T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO    : 2016 / 129

          KARAR NO   : 2016 / 172

          KARAR TR    : 14.3.2016

                    

ÖZET : İdari yargı yerince verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, idari ve adli yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş ve kesinleşmiş iki ayrı görevsizlik kararının bulun-madığı, böylece 2247 sayılı Yasa’nın 14. mad-desinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığı gibi, adli  yargı yerinde açılan davanın öncesinde idari  yargı yerince verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararının  bulunmaması nedeniyle  19. maddede belirtilen koşulların da oluşmadığı anlaşıldı-ğından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

                  

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

            Davacı            : İ.T.

            Davalı             : İstanbul Valiliği

 

O L A Y         : İstanbul Valiliği Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğünce yapılan denetim sırasında,  alkollü olarak araç kullandığından bahisle, davacı adına 15.8.2014 gün ve HJ-858970 seri-sıra sayılı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenerek, davacıya 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5. maddesi uyarınca 727 TL. idari para cezası verilmiş, aynı birim tarafından sürücü belgesi geri alma tutanağı düzenlenmiştir.

Davacı, sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 4. İDARE MAHKEMESİ: 30.4.2015 gün ve E:2014/1623, K:2015/1094 sayı ile; 2918 sayılı Kanun’un 112. maddesinde yapılan yeni düzenleme uyarınca ve Uyuşmazlık Mahkemesinin konu ile ilgili kararları emsal alınarak davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

Davacı, aynı istemle adli yargı yerine itirazda bulunmuştur. Bakırköy 3. Sulh Ceza Mahkemesince itirazın esası incelenerek  reddine karar verilmiş, karara davacı tarafından itiraz edilmiştir.

BAKIRKÖY 4. SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 21.10.2015 gün ve D.İş:2015/5074 sayı ile; 5326 sayılı Yasanın 27/8. maddesine göre idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararın da verilmiş olması nedeniyle Danıştay kararları emsal gösterilerek yapılan başvuru konusunda karar verme görevinin idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı ile ayrıca oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de kesin olarak karar vermiştir.

 

 

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 14.3.2016 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

            Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

            Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”, 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

           (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

  Dosyanın incelenmesinden, davacının alkollü olarak araç kullandığından bahisle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5.  madde ve fıkrası uyarınca hakkında düzenlenen sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle adli yargı yerine yaptığı itiraz sonucunda, Mahkemece itirazın esası incelenerek  reddine karar verildiği, karara davacı tarafından itiraz edilmesi üzerine, Bakırköy 4. Sulh Ceza Hakimliğince  21.10.2015 gün ve D.İş:2015/5074 sayı ile, başvuru konusunda karar verme görevinin idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı ile ayrıca  aynı konuda İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin  E:2014/1623, K:2015/1094 sayılı görevsizlik kararı bulunduğundan bahisle, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın re’sen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de kesin olmak üzere karar verildiği ve her iki dava dosyasının Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.

             Uyuşmazlık Mahkemesi bu durumlarda, her ne kadar 2247 sayılı Yasada öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, mahkemelerce  re’sen yapılan başvuruların 2247 sayılı Yasanın 19. maddesi kapsamında olduğunun kabul edilerek Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlıklarının çözüme kavuştu-rulmasının,  gerek dava ekonomisine gerek Uyuşmazlık  Mahkemesinin kuruluş amacına uygun olacağı düşüncesiyle görev uyuşmazlıklarının esasını inceleyerek  esasa  ilişkin  karar vermektedir.

Ancak, somut olayda, adli yargı yerince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyasının onaylı sureti temin edilerek, adli yargı dava dosyası ile birlikte  Mahkememize gönderildiği anlaşılmış ise de, ayrıca, idari yargı dosyası içinde, davacı İsmet Tunay tarafından Danıştay Başkanlığına sunulmak üzere İstanbul 4. İdare Mahkemesi’ne verilmiş, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının temyiz edildiğine ilişkin dilekçe ile Danıştay 15. Daire Başkanlığına dosyanın gönderildiğine ilişkin  Mahkeme yazısı görülmüş olup,  İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 19.2.2016 gün ve 2014/1623 esas sayılı yazısı ile, dava dosyasının temyiz edilmiş olması nedeniyle Danıştay Başkanlığına gönderildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.   

Bu durumda, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle idari yargı yerince verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığı gibi, adli  yargı yerinde açılan davanın öncesinde idari  yargı yerince verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararının  bulunmaması nedeniyle  19. maddede belirtilen koşulların da oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç     : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığı gibi, adli yargı yerinde açılan davanın öncesinde idari  yargı yerince verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararının  bulunmaması nedeniyle  19. maddede belirtilen koşulların da oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 14.3.2016 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN