T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 534

            KARAR NO : 2015 / 545

            KARAR TR  : 6.7.2015

ÖZET : Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde sözleşmeli kurs öğretmeni (usta öğretici) olarak çalışan davacının, eksik ödenen ücret, kıdem ve ihbar tazminatı alacağına karar verilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı            : G.A.(P.)

Vekili              : Av. M.A.Ö.

Davalılar        : 1- Kurtalan Kaymakamlığı

                         2- Milli Eğitim Bakanlığına İzafeten Kurtalan Halk Eğitim Müdürlüğü

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkil G.Siirt SSK İl Müdürlüğünün 5660 işyeri numarası ile tescilli iş yerinde 15.10.1998 tarihinde kurs öğretmeni olarak ve sigortalı olarak işe başlamıştır. Sigorta ve sicil numarası 56 010 21 305 373 tür.

İşe giriş tarihinden 10.02.2006 tarihindeki feshe kadar yılda 21 günlük ücretsiz izinler ve resmi tatil günleri haricinde aralıksız ve sürekli olarak günde 8 saat üzerinden çalışmıştır.

Müvekkil günde 8 saat çalışıyorken 6 saat üzerinden ücret ödeniyor olması ve sigorta priminin eksik ödeniyor olması, son olarak da kaymakamın yeniden düzenleme yapılacağından ücret vermemesi nedeniyle iş akdini feshetmek zorunda kalmıştır.

Müvekkil çalışırken son olarak kendisine ders başı net olarak 3,60 YTL ücret ödenmiştir. Bu ücretlerin mutemetliğini davalı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü yapmış, ücretler Ziraat Bankası şubesindeki müvekkil hesabına yatırılmıştır.

Müvekkil günlük 8 saat ders üzerinden ödenmesi gerekirken 6 saat ders ücreti ödenmesinden kaynaklanan çalışma süresi boyunca günlük 2 saat ücret alacakları, ücretini tam alamamak ve eksik sigorta primi yatırılması nedenleriyle haklı olarak iş akdini feshetmiş olması nedeniyle kıdem ve ihbar alacağı için işbu davayı açma zorunluluğu doğmuştur.

SONUÇ: Sunduğumuz nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve haklarımız saklı kalmak üzere eksik ödenen ücret, kıdem ve ihbar tazminatı alacağından şimdilik     

5.500,00 YTL’sinin

Kıdem tazminatı için fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi, diğerleri için hak ediş tarihinden itibaren yasal faizin,

Yargılama giderleriyle Avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak tarafımıza verilmesine karar verilmesini saygıyla dilerim.” demek suretiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla): 16.04.2008 gün ve E:2006/99, K:2008/32 sayılı kararı ile özetle; “Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının Çıraklık Eğitim Merkezinde halı kursunda dışarıdan ücretli usta öğretici olarak ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün istemi ve İlçe Kaymakamlığı'nın onayı ile görevlendirildiği, davacıya 657 S. Devlet Memurları yasasının 89.maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ders ücretlerinin ödendiği anlaşılmaktadır. Davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında gösterilmesi hizmet akdi ile çalıştığını göstermez. Davacı belirtilen statü içerisinde ve Kaymakamlık onayı ile görevlendirildiğine göre, statü hukukuna tabi olduğunun kabulü gerekir. Aradaki hukuki ilişkin hizmet akdi bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemez. Bu hukuki olguya göre uyuşmazlığın çözüm yen idari yargı olmalıdır.

Ayrıca 657 sayılı yasanın 4,5,89 ve 176. maddeleri hükümlerinin; davacının davalı idareler nezdinde 4857 sayılı yasa kapsamında işçi olarak çalıştığının kabulüne engel teşkil ettiği, davacının Bakanlar Kumlu Kararları ile her yıl belirlenen ders ücretleri karşılığı kanuni statü ile davalılar nezdindeki halk eğitim merkezlerinde görev ifa ettiği anlaşılmakla,

Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın REDDİNE” şeklinde karar vermiştir.

İş bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 03.11.2008 gün, E:2008/39680, K:2008/29973 sayılı ilamı ile özetle hükmün onanmasına karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.  

Davacı vekili aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

Diyarbakır 1.İdare Mahkemesi: 14.04.2010 gün ve E:2009/1766, K:2010/613 sayı ile özetle; “ Dava dosyasının incelenmesinden, ilk olarak adli yargıda açılan tazminat davasının Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile görev yönünden reddedildiği, bu kararın 28.01.2009 tarihinde kesinleştiği, bu kararın kesinleşmesini izleyen 30 gün içinde ve en son 27.02.2009 tarihinde dava açılması gerekirken, davanın 17.09.2009 gününde açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, Asliye Hukuk Mahkemesinin görev ret kararının 28.01.2009 tarihinde kesinleşmesine karşılık, davacının, görev ret kararı üzerine 2577 sayılı Yasanın 9.maddesinde belirtilen otuz günlük süre içerisinde dava açması gerekirken bu süre geçtikten sonra açtığı davanın esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.” demek suretiyle süresinde açılmayan davanın 2577 sayılı Kanunun 15.maddesinin 1/b bendi uyarınca reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı davacı vekili tarafından “Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006 / 99 esas sayılı dosyasıyla yapılan yargılama neticesinde verilen 16.04.2008 tarihli 2008 / 32 k. Sayılı kararının tarafımızdan süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmiş, aradan geçen uzun zaman nedeniyle Kurtalan Mahkemesinden dosyayı sorduğumuz 09.07.2009 tarihinde usulsüz tebliğ nedeniyle kesinleştirme yapılmış olduğunu fark ettik. Kurtalan mahkemesinin şerhin tarihini değiştiremeyeceği beyanı üzerine hemen ertesi gün davayı Diyarbakır 1. idare Mahkemesine açtık. Yargıtay’ın kararın onandığına ilişkin tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Onama kararının tebliğinin Avukatlık bürosunda hiçbir zaman çalışmamış, Milli Eğitim Müdürlüğünde çalışan, büro ile ilgisi boşanma ve nafaka davalarının takip vekaleti ilişkisine dayanmaktan başka olmayan Kemal Olgun adında bir müvekkile yapılmıştır. Bu kişinin aldığı tebligattan da hiçbir şekilde haberdar olamadık. Mahkemenin davanın reddi gerekçesi bu usulsüz tebligat ve kesinleştirmeye dayalı olduğundan bozulmalıdır.” gerekçesiyle yapılan temyiz başvurusu üzerine Danıştay 2.Dairesi 30.09.2011 gün ve E:2010/5542, K:2011/3893 sayılı ilamı ile özetle; “idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. Diyarbakır 1.İdare Mahkemesince verilen 14.4.2010 günlü, E:2009/1766, K:2010/613 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, davacının temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına” şeklinde karar vermiştir.

Bu karar üzerine davacı vekili süresi içerisinde karar düzeltme isteminde bulunmuş, Danıştay 2.Dairesi 3.5.2012 gün ve E:2012/1094, K:2012/2257 sayı ile özetle; “(...) İdare Mahkemesince, Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesi kararının Yargıtay 9.Hukuk Dairesince onanmasına ilişkin kararın, davacı veya vekiline tebliğ edildiği tarih araştırılarak, Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kesinleştirme tarihi belirlendikten ve bunun sonucuna göre davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 9.maddesi uyarınca süresinde açılıp açılmadığı hususu tespit edildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddi yolundaki kararda isabet görülmemiştir.” Demek suretiyle Diyarbakır 1.İdare Mahkemesince verilen 14.4.2010 günlü, E:2009/1766, K:2010/613 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına karar vermiştir.

Diyarbakır 1.İdare Mahkemesi: Danıştay’ın bozma ilamına uyduktan sonra 13.9.2012 gün ve E:2012/697, K:2012/1331 sayı ile özetle; “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesi’nin 04.07.2011 tarihli ve 1159 sayılı kararıyla Batman İdare Mahkemesi’nin 25 Temmuz 2011 tarihinden itibaren faaliyete geçirilmesine, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu'nun 07.12.2011 tarihli ve 412 sayılı kararı ile de Batman ve Siirt illerinin Diyarbakır İdare Mahkemesi yargı alanından çıkarılarak, Batman İdare Mahkemesi yargı alanının Batman ve Siirt illeri olarak belirlenmesine karar verildiğinden, davacı tarafından, eksik ödenen ücret, kıdem ve ihbar tazminatı alacağı olan 22.000,00-TL'nin yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde, 2577 sayılı Yasanın yukarıda anılan madde hükmü uyarınca zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili ve Siirt İli’nin yetki çevresi yönünden bağlı bulunduğu yer idare mahkemesi olan Batman İdare Mahkemesi yetkili bulunmaktadır.” şeklindeki gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-a maddesi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dosyanın yetkili Batman İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Bu aşamadan sonra dava dosyası Batman İdare Mahkemesinin 2012/5888 Esas sırasına kaydedilmiştir.

Batman İdare Mahkemesi: 13.03.2013 gün ve E:2012/5888, K:2013/383 sayı ile özetle; “İdari yargının görev alanı; idare hukuku kuralları içinde kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümüyle sınırlı olup, 5510 sayılı Kanun hükümleri uyarınca çözümlenmesi gereken davaların görümü adli yargı mercilerine ait olduğu ve bu uyuşmazlıklara karşı adli yargı (İş Mahkemesi) mercilerinde dava açılabileceği anlaşılmaktadır.

Diğer yandan, bakılan davaya aynı konuda açılan ve Mahkememizin 23/02/2012 tarih ve E:2011/3259, K:2012/1257 sayılı kararında; Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi'nce 12.11.2010 tarihli Gönderme Kararı ile, iş akdinin feshinin tespiti, işe iadeye karar verilmesi ile buna bağlı parasal hakların ödenmesine ilişkin bulunan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca, görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, dosya incelemesinin bu konuda karar verilinceye kadar ertelenmesine, kararın dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi üzerine, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 19.12.2011 tarih ve E:2011/32, K:2011/257 sayılı kararıyla, davacının işe iadesi talebinin adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, başvurunun kabulü ile, Batman İş Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda; mahalli mülki amirin atama tasarrufu ile işe alınan ve işe giriş bildirgesi bulunan davacının, hizmet akdi ilişkisinin 5510 sayılı Kanunun 101. maddesinin yürürlükte olduğu tarihte kesildiği gözetildiğinde, eksik ödenen ücret, kıdem ve ihbar tazminatı alacağı olan 22.000,00 TL tutarındaki alacağın tazminine karar verilmesi istemiyle açılan ve görüm ve çözümü adlî yargının (İş Mahkemesi) görev alanına giren davanın görev yönünden reddi gerekmektedir.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Danıştay 2.Dairesi 21.10.2014 gün ve E:2013/7921, K:2014/8153 sayı ile özetle; “Davacı, görev yönünden uyuşmazlığın çözümü için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurarak elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi kararına kadar ertelenmesi gerekirken “davanın görev yönünden reddine” hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve işleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinin birinci fıkrasında, adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı merciinin, davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varması halinde, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvuracağı ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteleyeceği; aynı maddenin 5791 sayılı Yasa'nın 9. maddesi ile değişik ikinci fıkrasında ise, yargı merciinin, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyasını da temin ederek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyalarını Uyuşmazlık Mahkemesine göndereceği hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, Siirt ili, Kurtalan Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde sözleşmeli kurs öğretmeni (usta öğretici) olarak çalışan davacının, eksik ödenen ücret, kıdem ve ihbar tazminatı alacağı karşılığında şimdilik 5.500,00 TL kıdem tazminatı için fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi, diğerleri için hak ediş tarihinden itibaren yasal faiziyle tazminine karar verilmesi istemiyle Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açtığı davanın görev yönünden reddine ilişkin Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 16.4.2008 E:2006/99, K:2008/32 sayılı kararın, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 3.11.2008 günlü, E:2008/39680, K:2008/29973 sayılı kararıyla onanması üzerine İdare Mahkemesi'nde açtığı iş bu davada da, Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi'nce verilen davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin 14.4.2010 günlü, E:2009/1766, K:2010/613 sayılı kararın, Danıştay İkinci Dairesi'nin 3.5.2012 günlü, E:2012/1094, K:2012/2257 sayılı kararıyla bozulması sonrasında Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi'nin 13.9.2012 günlü, E:2012/697, K:2012/1331 sayılı yetki ret kararı üzerine uyuşmazlığa bakan Batman İdare Mahkemesi'nce uyuşmazlığın çözümünde adli yargının (İş Mahkemesi) görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, görülmekte olan davada adli yargının (iş mahkemesi) görevli olduğu sonucuna ulaşan İdare Mahkemesi'nce, yukarıda sözü edilen 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesi uyarınca, görevli mahkemenin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekirken, davanın görev yönünden reddi yolunda karar verilmesinde, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'a uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulü ile Batman İdare Mahkemesi'nce verilen 13.3.2013 günlü, E:2012/5888, K:2013/383 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyize konu kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin l/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine” şeklinde karar vermiştir.

            Batman İdare Mahkemesi: Danıştay 2.Dairesinin bozma ilamına uyduktan sonra 14.04.2015 gün ve E:2015/524 sayılı kararı ile özetle; “mahalli mülki amirin arama tasarrufu ile işe alınan ve işe giriş bildirgesi bulunan davacının, hizmet akdi ilişkisinin 5510 sayılı Kanunun 101.maddesinin yürürlükte olduğu tarihte kesildiği gözetildiğinde, eksik ödenen ücret, kıdem ve ihbar tazminatı alacağının tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davanın, görüm ve çözümünde Adli Yargının (İş Mahkemesi’nin) görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” demek suretiyle 2247 sayılı Kanun’un 19.maddesi gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 6.7.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluk davasında adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Kanunun 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Siirt ili, Kurtalan Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde sözleşmeli kurs öğretmeni (usta öğretici) olarak çalışan davacının, eksik ödenen ücret, kıdem ve ihbar tazminatı alacağına karar verilmesi istemine ilişkindir.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. Maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı Kanunun  3.maddesinde;  kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununun 1.maddesinde,  Kanunun amacının,  işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan  “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında;  kıdem tazminatı,  ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise, Kanunun değişik maddelerinde  yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)

B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkansızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir.” denilmiştir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacı G.A.(P.)’ın 15.10.1998-10.02.2006 tarihleri arasında Siirt ili, Kurtalan Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde sözleşmeli kurs öğretmeni (usta öğretici) olarak çalıştığı, 10.02.2006 tarihinde iş akdine son verildiği belirtilerek, davacının, eksik ödenen ücret, kıdem ve ihbar tazminatı alacağına karar verilmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

Davacının, 506 sayılı Yasa yürürlükte iken mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem, ihbar ve eksik ödenen ücretin iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Batman İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Batman İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 16.04.2008 gün ve E:2006/99, K:2008/32 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.7.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT