T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 716

            KARAR NO  : 2017 / 66

            KARAR TR   : 20.2.2017

ÖZET : Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

                                                          

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : F.Ö.

Vekili            : Av. A.T.

Davalı           : Türk Telekomünikasyon A.Ş. Genel Müdürlüğü

Vekili            : Av. S.T.S.

 

O L A Y        : Davalı Şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı 18.1.2011 tarihinde, Manavgat Kaymakamlığı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü emrine atanmıştır.

Davacı vekili, müvekkilinin Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de kapsamdışı iş sözleşmesi ile görev yapmakta iken kendisine 406 Sayılı Kanunu’nun Ek-29. Maddesinde belirtilen “kamu görevlilerine yapılan artışlardan yararlandırılması gerektiği" hükmü uyarınca, 375 Sayılı KHK’nın ek 3. Maddesine göre ödenmesi gereken 306,05 TL tutarındaki ek ödemenin eklenmemesi nedeniyle, Devlet Personel Başkanlığı’na kamu kurumuna nakil için gönderilen maaş nakil ilmühaberinin “yer değiştirme suretiyle atamalarda aylık bildirim formu”nun hatalı ve eksik düzenlendiğinin tespiti ile;  müvekkilinin kamu kurumunda çalışmaya başladığı 18.01.2011 tarihi itibariye bildirim tarihindeki unvanına göre davalı şirketten almış olduğu ücret ve ücrete eklenmesi gereken ek ödeme dahil diğer alacak kalemleri toplamının 2.061,41 TL olarak, ayrıca 641,41 TL tutarında 112 günlük ikramiyenin sabit bir değer olarak eklenmesi suretiyle maaş nakil ilmühaberinin belirtilen ücretin toplamda 2.703,09 TL olarak belirlenmesi ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesi gerektiğinin tespiti istemiyle 11.11.2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 43.İŞ MAHKEMESİ: 23.6.2016 gün ve E:2016/666, K:2016/252 sayı ile,  “(…)Dava, KHK gereğince yapılan nakilden dolayı eksek ödenen ücretlerin tahsiline ve tespitine yöneliktir.

Tarafların tüm delilleri toplanmış, emsal kararlar sunulmuştur.

Özelleştirmeden önce statü hukuku hükümlerine tabi davacı niteliğindeki personel, özelleştirme sonrası belirli bir süreliğine davalı ile özel hukuk hükümlerine tabi olarak iş sözleşmesi kapsamında çalıştırılmakta, nakledildiğinde tekrar statü hukuku kapsamına girmektedir. Davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde, davalı şirkete davacının ücreti konusunda "artış oranının, kamudaki memur maaş artış oranında" olacağı yönünde yükümlülük getirildiği gibi, 406 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davalı şirket, hak sahibi personeli Devlet Personel Başkanlığına bildirmesi, bildirim ile beraber personelin nakledileceği kamu kurumunda yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere memur maaş nakil ilmühaberi düzenlenmesi, personelin ilişiğinin kesilmesi gibi işlemler yaptırıldığı görülmektedir. Bu işlemler idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerini, özlük ve parasal haklarını belirlediği, söz konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve uyuşmazlığın ise adli yargı yerinde değil, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2015 tarih, 2014/9-1550 Esas ve 2015/2669 sayılı kararında belirtilmiştir.

Tüm dosya kapsamı, emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu            karanda dikkate alınarak davaya bakmaya İdari    yargı görevli olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M/ Bu gerekçe ile;

Dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden REDDİNE…” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, davalı şirket tarafından düzenlenen “yer değiştirme suretiyle atamalarda aylık bildirim” formunda (maaş nakil ilmühaberi) “Naklin Yapıldığı Yıl İçerisinde Almış Olduğu İkramiyeler" sütununun boş bırakılması ve naklin yapıldığı yılda almış olduğu ücret yerine daha düşük bir ücretin yazılması suretiyle anılan formun eksik ve hatalı düzenlenmesine ilişkin işleminin iptali;  fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; müvekkilinin maaş nakil ilmühaberinin eksik ve hatalı düzenlenmesi nedeniyle kamuda çalışmaya başladığı tarih olan 18.1.2011 tarihinden itibaren her ay eksik ücret alması nedeniyle uğramış olduğu zararın bilirkişi marifetiyle hesaplanarak davalı şirketten tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 10.İDARE MAHKEMESİ: 7.11.2016 gün ve E:2016/3433 sayı ile, “(…) 406 sayılı Kanunun değişik 1. maddesinin 7. fıkrasında “Türk Telekom, bu kanun ve özel kanun hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu kanun hükümleri saklı kalmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz” hükmüne yer verilerek Türk Telekom’a özgü farklı bir statü oluşturulmuştur.

Aynı Kanunun 4673 sayılı Yasayla değişik Ek 22. maddesinde de Türk Telekomdaki kamu payı % 50'nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartlarının aranacağı, bunların dışında kalan personelin iş mevzuatı uyarınca istihdam edileceği ve iş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartların Yönetim Kurulu tarafından tayin olunacağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin özelleştirme kapsamında iken %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışı suretiyle özelleştirilmesi için 01.07.2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda 2005/9146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda şirketin %55 oranındaki hissesi satılarak 14.11.2005 tarihinde Oger firmasına devredildiği, şirketin kamusal niteliğinin ortadan kalktığı da anlaşılmaktadır.

Buna göre, iptali istenilen işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine…”karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 20.2.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacının, Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin özelleştirilmesi sonrası başka kuruma nakli sırasında düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin eksik düzenlenmesi nedeniyle yapılan eksik bildirim işleminin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların tazmini istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; davalı şirket tarafından düzenlenen “yer değiştirme suretiyle atamalarda aylık bildirim” formunda (maaş nakil ilmühaberi) “Naklin Yapıldığı Yıl İçerisinde Almış Olduğu İkramiyeler" sütununun boş bırakılması ve naklin yapıldığı yılda almış olduğu ücret yerine daha düşük bir ücretin yazılması suretiyle anılan formun eksik ve hatalı düzenlenmesine ilişkin işleminin iptali;  fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; müvekkilinin maaş nakil ilmühaberinin eksik ve hatalı düzenlenmesi nedeniyle kamuda çalışmaya başladığı tarihten itibaren her ay eksik ücret alması nedeniyle uğramış olduğu zararın tazmini istemiyle ilk olarak  11.11.2015 tarihinde dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle Ankara 10.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 43. İş Mahkemesinin 23.6.2016 tarih ve E:2016/666, K:2016/252 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 10.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 43. İş Mahkemesinin 23.6.2016 tarih ve E:2016/666, K:2016/252 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.2.2017  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN