T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS NO        : 2018 / 686

            KARAR NO  : 2018 / 722

            KARAR TR   : 26.11.2018

ÖZET : Karayolunda meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında, hizmet kusuru bulunduğundan bahisle,  uğranılan zararların davalı idarece tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                                                          

K  A  R  A  R

 

Davacılar     : 1-S. B.

  2-S. B.

  3-F. A. B. 'a Velayeten S. B. ve S. B.

  4-F. B.

  5-K. B.

  6-R.B.

Vekili           : Av.E. Ç.

Davalılar      : :1-M.Gen. Sig.AŞ.(Yalnızca Adli Yargıda)

Vekili           : Av. K.K.

   2-Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi

Vekili           : Av. H.İ.K.

                        3-Kahramanmaraş Onikişubat Belediye Başkanlığı

 

O L A Y      : Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkili S. B.’un, sigortalı aracı ile 14/07/2015 tarihinde K.Maraş- Andırın kavşağı civarında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini; müvekkillerinin ağır yaralandığını; kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere, yol yüzeyinin mıcırlı olması ve buna ilişkin herhangi bir trafik işaret ve levhasının olmaması nedeniyle müvekkilinin kaza yaptığını; Yargıtay kararlarına göre, trafik kazası sonucu uğranılan maddi zararlar sebebiyle kişinin işinden ve gücünden kaldığı süre içinde oluşan gelir kaybından, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumlu bulunduğunu ifade ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerinin her biri için 500,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle 1-M. Gen.Sig. AŞ. ile 2-K.Maraş Büyükşehir Belediyesine karşı 5.10.2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davacılar vekili, 23.2.2016 tarihinde kayda giren dilekçe ile,  M. Gen. Sigorta AŞ. yönünden davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.

KAHRAMANMARAŞ 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA):18.11.2016 gün ve E:2015/713, K:2016/423 sayı ile, “(…)Dava Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasına ilişkindir.

Davalı Mapfre Sigorta A.Ş. Yönünden yapılan değerlendirmede; Davacılar vekili tarafından verilen 23/02/2016 tarihli dilekçe ile davalı yönünden açtıkları davadan feragat ettiği, HMK'nın 307 ila 315. maddeleri gereğince davadan feragat davaya son veren taraf işlemi olup, hüküm ifade etmesi karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Bu nedenle davacı tarafın davadan feragatinin usulüne uygun olup tek taraflı irade beyanı ile hüküm ve sonuç doğurduğu anlaşılmakla, bu davalı açısından açılan davanın feragat nedeniyle reddine,

Davalı Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı tarafından açılan davada, davacının 14/07/2015 tarihinde yol yüzeyinin mucurlu olması ve mucurlu olduğuna dair herhangi bir trafik işaret ve levhasının olmaması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yaptığını, bu kazada davalının ihmal ve kusurunun bulunduğunu belirterek tazminat talep etmiştir.

Davalı belediye başkanlığı yol yüzeyinin mucurlu olması ve mucurlu olduğuna dair herhangi bir trafik işaret ve levhasının olmaması nedeniyle zarardan sorumlu olduğu ileri sürülmüştür. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediye, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan dolayı açılan davalar 2577 sayılı İYUY’nın 2. maddesi hükmü uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.

Davacı tarafından yol yüzeyinin mucurlu olması ve mucurlu olduğuna dair herhangi bir trafik işaret ve levhasının olmaması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yaptığı iddia edildiği, iddiaya göre bu hususların davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı, bu tür davaların idari yargının görev alanına girdiği anlaşılmakla dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

1 -) Davalı M. Sig. A.Ş yönünden açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,

2-)Davalı Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı hakkında açılan davadan mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle REDDİNE(…)” karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesince, 7.2.2017 gün ve E:2017/70, K:2017/42 sayı ile, istinaf istemi reddedilen karar  kesinleşmiştir.

Davacılar vekili bu kez, toplam 3.000 TL maddi, 40.000 TL manevi zararın tazmini istemiyle 1- Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ile 2-Kahramanmaraş Onikişubat Belediye Başkanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

KAHRAMANMARAŞ İDARE MAHKEMESİ: 16.5.2017 gün ve E:2017/635, K:2017/749 sayı ile, “(…)19/01/2011 günlü, 27820 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 14. maddesiyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesi, "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." olarak değiştirilmiş olup, anılan hükümle getirilen yeni düzenleme uyarınca, Karayolları Trafik Kanunu'na dayalı olarak açılan sorumluluk davalarında adli yargı mercilerinin görevli oldukları açıktır

2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinde yapılan söz konusu değişiklik sonrası, Karayolları Trafik Kanunu'na dayalı olarak açılan sorumluluk davalarında Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 19/01/2011 tarihi sonrasında açılan davalarda adli yargı mercileri görevli olduğundan, anılan istemle 28.04.2017 tarihinde açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim; benzer uyuşmazlıklarda, adli yargı mercilerinin görevli olduğuna dair Uyuşmazlık Mahkemesi kararları (örn: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 2014/871 E. Ve 2014/924 K. Sayılı, 13/10/2014 tarihli kararı) müstekar hale gelmiştir.

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine…”  karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesince, 28.2.2018 gün ve E:2017/3775, K:2018/220 sayı ile, istinaf istemi reddedilen karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 26.11.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli yargı yerinde 1-MAPFRE Genel Sigorta AŞ.(Yalnızca Adli Yargıda) ile 2- Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi aleyhine ve idari yargı yerinde ise 1- Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ile 2-Kahramanmaraş Onikişubat Belediye Başkanlığı aleyhine dava açılmış olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın “tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörülmüş bulunması karşısında, adli ve idari yargı yerleri arasında davalı Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi aleyhine açılan dava yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olup,  idari yargı yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, karayolunda meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında, hizmet kusuru bulunduğundan bahisle,  uğranılan zararların davalı idarece tazmini istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyalarının incelenmesinden; davacılardan S.B.’un, aracı ile 14/07/2015 tarihinde K.Maraş- Andırın kavşağı civarında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği; davacıların ağır yaralandığı; meydana gelen kazaya yol yüzeyinin mıcırlı olması ve buna ilişkin herhangi bir trafik işaret ve levhasının olmamasının yol açtığı iddia edilerek; uğranılan zararın davalı İdareden tazmini istemiyle bakılan davaların açıldığı anlaşılmıştır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Kahramanmaraş 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla), 18.11.2016 gün ve E:2015/713, K:2016/423 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kahramanmaraş 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla), 18.11.2016 gün ve E:2015/713, K:2016/423 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.11.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                 Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                            Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                 Üye                                 Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                  Aydemir                          Nurdane           

                            AYDIN                           TUNÇ                            TOPUZ