T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/50

KARAR NO  : 2024/177

KARAR TR  : 06/05/2024

ÖZET: Davacıların taşınmazına idare tarafından fiilen kamulaştırmasız el atıldığı anlaşıldığından uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

                       

Davacılar    : 1- Ş. A. 2- F. A.

Vekili           : Av. S. Ç.

Davalı          : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili           : Av. A. Y.

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1. Davacılar vekili, müvekkillerinin, .. ili, ... ilçesi, ... Mahallesi (Köyü), 830 Parsel sayılı taşınmazın paylı maliki olduklarını, taşınmazın tarla vasfında olduğunu, davalı kurumun yol şantiyeleri için işbu taşınmazdan toprak aldığını ve taşınmazın arazi vasfını yok ettiğini, taşınmazın tarıma elverişli olduğunu, davalı kurumun, taşınmazın arazi vasfını yok etmesinden dolayı taşınmazın değer kaybettiğini, müvekkillerinin zararlarının olduğunu ifade ederek; fazlaya ilişkin tüm hak ve talepleri saklı kalması kaydıyla şimdilik 1 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak müvekkillerine verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 09/11/2022 tarih ve E.2022/257, K.2022/521 sayılı kararı ile, idarenin hizmet kusurundan doğan zararlara ilişkin davanın, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi uyarınca idari yargı yerinde çözülmesi gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir.

 

"...Dava, davacıların maliki olduğu taşınmazdan malzeme alınması nedeniyle uğranılanzararların tazmini talebine ilişkindir. Davacı vekili, yol yapımı sırasında, davalı tarafından müvekkillerinin arazisinden şantiye için toprak alınarak, taşınmaza zarar verildiğini iddia etmiştir. Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü bir kamu tüzel kişiliği olup; kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesihizmetkusuru niteliğindedir. İdare’nin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir.Bu nedenle yargı yolu bakımından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir..."

 

 

3. Davacılar vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Van 4. İdare Mahkemesi 05/12/2023 tarih ve E.2023/2968 sayılı kararı ile, haksız fiilden kaynaklanan davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçeyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi HakkındaKanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için, Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2022/257 sayılı dosyası Mahkemelerince temin edildiğinden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince bu konuda karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacıların hisseli olarak maliki oldukları ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 830 parsel sayılı taşınmaza, davalı idarece yol şantiyeleri için toprak alınmak ve arazi vasfını ortadan kaldıracak biçimde zarar verilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlarına karşılık olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1,00-TL tazminatın, el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanınaçıldığı anlaşılmıştır.

Uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde; davalı idarenin yol şantiyeleri için davacılara ait tarla vasfındaki taşınmazdan izinsiz toprak alındığı ve bu suretle taşınmazın tarıma elverişlilik vasfının ortadan kalkmasına yol açıldığının ifade edildiği, bu kapsamda; davalı idarenin, davacıların taşınmazından izinsiz olarak toprak alması şeklindeki haksız fiili sonucu davacıların maliki oldukları taşınmaza fiillen el atıldığı ve bu el atma nedeniyle arazinin değer kaybına uğradığı gerekçesi ile oluşan zararın tazminin istenildiği görülmüştür.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve yargı içtihatları çerçevesinde uyuşmazlık konusu olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın temelinin, davalı idarece, davacıların maliki olduğu taşınmazdan izinsiz olarak toprak alınması ve usulüne uygun her hangi bir kamulaştırma işlemi olmaksızın bu suretle taşınmaza haksız olarak fiilen el atılması üzerine zarar meydana geldiği yönünde iddialardan kaynaklandığı, bu durumda da idarenin haksız fiil sorunluluğuna gidilmesi gerekeceği açıktır.

Bu durumda; davalı idarenin, davacıların paylı mülkiyetinde olan dava konusu taşınmaza ilişkin olarak kamulaştırma işlemi yapmaksızın, taşınmaza fiilen el atmasından kaynaklandığı ileri sürülen zararın tazmininin talep edildiği, bu haliyle uyuşmazlık konusunun İdare Hukukunun konusuna giren "idari eylem" veya "idari işlem" olarak kabulü mümkün olmadığından; davalı idarenin davacılara ait taşınmazdan izinsiz toprak almak suretiyle gerçekleştirdiği "haksız fiil" olarak kabul edilebilecek fiili nedeniyle tazminat ödenmesi istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varılmıştır.

Olayda; Van 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2022/257, K:2022/521 sayılı dosyasında verilen "görevsizlik" kararının kesinleşmesi üzerine Mahkememizde açılan davada; uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu hususu gözönünde bulundurularak 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuruda bulunulması gerektiği açıktır..."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

5. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası şöyledir:

"...

İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür."

 

6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

" 1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

3. (Mülga: 2/7/2018 - KHK-703/185 md.)"

 

7. 2577 sayılı Kanun'un "İptal ve tam yargı davaları" başlıklı 12. maddesi şöyledir:

 

"İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır."

 

8. 2577 sayılı Kanun'un "Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" başlıklı 13. maddesi şöyledir:

 

"1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.

2. Görevli olmayan adli yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz."

 

B. Yargı Kararı

 

9. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/02/1959 tarihli, E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının, III. bölümü şöyledir:

 

“İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur.”

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Rıdvan GÜLEÇ'inBaşkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 06/05/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosya ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

11. Raportör-Hakim Şerife ÖZDOĞAN'ın davanın çözümünde adliyargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

12. Dava, davacıların hisseli olarak maliki oldukları ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 830 parsel sayılı taşınmaza, davalı idarece yol şantiyeleri için toprak alınmak ve arazi vasfını ortadan kaldıracak biçimde zarar verilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, uğranıldığı ileri sürülen zararlarına karşılık olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1 TL tazminatın, el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

 

13. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

 

14. Karayolları Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürlüğünün 03/06/2022 tarih ve E.68841536-640/837955 sayılı müzekkere cevabından, dava konusu taşınmaz üzerine herhangi birkamulaştırma işlemi yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, idarenin kamulaştırma işlemi yapmaksızın uyuşmazlığa konu taşınmaza fiilen el atmasının İdare Hukukunun konusuna giren "idari eylem" veya "idari işlem" olarak kabulü mümkün olmadığından; idarenin, açık ve ağır biçimde hukukilikten yoksun olan ve bu haliyle "haksız fiil" olarak kabul edilebilecek uygulaması nedeniyle tazminat,tescil veterkinistemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varılmıştır.

 

15. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Van 4. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/11/2022 tarih ve E.2022/257 K.2022/521 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Van 4. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/11/2022 tarih ve E.2022/257, K.2022/521 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

06/05/2024 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                                Üye                              Üye

            Rıdvan                      Nilgün                           Doğan                           Eyüp

            GÜLEÇ                      TAŞ                           AĞIRMAN               SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                               Üye                                 Üye                                Üye

                                             Ahmet                              Mahmut                          Bilal

                                            ARSLAN                          BALLI                        ÇALIŞKAN