T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/491

KARAR NO  : 2021/457     

KARAR TR  : 20/09/2021

ÖZET: Davalı idarece yaptırılan yol çalışması sırasındaki eylemlerinden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacı    : S.D.

Vekili      : Av. S.K. Av. K.A.

Davalı     : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av. Y.G.

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

1. Davacı vekili, müvekkilinin mülkiyetinde bulunan ve Gümüşhane ili, Merkez Harmancık Köyünde bulunan 106 ada 10, 16, Yeniyol Köyünde bulunan 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazların yakınlarından yol geçirildiğini, yol çalışmaları sırasında müvekkilinin arazilerine giden su borularının kaldırıldığını, su kaynağı ile arasındaki bağlantının koparıldığını, müvekkilinin arazilerinde bulunan meyve fidanlarının kuruduğunu, yine yapılan yol çalışmalarında arazilerine bırakılan hafriyat ve iş makineleri ile zarar verildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000 TL maddi zararın ödenmesine karar verilmesi istemiyle davalı kurum aleyhine adli yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesinin, E.2018/336, K.2019/37 sayılı dosyasında 29/01/2019 tarihinde, istinaf başvurusunun reddedilmesiyle 08/10/2019 tarihinde kesinleşen "Yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine" dair verdiği kararın gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir:

  "Karayolları Genel Müdürlüğünün davaya neden olan, taşınmazda mahsullerde zarara sebep olduğu iddia edilen eylemi, yol çalışmasıdır. Açılan davada tazmini talep edilen zarar, yol çalışmasından kaynaklı arazideki mahsullerde oluşan zarardır. Karayolları Genel Müdürlüğü bir kamu kurumudur ve yol yapım çalışması idari bir eylemdir.

   2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. Maddesine göre idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılacak davalar tam yargı davalarıdır ve bu davalarda idari yargı yolu görevlidir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacı adına kayıtlı bulunan 106 ada 16 parsel, 106 ada 10 parsel, 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarının bir bölümünün davalı idare tarafından kamulaştırılmasına karar verilerek yol yapımı sırasında taşınmazlar üzerindeki ürünlerine zarar verildiğini ve zararın ödenmesi istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 2015/201 E. 2015/217 K. sayılı 06/04/2015 tarihli kararında;

"İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yollan, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu, idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men ’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

...dava konusu 116 ada, 3 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atılmadığı ancak, karavollarının yapım ve bakımıyla görevli, yetkili ve sorumlu olan Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yolun yapımı sırasında sulama kanallarına verilen zarar nedeniyle, evvelce bahçe niteliğini haiz taşınmazın bu vasfını kaybetmesi ve geçici olarak hafriyat toprağının dökülmesi ve sulama imkanının ortadan kalkması nedeniyle bir kısım ağaçların kuruması sonucu oluştuğu anlaşılan maddi zararın tazmini istemiyle davanın açıldığı sonucuna varılmaktadır." açıklamasıyla Van İdare Mahkemesini görevli bulmuştur.

Mahkememize açılan davada da Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay kararlarında olduğu gibi daimî bir el atma iddiası olmayıp, plan ve proje kapsamında yapılan kamulaştırma eylemi sonucu araziye su temin eden kanalın zarar görmesi neticesinde arazinin sulanamaması ve bunun sonucunda oluşan zarar dava edilmiştir. Bu konu tam yargı davasıyla incelenecek bir uyuşmazlıktır. Davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girmektedir."

3. Davacı vekili, aynı taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

4. Erzincan İdare Mahkemesi, 06/08/2021 tarihli ve E.2019/1197 sayılı kararı ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vererek, 13/08/2021 tarihli ve E.2019/1197 sayılı üst yazı ile Uyuşmazlık Mahkemesine müracaat etmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir;

"...Karayolu yapımı sırasında mülkiyeti davacıya ait taşınmazlara, davalı idare tarafından istinat duvarı yapılırken müdahale edilerek su borularının kaldırılması, su kaynağı ile borular arasındaki bağlantının koparılması ve geriye hafriyat bırakılması suretiyle taşınmazın yapısının bozulduğu iddiasıyla meydana gelen zararın tazmini söz konusu olduğundan, davanın haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılacağı kuşkusuzdur.

Belirtilen duruma ve davanın niteliğine göre, idarenin ayni bir hakka müdahalesinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi işin esasını teşkil etmekte olup, açılan dava ile bir idari tasarrufun iptalinin ya da böyle bir tasarruf nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenilmemiş bulunması karşısında, haksız fiilden doğan zararların tazmini davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır."

III. İLGİLİ HUKUK

5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

"1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları

c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

6. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 20/09/2021 tarihli toplantısında 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

7. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

         

8. Dava, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan yol projesi kapsamındaki çalışmalar sırasında, davacının arazilerine giden su borularının kaldırıldığı, su kaynağı ile arasındaki bağlantının koparıldığı, bu şekilde arazilerde bulunan meyve fidanlarının kuruduğu ayrıca bırakılan hafriyat ve iş makineleri ile arazilere zarar verildiğinden bahisle ve söz konusu zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

 

9. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

10. Bu sebeplerle açılan davanın, idarenin plan ve proje kapsamında yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak kurulmuş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eyleminden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1. maddesinde belirtilen dava türlerinden olması nedenleriyle uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

11. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Erzincan İdare Mahkemesinin 06/08/2021 tarihli ve E.2019/1197 sayılı gönderme kararına istinaden yaptığı başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Erzincan İdare Mahkemesinin 06/08/2021 tarihli ve E.2019/1197 sayılı gönderme kararına istinaden yaptığı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

20/09/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN