Hukuk Bölümü Hüküm Uyuşmazlığı Olmadığına Dair         1982/6 E.  ,  1983/24 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Hüküm uyuşmazlığının giderilmesini isteyen        : T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü

Vekili                                                                         : Av. T.M. 

Karşı taraf                                                                 : H.K. varisleri 

  O L A Y     : Denizcilik Bankası T.A.O’da görevli iken 23.12.1975 günü emekliye ayrılan ve sonradan yürürlüğe giren 5434 sayılı Yasa'ya 1425 sayılı Yasa ile eklenen ek-6. maddeyi değiştiren 2013 sayılı yasa uyarınca Emekli Sandığından kendisine emekli ikramiyesi farkının verilmesini isteyen H.K.’in bu isteminin reddi üzerine Danıştay'da açılan iptal davası sonunda Danıştay 10. Dairesi 24.4.1973 gününde, 1977/1342, 1978/1563 sayı ile; sonuç olarak "davalı idarece davacının her tam fiili hizmet yılı için emekli aylığı bağlanmaya esas tutarının bir aylığı dikkate alınarak emekli ikramiyesi hesap edildikten sonra emekliye ayrıldığı tarihte kendisine ödenen emekli ikramiyesi mensup edilerek bakiyesi emeldi ikramiyesi farkı olarak ödenmesi gerekirken aksine yapılan dava konusu işlemin iptaline" karar vermiş, Denizcilik Bankası, tarafından İstanbul 9. İş Mahkemesi’ne H.K. aleyhine açılan ve davalının Emekli Sandığından 15 günlük ikramiyeyi almaya hakkı olmadığının tesbitine ve muarazanın men’ine karar verilmesi talebiyle açılan davada anılan mahkemece 19.11.1978 günün de 1978/685, 1979/1001 sayı ile; ve sonuç olarak" davalının muarazanın men’ine 2013 sayılı Yasa gereğince bakiye emekli sandığı ikramiyesini istemeye hakkı olmadığının ve bu farkın kıdem tazminatı içinde görevden ayrılırken almış öldüğünün tesbitine" karar verilmiştir.

Adli ve İdari Yargı yerlerinin aynı konuya ve sebebe ilişkin davada verdikleri kararlar arasında hüküm uyuşmazlığı oluştuğunu ileri süren Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü vekili 22.2.1982 günlü dilekçe ile Mahkememiz’e başvurarak bu uyuşmazlığın çözümünü istemiştir.

Mahkememiz’ce 31.1.1983 gününde; Danıştay 10. Dairesi’nin 24.4.1978 günlü, 1977/1342 ve 1978/1563 sayılı ilamı gereği ikramiye farkının Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'nce H.K.’e ödenmiş olup olmadığının Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünde sorulmasına ve gerek Danıştay 10. Dairesinin ger eksi İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin tetkik konusu dava ile ilgili dosyalarının gönderilmesinin istenmesine ve işin esasının alınacak cevap ve dosyaların incelenmesinden sonra karara bağlanmasına karar verilmiştir.

Anılan ara kararına Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’nce verilen 23.2.1983 günlü, 1398 sayılı cevabi yazıda "H.K.'in varislerine Danıştay 10. Dairesi’nin 24.4.1978 tarih ve Esas 1977/1342, Karar 1978/1563 sayılı ilâmı gereği 61.110 lira ikramiye farkı ödendiği" bildirilmiş, öte yandan Danıştay 10. Dairesi ve İstanbul 9. İş Mahkemesi konu ile ilgili dava dosyalarını göndermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Türk Ulusu adına yargı yetkisini kullanan Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Servet Tüzün’ün Başkanlığı’nda, Mesut Akan, Şerafettin Seyhun, Şafak Nuri Sancar, Erol Çırakman, Mustafa Şahin ve Mehmet Karaaslan’ın katılmaları ile yaptığı 16.5.1983 günlü toplantıda, geçici raportör Danıştay Tetkik Hakimi M.İlhan Dinç’in raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya, Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Durmuş Ganioğlu ile Danıştay Başsavcısı olarak katılan Alirıza Alpaslan’ın hüküm uyuşmazlığı oluşmadığından başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

2592 sayılı Yasa ile kimi maddeleri değiştirilen 2247 sayılı Yasa'nın hüküm uyuşmazlığına ilişkin 24. maddesi “1. Maddede gösterilen yargı mercii erinden en az ikisi tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş aynı konuya ve sebebe ilişkin taraflarından en az biri aynı olan kararlar arasındaki çelişki yüzün den hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir," hükmünü taşımaktadır.

İşin özüne girmeden önce anılan maddeye göre hüküm uyuşmazlığının oluşup oluşmadığı, başka bir deyimle 2247 sayılı Yasa'nın değişik 24. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalıdır.

Yukarıda metni alman maddeye göre, olayda hüküm uyuşmazlığınım oluşması için gereken koşullardan; adli ve idari yargı yerleri tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş ve kesinleşmiş birbirine uymayan iki kararın bulunması, kararların aynı konuya ve sebebe ilişkin olması, taraflardan birinin aynı bulunması koşulları gere leşmiş ise de, kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız hale gelmesi koşulu gerçekleşmemiştir. İki unsuru içeren bu son koşulan unsurlardan biri adli ve idari yargı yeri kararlarının çelişkili olması, öteki de bu çelişki yüzüne hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunmasıdır.

Adlî ve idari yargı yeri kararları arasında bu kararlardan biri; davacının emekli ikramiyesi farkı almaya hak kazandığına, öteki ise emeldi ikramiyesi almaya halci olmadığının tesbitine ve muarazasının men’ine ilişkin olup, açıkça birbirleri ile çelişkide ise de bu çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız hale geldiği söylenemez.

Zira çelişen kararlardan biri infaz edilmiş ve hakkın yerine getirilmiş oldu­ğu Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün 23.2.1933 günlü, 1493 sayılı yazısından anlaşıl­mıştır. Anılan yazıda aynen "Hilmi Köseahmet’in varislerine Danıştay 10. Dairesi’nin 24.4.1973 tarih ve esas 1977/1342, Karar 1978/1563 sayılı ilâmı gereği 61.110 lira ikramiye farkı ödenmiştir." denilmektedir.

Bu duruma göre idari yargı yerince verilen iptal kararı; idarece yerine getirdiğinden, birbiri ile çelişen adli ve idari yargı kararları yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşulu gerçekleşmemiştir. Böylece, hüküm uyuşmazlığının giderilmesini isteyen tarafından ilâmın yerine getir itelemesi hali de bahiskonusu olmamaktadır.

Bu durumda hüküm uyuşmazlığı için 2247 sayılı Yasa'nın değişik 24. maddesinde öngörülen koşulların tamamı gerçekleşmediğinden bu yoldaki başvurun reddine karar verilmelidir.

            S O N U Ç     : Danıştay 10. Dairesi ile İstanbul 9. İş Mahkemesi kararları arasında 2247 sayılı Yasa'nın 2592 sayılı Yasa ile değiştirilen 24. maddesinde hüküm uyuşmazlığının varlığı için öngörülen koşullar tümü ile gerçekleşmediğinden başvurunun reddine üye Erol Çırakman'ın karşı oyuyla ve oyçokluğuyla 16.5.1983 gününde kesin olarak; karar verildi. 

KARŞI OY

2247sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 2592 sayılı Kanımla değişik 24. maddesinde, adli, idarî ve askerî yargı merciilerin en az ikisi tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflardan en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığının kabul edileceği belirtilmiştir.

Hüküm uyuşmazlığının giderilmesi istemine konu olan Danıştay 10. Dairesi­nin 24.4.1973 günlü, ve Esas 1977/1342, Karar 1978/1563 sayılı kararı, Denizcilik Bankası T.A.O.’ndan 23.12.1975 gününde emekliye ayrılan H.K.’in Emekli Sandığı Kanununun 2013 sayılı Kanunla değişik ek-6. maddesi uyarınca emekli ikramiyesi farkı almaya hak kazandığına, İstanbul 9. İş Mahkemesi'nin 19.11.1978 günlü ve esas 1978/685, Karar 1979/1001 sayılı kararı ise, sözü edilen kişinin 2013 sayılı Kanunda öngörülen emekli ikramiyesi farkını istemeye hakkı olmadığının ve bu farkı görevden ayrılırken kıdem tazminatı içinde almış olduğunun tesbitine ilişkin bulunmaktadır.

Konu ve sebebi aynı olan kararlar arasındaki açık çelişki, hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasa’nın değişik 24. maddesinde öngörülen koşulların tümünün gerçekleştiğini göstermektedir. Emekli Sandığının, Danıştay'ın kesin kararlarının gereği olarak ilgiliye ödemede bulunmuş olması, hakkın yerine getirildiğinin kabulü için yeterli sayılmamalıdır.    

Zira Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü Danıştay Kararı uyarınca ödemek zorunda kaldığı ikramiye farkını, Emekli Sandığı Kanunun 2013 sayılı Kanunla değişik ek-6. maddesine göre, ilgilinin emekli olduğu. Denizcilik Bankası'ndan istemek ve iki ay içinde tahsil etmek hakkına sahiptir. Ancak İstanbul 9. İş Mahkemesi'nin kesinleşen kararı, Emekli Sandığı'nın böyle bir talepte ve tahsilatta bulunmasına olanak vermemektedir. Söz konusu tahsilat bu olanaksızlığa rağmen sağlansa bile, bu defa Denizcilik Bankası iki kez ödemek zorunda kaldığı bu meblağı kesin Danıştay kararı nedeniyle emekli personelinden tahsil edemeyecek, mükerrer ödemeden doğan hakkının yerine getirilmesi olanağını bulamayacaktır.

Görüldüğü gibi, çelişik kararlar sonuçta taraflardan birinin hakkının yerine getirilmesi olanağını ortadan kaldırmaktadır.

 Bu nedenle hüküm uyuşmazlığı için 24. maddede öngörülen koşulların tümünün gerçekleştiği sonucuna varıldığından 25. madde uyarınca uyuşmazlığın esasının incelenerek çözümlenmesi gerektiği görüşüyle karara karşıyım. 

Üye

Erol Çırakman