T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/608 KARAR NO : 2018/750 KARAR TR: 26.11.2018 |
ÖZET: Davacının Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde 1993-2016 tarihleri arasında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda usta öğretici olarak fiilen çalıştığı günler karşılığı olan kıdem tazminatının ödenmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K ARAR
Davacı : B.U.
Vekili : Av. T.T.
Davalı : Milli Eğitim Bakanlığı
Vekili: Av. E.D.Ö.
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara Olgunlaşma Enstitüsü mezunu olan davacının 23.09.1993 tarihinden itibaren (her yıl yaklaşık 11 aylık periyotlarla süren dönemler halinde) Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda usta öğretici olarak çalıştığını, usta öğretici olarak işe alınması ve kursa gelen öğrenciler olduğunda ilgilenmesine rağmen esas olarak mesleği gereği maraş işi örtü,seccade vb. Eşyalar üzerine nakış işleme işi yaptığını, çalışmaları Bakanlığa bağlı Olgunlaşma Enstitüsü yönetimi ile imzalanan "sözleşmeli usta öğretici hizmet sözleşmesi" başlıklı hizmet akdiyle çalıştırılıyor görünmesine rağmen usta öğretici olarak herhangi bir ders vermediğini ve ders, kurs defteri doldurmadığını, sözleşme gereği çalışmaların kadrolu öğretmenlerin çalışma takvimine göre belirlendiğini,haftanın 5 günü ve 09.00-12.30- 13.30-17.30 saatleri arasında günlük 7,5 saat çalıştığını,ücretin fiilen çalıştığı 7,5 saat gözetilerek bordroya yansıtıldığını, ancak öğretmenlerin tatil dönemleri olan yarıyıl tatillerinde ve yaz tatillerinden (Eylül ayı hariç) çalışmaların sürekli olduğunu, Eylül ayında ise çalışmaları olmadığı için sigorta primlerinin bildirilmediğini,ancak 2014 yılı 7,8,9, ve 10 ayın ilk yarısında okul müdürünün davacıyı çalıştırmadığını ve ücretsiz izinli saydığını bu döneminde sigorta primlerinin yatırılmadığını, ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla; eksik ödenen 27.000,00-TL ücret alacağı, 10.000,00-TL ilave tediye alacağı, 1.000,00-TL kıdem tazminatı, 1000,00-TL ücretli izin alacağı ve 1.000,00-TL ayrımcılık tazminatı alacağının faizleriyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 43. İŞ MAHKEMESİ: 9.3.2017 gün ve E:2016/908, K:2017/343 sayı ile, davacının 657 sayılı Yasanın 89. maddesinde belirtilen statü içinde ve Valilik veya Kaymakamlık onayı ile görevlendirildiği, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, statü hukukuna tabi olduğu, işçi işveren ilişkisi bulunmadığı; taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğu ve bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemeyeceği ve bu durumda davanın yargı yolu nedeniyle dava şartı yokluğundan ve idari yargı alanına girmesi nedeni ile emsal yargı ve Yargıtay kararları dikkate alınarak davaya bakmaya İdari yargı görevli olduğundan davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesi: 7.11.2017 gün ve E:2017/2769, K:2017/2846 sayı ile, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.l maddesi gereğince esastan reddine karar vermiş, davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesi: 26.1.2018 gün ve E:2017/2769, K:2017/2846 sayı ile, davacı vekilinin UYAP sistemi üzerinden temyiz başvurusu yaptığı ve temyiz kanun yoluna süresinde başvurmadığı anlaşılmakla; temyiz isteminin HMK'nın 366. maddesi yollaması ile aynı Kanunun 346. maddesi uyarınca reddine karar vermiş, davacı vekili tekrar temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi: 19.4.2018 gün ve E:2018/5125, K:2018/9119 sayı ile, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibariyle 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun geçici %. maddesi gereğince uyulanmasına devam olunan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8. maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz edilebilen kararlarına karşı, tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının 07.12.2017 tarihinde usulüne uygun olarak davacı vekiline tebliğ edildiği, ancak temyiz talebinin 17.12.2017 tarihinde sekiz günlük temyiz süresi geçirildikten sonra yapıldığı anlaşıldığından, süre aşımı nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, 5521 Sayılı Kanun'un 8. maddesi ve 6100 sayılı Kanunu'nun 366. maddesi uyarınca kıyas yoluyla uygulanacak 352. maddesine uygun olduğundan bu karara yönelik temyiz isteminin reddi ile 26.01.2018 tarihli ek kararın onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez 132.503,92-TL kıdem tazminatı alacaklarının tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 13. İDARE MAHKEMESİ: 2.8.2018 gün ve E:2018/1298 sayı ile, 506 sayılı Kanun yürürlükte iken mahalli mülki amirin tasarrufu ile idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulmak suretiyle çalışan davacı tarafından talep edilen kıdem tazminatı alacağının, İş Kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 26.11.2018 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde 1993-2016 tarihleri arasında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda usta öğretici olarak fiilen çalıştığı günler karşılığı olan kıdem tazminatının ödenmesiistemiyle açılmıştır.
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılıKanunun3.maddesinde;kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayanDördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.
Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1.maddesinde,Kanunun amacının,işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan“İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında, kıdem tazminatı,ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.
Diğer taraftan; 12.10.2017 gün ve 30221 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun;
"İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2. maddesinde,
“(1) İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir.
(2) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.
(3) İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır." denilmiş,
"Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3/1. maddesinde;
" (1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır..." denilmiş,
"Görev" başlıklı 5. maddesinde;
" (1) İş mahkemeleri;
a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar" denilmiştir.
Aynı Kanun'un "Geçici Hükümleri" başlıklı Geçici 1. maddesinde;
"(1) Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.
(2) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.
(3) Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.
(4) İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir. " hükmüne yer verilmiştir.
Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacının1993-2016 yılları arasında Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde usta öğretici olarak çalıştığı; davanın, fiilen çalışmış olduğu günler için tazminatlarının ödenmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen tazminatlarının İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Ankara 13. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 43. İş Mahkemesince verilen 9.3.2017 gün ve E:2016/908, K:2017/343 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 13. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 43. İş Mahkemesince verilen 9.3.2017 gün ve E:2016/908, K:2017/343 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.11.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Süleyman Hilmi Aydemir Nurdane
AYDIN TUNÇ TOPUZ