Hukuk Bölümü         1999/3 E.  ,  1999/6 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı : E.G.

Vekili    : Av. K.E.

Davalı  : 1) Dörtyol Mal Müdürlüğü

              2) Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili    : Av. M.E., Hazine Avukatı- DÖRTYOL

 OLAY  : Hatay ili, Dörtyol ,ilçesi, Çaylı Köyü, Kırıkköprü Mevkiinde yer alan 1130 parsel sayılı18500 m2,lik taşınmaz, 22.5.1970 tarihinde tapuya hazine adına ihdasen tescil edilmiştir.

Dörtyol Mal Müdürlüğünce, 2981 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması sonucunda, mülkiyeti hazineye ait sözkonusu taşınmaz üzerinde gecekondular inşa etmiş olmaları nedeniyle haksahibi olarak belirlenen E.G.’a , 18.6.1987 tarih ve H. 4 sayı ile; Ünal Gürkan’a ise, aynı tarih ve H.5 sayı ile, ayrı ayrı400 m2yer tahsis edilmiş ve adıgeçenlere 19.6.1987 tarihli tapu tahsis belgeleri verilmiştir.

1) E. ve Ü.G. tarafından, gecekondularının bulunduğu yere Milli Eğitim Bakanlığınca izci kampı yapılmak üzere tel örgü çekilerek müdahalede bulunulduğu; her birine400 m2yer tahsis edilmesine karşın tapuya28 m2olarak tescil ettirildiği ileri sürülerek, taşınmaza yapılan müdahalenin önlenmesine ve tapu tahsis belgelerine aykırı şekilde tapuya28 m2olarak yaptırılan tescil işleminin iptali ile sözkonusu tescilin 400’er m2 olarak düzeltilmesine karar verilmesi istemiyle Dörtyol Mal Müdürlüğü ile Milli Eğitim Bakanlığına karşı, 19.2.1997 gününde adli yargı yerine dava açılmıştır.                                                                                                          

DÖRTYOL SULH HUKUK MAHKEMESİ; 8.5.1997 gün ve E: 1997/ 82, K: 1997/202, sayı ile, dava konusu taşınmaza ilişkin celbedilen tapu kaydından, taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğunun ve 3290 sayılı Kanun gereğince her bir davacı için 28 m2’lik tahsis yapıldığının anlaşıldığı; dosyaya ibraz edilen tapu tahsis belgelerine göre ise, davacılar lehine bu taşınmazda 400’er m2 tahsis olduğunun, görüldüğü; bu durumda ve mevcut delillerden anlaşılacağı üzere, 3290 sayılı Kanun gereğince davacılar lehine yapılan Hazineye ait taşınmazdaki tahsisin gerçek yüzölçüm  miktarına  göre  tescili ve  M.E.B.’nın  haksız  el  atmasının  önlenmesine ilişkin  bulunan davada, davacıların iddia ettiği işlem ile haksız eylemin idari işlemden kaynaklandığı ve talebin idare mahkemesinde ileri sürülebileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, davacıların  temyiz  başvurusu  üzerine  YARGITAY  14. HUKUK  DAİRESİNİN  9.9. 1997  günlü, E: 1997/4750 , K: 1997/ 5397 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir. 

2) Davacılar vekilince, aynı istemle ve tek dilekçe ile, 23.10.1997 gününde idari yargı yerine dava açılmış ise de; ADANA 1. İDARE MAHKEMESİNCE; 5.11.1997 gün ve 1997/ 1040-1134 sayı ile, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3 ve 5. maddelerinde öngörülen diğer hususların yanısıra, hak ve menfaatlerinde iştirak bulunmayan davacıların ayrı dilekçelerle dava açması gerekirken tek dilekçe ile dava açtıkları nedeniyle, aynı Yasanın 15/1-d maddesi uyarınca, dava dilekçesi reddedilmiştir.

Bu kez, davacı vekilince, usulüne uygun olarak E.G. adına düzenlenen ve aynı istemi içeren 7.1.1997 günlü dilekçeyle, idare mahkemesine dava açılmıştır.

ADANA 1. İDARE MAHKEMESİ; 11.2.1998 gün ve E: 1998/ 19, K: 1998/ 109 sayı ile, olayda, yanlış yapıldığı ileri sürülen tapu tescilinin dayanağı olan idari işlemin iptali istenilmeyip, doğrudan doğruya tescilin düzeltilmesi ve buraya yapılan müdahalenin men’ine karar verilmesi istenildiğinden, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde sayılan idari dava türleri arasında yer almayan davanın, Medeni Kanun hükümlerine göre adli yargı yerinde görülüp çözümlenmesinin gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

  Davacı vekilinin 23.12.1998 gününde mahkeme kaydına giren dilekçesi üzerine, idari yargı dosyası, Adana 1.İdare Mahkemesi Başkanlığının 23.12.1998 tarih ve E: 1998/ 19-20 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiş olup, böylece adli ( E.G. yönünden) ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen şekilde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş bulunmaktadır.

Başkanlığın 12.1.1999 günlü yazısı ile getirtilen adli yargı dosyası da incelemeye alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Mustafa Bumin’in Başkanlığında Üyeler: O.Hulusi Mustafaoğlu, Nursel Aymakoğlu, Mustafa Birden, Gülsen Yenişehirli, Dr.Erol Alpar ve Ertuğrul Taka’nın katılımlarıyla yapılan 22.2.1999 günlü toplantısında, Raportör –Hakim İsa Yeğenoğlu’nun davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa Ekinci ile Danıştay Savcısı Ayla Perktaş’ın davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı işlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarına ve ilgili diğer hususları belirlemek amacını taşımakta olup, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve muhafazası mümkün görülen gecekonduların Yasada öngörülen usul ve esaslara göre hak sahipliği belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlamaktadır.

Nitekim , anılan Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (a). bendinin birinci fıkrası “Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt  maliki  kamu  kuruluşunca  bu  yer   hak

sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine Tapu Tahsis Belgesi verilir” hükmünü taşımakta; tapu tahsis belgesi verilen gecekondular hakkında yapılacak uygulamaları düzenleyen 13. maddenin 3290 sayılı Yasa ile değişik (b) bendinin birinci fıkrasında ise, “ Hazine belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde, islah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edilir. Gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinde başka bir arsa veya hisse verilir...” hükmüne yer verilmektedir.

Olayımızda da, mülkiyeti hazineye ait olan arazi üzerinde gecekondusunun bulunması nedeniyle davacıya, kayıt maliki idarenin 18.6.1997 tarih ve H. 4 sayılı tahsis kararı ile,400 m2yer tahsis edilmiş ve tapu tahsis belgesi verilmiştir.

Ancak, davalı idarelerden Dörtyol Malmüdürlüğünün adli yargı dosyasında mevcut savunma dilekçesinden, davacıya ait yapının bulunduğu yerin, imar planında park alanı olarak belirlendiği ve

plan uygulaması gereği bu yapının aynen muhafazası mümkün görülmediğinden, 2981 sayılı Yasanın 13/b. maddesine göre adıgeçen boş imar parsellerinden yer verildiği; dava konusu yerin, daha sonra Milli Eğitim Bakanlığına eğitim ve dinlenme alanı olarak tahsis edildiği; Dörtyol Tapu

Sicil Müdürlüğünce çıkarılan tapu kaydından ise, mülkiyeti hazineye ait olan 1130 parsel sayılı taşınmazın 28 m2’lik kısmının, 3290 sayılı  Yasa  gereğince  davacı   lehine   27.10.1994   tarihinde

tescil edildiği ve beyanlar hanesinde de “daha önce ilgililer lehine 400’er metrekare iken 28’er metrekareye düşürülmüştür.” ibaresinin yer aldığı anlaşılmaktadır.

Bu duruma göre, hernekadar davacı tarafından, tapuya28 m2olarak yapılan tescilin iptali ile tapu tahsis belgesine uygun şekilde tescilin400 m2olarak düzeltilmesi ve gecekondusunun bulunduğu yere M.E.B.’ca yapılan müdahalenin önlenmesi istenilmiş ise de; esasen davanın, tapu tahsis belgesinin konusu olan tahsis şeklinin değiştirilmesi suretiyle aynı yerin Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilmesine ve davacıya ise başka yerden28 m2olarak yapılan tahsis ile tapuya bu yolda tescil ettirilmesine ilişkin uygulama işlemlerinin iptali istemiyle açıldığının kabulü gerekir.

Anılan Yasa uyarınca yapılan tespit ve değerlendirme sonucunda, öngörülen koşullara uygunluğu saptanan ilgililere arsa veya hisse tahsis etmek ve bunlar adına tapuya tescil ettirmek yetkisine sahip olan idarenin islah imar düzenlemesi kapsamındaki sözkonusu uygulama işlemleri, kamu gücüne dayalı, re’sen ve tekyanlı nitelik taşımaktadır.

Öte yandan, davacının taşınmaz üzerindeki iddialarının gayrımenkul mülkiyetinin iktisap yollarına  ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Yasada öngörülen haksahipliği esasına göre yapılan idari tescile dayanması; aynı yer hakkında farklı tahsisler olması nedeniyle ortada mülkiyet hakkına yönelik bir müdahalenin de sözkonusu olmaması karşısında, idari usul ve esaslara göre tesis edilen uygulama işlemlerinin iptali istemiyle açılan davanın, bu işlemlerin dayanağı olan imar mevzuatına göre idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Adana 1. İdare Mahkemesince verilen, görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Adana 1. İdare Mahkemesinin 11.2.1998 günlü, E: 1998/19, K: 1998/ 109 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 22.2.1999 gününde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.