T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/210

KARAR NO  : 2020/249      

KARAR TR  : 27/04/2020

 

ÖZET: 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen “1 nci maddede gösterilen yargı mercilerince verilmiş kararlar" koşulunu taşımayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

 

          Davacı  (İcra Mahkemesinde Davalı)                         : Ö.Ş.

          Vekili                                                                            : Av.S.G.

          Davacı  (İcra Mahkemesinde)                                   : F.C.Ö.

          Vekili                                                                            : Av. D.P.A.

          Davalı   (Asliye Hukuk Mahkemesinde) : PTT A.Ş. Genel Müdürlüğü

          Vekili                                                        : Av. H.Ö.K.

 

          O L A Y:I - Davacı F.C.Ö. vekili; Müvekkili hakkında Antalya 9. İcra Müdürlüğü'nün 2013/7893 Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını ve müvekkilinin bu takipten 17/08/2018 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkilinin alacaklıya borcunun bulunmadığını, icra dosyasından müvekkiline 18/07/2018 tarihli tebligat yapıldığını, tebligat incelendiğinde, "muhatabın çarşıya gitmesi sebebi ile 10 nolu kapıya soruldu" şeklinde şerh düşüldüğünü, bu şerhin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin adresine herhangi bir haber kâğıdı yapıştırılmadığını, 10 nolu dairede yer alan şahsın isim ve kimlik bilgilerinin belirsiz olduğunu, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenlerle davalarının kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 17/08/2018 olarak düzeltilmesi istemiyle Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesine dava açmıştır.

          ANTALYA 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ: 04/12/2018 gün, E:2018/671, K:2018/993 sayılı dosyada "Somut olayda, şikayetçi borçlu F.C.Ö.’e yapılan ödeme emri tebliğ belgesinin incelenmesinde tebliğ memurunca tebliğ işleminin; "Muhatabın gösterilen adreste olmaması nedeniyle isim ve imzadan imtina eden 10 nolu daire soruldu. Muhatabın çarşıya gitmesi nedeni ile tebliğ evrakı ilgili mahalle muhtarı, azası imzasına tebliğ edildiği, 2 nolu haber kâğıdı muhatabın kapışma yapıştırıldı. İsim ve imzadan imtina eden haber verildi" şerhi ile 18/07/2018 tarihinde yapıldığı görülmektedir.

          Görüldüğü üzere tebliğ memura, muhatabın adreste bulunmama sebebini ve tevziat saatlerinden sonra geleceğini belirlemeden tebliğ işlemini tamamlamıştır. Bu haliyle tebliğ işlemi Tebligat Kanunu’nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 31. maddelerine aykırı olup usulsüzdür" gerekçesiyle "Şikâyetin Kabulü ile Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7893 Esas sayılı dosyasında yapılan ödeme emri tebliğinin 17/08/2018 olarak tespitine" dair verdiği kararın istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 06/02/2019 gün, E:2019/304, K:2019/299 sayılı kararıyla reddedilerek kesinleştiği anlaşılmıştır.

          II - Hüküm uyuşmazlığı iddiasıyla Mahkememizden talepte bulunan Ö.Ş. vekili;müvekkili ile dava dışı borçlu F.C.Ö. arasında düzenlenen Gayrimenkul Alım-Satım Ön Anlaşmasından kaynaklanan cezai şart 5.000,00 TL bedel ve 500,00 TL kapora bedeli alacağının tahsili amacıyla davacı müvekkilinin Antalya 9. İcra Müdürlüğü 2018/7893 E. Sayılı dosyası ile borçlu aleyhine icra takibi başlattığını, dava dışı borçlu F.C.Ö. aleyhine başlatılan icra takibinde yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğü ileri sürülerek dava dışı borçlu tarafça icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, söz konusu tebliğ işleminin 234866 Sicil Nolu Kepez Dağıtım Şubesi- Dağıtıcı Mehmet Polat tarafından yapıldığını, dağıtıcı tarafından muhatap dava dışı borçlu F.C.Ö.'in adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği belirlenmeden tebliğ işleminin usulsüz yapıldığını, tebliğ işleminin Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2018/671 E. 2018/993 K. Sayılı dava dosyası konusu yapılmış olduğunu, yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu 21/1, Tebligat Yönetmeliği 30. ve 31. Maddelerine aykırı olduğundan usulsüz olduğu kabul edildiğini ve şikayetin kabulüne karar verilmiş olup müvekkili aleyhine hüküm tesis edildiğini, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi'nin 2019/304 E. 2019/299 K. Sayılı 06/02/2019 tarihli kararında istinaf başvurusunun miktar itibariyle reddine karar verilerek kararın kesinleştiğini, Davacı müvekkilinden 80,40 TL yargılama gideri ve 725,00 TL vekalet ücreti toplam 805,40 TL bedel tahsil edildiğini, davanın kabulü ile toplam 805,40 TL bedelin yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesi istemiyle 06/04/2009 tarihinde davalı PTT A.Ş aleyhine Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açmıştır.

          ANTALYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 24/01/2020 gün, E:2019/259, K:2020/69 sayılı dosyada "Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Tebligat Kanunun 21/1 maddesinin "Madde 21- (Değişik madde: 06/06/1985 - 3220/7 md.) Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya .tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça eh yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştır ildiği tarih, tebliğ tarihi sayılır. (Ek fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./5.mad.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (Ek fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./5. md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki (Değişik ibare: 11/01/2011-6099 S.K./5.mad.) fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar." hükmü yer almaktadır. İcra Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılamada borçlunun tebligat adresinde oturduğu tespit edilmiş olmakla, T.K. 21. Maddeye göre yapılan tebligatta muhatabın çarşıda olduğu, 10 nolu dairede oturan kapı komşusuna haber verildiği, haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, isim ve imzadan imtina edildiği şerhi düşüldüğü anlaşılmakla, her ne kadar İcra Hukuk Mahkemesi’nce tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle karar verilmiş ise de, davaya konu tebligat parçası incelendiğinde dağıtıcı tarafından kullanılan matbu kaşede muhatabın çarşıda olduğu kısmının işaretlendiği, hayatın olağan akışına göre muhatabın günün sonunda evine dönebileceği, posta dağıtıcısına kişilerin ne zaman evlerine döneceklerinin araştırma görevinin yüklenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Posta dağıtıcısının her bir kişinin evine dönüş saatini araştırması ve bundan sorumlu olması düşünülemez. Bu sebeple İcra hukuk Mahkemesi'nce verilen karar mahkememizce kabul görmemiş, davalı ve çalışan posta memurunun kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemi bulunmadığı" görüşüyle davanın reddine kesin olarak karar vermiştir.

          III - UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK: Ö.Ş. vekili Mahkememize verdiği dilekçede "her iki mahkeme kararı da Tebligat Kanunun 21/1 maddesinin değerlendirmesi ve gerekçeleri birbirinden farklıdır. Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/671 E. 2018/993 K.Sayılı 04/12/2018 tarihli kararı ile Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/259 E.2020/69 K. Sayılı 24/01/2020 tarihli kararları ve gerekçeleri birbiri ile uyuşmadığından, kararlar arasında çelişki ve kanunun maddesi hakkında farklı görüş ve kanaat oluştuğundan öte yandan hakkın yerine getirilmesinin olanaksız hal aldığından Uyuşmazlığın Çözümüne karar verilmesi" istemiyle Mahkememize başvuruda bulunmuş, müracaat 03/03/2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

          Dilekçe içeriği ve dilekçeye ekli karar suretleri incelendiğinde, Başkanlıkça Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile Danıştay Başsavcısının görüşlerinin alınmasına gerek görülmemiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE:

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suat ARSLAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 27.04.2020 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Engin SELİMOĞLU’nun 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra;

          GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Mahkemenin görevi” başlığını taşıyan 1. maddesinde, “Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir” denilmiş; 24. maddesinde ise, 1 nci maddede gösterilen yargı mercileri tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığının kabul edileceği belirtilmiştir.

Anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için:

a) Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli ve idari yargı mercileri tarafından verilmesi,

b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

e) Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen adli yargı kararlarının incelenmesinde;

Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi ile Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararlarının esas olarak Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanmasına dayandığı belirlenmiş ise de, aralarında çelişki bulunduğu ileri sürülen kararların aynı yargı kolu içerisindeki kararlar olduğu ve uyuşmazlığın Mahkememizce giderilmesine yasal olanak bulunmadığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen “1 nci maddede gösterilen yargı mercilerince verilmiş kararlar" koşulunu taşımayan başvurunun reddi gerekmiştir.

          S O N U Ç:  2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen “1 nci maddede gösterilen yargı mercilerince verilmiş kararlar" koşulunu taşımayanBAŞVURUNUN REDDİNE, 27.04.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                  

      Hicabi                       Şükrü                          Mehmet                          Suat      

    DURSUN                  BOZER                         AKSU                        ARSLAN          

 

 

 

 

 

                                           Üye                                Üye                              Üye                  

                                        Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                          TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN