T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO   : 2014 / 1038

          KARAR NO   : 2014 / 1090

          KARAR TR    : 29.12.2014

                    

ÖZET : İdari yargı yerinde açılan davanın halen derdest olması karşısında, adli ve idari yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş ve kesinleşmiş  iki ayrı görevsizlik kararının bulunmadığı, böylece 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının ve 19. maddesinde belirtilen koşulların da oluşmadığı anlaşıl-dığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

                  

 

K  A  R  A  R

 

 

 

Davacı           : Tasfiye Halinde Y. Şti.

            Vekili              : Av. E.S.

Davalı            : Türkiye Radyo Televizyon Kurumu

 

O L A Y          : Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü, Muhasebe ve Finansman Dairesi Başkanlığı Hasılat Müdürlüğü’nün 19.11.2009 gün ve ……/14553 sayılı  kararı ile, 2004 yılına ait bandrole tabi cihaz satışlarının incelenmesi sonucunda, TV satışlarının TV Tüpü olarak yapıldığının tespit edilmesi nedeni ile yapılan inceleme raporuna göre; fatura düzenlenerek fiili satışı gerçekleştirilen 3.531 adet Televizyon cihazı için Kurumlarından belirtilen dönemde bandrol alınmadığının anlaşıldığından bahisle, 3093 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca davacı adına 251.333,08 TL idari para cezası verilmiştir.

Davacı, idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 13. İdare Mahkemesi’nce 24.12.2009 gün ve E:2009/1544, K:2009/1614 sayılı karar ile, 3093 sayılı Yasa’da bu Kanun hükümlerine göre verilen idari para cezasına karşı başvuru yolu gösterilmediğinden Kabahatler Kanunu’nun 27/1. maddesi uyarınca davanın çözümünün adli yargı yerine ait  olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine, davalı tarafından temyiz edilen kararın, Danıştay 10. Dairesi’nce, 23.10.2013 gün ve E:2010/5784, K:2013/7318 sayılı karar ile,  3.7.2009 tarih ve  27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5904 sayılı Kanun’un aynı tarihte yürürlüğe giren 37. maddesi ile 3093 sayılı Kanun’un 6. maddesine eklenen ikinci  cümle uyarınca dava konusu uyuşmazlığın çözümünde idare mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle görev yönünden bozulmasına karar verilerek Mahkemesine gönderilen dava dosyası,  Mahkemenin 2014/1211 sayılı esasına kaydedilmiştir.

Davacı, aynı istemle adli yargı yerine itirazda bulunmuştur.

 

 

BAKIRKÖY 2. SULH CEZA MAHKEMESİ: 5.4.2010 gün ve D.İş:2010/63 sayıyla; 3093 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca dava konusu uyuşmazlığın çözümünde idare mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı ile ayrıca  Ankara 13. İdare Mahkemesi’nin  24.12.2009 gün ve E:2009/1544, K:2009/1614 sayılı kararı ile Mahkemelerince verilen görevsizlik kararı arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geldiği gerekçesiyle dosyanın görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiş,  Ankara 13. İdare Mahkemesi’nin  24.12.2009 gün ve E:2009/1544, K:2009/1614 sayılı dava dosyası, Mahkemenin  D.İş:2010/63 sayılı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmek üzere Mahkemesinden istenmiş, Ankara 13. İdare Mahkemesi’nin  8.10.2014 gün ve E:2014/1211 sayılı yazısı ile, 24.12.2009 gün ve E:2009/1544, K:2009/1614 sayılı dava dosyasında kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine,  Danıştay 10. Dairesi’nin 23.10.2013 gün ve E:2010/5784, K:2013/7318 sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği, bozma kararından sonra dava dosyasının Mahkemenin 2014/1211 sayılı esasına kaydedildiği ve halen derdest olduğu,  bu nedenle kararın kesinleşmemiş olması nedeniyle dosyanın gönderilemediği, ancak Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmek üzere dosyanın onaylı suretinin gönderildiğinin  bildirilmesi üzerine, Bakırköy 2. Sulh Ceza Mahkemesinin kapatılması nedeniyle dosyanın gönderildiği Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesince  20.10.2014 gün ve D.İş:2014/755 sayılı yazı ile, kendilerine gönderilen dava dosyasının Mahkemenin 2014/755 D.İş esasına kaydedildiği belirtilerek,  dava dosyası  idari yargı yerine ait halen derdest olan dosyanın onaylı örneği ile birlikte  Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 29.12.2014 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

 

2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

           Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”, 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

            (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

          Dosyanın incelenmesinden, davacının, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü, Muhasebe ve Finansman Dairesi Başkanlığı Hasılat Müdürlüğü’nün 19.11.2009 gün ve ……/14553 sayılı  kararı ile  adına verilen idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine yaptığı itiraz sonucunda, Mahkemece görevsizlik kararı ile ayrıca Ankara 13. İdare Mahkemesi’nin  24.12.2009 gün ve E:2009/1544, K:2009/1614 sayılı görevsizlik kararı ile Mahkemelerince verilen görevsizlik kararı arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geldiği ileri sürülerek,  görevli merciin belirtilmesi için dosyanın re’sen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine  de karar verildiği ve idari yargı kararına ilişkin dava dosyasının onaylı örneği de temin edilerek adli yargı dosyasının Mahkememize gönderildiği görülmüştür. 

           Uyuşmazlık Mahkemesi bu durumlarda, her ne kadar 2247 sayılı Yasada öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, mah-kemelerce  re’sen yapılan başvuruların 2247 sayılı Yasanın 19. maddesi kapsamında oldu-ğunun kabul edilerek Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlık-larının çözüme kavuşturulmasının, gerek dava ekonomisine gerek Uyuşmazlık Mahkeme-sinin kuruluş amacına uygun olacağı düşüncesiyle görev uyuşmazlıklarının esasını incele-yerek  esasa  ilişkin  karar vermektedir.

 Ancak, somut olayda, dosya içinde bulunan idari yargı dosyasının onaylı örneğinin incelenmesinden, davacının   idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açtığı, Ankara 13. İdare Mahkemesi’nce davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine, davalı tarafından temyiz edilen kararın, Danıştay 10. Dairesi’nce, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde idare mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle görev yönünden bozulmasına karar verilerek Mahkemesine gönderilen dava dosyasının   Mahkemenin 2014/1211 sayılı esasına kaydedildiği   ve halen derdest olduğunun bildirildiği, böylece Ankara 13. İdare Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının bozularak kesinleşmediğinin  anlaşıldığı, davacının aynı istemle adli yargı yerine itirazda bulunduğu, Mahkemece görevsizlik kararı verilerek, Mahkemelerince verilen bu karar ile   Ankara 13. İdare Mahkemesi’nce verilen  görevsizlik kararı arasında  olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geldiği ileri sürülerek  dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verildiği ve dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmış olup, ortada 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde, tarafları, sebebi ve konusu aynı olan davada en az iki yargı merciince kendilerini görevsiz görerek verilmiş ve kesinleşmiş görevsizlik kararları bulunmamaktadır.

 

Açıklanan nedenlerle, Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesinin “Ankara 13. İdare Mahkemesi’nce verilen 24.12.2009 gün ve E:2009/1544, K:2009/1614 sayılı karar ile Bakırköy 2. Sulh Ceza Mahkemesince 5.4.2010 gün ve D.İş:2010/63 sayıyla verilen kararlar yönünden olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi” istemiyle yaptığı başvurunun, adli ve idari yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş ve kesinleşmiş  iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadığından 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının ve 19. maddede belirtilen koşulların da oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç     : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının ve 19. maddesinde belirtilen koşulların da oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 29.12.2014 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT