Hukuk Bölümü         2007/336 E.  ,  2007/310 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

 

            Davacı    : A. Tekstil San. ve Tic. Ltd.Şti.

            Vekili       : Av.A.A.

            Davalı     : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü

             OLAY             : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü’nün 5.10.2006 gün ve 172643.35-7 sayılı işlemi ile, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’un 21. maddesi uyarınca davacı adına idari para cezası verilmiştir.

            Davacı vekili, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

            İZMİR 1. SULH CEZA MAHKEMESİ; 29.12.2006 gün ve D.İş E:2006/306, D.İş K:2006/153 sayı ile, muteriz vekili itiraz dilekçesi ile karşı tarafın müvekkiline işyerinde çalışma izni bulunmayan yabancıları çalıştırdığından bahisle 4817 sayılı Yasa’nın 4. md.sine aykırı davranmaktan aynı Yasanın 21. md.si delaletiyle aynı Yasanın 21/ 3 md.si gereğince idari para cezası verildiğini, cezanın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek idari para cezasının kaldırılmasına karar verilmesini itirazen talep ettiği, muterizin bildirdiği itiraz sebepleriyle delillerine göre duruşma açılmasına gerek görülmediği, tüm dosya kapsamına göre muterizin işyerinde çalıştırdığı yabancı uyruklu kişileri çalışma izinleri olmadığı halde işyerinde çalıştırdığı anlaşıldığından muteriz vekilinin itirazının yerinde görülmediği ve itirazın reddine karar vermenin icap ettiği gerekçesiyle muteriz vekilinin başvurusu yerinde görülmediğinden, kararın hukuka uygun olması nedeniyle başvurunun 5326 sayılı Yasa’nın 28/ 8-a maddesi gereğince reddine karar vermiştir.

            Davacı vekili, bu kez, söz konusu idari para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            İZMİR 4. İDARE MAHKEMESİ; 24.4.2007 gün ve E: 2007/673 sayı ile, davacı vekili tarafından, davacı şirkete 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanun uyarınca yabancı uyruklu isçiyi izinsiz çalıştırdığı gerekçesiyle idari para cezası verilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü'nün 05.10.2006 tarih ve 35-7 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu işlemin iptali istemiyle İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığı ve bu Mahkemenin 29.12.2006 tarih ve E:2006/306, K:2006/153 D.İş sayılı kararıyla, davanın idare mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, bu kararın kesinleşmesi üzerine, aynı işlemin iptali istemiyle Mahkemelerinde bu davanın açıldığının anlaşıldığı, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’un muhtelif maddelerinden söz ederek, bakılan davanın, davacı şirkete, yabancı uyruklu isçiyi çalışma izni ya da muafiyet belgesi olmaksızın çalıştırdığı gerekçesiyle 4817 sayılı Kanun’un 21. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verilen uyuşmazlık konusu para cezasının iptali istemiyle Mahkemelerinde açıldığı anlaşılmakta olup, 4817 sayılı Kanun’un yukarıda yazılı hükmü uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünde İdari Yargı Yeri değil Adli Yargı Yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle Mahkemelerinin görevine girmeyen davada, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, O. Cem ERBÜK, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY’ın katılımlarıyla yapılan 3.12.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik:21/1/1982-2592/6 md.)Mahkemenin gerekçeli kararı, dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

İdare Mahkemesi kararında, dava konusu işlemin iptali istemiyle İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığı ve bu Mahkemenin 29.12.2006 tarih ve E:2006/306, K:2006/153 D.İş sayılı kararıyla, davanın idare mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, bu kararın kesinleşmesi üzerine, aynı işlemin iptali istemiyle Mahkemelerinde bu davanın açıldığı belirtilmiş ise de; söz konusu Sulh Ceza Mahkemesi kararından, muterizin işyerinde çalıştırdığı yabancı uyruklu kişileri çalışma izinleri olmadığı halde işyerinde çalıştırdığı anlaşıldığından, muteriz vekilinin itirazının yerinde görülmediği gerekçesiyle başvurunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu edilen İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararı görev yönünden değil, davanın esası yönünden başvurunun reddine ilişkin olduğundan, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 SONUÇ    : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 03.12.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.