davalı Vakıf Üniversitesi, yukarıda anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı Kanunu'nun Ek 71. maddesi ile vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlere tabi olmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip olarak kurulmuştur.

Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde; davacı ile davalı Vakıf Üniversitesi arasında imzalanan iş sözleşmesi, davacının bu iş sözleşmesine aykırılıktan bahisle 4857 sayılı Kanun hükümleri gereğince sözleşmeyi haklı nedenle feshetmiş olması, uyuşmazlığın üniversitedeki çalışma esaslarına ilişkin olmayıp aylık ve diğer özlük haklarına ilişkin olması hususları dikkate alınarak, davacının kıdem tazminatı ile diğer işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin uyuşmazlığın adli yargının görev alanında bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun E.2017/9-3094, K.2021/1118 sayılı içtihat gerekçesinde de belirtildiği üzere, 2547 sayılı kanunu kapsamındaki kamu hizmetini yürüten davacı öğretim görevlisinin ders yükü, disiplin gibi çalışma esasları yönünden aynı Kanun'a tabi olduğu tartışmasız ise de, kendisinin iş sözleşmesi ile çalıştığı ve uyuşmazlık konusunun işçilik alacakları olduğu gözetildiğinde kamu hizmeti niteliğindeki görevin özel hukuk ilişkisini ortadan kaldırmayacağı, ilgili Yönetmelik'te düzenlendiği gibi aylık ve diğer özlük hakları bakımından 4857 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 7036 sayılı Kanun'un 5/a maddesi uyarınca da iş mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmıştır.

Yukarıda belirtilen hususlar göz ününde bulundurularak; İstanbul 6. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ileİstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin yargı yolu bakamından görevsizlik kararının kaldırılması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.

 

 

Üye

Doğan AĞIRMAN

Üye

Eyüp SARICALAR

Üye

Seyfi HAN