Hukuk Bölümü 1992/23 E., 1992/24 K.

  • GÖREVSİZLİK KARARI NİTELİĞİ BULUNMAYAN KARAR
  • HİZMET TESBİT DAVASI
  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI DOĞMAMIŞ OLMASI
  • TESBİT DAVASININ İDARİ YARGI YERİNDE İNCELENEMEYECEĞİNDEN REDDİ
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 1 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Davacı, 13.12.1977 ila 11.9.1980 tarihleri arasında Sakarlı Beldesi Belediye Başkanlığı yaptığını, devam eden yıllarda Bağ-Kur sigorta primlerini yatırarak emekli olmak hakkını elde ettiğini, diğer sosyal güvenlik kurumlarındaki hizmet sürelerinin toplanması için TC. Emekli Sandığına başvurduğunda belediyle başkanlığı döneminde belediyenin emekli sandığı primlerini yatırmadığının anlaşıldığını, bu nedenle emekli olmadığını ileri sürerek belediye başkanı olarak çalıştığı sürenin tespiti, bu süreye ilişkin olarak ödenmesi gereken primlerin davalı belediyeden alınması ve tüm emeklilik sürelerinin birleştirilmesi istemiyle 29.3.1991 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

    Samsun İş Mahkemesi; 17.5.1991 gününde, 200-267 sayıyla; davacının belediye başkanlığı yaptığı dönemde Emekli Sandığı`

    `na bağlı olan çalışma süresinin tespitini istediği, bu nedenle davanın idare mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle davayı görev yönünden reddetmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

    Davacı aynı istekle 10.1.1992 tarihli dilekçeyle idari yargıya başvurmuştur.

    Samsun İdare Mahkemesi; 28.1.1992 gününde 50-34 sayıyla; İdari yargıda müstakil tespit davası adı altında bir dava türü bulunmadığı gerekçesiyle tespit istemiyle açılan davanın inceleme olanağı bulunmadığından reddine karar vermiş, bu karar da temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı vekili 19.3.1992 günlü dilekçeyle adli ve idari yargı yerleri arasında meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesini istemiş, 1992/50 esas sayılı dosya, İdare Mahkemesi Başkanının 26.3.1992 gün ve 50 sayılı yazıları ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `ne gönderilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Türk Milleti adına karar veren Uyuşmazlık Mahkemesi, Hukuk Bölümü Mustafa Şahin`

    `in Başkanlığında, Şükrü Kaya Erol, Dr.Ekrem Serim, Feridun Taşkın, Ahmet Çolakoğlu, İrfan Erdinç ve Osman Şimşek`

    `in katılmaları ile yaptığı 18.5.1992 günlü toplantıda, Raportör Hakim Ayten Anıl`

    `ın raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet Gökalp ile Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç`

    `in, olayda iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadığından başvurunun reddi gerektiği yolundaki yazılı düşünceleri doğrultusundaki sözlü açıklamaları da alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    2247 sayılı Kanun`

    `un 1. maddesiyle Uyuşmazlık Mahkemesi; adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili bir yüksek mahkeme olarak görevli kılınmış; anılan Yasanın 14. maddesiyle de, "Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari ve askeri yargı mercilerinden en az ikisinin, tarafları, sebebi ve konusu aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir." şeklinde kurala bağlanmıştır.

    Olayda Samsun İş Mahkemesi ile Samsun İdare Mahkemesi`

    `nin verdikleri kararlar nedeniyle doğduğu ileri sürülen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmektedir. Davacı dava dilekçesini ve ona bağlı olarak mevcut belgelerini mahkemeye tevdi etmekle kendine düşeni yapmış olmakta bundan sonra dava tamamen mahkemenin insiyatifine girmektedir. Mahkeme davayı oluşturan istemler hakkında karar verecektir. Bu arada soruşturmayı ara kararları, tesbit, bilirkişi incelemesi ve keşif gibi usuli işlemle derinleştirebilir, hatta dava dışındaki ilgili idari mercilerden her türlü bilgi ve belgeyi getirtebilir.

    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`

    `nun 58. maddesinde; "taraflar idari dava açtıktan sonra bu davalara ilişkin delillerin tesbitini ancak davaya bakan Danıştay idare veya vergi mahkemesinden isteyebilir." denilmektedir. Olayda da hernekadar adli yargı yerince görevsizlik kararı verilmiş ise de; idare mahkemesince, İdari dava türleri arasında müstakil tesbit davası adı altında bir dava çeşidinin bulunmadığı belirtilerek inceleme olanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının koşulları gerçekleşmemiştir. Bu nedenle aynı Yasanın 1. ve 27. maddeleri uyarınca başvurunun reddi gerekmektedir.

    SONUÇ : Anlaşmazlığın, niteliğine göre 2247 sayılı Kanun`

    `un 14. maddesinde olumsuz görev uyuşmazlığın varlığı için öngörülen koşullar gerkçekleşmediğinden başvurunun aynı Kanun`

    `un 1. ve 27. maddeleri uyarınca reddine, 18.5.1992 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.