Ceza Bölümü         2012/20 E.  ,  2012/20 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : K.H.

Sanık             : T. Y.

O L A Y          : Kıbrıs 14. Zh. Tug. Kh. Ve Kh. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık Tnk. Er T. Y.’ın, 20.7.2011 günü, birlik içersinde bulunan ankesörlü telefonda eşi ile görüşme yaptığı sırada, yumruğu ile vurmak suretiyle telefon kabin camını kırdığı, kırılan kabin camının Tugay Muhabere Bölük Komutanlığı’na ait olduğunun bildirildiği, böylece, sanığın askeri eşyayı kasten tahrip suçunu işlediği ileri sürülerek eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 130/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 27.9.2011 gün ve E:2011/268, K:2011/128 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ:  11.11.2011 gün ve E:2011/357, K:2011/232 sayıyla, kırılan kabin camının birlik envanterinde kayıtlı olmaması nedeniyle “askeri eşya” niteliği bulunmadığından sanığa yüklenen eylemin Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen “mala zarar verme” suçunu oluşturabileceği, Anayasa’nın 145. maddesinde yapılan değişiklik sonucu maddede ki “askeri mahal” ibaresinin de kaldırılmış olduğu açıklanarak, sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası,  Doğubayazıt 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

DOĞUBAYAZIT 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 20.1.2012 gün ve E:2012/38, K:2012/84 sayıyla, suça konu telefon görüşmelerinin yapıldığı ankesörün KKTC Telekom Müdürlüğüne ait olduğu, ankesörü kavrayan kabinlerin ise Muhabere Bölük Komutanlığı’nca yaptırıldığı fakat askeri envanterde kayıtlı olmadığının ve mülkiyetinin de herhangi bir kuruma ait bulunmadığının anlaşıldığı, belirtilen eşyanın sehven ya da başka bir nedenle envantere alınmamış olmasının askeri eşya olduğu hususunu değiştirmeyeceği açıklanarak, yüklenen eylemin Askeri Ceza Kanunu’nun 130. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, bu nedenle sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 5.3.2012 gün ve E:2012/6, K:2012/6 sayılı karar ile adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden dava dosyası Mahkememize gönderildiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, dosyadaki eksiklik giderilip, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL’in katılımlarıyla yapılan 04.06.2012 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde askeri yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın askeri yargı,  Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Filiz TÜRKOĞLU’nun davanın çözümünün askeri yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

Öte yandan, 12.9.2010 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilip, buna ilişkin Yüksek Seçim Kurulu Kararı’nın 23.9.2010 gün ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5982 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile değişik T.C. Anayasa’sının 145. maddesinin birinci fıkrasında, “Askeri yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, olay sırasında camı kırılan telefon kabininin, Mu. Bl. Komutanlığı’nca yaptırıldığı, askeri hizmete tahsisli olduğu fakat envanterde olmadığının K.K.T.C. /Değirmenlik 14. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nın 17.10.2011 gün ve KH.BL.9100-532-11 sayılı yazısı ile bildirildiği anlaşılmıştır.

Yerleşik Askeri Yargıtay kararlarının incelenmesinden, olayına özgü olarak ordunun envanterinde olan eşyanın yanı sıra, fiili kullanımında olan eşyaların da askeri eşya kapsamında değerlendirildiği, doktrinde mülkiyeti devlete ait olan ve kullanılması Silahlı Kuvvetlere bırakılan eşya olarak tanımlandığının da kabul edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, envanterde kaydı olmamakla birlikte, Komutanlıkça yaptırıldığı yani Devlet malı olduğu anlaşılan ve askeri birliğe tahsis edilen telefon kabininin “askeri eşya” olarak kabulünün mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, askeri yargı yerince verilen görevsizlik kararında, suça konu telefon kabininin Türk Silahlı Kuvvetlerinin mülkiyetinde olmadığı, bu nedenle “askeri eşya” sayılamayacağı gerekçesine yer verilmiş ise de, Devlet malı olduğu ve kullanımının Türk Silahlı Kuvvetlerine bırakıldığı gözetildiğinde, suça konu eşyanın “askeri eşya” ve yüklenen eylemin de “askeri suç” olduğu kuşkusuzdur.

Açıklanan nedenlerle, davanın askeri yargı yerinde görülmesi ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ASKERİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin 11.11.2011 gün ve E:2011/357, K:2011/232 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 04.06.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.