T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO      : 2019 / 717

            KARAR NO  : 2019 / 743

            KARAR TR   : 25.11.2019

ÖZET : Cezaevinde hükümlü olup Açıköğretim Fakültesi öğrencisi olan davacının, Genel Müdürlüğün talimatına aykırı olarak Cezaevi Müdürlüğü tarafından başka bir Cezaevine nakil olması sebebiyle harcını yatırmış olduğu sınava giremediğinden bahisle, uğradığı zarara karşılık 275,00 TL maddi ve mahkemenin belirleyeceği manevi tazminatın ödenmesi istemi ile açtığı davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı             : M.D. vasisi Meh.D.

Davalı              : Adalet Bakanlığı

 

O L A Y         : Davacı dilekçesinde; Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde hükümlü olarak bulunduğunu,  Açık Öğretim,  Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisi olduğunu;  hastalık nedeniyle sevk edildiği İzmir Menemen R Tipi Kapalı Cezaevinde kalmaktayken,  2017-2018 öğrenim yılı 1.yarı yıl güz dönemi gideri olarak kurum eğitim birimi eliyle hesabından 275 TL harç gideri ödediğini; 25-26 Kasım 2017 tarihlerinde ara sınavları,  13-14 Ocak 2018 tarihleri içinde de dönem sonu sınavları olduğunu; her cezaevine sınav sürecinde sınava katılacakları yer belirlendiğinden, mağduriyet yaşanmaması için nakil işlemlerinin yapılmamasına ilişkin Genel Müdürlüğün 31.10.2017 tarih, 139756 sayılı yazılarıyla talimat gönderdiğini;  ancak İzmir Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğünün,  bu talimata rağmen ve herhangi bir istek-zorunluluk olmadan kendisini,  sınava birkaç gün kala 21 Kasım 2017 tarihinde, o zaman kalmakta olduğu İzmir 2 Nolu F-Tipi Cezaevine iade ettiğini; bu ihmal nedeniyle 25-26 Kasım 2017 tarihlerinde yapılan sınavlara giremediğini, ısrarlarına rağmen Menemen Cezaevine sınav için de olsa günlük götürülüp getirilemediğini; 13-14 Ocak 2018 dönem sonu sınavına girse de ilk sınavlara giremediğinden, güz döneminin heba edildiğini, dersleri veremediğini; bu konuda, o tarihten bu yana Adalet Bakanlığına dilekçeler sunmasına  rağmen, başvurusuna bir karşılık verilmediğini ifade ederek; yapılan ihmaller sebebiyle harç gideri olarak ödediği 275 TL olan para nedeniyle maddi, emeğinin kaybından dolayı mahkemenin belirleyeceği manevi bir bedel olmak üzere, maddi manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi  istemiyle  idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 23.İDARE MAHKEMESİ; 5.4.2019 gün ve E:2018/1036, K:2019/894 sayı ile, “(…) 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu'nun 4'ncü maddesinde; Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak, infaz hakimliklerinin görevleri arasında sayılmış; anılan Yasa'nın 5.maddesinde de, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği, kuralına yer verilmiştir.

(…)

Mevzuatın değerlendirilmesinden, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu ile, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere infaz hakimliği görevli kılınmış, infaz hakimliğinin kararlarına karşı itiraz mercii de belirlenmek suretiyle bu Kanun uygulamasında takip edilmesi gereken süreç düzenlemiş bulunmaktadır.

Bakılan uyuşmazlıkta, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün talimatına aykırı olarak davacının Açıköğretim Fakültesi sınavlarına girmesine az bir zaman kala başka bir cezaevine nakil edilmesi sebebiyle sınava girememesinden kaynaklanan zararın tazmini istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün; zararın nakil işleminden kaynaklanması sebebiyle infaz hakimliğinin görev alanında olmasından dolayı adli yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine(…)”kesin olmak üzere karar vermiştir.

Davacı bu kez  aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 2.İNFAZ HAKİMLİĞİ;24.9.2019 gün ve E:2019/4806, K:2019/5899 sayı ile, “(…)Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde, hükümlülerin yerleştirileceği ceza infaz kurumlarını belirleme görevinin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne ait bulunduğu; hükümlünün farklı tarihlerde vermiş olduğu dilekçelerle bulunduğu Menemen R Tipi Açık Ceza İnfaz Kurumu'ndan sağlık sebepleriyle bir başka cezaevine nakil olmak istediğini bildirdiği, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün 10.11.2017 tarihli yazısı ile hükümlünün İzmir 2 Nolu F tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na iade edilerek sevkinin sağlanması yönünde kararı bulunduğu, hükümlünün nakledildiği İzmir 2 Nolu F tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na 23.11.2017 tarihinde vermiş olduğu dilekçe ile sınavlarına kurumda girmek istediğini bildirdiği, ancak sınavlarına kurumda giremeyeceği bilgisi verilen hükümlü hakkında 24.11.2017 tarihli tutanakla sınava Menemen R Tipi Ceza İnfaz Kurumu'nda girebileceği ve baş vurması halinde İzmir C.Başsavcılığı tarafından durumunun değerlendirilebileceğinin bildirildiği ancak hükümlünün herhangi bir başvurusu olmadığından 25-26 Kasım 2017 tarihlerindeki sınavlarına giremediğinin tespit edildiği, böylelikle talepte bulunan hükümlünün mahkememize vermiş olduğu dilekçe ile Ceza ve Tevfik Evleri Genel Müdürlüğü'nün talimatına aykırı olarak İzmir 2 nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu'na gönderildiği ve sınava girememesi yüzünden mağdur olduğunu ve bu sebeple 275 TL maddi ve mahkemece takdir edilecek uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi yönündeki talebi ile ilgili anılan mevzuat hükümleri uyarınca mahkememizin görevsiz olduğu, kamu hizmetini yürütmekle görevli kamu kurumunun, anılan hizmetin yürütülmesi sırasında hükümlünün gerek maddi gerekse kişilik haklarına verdiği ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın görülmesi ve kamu hizmetinin usulünce yapılıp yapılmadığının tespitinin idari yargı yerince yapılması gerektiği, talep konusu ile ilgili kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi uyarınca idari yargı yerinin görev alanına girdiği anlaşılmış, hükümlünün aynı konuda Ankara 23.İdare Mahkemesi'nin 2018/1036 Esas sayılı dosyasından açtığı davada mahkemece davanın görev yönünden adli yargı yerlerinde çözümlenmesi, İnfaz Hakimliği'nce karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verildiğinden talep konusunda hakimliğimizin de görevli olmadığı kanaatiyle yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosyanın incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiş açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;

1-Hükümlü M.D.'un 31/07/2019 tarihli dilekçesi ile Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün talimatına aykırı olarak başka bir cezaevine nakledilmesi sebebiyle Açıköğretim sınavlarına girememesinden kaynaklanan 275 TL maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi yönündeki talebi hakkında HAKİMLİĞİMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, daha önce görevsizlik kararı veren Ankara 23.İdare Mahkemesi'nin görevli olduğuna,

2-Görevli Yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ve DOSYANIN İNCELENMESİNİN bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ERTELENMESİNE(…)” karar vermiş; bu karar itiraz edilmeksizin kesinleştikten sonra  dosya, İnfaz Hakimliğince; 24.9.2019 tarihli üst yazıyla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 25.11.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere, tarafları, konusu ve nedeni aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

1- 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin (1) tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca (…) ileri sürülebilir.” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesin görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

2- 2247 sayılı Yasanın 19. maddesindeki “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

 (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir. .” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da içermesi gerekir.

Yasakoyucu, 14. maddeye göre olumsuz görev uyuşmazlığı doğması durumunda her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma istencini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme oranla daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağını tanımıştır.

Olayda, adli yargı yerince,  2247 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca, İdare Mahkemesinin görevsizlik kararı ile Mahkemeleri dosyası arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından dolayı görevli yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye dair yargılamanın ertelenmesine karar vermesine karşın; bu talebini ara karar ile değil, dosyayı kapatıp karar numarası almak suretiyle  yaptığı görülmektedir.

Bu haliyle, her ne kadar 2247 sayılı Yasa’da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, İzmir 2.İnfaz Hakimliğince re’sen yapılan başvurunun, 2247 sayılı Yasa’nın 19.  maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesi’nin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek dava ekonomisine gerekse Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kuruluş amacına uygun olacağından ve adı geçen Hakimlikçe  idari yargı dosyasının bir örneği de gönderilmiş olup, usule ilişkin başkaca bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Elazığ 1 numaralı Yüksek Güvenlikli Cezaevinde hükümlü olarak bulunan ve Açıköğretim Fakültesi öğrencisi olan davacı tarafından, Genel Müdürlüğün talimatına aykırı olarak İzmir Menemen R-Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğü tarafından İzmir 2 numaralı F-Tipi Cezaevine nakil olması sebebiyle harcını yatırmış olduğu sınava girememesinden dolayı uğradığı zarara karşılık 275,00 TL maddi ve mahkemenin belirleyeceği manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi  istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2.maddesinde, “1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

3. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi dışındadır.” hükmü yer almıştır.

Diğer taraftan; 29.3.1984 kabul tarihli ve 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 2. maddesinde: Ceza İnfaz Kurumlarının, kurulması idari görevleri yönünden gözetim ve denetiminin yapılması ve geliştirilmesi Adalet Bakanlığının görevleri arasında sayılmış; Kanunun 11. Maddesinde; “hükümlü ve tutukluların sevk ve nakil işlerini yürütmek” Bakanlığın Anahizmet Birimlerinden birisi olan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında gösterilmiş;

5275 sayılı “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun”un 53. ve devamı maddelerinde “Hükümlülerin Nakilleri”nin nasıl olacağı ve uygulanacak kurallara yer verilmiş; hükümlülerin, kendi istekleri veya toplu sevk, disiplin, asayiş ve güvenlik, hastalık, eğitim, öğretim, suç ve yargılama yeri nedenleriyle başka bir kuruma nakledilebilecekleri; hükümlülerin kendi istekleri ile bulundukları kurumdan başka kurumlara nakledilebilmeleri için aranan koşulların ve prosedürün ne olduğu; kurumların elverişsiz ve yetersiz kalması, kapsama gücünün aşılması, kullanılamaz hâle gelmesi, asayiş, güvenlik, doğal afet, yangın ve büyük onarım gibi zorunlu nedenlerle başka kurumlara nakledilmeleri gerekli görülen hükümlülerin, yargı çevresi dışında Adalet Bakanlığınca belirlenen ve konumlarına uygun olan diğer kurumlara nakledilebilecekleri hükümlerine yer verilmiş;

Ceza infaz kurumlarının yönetimine, ceza ve güvenlik tedbirlerinin ne şekilde yerine getirileceğine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla ve 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanun, 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, 4301 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunun Kuruluş ve İdaresine İlişkin Kanun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 121 inci maddesi hükümlerine dayanılarak hazırlanmış olan “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük”ün 163.madde ile başlayan Sekizinci Kısmında Hükümlülerin Nakilleri hususlarına yer verilmiş; 164.maddenin 3. fıkrasında; hükümlülerin nakil işlemleriyle ilgili esas ve usullerin Bakanlık tarafından belirleneceği ifade edilmiş; Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan Genelgelerde de, hükümlü ve tutukluların nakil işlemleriyle ilgili usul ve esasların nasıl olacağı gösterilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının, Elazığ 1 numaralı Yüksek Güvenlikli Cezaevinde hükümlü olarak bulunduğu; Açık Öğretim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisi olduğu,  2017-2018 yılı 1. Yarıyı güz dönemi harcı olan 275,00 TL bedeli ödemesine rağmen İzmir Menemen R-Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğü tarafından İzmir 2 numaralı F-Tipi Cezaevine nakil olması sebebiyle 25-26/11/2017 tarihleri arasında yapılan sınavlara katılamaması sebebiyle uğramış olduğu 275,00 TL maddi ve Mahkeme tarafından belirlenecek manevi zararın tahsili istemiyle  dava açtığı; Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 10.11.2017 tarihli, …/145153 sayılı yazısında; hükümlünün İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda  bulunmakta iken, hastalık nedeniyle 6.7.2017 tarihli işlemle,  ikinci bir emre kadar Menemen R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna naklinin yapıldığı; Adli Tıp Kurumu Başkanlığının raporuna istinaden, İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna iade edilmesinin uygun görüldüğü belirtilerek; ilgilinin  sevkinin sağlanmasının  İzmir Cumhuriyet Başsavcılığından  istenildiği; davalı idarenin İnfaz Hakimliğine sunduğu yazıda;  davacının sağlık gerekçeleriyle yaptığı müracaatlarda, ivedilikle kurumdan gitmek isteme talebini iletmesi üzerine  sevkinin sağlandığı, açık öğretim fakültesinin  işleyişinden kaynaklanan durumdan dolayı kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ileri sürdükleri anlaşılmıştır.  

Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde, hükümlülerin yerleştirileceği ceza infaz kurumlarını belirleme görevinin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne ait bulunduğu; bu bağlamda hükümlülerin, farklı gerekçeli nakil taleplerinin de aynı birim tarafından değerlendirildiği; davalı idarenin bu görevini bir yargı faaliyeti olarak değil idari işlem veya eylem olarak yürüttüğü; dolayısıyla davacının kalacağı ceza infaz kurumunun belirlenmesi, bu nedenle yapılan nakil işlemleri ile idarenin uygulamalarından kaynaklandığı iddia edilen uyuşmazlığın  idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiğinden; aynı uyuşmazlık/işlem kapsamında talep edilen maddi ve manevi tazminat isteminin de aynı yargı kolunda/idari yargı yerinde görülmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan; İzmir 2.İnfaz Hakimliğinin yönteme aykırı başvurusunun kabulü ile Ankara 23.İdare Mahkemesinin; 5.4.2019 gün ve E:2018/1036, K:2019/894 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 2.İnfaz Hakimliğinin yönteme aykırı BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 23.İdare Mahkemesinin; 5.4.2019 gün ve E:2018/1036, K:2019/894 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.11.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                   BOZER                             AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                         Aydemir                          Nurdane                           Ahmet

                            TUNÇ                            TOPUZ                          ARSLAN