T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2019/819

            KARAR NO : 2019/838

            KARAR TR: 23.12.2019

ÖZET : İstanbul Ticaret Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Dış Ticaret Programında yardımcı doçent unvanı ile çalışmakta iken, iş akdinin feshedilmesine yönelik işlemin geçersizliği ve işe iade talebiyle açılan davada verilen kararın gereğinin yerine getirilmediğinden bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ihbar tazminatı ve bakiye boşta geçen süre ücreti olan tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARAR  

                     

              

               

Davacı     : M.K.S.

Vekili     : Av. O.Ş.

Davalı    :  İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili     : Av. R.A.

                     

O L A Y : Davacıvekilidavadilekçesindeözetle; müvekkilinin davalıüniversite bünyesinde 20.04.2013- 31.08.2015 tarihleri arasında Meslek Yüksekokulu Dış Ticaret Programında yardımcı doçent unvanı ile çalıştığı, davacının iş akdinin feshi üzerine İstanbul 14. İş Mahkemesi’ne açılan işe iade davasında feshin geçersizliği ve işe iade kararının verildiği, söz konusu kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 03.07.2017 tarih 2016/16534 E. Ve 2017/1383 K. sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, kararın kesinleşmesi üzerine 27.07.2017 tarihinde tebliğ edilen Beyoğlu 37. Noterliği’nin 26.07.2017 tarih ve 15615 yevmiye nolu ihtarnamesi ile işe iade ve mali sonuçların ifa edilmesi talebinde bulunulduğu, 21.08.2017 tarihinde davalı üniversite tarafından boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı ve bakiye kıdem tazminatı açıklaması ile ödeme yapılarak eylemli olarak davacının işe başlatılmayacağının bildirildiği, davalı üniversite tarafından 32.904,35-TL işe başlatmama tazminatı, 22.511,21-TL boşta geçen süre ücreti ödemesi yapıldığı, yapılan ödemelerin davalı üniversite tarafından gerekli artışlar yapılarak ödenmesi gerekirken, sunulu bordrolarda gözüken brüt ücretlerin çok altında ücret tespiti ile yapılan ödemelerin hatalı ve eksik olduğu, 4 aylık işe başlatmama tazminatının fesih tarihi olan 21.08.2017 tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerektiği, boşta geçen süre ücreti işe iade başvurusunun işverene ulaştığı anda muaccel olacağı ve temerrüt tarihinin işe iade ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 27.07.2017 tarihi olduğu, davacıya davalı üniversite tarafından 31.08.2015 tarihinde baskı ile ibraname ve feragatname başlıklı belge imzalatıldığı, sonrasında kıdem tazminatı ile son aya ilişkin ücreti ödenmişse de ihbar tazminatın ödenmediği ve son yıla ilişkin yıllık ücretli izin alacağının da ödenmediği iddia edilerek; boşta geçen süre ücreti için 27.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ve işe başlatmama tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı için feshi tarihi olan 21.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İstanbul 17. İş Mahkemesi: 11.12.2018 gün ve E:2017/857, K:2018/1096 sayı ile, toplanan ve değerlendirilen delil durumuna göre, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen gerekçeli ve hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporundaki hesaplama ve miktarlar çerçevesinde davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine karar vermiş, bu karara karşı taraf vekilleri istinaf isteminde bulunmuştur.

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ : 11.4.2019 gün ve E:2019/685, K:2019/1282 sayı ile, somut olayda davacının bir vakıf üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalıştığı ve iş akdinin sona ermesi nedeniyle işçilik alacaklarını talep ettiği;Yargıtay İlamında belirtildiği gibi davacının Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi idari bir sözleşme ile çalıştığının kabulü gerektiği ve uyuşmazlığın çözüm yerinin bu nedenle idari yargı olduğu; davanın bu nedenle usulden reddi gerekirken esastan karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, HMK’nın 353/1-b-2 maddesine göre mahkeme kararının ortadan kaldırılması ile yeniden karar verilerek, HMK’nın 114. Ve 115. maddelerine göre yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili boşta geçen süre ücreti ve ihbar tazminatının faiziyle birlikte ödenmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 8. İDARE MAHKEMESİ: 11.11.2019 gün ve E:2019/1636 sayı ile,2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan23.12.2019 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığındangörev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının İstanbul Ticaret Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Dış Ticaret Programında 20/04/2013-31/08/2015 tarihleri arasında yardımcı doçent unvanı ile çalışmakta iken, iş akdinin feshedilmesine yönelik işlemin geçersizliği ve işe iade talebiyle açılan davada verilen kararın gereğinin yerine getirilmediğinden bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ihbar tazminatı ve bakiye boşta geçen süre ücreti olan tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Anayasanın “Yükseköğretim Kurumları” başlıklı 130. maddesinin birinci fıkrasında, “Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.”; ikinci fıkrasında, “Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir.”; onuncu fıkrasında “Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir.” hükmüne yer verilmiş;

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na 5772 sayılı Kanun ile eklenen ve vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları ile ilgili düzenlemeler getiren Ek Madde 2'de, “Vakıflar; kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında, akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla, Yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını ya da bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın, ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda yüksek nitelikli işgücü yetiştirmek amacıyla, bu Kanun hükümleri çerçevesinde kalmak şartıyla meslek yüksekokulu kurabilir. Bu meslek yüksekokulu, kamu tüzel kişiliğini haiz olup, Cumhurbaşkanı kararı ile kurulur. Kurulacak meslek yüksekokullarına, meslek ve teknik eğitim bölgesinde gereksinim duyulması esastır.(1)((1) 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı KHK’nin 135 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.)” denilmiş; Ek Madde 5'de, “(Ek madde: 17/08/1983 - 2880/32 md.) (Değişik fıkra:28/12/1999-4498/1 md.) Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçilir, süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Mütevelli heyet üyeleri kendi aralarından bir başkan seçer.

Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir. Yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylar ve uygulamaları izler, ayrıca vakıfça hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür.

Mütevelli heyetin toplantı nisabı ve karar alınması ile ilgili hususlarda bu Kanunun 61 inci maddesi hükmü uygulanır.” kuralına; aynı Yasadaki Ek Madde 8'de ise, “(Ek madde: 17/08/1983-2880/32 md.) Vakıfça kurulacak yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar, Devlet yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenlenir ve onların görevlerini yerine getirir. Öğretim elemanlarının nitelikleri Devlet yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının niteliklerinin aynıdır. Devlet Yükseköğretim kurumlarında çalışmaları yasaklanmış veya disiplin yoluyla bu kurumlardan çıkarılmış kişiler, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alamazlar.” kuralına yer verilmiştir.

Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Öğretim elemanları” başlıklı 23. maddesinde ise, “Öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, seçilenlerin uygun görülen akademik unvanlarla görevlendirilmeleri ve yükseltilmeleri yürürlükteki kanun ve yönetmelik hükümlerine uyularak vakıf yükseköğretim kurumunun yetkili akademik organlarınca yapılır. Öğretim elemanlarının atamalarında, devlet yükseköğretim kurumlarındaki atamalarda aranan şartlara ilaveten vakıf yükseköğretim kurumunun akademik yönden gerekli gördüğü şartlar da aranabilir. Vakıf meslek yüksekokullarında özellikle uygulamalı derslerde görevlendirilecek öğretim elemanlarının atanmasında çalışma deneyimine sahip olması gözetilir.

Vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esasları 2547 sayılı Kanunda devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabidir. Bu personelin aylık ve diğer özlük hakları bakımından ise 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanır.” kuralı yer almıştır.

Davalı Üniversitesite de anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde 2809 sayılı“Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu”nun Ek 53. maddesi ile vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlere tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip olarak kurulmuştur.

İdari rejime dayalı olarak düzenlenmiş bulunan Türkiye'nin idari yapısında, kamu tüzel kişiliği idari yargının görev alanının belirlenmesinde kullanılan ölçütlerden birisidir. Kamu tüzel kişilerinin kuruluş amacı kamu yararı, faaliyet konuları ise kamu hizmetidir. Bu bağlamda, Kamu Tüzel Kişileri, özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahiptirler ve tek taraflı işlemlerle yeni hukuki durum yaratabilirler. Bu nedenle de personeli kamu hukukuna tabidir.

Kanunla kurulma ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmanın yanı sıra, Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi Vakıf Üniversitelerinin de Anayasal güvence altına alınmış olan "Bilimsel Özerkliğe sahip olmaları” bir diğer ayrıcalığıdır. Üniversitelerde bilimsel özerklik ilkesi benimsenirken güdülen amaç, yükseköğretimin çeşitli siyasal çevre ve baskı grupları ile düşünce kümelerinin etkisinin dışında tutarak, bilimsel amaç, hedefler ve gereksinimlerine bağlı olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle de, bilimsel faaliyetin asli unsurları olan yükseköğretim elemanlarının, görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri gibi özlük haklarının kanunla düzenleneceği konusu, anayasal teminat altına alınmıştır.

Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde; davalı Üniversitenin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı davacının; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu açıktır.

Bununla birlikte, davacının sözleşmesinin feshine ilişkin davalı işleminin idare hukuku anlamında bir idari işlem olduğunda kuşku bulunmamakla birlikte;davacının sözleşmesinin feshedilmesi üzerine açtığıişe iade davasında,İstanbul 14. İş Mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek davacı lehine karar verildiği ve bu kararın temyiz incelemesinden de geçerek kesinleştiği; görev uyuşmazlığına konu edilen davanın ise; Mahkeme kararının yerine getirilmediğinden bahisle;davacınınboşta geçen süre ücreti veişe başlatmama tazminatının tahsili istemiyle açıldığı görülmüştür.

Bu bağlamda, esasen; davacının sözleşmesinin feshine ilişkin idari işlemden kaynaklanan tazmin isteminin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. Maddesinin b fıkrasında belirtilen; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan; İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 11.11.2019 gün ve E:2019/1636 sayılı başvurusunun reddinin gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle   İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 11.11.2019 gün ve E:2019/1636 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 23.12.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                          Ahmet

                                                TUNÇ                          TOPUZ                        ARSLAN