T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO   : 2014 / 336

          KARAR NO    : 2014 / 376

          KARAR TR    : 01.04.2014         

 

ÖZET : Emekli Sandığı (Devredilen) iştirakçisi olan davacının kızının,  serbest diş hekimine yaptırdığı diş tedavisine ait fatura bedelinin tarafına ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile fatura bedelinin ödenmesi istemiyle açtığı davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı           : A.U.

Davalı            : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili              : Av. İ.B.

 

                          

O L A Y          : Davacı dava dilekçesinde özetle; Halen Niksar Orman İşletme Müdürlüğünde döner sermaye saymanı olarak çalıştığını, kızının diş tedavisinin Niksar Devlet Hastanesi diş polikliniği tarafından yapılamaması nedeni ile kızının Niksar Devlet Hastanesi tarafından Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine 23.11.2009 tarihinde sevk edildiğini, bu hastanenin de 90 gün içinde tedavinin yapılamayacağını belirtmesi üzerine tedavinin Samsun da özel sağlık kuruluşunda yapıldığını ve bu tedavi nedeni ile 3.750,00 TL tedavi gideri ödediğini, ilgili tedavi giderine ilişkin faturayı Tokat SGK İl Müdürlüğüne ibraz ettiği halde ortodontik muayene ücretinin kurum tarafından karşılanmadığı gerekçesi ile tedavi giderinin kurum tarafından ödenmediğini ileri sürerek, 3.750,00 TL tedavi giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

TOKAT İDARE MAHKEMESİ : 20.4.2011 gün ve E: 2011/219, K: 2011/226 sayı ile,  davanın konusunun sağlık sigortası kapsamında diş tedavi ücretinin ödenmemesi işlemi olduğu, ödememeye ilişkin ret işleminin tesis edildiği 08.03.2011 tarihinde ise 5510 sayılı Kanun'un 63. ve 101. maddelerinin yürürlükte bulunduğu, anılan Kanun'un 101. maddesi hükmü uyarınca aksine bir hüküm bulunmayan durumlarda bu Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği görülmekte olup, bakılan davada iş mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından davanın görev yönünden reddi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı aynı istemle bu kez adli yargı yerinde dava açmıştır.

Niksar Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla):  30.3.2013 gün ve E:2011/181, K:2012/179 sayı ile, davanın kısmen kabulü ile 3.695,9 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi :  9.11.2012 gün ve E: 2012/14323, K: 2012/21064 sayı ile, davacının, tedavi başlangıcını da kapsar şekilde halen memur olarak çalıştığı, davaya konu tedavinin ise Niksar Devlet Hastanesinin 23.11.2009 tarihli sevkiyle başlayıp, sonrasında da devam ettiği gözetilerek; uyuşmazlığın çözümünün, tedavinin başladığı tarihte çalışılan kamu kuruluşuna yöneltilecek husumet ile idari yargının görev alanına girdiği nedeniyle davanın, yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile hükmü bozmuş, davacı tarafından kararın düzeltilmesi isteminde bulunulmuş, bu istem de aynı Dairenin 12.4.2013 gün ve E:2013/7187, K: 2013/7710 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

 NİKSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ MAHKEMESİ SIFATIYLA):  10.7.2013 gün ve E:2013/165, K:2013/202 sayı ile, bozma kararına uyarak, tazminat davasının idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle davanın reddine karar vermiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi :  13.12.2013 gün ve E: 2013/21737, K: 2013/24266 sayı ile, temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı idari ve adli yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri Baydar, Ali Çolak, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT‘un katılımlarıyla yapılan 01.04.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece idari yargı dosyası da temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Niksar Orman İşletme Müdürlüğünde döner sermaye saymanı olarak görev yapan davacı tarafından, kızı Ezgi US’a özel diş tabibince yapılan diş tedavisi için ödediği 3.750,00 TL’nin tarafına ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin 8.3.2011 tarihli ve 18.696.712 sayılı işlemin iptali ile diş tedavisi için harcanan 3.750.00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının Niksar Orman İşletme Müdürlüğünde döner sermaye saymanı olarak görev yaptığı, davacının bakmakla yükümlü olduğu kızı Ezgi US'un rahatsızlığı nedeniyle Niksar Devlet Hastanesi Diş Polikliniğine başvurduğu ve Samsun Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi'ne sevk edildiği, tedavisinin yapılamaması üzerine Niksar Devlet Hastanesi tarafından Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ne sevk edildiği, anılan fakültede 90 gün içinde tedavisinin tamamlanamayacağının belirtilmesi üzerine tedavisini özel diş hekiminde devam ettirdiği ve yapılan ortodontik tedavi sonucunda davacının 3.750,00-TL tedavi ücreti ödediği, ödemiş olduğu diş tedavi ücreti olan 3.750,00-TL'nin ödenmesi istemiyle davalı idareye başvurduğu, bu başvurusunun 08.03.2011 tarihli ve 18.696.712 sayılı işlemle reddedilmesi üzerine, anılan işlemin iptali ile diş tedavisi için harcanan 3.750,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.  

31.5.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar kapsamındaki hizmet akdine göre ücretle çalışanlar (Sosyal Sigortalılar), kendi hesabına çalışanlar (Bağ-Kur’lular), tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar (Tarım Bağ-Kur’luları), tarım işlerinde ücretle çalışanlar, (Tarım sigortalıları), devlet memurları ve diğer kamu görevlilerini (Emekli Sandığı İştirakçileri), geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme tabi tutmuş, beş farklı emeklilik rejimini aktüeryal olarak hak ve hükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplamıştır. 5510 sayılı Kanunun iptali amacıyla açılan davada Anayasa Mahkemesi, 15.12.2006 tarih ve E: 2006/111, K: 2006/112 sayılı kararıyla, anılan Kanunun birçok maddesi ile birlikte, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlilerini diğer sigortalılarla aynı sisteme tabi kılan (başta 4/c maddesi) hükümlerin iptaline karar vermiş; bu karardan sonra kabul edilen 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunda düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanuna eklenen Geçici 1 nci ve Geçici 4 ncü maddelerle, 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlar (memurlar ile diğer kamu görevlileri) ile bunların dul ve yetimleri hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır. 5754 sayılı Kanunun kimi hükümlerinin iptali istemiyle açılan dava Anayasa Mahkemesi’nin 30.3.2011 tarih ve              E: 2008/56, K:2011/58 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, 22.12.2011 tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla (RG. 25.1.2012, Sayı: 28184) davayı redle sonuçlandırmakla birlikte; söz konusu kararın Mahkememiz önündeki uyuşmazlığa ışık tutacak şekilde şu gerekçeye dayandırmıştır: “…5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir. Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…”

Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; ancak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

 Kaldı ki; T.C. Anayasası’nın 158.maddesindeki “…diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır ” hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesi kararının bu uyuşmazlığın çözümünde esas alınacağı tartışmasızdır.

Bu durumda, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, 5754 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce emekli sandığı iştirakçisi olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Tokat İdare Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın görüm ve çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Tokat İdare Mahkemesinin 20.4.2011 gün ve E: 2011/219, K: 2011/226 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 01.04.2014  gününde  OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

            Serdar           

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT